Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Gözlükleriniz Ne Renk

Gözlükleriniz Ne Renk
0
227

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
Gözlükleriniz Ne Renk Bir işe başlarken önce fırsatlar mı, yoksa mümkün engeller mi aklınıza geliyor? Hedeflerinizi belirlerken veya bir projeye başlarken neleri yapabileceğinize mi, yahut neleri yapamayacağınıza mı odaklanıyorsunuz? Ya yaşadığınız başarılar ve başarısızlıklar karşı tepkileriniz nasıl oluyor? Jeff Keller aynı başlıklı kitabında “Teşebbüs her şeydir! diyor Evet, hepimiz hayata kendi pencerelerimizden, kendi renkli camlarımızın ardından bakıyoruz Zaman içinde bu camlar gökkuşağının bambaşka renklerini barındırabiliyor Bir Takım günler kendimizi daha canlı, enerjik, bütün dünyanın yükünü omuzlarınızda taşıyabilecek güçte hissedebiliyor ve önümüzdeki bütün kapıları açık görüyoruz Bazense kapkara gözlüklerimizin gerisinde tüm olumsuzluklar ve engeller önümüzde geçit töreni yapıyor Bu muhtemel günlük ya da dönemsel farklılıkların yanı sıra kişiler olarak hayata yaklaşımımızda ve olaylara bakış açımızda bireysel özelliklerimiz de ağır basabiliyor Kimimiz olaylara ve sonuçlarına genel olarak daha iyimser yaklaşırken, kimimiz en büyük başarının aleyhinde bile kötümserliğini koruyabiliyor Bardağın yarısını dolu veya abes algılamak benzetmesini fazla çoğunlukla duymuşuzdur Hatta ola ki de kötümser yaklaştığımız bir şart sırasında bize yakınımızdakiler bardağın öteki yarısının batmış olduğunu hatırlatmaya çalışmışlar ya da bir olaya iyimser yaklaştığımız aniden karamsar bir arkadaşımız bize bardağın manâsız yarısıyla ilgili dağıtılmış uyarılarda bulunmuştur Evet hepimiz dünyaya kendimize has gözlüklerimizle bakıyoruz Bu görünüm açıları, içinde büyüdüğümüz etraf, ortamdaki kişilerin yaklaşımları, yaşadığımız tecrübeler gibi o kadar çok etmen tarafından şekilleniyor, zaman içinde daimi ülkü dönüşüyor ve otomatikleşebiliyor İşin manâlı tarafı dünyaya görüntü tarzımızın, bizim lüzum kendimizle gerekse diğer kişilerle ve olaylarla ilgili hislerimizi, dolayısıyla tepkilerimizi, sergilediğimiz performansı ve bunun sonucunda elde ettiklerimizi büyük oranda etkilediğinin ve bir anlamda da belirlediğinin farketmek IŞ YAŞAMINDA FARK YARATAN, YAKLAŞIMLARIMIZ Öyle çoğumuzun içinde bulunduğu, kimimizin adım atmaya hazırlandığı, kimimizinse çeşitli nedenlerden dolayı dışında olduğu meslek yaşamı kendimizi aralıksız geliştirebileceğimiz, fırsatlar yakalayabileceğimiz ve potansiyelimizi yüksek performansa dönüştürebileceğimiz bir bölge Tabii oysa bir yana da doğası gereği, genelde çalışanlardan beklentilerin yüksek olduğu, yoğun çalışma temposu gerektiren, rekabet ve stres içerebilen, zaman baskısının yer alabildiği, bu anlamda bir takım çalışanlar tarafından olur ya sıkıcı ve aşındırıcı olarak nitelendirilebilecek, ama bir o kadar da neşeli ve bireysel anlamda tatmin sağlayan bir bölge Burada çalışanlar olarak ayrim yaratan boyutun yaklaşımlarımız olduğunu söyleyebiliriz Meslek yaşamı, her aşamasında tartı düzeyi ve boyutu değişebilen çeşitli başarılar ve başarısızlıklar barındırıyor Çalışanlar olarak elde ettiğimiz nihai sonuçlarıysa bunları kavrama tarzımız ve sonucunda verdiğimiz tepkiler belirliyor Ünlü bir mucit olarak yaratıcılığıyla tanınan Thomas Edison 1879’da ampulü keşfettiğinde, ardında 999’u başarısız olan toplam 1000 deney bırakmıştı Kendisiyle yapılan bir röportajda “Fazla sayıdaki başarısızlığınıza aleyhinde nasıl devam ettiniz? türünden bir soruya “Bu fiilen 1000 aşamalı bir çalışmaydı, yaptığım 999 deney sonuca ulaşmam için zorunlu adımlardı şeklinde yanıt vermiştir Edison’un başarısızlıklar karşısındaki yaklaşımı, sonuca ulaşmaktaki kararlılığı ve sebat göstermesi hedefine ulaşmasında kayda değer rol oynamıştır Edison’un birkaç başarısız deneyin arkasından iyimserliğini ve başarabileceğine inancını kaybettiğini düşünün, Dünya Keşifler Tarihi’nin değişmesi mecburi olacaktı KALICILIK, KAPSAM VE KİŞİSELLEŞTİRME Iş yaşamında da kişilerin olaylara yaklaşımlarının birbirinden farklılıklar gösterdiğini gözlemleyebiliyoruz Bazı kişilerin bir proje büyük bir başarısızlıkla sonuçlanmış olsa bile, iyimser yaklaşımlarını kaybetmediklerini, bu tecrübeden faydalanırken, yaşamlarının öteki alanlarına olumsuz etki etmemesini sağladıklarını ve azimle çalışmayı sürdürdüklerini görüyoruz; bazılarınınsa minik bir başarısızlık karşısında bile çabalamayı bıraktıklarını, bunu bireysel yeteneksizlik olarak algılayarak yaşamlarının öteki alanlarını da negatif etkilemesine izin verdiklerini şaşırarak izliyoruz Kişiler arasındaki bu çarpıcı girişim farklılıklardan etkilenen ve uzun senelerdir bu konu üstüne araştırmalar yapan psikolog Martin Seligman, sonuçta iyimser ve kötümser yaklaşımların algılamada ve bunun sonucunda kişinin harekete geçmesinde manâlı farklılıklar yarattığını tespit etti ve bu farklılıkları üç boyut aşağıda topladı Bu boyutlar kalıcılık, kapsam ve kişiselleştirmedir Devamlılık boyutu, kişinin elde ettiği olumlu veya olumsuz sonuçların nedenlerini nasıl algıladığını (daimi ya da geçici olarak) içerir Kapsam boyutu, sonuçların diğer alanlara (özel hayat veya işle ilgili diğer alanlar) genelleştirilmesi ya da o alana özel olarak algılanmasını yansıtır Kişiselleştirme boyutuysa, kişinin sonuçlara ulaşmada hangi etkenlerin rolünü (iç etkenler veya dış etkenler) ön planda algıladığını gösterir Gerek başarısızlıklar, gerekse başarılar karşı bambaşka birer zihinsel portre çizen iyimser ve karamsar yaklaşımların şahısların olayları nasıl algılamalarını sağladığına örnekleriyle bakalım Varsayalım ki kişi bir projede başarısızlık yaşadı Eğer karamsar bir yaklaşıma sahipse birey bu başarısızlığın sonuçlarını daimi olarak (‘Hiçbir vakit başaramayacağım’), genelleştirerek (‘Ben zaten şu projelerde de başarısız olmuştum Ben kötü bir çalışanım’ veya ‘zaten ben hiçbir alanda istediğimi elde edemiyorum Evde de konularında hiç iyi değilim’) ve kişiselleştirerek, iç kaynağa bağlayarak (‘Hiç yeteneğim değil’) biçiminde açıklayabilir Fakat iyimser bir yaklaşıma sahip bir birey aynı başarısızlığı yaşadığında yaklaşımında bir çeşitlilik göze çarpar İncelendiğinde, kişinin bu başarısızlığı geçici olarak (‘Bu sefer netice böyle oldu’), özelleştirerek (‘Bu başarısızlık bu alana özel’) ve sonuçlarını kişiselleştirmeden dış kaynağa bağlayarak (‘Daha pozitif mücadele sarf edebilirdim, süre ve kaynaklar yetersizdi’), tarzında açıklar Peki ya başarılar? Başarılar aleyhinde da iyimser ve karamsar girişim sergileyen kişilerin farklılıklarını görüyoruz Bir çalışanın gerçekleştirdiği alıştırma sonucunda takdir kazandığını düşünelim Olaya kötümser yakında olacak olan bir kişi, bu başarıyı geçici olarak (‘Bu sefer başarılı oldum, fakat bir dahaki sefer benzer başarıya ulaşabilir miyim bilemem’), o alana özel olarak (‘Bu zaten bildiğim ve iyi olduğum bir alan’) ve sonuçlarını dış kaynaklara bağlayarak (‘Fazla çalıştım ve çabaladım, zorunlu tüm kaynaklara sahiptim’) diye açıklarken; iyimser teşebbüs sergileyen kişinin benzer galibiyet aleyhinde motivasyonunu ve artı enerjisini artırıcı sonuçlar çıkardığını görüyoruz Bu durumda iyimser yakında olacak olan birey, başarının sonucunu daimi olarak (‘Bu galibiyet benim kariyer planıma yazıldı, benzer çalışmalarda yeniden başarı kaydedeceğim’), genelleştirerek (‘Ben zaten öteki alanlarda da, hatta özel yaşamımda da istediğime ulaşıyorum ve başarılıyım’) ve sonuçlarını kişiselleştirerek (‘Bu başarıda benim katkım büyük, hazırlanmıştım’) türünden yorumlama eğilimi gösteriyor Bu iki tarz arasındaki en manâlı fark olarak, başta kişilerin yaşadıkları olaylar ardından önlerini açık görüp görmemeleri ve bu doğrultuda ileriye yönelik olarak kendilerine hareket alanı bırakıp bırakmamaları olduğunu söyleyebiliriz Karamsar yaklaşımdaki kişiler başarılarının ardından bile ileriye karşın tereddüt sergilerken, iyimser görüş açısına sahip kişiler başarısızlıkları ilerisi için bir engel olmaktan çıkarıp tekrarlanmayacak, değiştirilebilecek hatta fırsata dönüştürülebilecek deneyimler olarak algılayabilir Evet, iş hayatında başarılı olmamızı karşılayan hissi zekanın esas özellikleri arasında yer alan iyimserlik, geleceğe yönelik olumlu bir bakış açısı getirerek ve yaşamı yaşamaya layık kılarak, uzun vadede motivasyonumuzu korumamızı da sağlar İyimserlik, içinde bulunduğumuz anın ilerisini görmemize ve iyi şeyler olacağını hissetmemize ihtimal tanır İyimserlik, içinde günlük yaşamın zorluklarına rağmen etkili bir şekilde yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan zorluklara tahammül gücünü ve azmi barındırır Durup azıcık kendimizi düşünelim Acaba biz ne yapıyoruz? Olaylar karşısında neler algılıyoruz? Düşüncelerimiz bizi ağırlıklı olarak iyimserlik – karamsarlık ekseninin hangi tarafına doğru çekiyor? Alışkanlıklarımız ne olursa olsun unutmayalım fakat algılamalarımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız birer seçimdir ve şu ana değin eğilimimiz kötümserlik tarafına kaysa da bu seve seve, üstünde durarak ve çalışarak istikrarsız, yeter ancak bu durumu fark edelim ve bir şeyler yapmaya hevesli olalım Peki giderken, sizin gözlükleriniz ne renk? Referanslar: Jeff Keller (1999) Attitude is Everything Inti Publishing Martin Seligman (1991) Learned Optimism: How to Change Your Mind and Your Life New York Published by AA Knopf Zeynep Anamur Perek  
 
858,496Konular
982,165Mesajlar
30,105Kullanıcılar
jactellerSon üye
Üst Alt