Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Gün Vakitleri - İnsan Hayatı

Gün Vakitleri - İnsan Hayatı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Allah'ın Vahid ismi, kainatta cereyan eder durur Görebilen gözler, tefekkür edebilen akıllar, bu durumu müşahede eder Diğerleri ise gaflet üzere hayatını sürdürür, bu manevi yönlerden bîhaberdir

24 saatlik günümüz, farklı farklı dilimlere ayrılmıştır Evvela sabah olur, daha sonra öğle olur Akabinde ikindi vakti girer Takibinde güneş artık batmaya başlar Akşam vakti girer ve devamında hava kapkara olur ve yatsı vaktini müşahede ederiz, ta ki imsak vakti ve peşi sıra gelen günün ağarmasına kadar

İnsan evvela, kainat denilen aleme, anne karnında bulunurak adımını atar Anne karnı ise ma'lumdur ki karanlıklıdır Işık yoktur Ancak bu ortamda insanoğlu, bilmecburiye 9 ay 10 gün beklemek zorundadır Başka çaresi yoktur Nasıl ki; İmsak vaktinden güneşin doğuşuna kadar olan süreyi bekliyorsak

İnsanın anne karnında, doğumuna kadar geçirdiği süre, dünyamızın imsak vakti ile güneşin doğmasına kadar olan süreye işaret eder Bebeğin doğumu ise güneşin doğuşuna işarettir

Bir bebek, doğar, yavaş yavaş büyür Bir bakmışsın, gençlik çağına ulaşmış

Hemen hemen her yetişkin, ilkokula başladığı günü, mahallede çocukken oyun oynadığı günleri daha dün gibi hatırlar Öyledir; Çünkü zaman denilen kavram, epey sür'atli ilerler Bir bakılmış ebeveynliğe adımların atılmaya başlandığı, gençlik yıllarının zirvede yaşandığı yaşa gelinmiş

Sabah vakti güneş doğduktan sonra ma'lum o dur ki; Yavaş yavaş güneş yükselir Öğle ezanı olunca ise artık güneş, o gün için en tepededir Zirve noktaya ulaşmıştır Güneş ışınları, yeryüzüne en dik bir açı ile gelir Bu ışınlar, suları, denizleri, nehirleri parlatır Cıvıl cıvıl bir görüntü olur Işınlar, daha fazla geldiği için canlı, cansız cisimler de daha parlak görünür Günün deyim yerindeyse en canlı bölümü, öğle vakti, güneşin en tepede bulunduğu vakittir

İnsanın, hayatını en dinamik yaşadığı dönem olan gençlik, delikanlılık dönemi, dünyamızda, güneşin en tepede bulunduğu ana işaret eder, her haliyle

Delikanlılık yıllarından sonra ise artık yavaş yavaş orta yaşlı olunmaya doğru adım atılır Eskisi kadar dinamiklik yoktur ancak tecrübe vardır Bu durum da bizim yaşam tarzımıza illa ki yansır

Öyle de güneş, en tepede bulunduğu öğle vaktine ulaşınca, yavaş yavaş alçalmaya başlar Bir müddet sonra ise güneş, en tepede bulunduğu nokta ile ufuk noktası arasındaki mesafeyi yarılar Artık, daha az güneş ışığı yer yüzüne ulaşır O yüzden yeryüzüne gelen ışınların oluşturduğu parlaklık ve canlılıkta da azalma görülür

İnsanın orta yaşlara ulaşması, dünya üzerinde yaşadığımız ikindi vaktinin girişine işaret eder

Orta yaşlı bir insan ise artık, yavaş yavaş ileriki yaşlara doğru gitmeye, yaşı hafiften hafiften kemâle ermeye başlar Öyle bir an gelir ki; Artık saçlar beyazlamıştır Gençliğindeki enerjik olma durumu gitmiştir Sükunet hali, kendisini bulmuştur Ve kişi de artık kendi kendine der; Kocadın be artık

İkindi vaktinden sonra güneş, daha da alçalmaya başlar ve an olur ki artık güneş batmaya yakındır Tam da zaten bu esnada akşam ezanı okunur

Kişi'nin yaşlanması, ihtiyarlık dönemine adım atması, akşam vaktinin girişine işarettir Nasıl ki; İhtiyarlığa giren bir insanın artık saçları bembeyazdır, saçının her yerini kaplamıştır ve ihtiyarlığın delaletidir Öyle de akşam vakti girince okunan ezanın sesi, her yeri kaplar ve artık havanın kararmaya başlamasına delalettir

İhtiyarlığa giren bir kişi ise artık ölümü kendine yakın hisseder Kendisine içten içe sorar; Ölümüm ne zaman olacak?Artık, vücut ağırlaşmış, yavaşlamıştır Dinamiklikten eser yoktur Yaşlığın getirdiği külfetler, buram buram hissedilir Ve devam eden süreçte o an gelir ki; Kişi, hayata gözlerini yumar Şehâdet aleminden çıkar ve karanlıklı bir alem olan kabir alemine gider

Akşam ezanı girdikten sonra yatsı vaktinin girilme sırasıdır Ezandan sonra ortalık iyice kararmaya başlar Zifiri karanlık buram buram hissedilir Parlaklıktan eser yoktur Karanlığın getirdiği külfetler, hissedilir Ve devam eden süreçte o an gelir ki; Yatsı ezanı okunur Böylece tamamiyle aydınlık gitmiş ve karanlık bir süreç olan yatsı sürecine geçilmiştir

İnsanın ölmesi, yatsı vaktinin girişine işarettir Nasıl ki; Yatsı vakti girer, aydınlık tamamen silinir ve karanlık tastamam başlar Öyle de kişi ölür, aydınlık dünya hayatı silinir ve karanlıklı kabir alemi başlar

Ruh, kabir aleminde kıyamet gününü, haşir zamanını bekler ki ebedi yurduna intikal etsin Ölmüş olan varlığı, ikinci bir doğumu, tekrar bir dirilmeyi yaşasın

Yatsı vakti,belli bir müddet sürer İmsak vakti girer, hava halen karanlıklıdır Daha sonra ise seher vakti girer ve akabinde güneş tekrar doğar Yeni, ikinci bir gün tekrar başlamıştır

Yatsı ve imsak vakitlerinin bitip, sabah güneşin doğması, ikinci bir günün başlaması, İnsan, kabir aleminden çıkıp, tekrar ikinci bir dirilme ile, yeni bir doğum ile ahiret hayatına intikal etmesine işaret eder

Her insan, genel istisna'ya uymaz Kimisi MAALESEF orta yaşlı, kimisi genç iken, kimisi de Allah korusun çocuk iken ölür

Allah, kainat adlı sistemi, evvelden, yoktan yaratmış ve canlı varlıkların hizmetine sunmuştur Bu kainat sistemi için belirli bir boyut sistemi sabit kılmıştır Bu boyut sisteminin gerekli kıldığı şekilde, bu sisteme uyar bir vaziyette kainat olayları cereyan eder Bir nizam ve intizam vardır

Bu durum, Adetullahtır Allah'ın kainat için öngördüğü yasalar çerçevesinde hayatın idame etmesidir

Ancak Allah, adetullah'a bağlı kalmak gibi bir zorunluluğu yoktur İsterse bu yasaları değiştirebilir Tasarrufuna uygun olarak devam ettirir Nitekim, Peygamber Efendimiz(AS)'ın ayı ikiye yarması, Hz Musa'nın asası ile denizi ikiye yarması, Ebrehe'nın ordusunun üzerine Ebabil kuşlarının emir dairesinde gönderilmesi gibi olaylar, Allah'ın isterse, adetullah'a bağlı kalmak gibi bir zorunluluğu olmadığına delalettir

İnsanların, genele aykırı olarak genç iken ölmeleri, Allah'ın isterse adetullah'a bağlı olmak gibi bir zorunluluğu olmadığına işarettir Çünkü Allah, sonsuz kudret ve ilim sahibidir Sonsuz kudret ve ilim sahibi olmak demek, hiç bir şarta bağlı kalmamak demektir

 
858,505Konular
982,695Mesajlar
33,053Kullanıcılar
gakgunSon üye
Üst Alt