iltasyazilim
FD Üye
Abdullah bin Cahş radıyALLAHü anh, ilk îman edenlerdendir Müşriklerden çok eziyet gördü
İşkenceye uğradı
Ama hep sabretti
Gönlünde tek şey vardı bu sahâbînin:
Şehîd olmak
Bu sebeple en önde çarpışırdı cenklerde
Uhud’da da en öndeydi
Harp yeni başlamıştı ki, Sa’d bin Ebî Vakkas’ı görüp çekti kenara:
Yâ Sa’d! Sana bir şey diyeceğim
Söyle yâ Abdullah
Sen duâ et, ben “Âmin diyeyim Sonra ben duâ edeyim, sen “Âmin de!
Olur, hayhay
Önce hazreti Sa’d duâ etti:
Yâ ilâhî! Bileğime kuvvet ver bugün En zorlu kâfirleri çıkar karşıma Hepsini öldüreyim Sonra gâzi olarak geri döneyim
Abdullah kendine düşeni yaptı:
Âmiiin!
Sonra kendisi el kaldırdı:
Yâ ilâhî! Koluma kuvvet ver bugün En zorlu kâfirlerle dövüşüp hepsini öldüreyim Sonra şehit olayım Kâfirler burnumu, kulağımı ve dudaklarımı kessinler Huzuruna bu halde varayım Sen bana; “Yâ Abdullah, burnunu, kulağını ne yaptın? diye sorduğunda, “Yâ Rabbî, onlarla çok günah işlediğim için huzuruna getirmeye utandım diyeyim
Bu duâya “Âmin demeye dili varmadı hazreti Sa’dın
Ama söz vermişti İstemeyerek;
Âmin! dedi
Ve kılıçları çekip, daldılar düşman içine
Abdullah bin Cahş, son derece çevik savaşıyor, küffârı ekin gibi biçiyordu Kılıcı kırılınca koştu Resûlullaha:
Kılıcım kırıldı yâ ResûlALLAH!
Efendimiz ona bir “hurma dalı uzattılar:
Al, bununla savaş!
O dal, “kılıç oldu ânında
Uzun, kalın ve keskin
Çok geçmeden yaralandı
Vücuduna yüzlerce kılıç inip kalktı ve kanlar içinde yere yıkıldı
Kâfirler koşup, burnunu, kulağını ve dudaklarını kestiler
Duâsı kabul olmuştu
Hazreti Hamza ile aynı kabre defnedildi
İşkenceye uğradı
Ama hep sabretti
Gönlünde tek şey vardı bu sahâbînin:
Şehîd olmak
Bu sebeple en önde çarpışırdı cenklerde
Uhud’da da en öndeydi
Harp yeni başlamıştı ki, Sa’d bin Ebî Vakkas’ı görüp çekti kenara:
Yâ Sa’d! Sana bir şey diyeceğim
Söyle yâ Abdullah
Sen duâ et, ben “Âmin diyeyim Sonra ben duâ edeyim, sen “Âmin de!
Olur, hayhay
Önce hazreti Sa’d duâ etti:
Yâ ilâhî! Bileğime kuvvet ver bugün En zorlu kâfirleri çıkar karşıma Hepsini öldüreyim Sonra gâzi olarak geri döneyim
Abdullah kendine düşeni yaptı:
Âmiiin!
Sonra kendisi el kaldırdı:
Yâ ilâhî! Koluma kuvvet ver bugün En zorlu kâfirlerle dövüşüp hepsini öldüreyim Sonra şehit olayım Kâfirler burnumu, kulağımı ve dudaklarımı kessinler Huzuruna bu halde varayım Sen bana; “Yâ Abdullah, burnunu, kulağını ne yaptın? diye sorduğunda, “Yâ Rabbî, onlarla çok günah işlediğim için huzuruna getirmeye utandım diyeyim
Bu duâya “Âmin demeye dili varmadı hazreti Sa’dın
Ama söz vermişti İstemeyerek;
Âmin! dedi
Ve kılıçları çekip, daldılar düşman içine
Abdullah bin Cahş, son derece çevik savaşıyor, küffârı ekin gibi biçiyordu Kılıcı kırılınca koştu Resûlullaha:
Kılıcım kırıldı yâ ResûlALLAH!
Efendimiz ona bir “hurma dalı uzattılar:
Al, bununla savaş!
O dal, “kılıç oldu ânında
Uzun, kalın ve keskin
Çok geçmeden yaralandı
Vücuduna yüzlerce kılıç inip kalktı ve kanlar içinde yere yıkıldı
Kâfirler koşup, burnunu, kulağını ve dudaklarını kestiler
Duâsı kabul olmuştu
Hazreti Hamza ile aynı kabre defnedildi