Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
iltasyazilim
FD Üye
Güneş Enerjisi Nedir Güneş Enerjisi Hakkında Bilgi
İnsanoğlunun en büyük emellerinden biri de Güneşin bu tükenmez enerjisinden istifade etmektir Bu tükenmez gücün bir mekanik alet imkânları arasında taklit etme emeli, korkunç bir şekilde hidrojen bombalarının patlamasıyla gerçekleşmiştir
Güneş enerjisinden doğrudan doğruya (doğrudan doğruya) istifade edilebildiği gibi dolambaçlı yoldan da (endirekt) kullanmak mümkündür direkt güneş enerjisinden su ısıtmak, buhar temin etmek ve bu buharla türbo jeneratör çalıştırarak elektrik elde etme imkânları bulunduğu gibi, dolaylı yoldan; bitkilerde selüloz biçiminde biriken güneş enerjisinin istikrarsız veya gaz yakıtlar üretmek suretiyle gelecekte kullanılması da mümkündür
Güneşin iç tabakalarında 12 milyon derece civarında sıcaklığın mevcut olduğu hesaplanmıştır Bu yüksek sıcaklık hidrojen çekirdeğinin eriyip helyum ’a dönüşmesine ve bu suretle büyük miktarda enerjinin açığa çıkmasına sebep olmaktadır
“Bazı hesaplamalara kadar güneşte takriben 657 milyon hidrojen bir saniyede 653 ton helyum ’a dönüşmektedir Yaklaşık yüzeyde 5530 derece sıcaklık hüküm sürdüğü halde korona bir kaç milyon derece değin ısınır Bir sene için hesap edilirse güneş 10^18 (1 rakamından sonradan 18 adet sıfır olan bir rakam) Kilovat saat enerji yapar
Güneşlerin bir hidrojen Plazmasından meydana geldiğini fizikçiler açıklama etmektedirler PLAZMA: Cisimlerin dördüncü haline (katı, değişken ve gaz halinden başka) Yunancada “Kalıplanmış, simge ’ manasına gelen PLAZMA denir
PLAZMA fizikçilere kadar 5000 derece veya daha artı sıcaklıkta ısıtılmış bir gaz olduğu kanaatidir İşte Plazma ’nın muhafazası gerçekleşirse (100 milyon derece bir saniye ya da daha eksik bir zaman değişmez tutulabilirse) nükleer zincirleme tepkime devam ederek enerji üretir Bu Nedenle insanoğlunun ihtiyacı olan enerji temin edilmiş olacaktır
Enerji, kuşkusuz insanlık tarihinde bu gün olduğu değin tartma arz etmemiştir Ama bu gün enerji kaynaklarının azalmaya başlaması ve ihtiyacın çabuk artması enerjinin önemini arttırdığı gibi insanlığa da bir üzüntü kaynağı olmaya başlamıştır
Teknik seviyenin değişmeyeceği kabul edilirse petrol 1990 yılında sona erecektir 1973 yılındaki hesaplamalara kadar petrol rezervleri 90 milyar ton olarak saptandı Geçmişte tüketilen enerji ve gittikçe ihtiyaçtaki çoğaltma oranları nazara alınırsa petrolün 1992 yılında yeniden olması gerekir Bu şekilde yapılan hesaplar petrol çağının sonunu hesaplamakta kesin sonuç vermeyeceği kanaatindeyiz Çünkü biliyoruz ama, durmadan yeni kuyular bulunmaktadır 1973 yılında hesaplanan 90 milyar tondan
1960 yılında daha yarısı bile bilinmiyordu Öyleyse petrol ve diğer enerji kaynakları gelecek için bir üzüntü kaynağı olmasına ihtiyaç yoktur Daha artı petrol kaynaklarının bulunacağı hiçbir şekilde ütopik sayılmayacağı gibi, yeni keşfedilen (ve edilecek olan) ve tükenmeyen enerji kaynakları insanlığın endişesine su serpecek mahiyettedir
Ademoğlu tarih boyunca devrinin teknik ve teknoloji imkânlarını kullanarak yeryüzünde, keşfedilen kaynaklardan istifade etmesini bilmiştir Nasıl anne rahminde basit ve kolayca beslenen bir cenin, dünyaya geldiği zaman anne memesini emme gibi bir zahmet ile beslenmesini tedarik eder, daha sonra büyüdükçe ayrıca ihtiyaçları artarak ve hem de temininde daha fazla güçlüklerle karşılaşır Lakin iktidarı nispetinde ihtiyaçlarını tedarik eder Yirminci yüzyılda teknik ve teknolojinin doruk seviyeye ulaştığı bir devirde her hâlükarda millet, en büyük ihtiyaçları olan enerji teminini ilk insanların elde eniği gibi olmak yoluna gitmeyeceklerdir Yeni metot ve imkânları değerlendirerek kâinatta yaratılan enerji kaynaklarından istifade edeceklerdir Onun için insanların karamsar olup endişeye düşmelerine lüzum yoktur diğer taraftan insanları endişeye sevk ederek düşündüren; sanayileşmenin getirdiği çevre kirlenmesi, seri nüfus artışıyla besin eksikliği ve natürel kaynakların tükenmekte oluşu hususları ilerideki sayılarımızda ele alınacaktır
*
İnsanoğlunun en büyük emellerinden biri de Güneşin bu tükenmez enerjisinden istifade etmektir Bu tükenmez gücün bir mekanik alet imkânları arasında taklit etme emeli, korkunç bir şekilde hidrojen bombalarının patlamasıyla gerçekleşmiştir
Güneş enerjisinden doğrudan doğruya (doğrudan doğruya) istifade edilebildiği gibi dolambaçlı yoldan da (endirekt) kullanmak mümkündür direkt güneş enerjisinden su ısıtmak, buhar temin etmek ve bu buharla türbo jeneratör çalıştırarak elektrik elde etme imkânları bulunduğu gibi, dolaylı yoldan; bitkilerde selüloz biçiminde biriken güneş enerjisinin istikrarsız veya gaz yakıtlar üretmek suretiyle gelecekte kullanılması da mümkündür
Güneşin iç tabakalarında 12 milyon derece civarında sıcaklığın mevcut olduğu hesaplanmıştır Bu yüksek sıcaklık hidrojen çekirdeğinin eriyip helyum ’a dönüşmesine ve bu suretle büyük miktarda enerjinin açığa çıkmasına sebep olmaktadır
“Bazı hesaplamalara kadar güneşte takriben 657 milyon hidrojen bir saniyede 653 ton helyum ’a dönüşmektedir Yaklaşık yüzeyde 5530 derece sıcaklık hüküm sürdüğü halde korona bir kaç milyon derece değin ısınır Bir sene için hesap edilirse güneş 10^18 (1 rakamından sonradan 18 adet sıfır olan bir rakam) Kilovat saat enerji yapar
Güneşlerin bir hidrojen Plazmasından meydana geldiğini fizikçiler açıklama etmektedirler PLAZMA: Cisimlerin dördüncü haline (katı, değişken ve gaz halinden başka) Yunancada “Kalıplanmış, simge ’ manasına gelen PLAZMA denir
PLAZMA fizikçilere kadar 5000 derece veya daha artı sıcaklıkta ısıtılmış bir gaz olduğu kanaatidir İşte Plazma ’nın muhafazası gerçekleşirse (100 milyon derece bir saniye ya da daha eksik bir zaman değişmez tutulabilirse) nükleer zincirleme tepkime devam ederek enerji üretir Bu Nedenle insanoğlunun ihtiyacı olan enerji temin edilmiş olacaktır
Enerji, kuşkusuz insanlık tarihinde bu gün olduğu değin tartma arz etmemiştir Ama bu gün enerji kaynaklarının azalmaya başlaması ve ihtiyacın çabuk artması enerjinin önemini arttırdığı gibi insanlığa da bir üzüntü kaynağı olmaya başlamıştır
Teknik seviyenin değişmeyeceği kabul edilirse petrol 1990 yılında sona erecektir 1973 yılındaki hesaplamalara kadar petrol rezervleri 90 milyar ton olarak saptandı Geçmişte tüketilen enerji ve gittikçe ihtiyaçtaki çoğaltma oranları nazara alınırsa petrolün 1992 yılında yeniden olması gerekir Bu şekilde yapılan hesaplar petrol çağının sonunu hesaplamakta kesin sonuç vermeyeceği kanaatindeyiz Çünkü biliyoruz ama, durmadan yeni kuyular bulunmaktadır 1973 yılında hesaplanan 90 milyar tondan
1960 yılında daha yarısı bile bilinmiyordu Öyleyse petrol ve diğer enerji kaynakları gelecek için bir üzüntü kaynağı olmasına ihtiyaç yoktur Daha artı petrol kaynaklarının bulunacağı hiçbir şekilde ütopik sayılmayacağı gibi, yeni keşfedilen (ve edilecek olan) ve tükenmeyen enerji kaynakları insanlığın endişesine su serpecek mahiyettedir
Ademoğlu tarih boyunca devrinin teknik ve teknoloji imkânlarını kullanarak yeryüzünde, keşfedilen kaynaklardan istifade etmesini bilmiştir Nasıl anne rahminde basit ve kolayca beslenen bir cenin, dünyaya geldiği zaman anne memesini emme gibi bir zahmet ile beslenmesini tedarik eder, daha sonra büyüdükçe ayrıca ihtiyaçları artarak ve hem de temininde daha fazla güçlüklerle karşılaşır Lakin iktidarı nispetinde ihtiyaçlarını tedarik eder Yirminci yüzyılda teknik ve teknolojinin doruk seviyeye ulaştığı bir devirde her hâlükarda millet, en büyük ihtiyaçları olan enerji teminini ilk insanların elde eniği gibi olmak yoluna gitmeyeceklerdir Yeni metot ve imkânları değerlendirerek kâinatta yaratılan enerji kaynaklarından istifade edeceklerdir Onun için insanların karamsar olup endişeye düşmelerine lüzum yoktur diğer taraftan insanları endişeye sevk ederek düşündüren; sanayileşmenin getirdiği çevre kirlenmesi, seri nüfus artışıyla besin eksikliği ve natürel kaynakların tükenmekte oluşu hususları ilerideki sayılarımızda ele alınacaktır
*
