iltasyazilim
FD Üye
Bu durum KayseriBünyan ilçesi sınırları içerisinde yaşanmıştır fakat, olayın kendi Alfred Hitchcock'un ünlü dehşet filmlerini bile fazla gerilerde bırakacak dek tüyler ürperticidir
Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmıs ve halen Kayseri ’de yaşayan işadamı, Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir yakıt istasyonuna girer Lokantaya oturur ve orada topluluk toplulukla birlikte bir küçük rakı içer
Yürüyüş mesafesindeki Bünyan ’a gitmek için, lokantadan çıkar Oysa dışarısı hem zifiri karanlık keza de korkunç bir kartipi fırtınası baslamıştır Benzin istasyonuna takriben 300 metre mesafedeki, Bünyan ’a dönüs yolu kenarına varır Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan ’a ulasma derdindedir
Kasırga daha da şiddetlenir Adam birkaç adım ötesini bile görememektedir Gelipgeçen bir araba da yoktur Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farıni ayrım eder Arabanin, bütün önünde yavaslamasıyla birlikte derhal arkadaki kapıyı açar ve arabaya biner Kapıyı kapatır, araba baştan hareket eder İçeridekilere merhaba çağırmak ister Lakin o da ne?
Otomobil da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse değil Birden paniğe kapılır Korkuyla, derhal arabadan atlayıp, oradan kosarak uzaklasmak ister ama keza otomobil hızlanmış, keza de nefret ile dizleri baglanmış, hareket edemez ülkü gelmiştir Araba keskin bir viraja dogru yaklaşır Adam dua etmeye baslar
Tüm günahlari için tövbe eder Arabayı durdurması için Allaha yalvarır Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın dogru yola dönmesini sağlar Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah ’a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dişarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir
Sonunda kendisini birazcık toparlar, ayaklarını kımıldatır Ya Allah koru benideyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dişarı fırlatır Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir Daima üç Kulfubir Elham okuyarak, Bünyan ’a yürüyerek ulaşırr ve bir kahvehaneye girer Üstübaşı nemli ve şok haldedir
Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar Eline bir dere verirler Bir müddet daha sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır Olayı dinleyenler itimat etmek istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk içeren bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur
Yaklaşık yarım saat sonra, benzer kahvehaneye Koyunabdal Köyü ’nden iki birey girer Bir masaya oturur ve iki kadeh çay söylerler sırası gelmişken, gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler :
Hasan Yıldız baksana, şu sobanin başında oturan geri zekalı, bizim otomobil yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binipinen birey yok mi? *
Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmıs ve halen Kayseri ’de yaşayan işadamı, Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir yakıt istasyonuna girer Lokantaya oturur ve orada topluluk toplulukla birlikte bir küçük rakı içer
Yürüyüş mesafesindeki Bünyan ’a gitmek için, lokantadan çıkar Oysa dışarısı hem zifiri karanlık keza de korkunç bir kartipi fırtınası baslamıştır Benzin istasyonuna takriben 300 metre mesafedeki, Bünyan ’a dönüs yolu kenarına varır Oradan geçen bir arabaya binip, Bünyan ’a ulasma derdindedir
Kasırga daha da şiddetlenir Adam birkaç adım ötesini bile görememektedir Gelipgeçen bir araba da yoktur Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavas yavas yaklasan bir arabanin iki farıni ayrım eder Arabanin, bütün önünde yavaslamasıyla birlikte derhal arkadaki kapıyı açar ve arabaya biner Kapıyı kapatır, araba baştan hareket eder İçeridekilere merhaba çağırmak ister Lakin o da ne?
Otomobil da kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse değil Birden paniğe kapılır Korkuyla, derhal arabadan atlayıp, oradan kosarak uzaklasmak ister ama keza otomobil hızlanmış, keza de nefret ile dizleri baglanmış, hareket edemez ülkü gelmiştir Araba keskin bir viraja dogru yaklaşır Adam dua etmeye baslar
Tüm günahlari için tövbe eder Arabayı durdurması için Allaha yalvarır Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak, sert virajdan arabanın dogru yola dönmesini sağlar Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah ’a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dişarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir
Sonunda kendisini birazcık toparlar, ayaklarını kımıldatır Ya Allah koru benideyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan dişarı fırlatır Bir kaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir Daima üç Kulfubir Elham okuyarak, Bünyan ’a yürüyerek ulaşırr ve bir kahvehaneye girer Üstübaşı nemli ve şok haldedir
Kendisini tanıyanlar hemence sobanın başına alırlar Eline bir dere verirler Bir müddet daha sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır Olayı dinleyenler itimat etmek istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk içeren bir pozisyonda olduğunu bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik olusur
Yaklaşık yarım saat sonra, benzer kahvehaneye Koyunabdal Köyü ’nden iki birey girer Bir masaya oturur ve iki kadeh çay söylerler sırası gelmişken, gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler :
Hasan Yıldız baksana, şu sobanin başında oturan geri zekalı, bizim otomobil yolda kalınca, biz arabayı iterken, arabaya binipinen birey yok mi? *