GÖZYAŞLARI SEL OLACAK, KAYITSIZ KALAMAYACAKSINIZ... (Küçük Hafız

GÖZYAŞLARI SEL OLACAK, KAYITSIZ KALAMAYACAKSINIZ (Küçük Hafız hafız fatmanın hikayesi hafız fatmanın hikayesi video kuran okurken ağlatan çocuk Bu Yaşanmış gerçek hikayeyi sizlere sunmadan evvel birkaç şeyler söylemeyi çok isterdim amma bunu okuduktan sonra pek basit olmuyor YORUMSUZ olarak sunuyorum Bir ibret tablosu Ufak Hafız Kız İlkokulu bitirip kursa gelmişti Ailesi seve seve geldiğini söylemişti Kayıt için adını sorduğumda, hiç de çekinmeyen bir tavırla “Fatma dedi… Ve ekledi: “ Eğer hafızlık yaptırmazsanız kaydolmak istemiyorum Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyordu Tebessümle: Korkmayın ufak bayan, siz isteyin, hafız da yaparız, öğretmen da O küçük gözlerinin içi parıldadı ansızın Annesi, “Öğretmen hanim kusuruna bakma hele sen, ille de hafız olacağım der de, baksa bir şey demez Bizim köyün hocasından duymuş Peygamberimiz (sav), hafız olanlara Cennette taç giydirilecekmis demiş her hâlükarda Siz daha iyi bilirsiniz ya, köylü kafası, biz de bu dek duyduk anladık Bu da çocuk iste “Ast teyze ne çağrıda bulunmak, keşke herkes sizin gibi duyduklarından etkilense de teslim olsa Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allah’a daha sonra, sonradan bize itimat Kadıncağız elime yapıştı öpecekken geri çektim, utandım Tuttum, ben onun elini öptüm Gözleri yaşardı “Öğretmen hanim bu eller, gözler daima günahlı, belli başlı sizinkiler öpülmeye layık “Estağfirullah teyze dedim, “o ahrette muhakkak olur Bu konuşmadan sonradan kaydığını yaptığımda Fatma’nın Erzurumlu olduğunu öğrendim Bir lahza düşündüm, “Minik, nasıl kalacak bu değin buralarda… Zaman ilerledikçe Fatma’nın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni Azimliydi Geceleri uykusunun aralarında ayetleri sayıkları görüyordum sık sık Böyle devam ederken, nadiren bana gelip soru soruyordu Bir gün,“ Hocam, hafız edinmek için Kur’anı son vermek mi lazım?“ diye sordu Ben de, “ Tabii ancak, hepsini ezberleyeceksin ki hafız adını alacaksın Bu cevabıma fazla üzülmüş gibiydi Bir şey seslenmek istiyordu sözde Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti Derslerim arasında onlara aralıksız Kur’lahza ezberlemekle isin bitmeyeceğini, mutlaka içindekiler kullanmak gerektiğini hatırlatıyordum Talebelerden biri, “ Hocam dedi, “Fatma’nın annesi ona abdestli olmayanın hafızlara dokunamayacağını söylemiş, dürüst mu? “diye sordu Fazla garip doğrusu “Maşaallah dedim, “ Osmanlı zamanında atalarımız Kur’ana ve Hafız’a değer verdiklerinden o kadar yaparmış dedim Fazla hoşlarına gitmişti bu iş Tümü hemen hemen kendilerini ulaşılması zorlama, kasa içindeki altın gibi görüyorlardı “Görsünler dedim içimden, bu yasta buralara gelmişler Allah’ in kelamını ezberliyorlar, onlara pozitif görmem bunu… sırası gelmişken Fatma nadiren rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu Süre geçtikçe Fatma’nın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu Bir gün dersini iki kere aksatınca sordum: Ne oldu yahut, anneni mi özledin? “Hayır dedi “Niçin moralin bozuk? Çok fazlada hasta oluyorsun“ dedim “Yanlış anlamayın, inanın ama annemi özleyip de gitmek istediğim değil Burayı çok seviyorum Allah’ımdan fazla korkuyorum Buraları terk edersem bana ahrette hesabını sormaz mı? “ Bir şey diyemedim Suçlu gibi hissettim kendimi O ufak kalpte bu ne imandı Ya Rabbi! Onu hayranlıkla izliyordum Bir gün fazla rahatsızlandı Doktora götürmek zorunda kaldık Bir çok tahlillerden daha sonra arkadaşım olan hekim hanim,“ Hoca bayan derhal bu talebeyi ailesinin yanında gönder“ dedi Şaşkınlıkla: “Neden?“ diye sordum Bana, “Olur Ya üzülecek, hatta inanmayacaksın, fakat bu talebe kanser… dedi “Neredeyse başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü Güya her tarafımı şefkat sarmıştı Hasta haneden ayrılırken Fatma’ya hiç bir şey diyemedim Oysa anlamış gibi bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu Kulağıma eğilerek Hocam dedi, “ Azrail insanların canını alırken nasıldır? Ağlamamak için kendimi zor tuttum, “Güzel bir surettedir, mü’min kullara dedim Sevindi, yarı mırıldandı: Belki hafız olamam, ama Elhamdulillah mü’minim dedi… Simdi anlamıştım, bana önceden sormuş olduğu soruyu Aramak fakat hastalığını biliyordu Hafız edinmek için Kur’ani bitirmesi gerektiğini söylediğimde, niçin üzüldüğünü simdi anlamıştım Birkaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık Çünkü dayanılmaz acılar içinde olduğunu görüyorduk Evine gitmesi gerekiyordu Ailesi geldi Fatma yanıma gelerek, Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim olur ya kursa almazdınız “Ne seslenmek? Nasıl kızarım sana? dedim “Ayrıca sonra ağırbaşlı üzülme hafızlığımı bitiremedim diye Bu yola girdin ya, Rabbim seni hafızlar zümresinden yazmıştır insaallah O Kadar sevindi ama, sarıldı boynuma: “Gerçekten ben simdi hafız sayılırmıyım? Anne bak, duydun yok mi? Ya Rabbi bu ne aşktı! Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı su Fatma, ne hoş bir kul olurdu Bu Nedenle Fatma’yı gözyaşları ile Erzurum’a uğurladık Fazla geçmedi Bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştı haberini verdi Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım Bana hep hafızlık tacını merak ettiğini Rüyalarına bile girdiğini yazıyordu Bir gün sabah namazından sonradan telefon çaldı Fatma’nın annesiydi karşımdaki ses Ağlayan bir sesle, “ Hoca hanım Fatma’yı uğurladık Rica etsem bir hatim okurmusunuz? deyince ben de dayanamadım ağlamaya başladım Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan, Size ölmeden önce sunu söylememi istedi dedi hıçkırarak: “Anneciğim hocama söyle, Azrail söylediğinden de güzelmiş “Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sıkıca sarılan kulunu, sen son nefesinde yalnız bırakır misin hiç?