Gündüz Uykusu Ne Zamandır?
“İkindiden sonra, uyuyup da aklını kaybeden kimse, yalnız kendini kınasın.”(Kenzu’l-Ummal, h. No. 41362)
Mecmauz’zevaid’de bu hadisin zayıf olduğuna işaret edilmiştir.(bk. Mecmau’z-zevaid, 5/116).
Bilindiği gibi -gündüz itibariyle- uykunun üç zamanı var ve üç ayrı hükmü vardır:
Birincisi: Gayluledir: Bu uykunun zamanı; sabah namazının girmesiyle başlar, ta kerahet vaktinin bitiş zamanı olan güneşin doğmasından yaklaşık 45 dakika sonrasına kadar devam eder.
Bu vakit, günlük çalışmanın hazırlığını yapmak, serinliğinden istifade etmek zamanıdır. Güneşin doğmasından sonra bir rehavet/gevşeme söz konusu olup, çalışmanın şevkini kırdığından ve de bereketsizliğe sebebiyet verdiğinden, hadiste “hilaf-ı sünnet/Sünnete aykırı” olarak değerlendirilmiştir.
İkincisi: Feyluledir: Bu vakit, ikindi namazından sonra başlar, akşam namazına kadar devam eder. Bu uyku, insanda sersemlik meydana getirdiğinden, yarı uykulu bir hal oluşturduğundan, adeta insanın ömrünün kısalmasına sebebiyet vermiş olur, Yukarıdaki hadis rivayetinde geçen aklın kaybolması meselesi, bu sersemliğin şiddetine işarettir. O günkü yapılan işlerin sonucunu görmek genellikle o vakitte olacağı için, o esnada uyuyan kimse, sanki o günü yaşamamış ve o günün manevi neticesini görmemiş gibi olur. Bu sebeple, bu uyku da hadiste mekruh sayılmıştır.
Üçüncüsü: Kayluledir: Bu uyku sünnettir. Kuşluk vaktinden başlar, öğleden biraz sonraya kadar devam eder. Yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna denktir. Bu uyku, teheccüd namazının rahatlıkla kılınmasına yardımcı olduğu gibi, insana kazandırdığı zindelik sayesinde çalışma temposuna katkı sağlamakta ve çalışma enerjisini arttırmaktadır.(Bu konu için bk. Bediüzzaman, Lem'alar/28. Lema).
“İkindiden sonra, uyuyup da aklını kaybeden kimse, yalnız kendini kınasın.”(Kenzu’l-Ummal, h. No. 41362)
Mecmauz’zevaid’de bu hadisin zayıf olduğuna işaret edilmiştir.(bk. Mecmau’z-zevaid, 5/116).
Bilindiği gibi -gündüz itibariyle- uykunun üç zamanı var ve üç ayrı hükmü vardır:
Birincisi: Gayluledir: Bu uykunun zamanı; sabah namazının girmesiyle başlar, ta kerahet vaktinin bitiş zamanı olan güneşin doğmasından yaklaşık 45 dakika sonrasına kadar devam eder.
Bu vakit, günlük çalışmanın hazırlığını yapmak, serinliğinden istifade etmek zamanıdır. Güneşin doğmasından sonra bir rehavet/gevşeme söz konusu olup, çalışmanın şevkini kırdığından ve de bereketsizliğe sebebiyet verdiğinden, hadiste “hilaf-ı sünnet/Sünnete aykırı” olarak değerlendirilmiştir.
İkincisi: Feyluledir: Bu vakit, ikindi namazından sonra başlar, akşam namazına kadar devam eder. Bu uyku, insanda sersemlik meydana getirdiğinden, yarı uykulu bir hal oluşturduğundan, adeta insanın ömrünün kısalmasına sebebiyet vermiş olur, Yukarıdaki hadis rivayetinde geçen aklın kaybolması meselesi, bu sersemliğin şiddetine işarettir. O günkü yapılan işlerin sonucunu görmek genellikle o vakitte olacağı için, o esnada uyuyan kimse, sanki o günü yaşamamış ve o günün manevi neticesini görmemiş gibi olur. Bu sebeple, bu uyku da hadiste mekruh sayılmıştır.
Üçüncüsü: Kayluledir: Bu uyku sünnettir. Kuşluk vaktinden başlar, öğleden biraz sonraya kadar devam eder. Yarım saat kaylule, iki saat gece uykusuna denktir. Bu uyku, teheccüd namazının rahatlıkla kılınmasına yardımcı olduğu gibi, insana kazandırdığı zindelik sayesinde çalışma temposuna katkı sağlamakta ve çalışma enerjisini arttırmaktadır.(Bu konu için bk. Bediüzzaman, Lem'alar/28. Lema).