Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Gönül İkliminden İnciler 10

Gönül İkliminden İnciler 10
0
138

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
Geleceğin fazîlet toplumunu inşâ etmek istiyorsak, bugünden evlâtlarımızın, bilhassa da kız yavrularımızın mânevî bir terbiye ile yetiştirilmesine ehemmiyet vermemiz gerekmektedir Zira denilmiştir ki;

“Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; ama yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir

İnsan da, “Ağaç yaşken eğilir hakikati gereği, küçük yaşlarda aldığı terbiye ile yetişir Çünkü bu yaşlarda alınan terbiye, âdeta taşa yazılan yazı gibi kalıcı ve ömürlük olur Bu hususta gösterilecek en küçük ihmallerin dahî, ileride büyük pişmanlıklara dönüşebileceği, aslâ unutulmamalıdır

***
Çocuklara ve gençlere gösterilecek şefkat ve merhamet, hayatı sadece bu dünyadan ibaretmiş gibi görerek onların karınlarını doyurup güzel elbiseler giydirmek, nefislerini eğlendirmek, ten rahatlarını temin etmek değildir Bilâkis asıl şefkat ve merhamet, onların ebedî istikbâllerini bir azap faslı olmaktan kurtarıp sonsuz bir saâdet baharı kılacak mânevî değerleri, geç kalmadan şahsiyetlerine kazandırmak ve öncelikle onların ruhlarını doyurmaktır Bunun için ciddiyetle emek sarf etmek ve fedakârlık göstermektir

Lokman aleyhisselâm buyurur:

“Ey oğlum! Küçükken edepli olursan, büyüdüğünde faydasını görürsün!

“Küçük işleri umursamazlık etme! Çünkü küçük, yarın büyüğe dönüşür

Hâssaten kız çocuklarımızı çok edepli yetiştirmemiz lâzımdır Lâkin günümüzde görüyoruz ki birçok anne, “Kızım daha çok küçük, hele bir hevesini alsın, sonra bırakır! demek sûretiyle vücut hatlarını belli eden “taytlar giydirerek onları büyütüyorlar

Fakat küçükken alışkanlık hâline getirilen şeyler tiryakilik noktasına geldikten sonra kolay kolay bırakılamıyor Bu küçük kızlar büyüdüklerinde kendilerine verilen telkinlere de kulak asmıyorlar Böylece gönüllerinde tesettür hassâsiyeti kayboluyor Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz’in beyanıyla “giyinik çıplaklar hâline geliyorlar (Bkz Müslim, Cennet, 52)

Dolayısıyla bize İslâm fıtratı üzere teslim edilen yavrularımızı küçük yaşlardan itibaren tesettür terbiyesiyle büyütmemiz zaruridir

***
Bir anne yüreği ve kucağı, çocuk terbiyesinin yapıldığı muhteşem bir dershanedir Zira küçük yaştaki çocuğa söylenen her kelime, onun şahsiyet binasına konulan bir tuğla mesâbesindedir Şefkatin menbaı olan annelerden güzel bir terbiye alan yavrular, hayatları boyunca daha az hata yaparlar Başarısızlık ve felâketlere rağmen, sabır, metânet ve mukâvemetlerini sonuna kadar muhafaza edebilen kimseler de daha çok sâliha bir anne tarafından yetiştirilen kimselerdir

Nitekim tarihe baktığımız zaman bütün evliyâullah ve Fâtihlerin, kitlelere ve cihâna yön veren başarılı idârecilerin arkasında sâliha bir annenin bulunduğunu görmekteyiz Bu sebeple firâset sahibi sâliha anneler var oldukça, dünya daha huzurlu ve daha mes’ud hâle gelir

***
İsveç’in İstanbul sefirliğini yapan ve bu esnâdaki tedkikleri ile Osmanlı müesseseleri hakkında yedi ciltlik bir eser yazan Mouradgea d’Ohsson’un İslâm toplumu hakkındaki şu tespitleri ne kadar dikkat çekicidir:

“Milletin her tabakasında anababa ve akrabâlar, çocuklarına örnek olup küçük yaşlarından itibâren onları hayır işlerine alıştırırlar Hayır ve hasenât denilen ve insanın şahsiyetini yücelten bu fazîletler sâyesinde, kişide bencillik, cimrilik ve tamahkârlık gibi menfî duygular körelir Buna karşılık insanlara yardım hissi onların gönüllerinde yerleşir Bu sâyede artık bu nevî hayır işleri müslümanlara hiç ağır gelmemekte ve onları bu sahada diğer milletlerden çok üstün bir seviyeye yükseltmektedir

***
Hâllerde sirâyet özelliği vardır Üstelik hâllerdeki sirâyet, sirâyet eden hâlin “müsbet veya “menfî olmasına da bağlı değildir Her hâlükârda intikal gerçekleşir Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, bir hadîsi şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli; misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir Misk sahibi ya sana kokusundan ikram eder veya sen ondan satın alırsın

Körük çekene gelince; o, ya senin elbiseni yakar, yahut da onun pis kokusu sana sirâyet eder (Buhârî, Buyû, 38)

Halk ağzında darbı mesel hâline gelen “Kör ile yatan şaşı kalkar ifâdesi de, bu hakîkati beyan etmektedir

***
Cenâbı Hak kadına ayrı, erkeğe ayrı husûsiyetler lûtfetmiştir Bu vasıflar, her ikisinin de toplum içindeki vazifelerini lâyıkıyla yapmalarına göre şekillenmiştir Lâkin günümüzde “kadının erkekleşmesi, erkeğin de kadınlaşması toplumun çekirdeği mevkiinde olan âilenin âdeta erozyona uğramasının en mühim sebeplerinin başında gelmektedir

Hâlbuki Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz, kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara,1 yine kadın gibi giyinen erkeğe ve erkek gibi giyinen kadına lânet etmiştir (Bkz Ebû Dâvûd, Libâs, 28)

Bugün maalesef kadınlar gibi takıp takıştıran erkekler, erkekler gibi giyinen kadınlar, çağın modern çirkinleri ve toplumun yüz karası olarak ortalıkta dolaşmaktadırlar Zira İslâm toplumunda kadın, hanımlığın iffet, nezâket ve zarâfetini korumak; erkek de beyefendiye yakışır sıfatlarla müzeyyen, yüksek bir şahsiyet sergilemekle mükelleftir

***
Mevlânâ Hazretleri şöyle buyurmuştur:

“Her kimi ki, kendi zıddıyla bir arada korlar; bu, o kimse için ölüm azâbıdır

***
Bugün âhirzaman fitneleri zuhûr etti Şeytanın mallara ve evlâtlara ortak olduğu günler geldi Kredi kartlarının düşüncesizce kullanılması sebebiyle, pek çok kimsenin fâize bulaştığı bir zamandayız Sadece kazanç ve rızık noktasında değil, kadınerkek ihtilâtları, karmakarışık lâubâlîlikleri, göz, kulak ve gönül münâsebetlerinde haramhelâl ölçülerine dikkatsizlik, had safhaya ulaştı Âilevî yıkıntılar arttı, boşanmalar çoğaldı Nesiller sahipsiz kaldı Böyle bir zamanda helâli aramak ve bulabilmek, dünkünden çok daha zor Fakat buna dikkat etmek, dünkünden çok daha mühim…

***
Hazreti Âişeradıyallâhu anhâ anlatıyor:

“Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem kadınlarla bey’ati (el ile musâfaha etmeden sadece) sözle yapıyor ve şu âyette belirtilen şartları koşuyordu:

«Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allâh’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zinâ etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, (yani namuslu bir kadına zina isnâd etmemek, gıybet, koğuculuk, iftira, yalan ve sahtekârlıktan uzak durmak, yine) kendilerine emredeceğin meşrû herhangi bir mevzûda Sana karşı gelmemek üzere Sana bey’at etmeye geldikleri zaman, bey’atlerini kabul et ve onlar için Allah’tan mağfiret dile Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir» (elMümtehine, 12)

Bu şartları kabul eden mü’min bir kadına Rasûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem sözle:

«–Tamam, seninle bey’at etmiş oldum» buyururdu Hayır, vallâhi O?nun eli bey’at ederken yabancı bir kadının eline asla değmedi Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem kadınlarla ancak:

«–Seninle bu âyetteki şartlar üzerine bey’at ettim» sözüyle bey’at etmiştir (Buhârî, Tefsîr, 602; Ahmed, VI, 270)

Allah Rasûlü sallâllâhu aleyhi ve sellem kadınlardan bey’at alırken onlarla musâfaha etmekten titizlikle kaçınmış2 ve:

“–Ben kadınlarla tokalaşmam! buyurmuştur (İbni Mâce, Cihâd, 43)

***
İnsan ömrü, tefekkür derinliğiyle bakabilen bir kimse için aslında ne büyük bir ibrettir Zira insan taze bir filiz gibi, bir çocuk olarak dünyaya gelir, gitgide serpilip büyür, genç ve dinç bir delikanlı hâlini alır Fakat bu gidişat, orta yaş ile birlikte, tersine döner Âdeta vücutta baharyaz bitip, sonbaharkış başlar… Ağaçların yemyeşil, hayat dolu yapraklarının kuruyup sararıp sert rüzgârlarla döküldüğü gibi; insanın da saçları yavaş yavaş ağarmaya, derisi buruşmaya, vücut şâkülünden kaymaya ve mecâli kesilmeye başlar Çeşitli hastalıklar zuhûr eder, gitgide bel bükülür, dizlerde derman kalmaz

Âyeti kerîmede buyurulur:

“Kime uzun ömür verirsek; Biz, onun gelişmesini tersine çeviririz Hiç düşünmüyorlar mı? (Yolculuk nereye?) (Yâsîn, 68)

***
Şeyh Sâdî buyurur:

“Ey Âdemoğlu! Bazen nîmet içinde mağrur ve gâfil; bazen yoksulluk içinde ümitsiz ve mahzunsun… İşte neşeli ve kederli zamanındaki hâlin budur Bilmem ki Rabbine (hamd, şükür ve rızâ hâlinde) kulluğu ne zaman edeceksin?!

***
Binbir rahmet ile bizleri kuşatan üç aylar mevsimi, iç muhâsebe bakımından en güzel fırsat demleridir İçinde barındırdığı mübârek gün ve gecelerinin çokluğu ve feyzi dolayısıyla üç aylar, her yönüyle mânevî eğitim aylarıdır Cennet kazancının en karlı zamanlarıdır

Cenâbı Hak bizlere, bu mübârek aylarda, rûhundan âlemlere rahmet taşıran, merhamette zirveleşen, affedebilmenin hazzını duyan, çile ve ıztırapları sabır silâhıyla bertaraf eden, Hakk’ın rızâsının lezzeti içinde hiç kimseyi incitmeyen ve hiç kimseden incinmeyen, Hâlık’ın şefkat nazarıyla mahlûkâta çiçekler gibi tebessüm eden sâlih kullarından olabilmeyi lûtf u keremiyle ihsân eylesin…

Âmîn!


Dipnotlar:
1 Bkz Buhârî, Libâs, 62
2 Buhârî, Talâk, 20

Şebnem Dergisi
Yıl: 2019 Ay: Nisan Sayı: 134

 

Similar threads

Cenâbı Hak, kulunun iffetli ve huzurlu yaşamasını arzu etmektedir İffeti en güzel temin eden şey, evliliktir Kendi imkânlarıyla evlenmeye gücü yetenlerin evlenmesi gerektiği gibi, evlenmeye gücü yetmeyenlerin de evlendirilmesi, İslâm toplumuna yüklenmiş ilâhî bir vazifedir Nitekim âyeti kerîmede...
Cevaplar
0
Görüntüleme
154
Tesettür ve onun mânevî sâikı olan edep ve hayâ, insana âit bir keyfiyettir Diğer mahlûkat için edep, hayâ ve örtünmek mevzubahis değildir Ayrıca örtünmek, fıtrî bir kulluk edebidir Nitekim Hazreti Âdem ile Hazreti Havvâ’nın, Cennet?te başka insanlar olmadığı hâlde hayâ edip telâş içerisinde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
164
Dînin; aşk, vecd, huzur ve şevk ile yaşanabilmesi için, Kur’ân ve Sünnet’in hayatın her safhasına yaygınlaştırılması zarûrîdir Böyle bir mânevî tekâmül için en mühim vesîle de, kalbin “muhabbet ile donanmasıdır Zira muhabbet; itaati ve fedakârlığı beraberinde getirir Gönüller arasındaki mânevî...
Cevaplar
0
Görüntüleme
129
İslâm şahsiyet ve karakterini sergileyen kâmil mü’minlerin en mühim vasıflarından biri, hiç şüphesiz ki cömertliktir Hadîsi kudsîde şöyle buyrulmuştur: “Bu din (yani İslâm), Zâtım için seçip râzı olduğum dindir Ona ancak cömertlik ve güzel ahlâk yakışır Müslüman olarak yaşadığınız müddetçe...
Cevaplar
0
Görüntüleme
199
Kâinatta var olan her zerre, dâimâ Cenâbı Hakk’a itaat hâlinde Güneş bu itaat çerçevesinde doğup batıyor Günler bu itaatle uzayıp kısalıyor Toprak bu itaati sebebiyle bağrına emanet edilen tohumu büyütüyor Mesela bir balık, bu itaate başkaldırarak suyun dışında yaşamaya çalışmıyor Zira suyun...
Cevaplar
0
Görüntüleme
182
858,506Konular
983,095Mesajlar
33,116Kullanıcılar
TrsweozZSon üye
Üst Alt