iltasyazilim
FD Üye
Duygu, düşünce, akıl, hayal gibi nimetlerle donatılmışız
Yaratıcımız, bizi diğer canlı varlıklardan üstün kılmış İnsan olmanın görev ve sorumluluğuyla düşünüyor, hissediyor, hayal ediyor, başarı ve mutluluk yolunda yürümeye devam ediyoruz
Hayat, bu nimetlerle önem kazanıyor Dünya; düşünen, duyan, üreten, duygu ve düşüncelerini diğer insanlara ulaştıran insanlara muhtaç Kurulan medeniyetler, böylesi insanların çabalarıyla yükselmiş Dünya; adaletli, erdemli, merhametli, çalışkan, ilim ve irfan sahibi insanlarla huzuru ve mutluluğu tatmış
Maddi ve manevi değerlerle birlikte yaratılan insan, aklıyla düşünür, yüreğiyle, kalbiyle, gönlüyle duyar, hisseder
Duygularımızın, sevgilerimizin kaynağı gönlümüzdür
İnsani duygularla dolu, maddi değerlere çok önem vermeyen, yüreği sevgi ve iyilik dolu yardımsever insanları “gönül adamı olarak niteleriz
Gönül, kalp, yürek kelimeleri her zaman insani yönümüzü hatırlatır bizlere
Edebiyatımızda yüzlerce şiire konu olmuş “gönül, atalarımızın söz ve deyimleriyle de derin ve yeni anlamlar kazanmıştır
Gönlü zengin bir milletiz Gönüllerimiz sevgiyle dolu Sevgiyi hayatın can damarı saymışız Gönlü her zaman, adaletten, haktan, iyilik, doğruluk ve güzellikten yana olmuş bir milletin çocuklarıyız Gönlümüz, dilimize de yansımış Dilimizde kullandığımız gönül kelimesiyle ilgili o kadar çok atasözü ve deyim var ki Bunlardan birkaçını buraya almak istiyorum: Gönlü akmak: sevmek Gönlü bol: Cömert Gönlü çekmek: Arzu etmekGönlü kalmak: Gücenmek Gönlü kara: Başkalarının kötülüğünü isteyen Gönlü tok: Manevi açıdan doyum hâlinde Gönlünden kopmak: İyi duygularla, art niyet olmadan bir şey vermeye karar vermek Gönlünü etmek: İkna etmek Gönlüne göre: İstediği, arzu ettiği gibi Gönlü olmak: Razı olmak Gönül almak: Hatırını sorup sevindirmek Gönül bağlamak: Sevmek Gönül birliği: Ortak arzu, istek Gönül bulandırmak: Şüpheye düşürmek Gönül darlığı: İç sıkıntısı Gönül evi: Kalp Gönül koymak: Gücenmek Gönül pası: Üzüntü, keder Gönül yıkmak: Gönül kırmak Gönülden çıkarmak: Unutmak
Atalarımızın diliyle, “Gönül bir hümadır (kuş), istediği yere konar, “Gönül kimi severse güzel odur, “Gönlün yazı, kışı vardır
Her insan birbirinden farklı duygularla donatılmıştır Duygularını sevgiye yoğuranlar kadar, onu taşlaştıranlar, yozlaştıranlar da var Bu nedenle her gönül birbirinin aynı olmaz Atalarımız; “Gönül var otlağa, gönül var çöplüğe konar der İradesiyle seçimini kendi yapar insanoğlu, güle de meyleder, dikene de Hayrı da kucaklar, şerle birlikte yoğrulur da
Gönül bu ya, onun ne zaman, nerede, neler yapacağı belli olmaz Çünkü “Gönül ferman dinlemez Ona aklımızla yön vermek de çok zordur, çünkü: “Gönül hüküm altına girmez
Karacoğlan, “Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye diye istikrarsız gönlüne: “Ben senin derdini çekemem gönül diye seslenir
Bir konuda yapmamız gereken işte en önce gönül devreye girer Gönlümüze danışırız O, bu işi istiyorsa, güzel ve hoş Bu durumda yaptığımız iş, bize tat ve mutluluk verir Ya gönül bu işe hayır diyorsa, o zaman işimiz zor
İstemeden bir işi sağlıklı bir biçimde yapmak mümkün mü? Gönülsüzce bir yemeği yemek zorunda kaldığımızda biliyoruz ki: “Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş
Bir işi, bir başkasına zorla yaptırabilir miyiz? Hadi, zorla yaptırdık diyelim, bu işten ne derece hayır gelir? Sevgisiz yapılan ibadetten manevi haz duyulmaz Çünkü “Gönülsüz namaz, göklere ağmaz
Bizi Yaratan, gönlümüzü sonsuz bir saray hâlinde yaratmıştır Gönlümüz, başta sevgilerin en yücesi olan Allah sevgisiyle doludur O’nun Resulü, sevdikleri, sevmemiz gereken bütün varlıklar gönül sarayımızın misafirleridir
Gönül bir sevgi bahçesi, bir gülistandır Gül Peygamberimizin sevgisiyle yoğrulan gönlümüz, hiç kimseye “gönül koymadan; “gönül almak, “gönül kazanmak, “gönüller yapmakla görevlidir Gönül yapma, gönül kazanma da yine bir gönül işi Çünkü, “Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz
Gönül kırmak, gönül sarayını yıkmak, Allah sevgisiyle aydınlanan gönül sarayımızın kararmasına neden olur
Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi olduğunu belirtir inancımız Bir insanın gönlünü kırmak, bütün insanlığın gönlünü kırmak anlamına gelmez mi?
Yunus Emre, “Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil “Ben gelmedim da’vi (düşmanlık) için, benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim, “Yunus Emre der hoca Gerekse var bin Hacca Hepisinden iyice Bir gönüle girmektir mısralarıyla gönül ışıklarımızı yakar, gönüller yapmanın önemini vurgular
Gönüller yapmak, gönüller kazanmak
Biliyoruz ki: “Gönülden gönüle bir yol vardır Ecdadımız yalnızca ülkeleri, toprakları değil, gönülleri de fethettiler
Onların torunları, çocukları olarak, umutların kararmaya yüz tuttuğu, sevgi ve hoşgörüye muhtaç dünyamızı gönül seferberliği ile gönüller yapmaya, gönüller onarmaya, gönülleri aydınlatmaya, gönüllere huzur ve mutluluk taşımaya var mıyız?
ALINTIDIR
Yaratıcımız, bizi diğer canlı varlıklardan üstün kılmış İnsan olmanın görev ve sorumluluğuyla düşünüyor, hissediyor, hayal ediyor, başarı ve mutluluk yolunda yürümeye devam ediyoruz
Hayat, bu nimetlerle önem kazanıyor Dünya; düşünen, duyan, üreten, duygu ve düşüncelerini diğer insanlara ulaştıran insanlara muhtaç Kurulan medeniyetler, böylesi insanların çabalarıyla yükselmiş Dünya; adaletli, erdemli, merhametli, çalışkan, ilim ve irfan sahibi insanlarla huzuru ve mutluluğu tatmış
Maddi ve manevi değerlerle birlikte yaratılan insan, aklıyla düşünür, yüreğiyle, kalbiyle, gönlüyle duyar, hisseder
Duygularımızın, sevgilerimizin kaynağı gönlümüzdür
İnsani duygularla dolu, maddi değerlere çok önem vermeyen, yüreği sevgi ve iyilik dolu yardımsever insanları “gönül adamı olarak niteleriz
Gönül, kalp, yürek kelimeleri her zaman insani yönümüzü hatırlatır bizlere
Edebiyatımızda yüzlerce şiire konu olmuş “gönül, atalarımızın söz ve deyimleriyle de derin ve yeni anlamlar kazanmıştır
Gönlü zengin bir milletiz Gönüllerimiz sevgiyle dolu Sevgiyi hayatın can damarı saymışız Gönlü her zaman, adaletten, haktan, iyilik, doğruluk ve güzellikten yana olmuş bir milletin çocuklarıyız Gönlümüz, dilimize de yansımış Dilimizde kullandığımız gönül kelimesiyle ilgili o kadar çok atasözü ve deyim var ki Bunlardan birkaçını buraya almak istiyorum: Gönlü akmak: sevmek Gönlü bol: Cömert Gönlü çekmek: Arzu etmekGönlü kalmak: Gücenmek Gönlü kara: Başkalarının kötülüğünü isteyen Gönlü tok: Manevi açıdan doyum hâlinde Gönlünden kopmak: İyi duygularla, art niyet olmadan bir şey vermeye karar vermek Gönlünü etmek: İkna etmek Gönlüne göre: İstediği, arzu ettiği gibi Gönlü olmak: Razı olmak Gönül almak: Hatırını sorup sevindirmek Gönül bağlamak: Sevmek Gönül birliği: Ortak arzu, istek Gönül bulandırmak: Şüpheye düşürmek Gönül darlığı: İç sıkıntısı Gönül evi: Kalp Gönül koymak: Gücenmek Gönül pası: Üzüntü, keder Gönül yıkmak: Gönül kırmak Gönülden çıkarmak: Unutmak
Atalarımızın diliyle, “Gönül bir hümadır (kuş), istediği yere konar, “Gönül kimi severse güzel odur, “Gönlün yazı, kışı vardır
Her insan birbirinden farklı duygularla donatılmıştır Duygularını sevgiye yoğuranlar kadar, onu taşlaştıranlar, yozlaştıranlar da var Bu nedenle her gönül birbirinin aynı olmaz Atalarımız; “Gönül var otlağa, gönül var çöplüğe konar der İradesiyle seçimini kendi yapar insanoğlu, güle de meyleder, dikene de Hayrı da kucaklar, şerle birlikte yoğrulur da
Gönül bu ya, onun ne zaman, nerede, neler yapacağı belli olmaz Çünkü “Gönül ferman dinlemez Ona aklımızla yön vermek de çok zordur, çünkü: “Gönül hüküm altına girmez
Karacoğlan, “Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye diye istikrarsız gönlüne: “Ben senin derdini çekemem gönül diye seslenir
Bir konuda yapmamız gereken işte en önce gönül devreye girer Gönlümüze danışırız O, bu işi istiyorsa, güzel ve hoş Bu durumda yaptığımız iş, bize tat ve mutluluk verir Ya gönül bu işe hayır diyorsa, o zaman işimiz zor
İstemeden bir işi sağlıklı bir biçimde yapmak mümkün mü? Gönülsüzce bir yemeği yemek zorunda kaldığımızda biliyoruz ki: “Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş
Bir işi, bir başkasına zorla yaptırabilir miyiz? Hadi, zorla yaptırdık diyelim, bu işten ne derece hayır gelir? Sevgisiz yapılan ibadetten manevi haz duyulmaz Çünkü “Gönülsüz namaz, göklere ağmaz
Bizi Yaratan, gönlümüzü sonsuz bir saray hâlinde yaratmıştır Gönlümüz, başta sevgilerin en yücesi olan Allah sevgisiyle doludur O’nun Resulü, sevdikleri, sevmemiz gereken bütün varlıklar gönül sarayımızın misafirleridir
Gönül bir sevgi bahçesi, bir gülistandır Gül Peygamberimizin sevgisiyle yoğrulan gönlümüz, hiç kimseye “gönül koymadan; “gönül almak, “gönül kazanmak, “gönüller yapmakla görevlidir Gönül yapma, gönül kazanma da yine bir gönül işi Çünkü, “Gönül bir sırça saraydır, kırılırsa yapılmaz
Gönül kırmak, gönül sarayını yıkmak, Allah sevgisiyle aydınlanan gönül sarayımızın kararmasına neden olur
Bir insanı öldürmenin bütün insanlığı öldürmek gibi olduğunu belirtir inancımız Bir insanın gönlünü kırmak, bütün insanlığın gönlünü kırmak anlamına gelmez mi?
Yunus Emre, “Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil “Ben gelmedim da’vi (düşmanlık) için, benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim, “Yunus Emre der hoca Gerekse var bin Hacca Hepisinden iyice Bir gönüle girmektir mısralarıyla gönül ışıklarımızı yakar, gönüller yapmanın önemini vurgular
Gönüller yapmak, gönüller kazanmak
Biliyoruz ki: “Gönülden gönüle bir yol vardır Ecdadımız yalnızca ülkeleri, toprakları değil, gönülleri de fethettiler
Onların torunları, çocukları olarak, umutların kararmaya yüz tuttuğu, sevgi ve hoşgörüye muhtaç dünyamızı gönül seferberliği ile gönüller yapmaya, gönüller onarmaya, gönülleri aydınlatmaya, gönüllere huzur ve mutluluk taşımaya var mıyız?
ALINTIDIR
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.