iltasyazilim
FD Üye
Başlıkta bahsedilen şey gerçekte uzay boşluğunda Güneş ’e yakınlaşmak değildir; yeryüzünde yukarılara çıkıldıkça, yani mesafe olarak eksik da olsa da Güneş ’e yakınlaştıkça oluşan soğumadır Tahmin edildiği üzere bu koşul genel geçer bir durumdur ve tepe arttıkça hava da soğur Peki ama neden?
Dünya ile Güneş ’in Arasındaki Mesafe Değişimleri
Dünya gezegeninin ısı kaynağı Güneş ’tir Ama yüksek bir dağın tepesine çıkıldığında, yani aslında Güneş ’e biraz daha yaklaşıldığında hava daha da ısınmaz; tersine soğur Buradaki yakınlaşma mesafesi şüphesiz ama Dünya ’nın Güneş ’e olan mesafesi ile kıyaslandığında son derece minik ve hatta gülünç kalır Çünkü Güneş ile Dünya arasında takriben 149,5 milyon kilometre gibi bir uzaklık vardır Yeryüzünde ise tanıdık en yüksek nokta Everest, o da takriben 9 kilometredir
Gerçekten her gün, her birey veya her coğrafi nokta Güneş ’e takriben 12000 kilometre yakınlaşıp uzaklaşmaktadır Çünkü Dünya ’nın çapı az çok bu kadardır ve Dünya kendi ekseni etrafında döndükçe değişmez bir noktanın Güneş ’le olan mesafesi de gezegenin çapı kadar değişir Buna ilave olarak Dünya ’nın Güneş etrafında dönmesi esnasında bir de elips yörünge gerçeği vardır Bu yörünge üzerinde Dünya Güneş ’e zaten en yakın 147 milyon kilometre, en uzak 152 milyon kilometre olacak şekilde pozisyon almaktadır Bunun özeti şudur fakat, Dünya her sene Güneş ’e takriben 5 milyon kilometre kadar yakınlaşıp uzaklaşmaktadır Ancak laf konusu şart genel ısıyı fazla içten etkilemez, esas olan Güneş ışınlarının Dünya ’ya geldiği açılardır
Her 1 Kilometre Yükseklikte 67 Derece Sıcaklık Düşüyor
Konuya geri dönecek olursak, Güneş ’in Dünya ’yı ısıtmasının altından fiilen gelen ışınların yeryüzünden yansıması durumunun etkin olduğu söylenebilir Yüksek noktalara çıkıldıkça hava sıcaklığının düşmesi de bununla ilgilidir Çünkü nemli bir havada ışınların yansıyıp yukarı yükselmesi sırasında her 1 kilometrelik irtifada neredeyse 6 – 7 derecelik bir sıcaklık düşüşü gerçekleşir Mesela Everest ’in dip noktası ile en tepesi aralarında 50 derecelik sıcaklık farkı ve hatta daha fazlası ölçülebilir Bahsedilen sıcaklık düşüşleri atmosferin birincil katmanına değin geçerlidir Maddi olarak ortaya hazırlamak gerekirse, yer yüzünde hissedilen 25 derecelik bir sıcaklık var iken, 11 kilometre tepede ise 50 derecelik bir sıcaklık hissedilir Atmosferin birincil katmanının peşinde ise sıcaklık değişimleri çok daha pozitif olmaktadır
Atmosferin Birincil Tabakasından Daha Sonra Sıcaklık Değişimleri
Atmosferin birinci tabakasının ardından ikinci tabakası yer alır Bu tabakada ozon tabakası da bulunur Tekrar bu tabaka 11 ile 48 kilometreler arasındadır Ancak burada sıcaklık değişimi yükseldikçe azalmaz, tam tersine artar Arkasından da 0 ’ın altındaki sıcaklık katman sonlarına içten sıfır dereceye yaklaşır
48 kilometreden sonradan 3 katman devreye girer ve 88 kilometreye dek bu tabaka sürer Bu tabakada da en yüksek noktalarda sıcaklık 80 dereceye düşer İşte buradan itibaren de Güneş ’e yaklaştıkça aralıksız bir sıcaklık artışı yaşanır
Bu dek sıcaklık değeri anlatılmışken, Güneş ’ten çıkan ışınların birincil anda 2 milyon derece sıcaklıkta olduğundan da dile getirmek gerekir Bu sıcaklık değeri 149,5 milyon kilometre yol kat ederek dünyaya ulaşır ve yaşanabilir sıcaklıklar yeryüzünde oluşmuş olur Doğanın bu mucizeleri inanılmazdır
Isınan Hava Yükselir Ama Yükselirken Isı Enerjisini Kaybeder
Yeryüzünde ısınan hava yükselir, bu sıkça gündeme gelen ve yaygın şekilde bilinen bir durumdur Ama ısınan hava yükselmekte iken, sahip olduğu ısı enerjisini harcar ve mesela bir dağ tepesine ulaşan hava kütlesi çevre ısısıyla aynı değerlere ulaşır Bu durum da yüksek mesafelere çıkıldıkça havanın soğumasına belirli bir ölçüde tesir eder
öte yandan dağların yığın noktalarının soğuk olmalarının bir diğer nedeni de yüzey şekilleridir Güneş ’ten gelen ışınların dik alınamaması sonucu bu noktalar soğuk kalır ve yeterince ısınmaz Çünkü bütün bir ısınma sağlanması için ışınların tepede olan şekilde alınması gerekir Bundan nedeniyle da dağ eteklerinin bir miktar serin olduğu fark edilir
Ilave olarak bulutlardan da söz etmek şarttır Çünkü yeryüzünün ısınmasında bulutların da önemli bir rolü vardır Bulutsuz gecelerin bulutlu gecelere kadar daha soğuk olmaları da bunun bir göstergesidir İşin özünde ise bulutların yerden yansıyan ısıyı yeniden yeryüzüne döndürmeleri, bir nevi yalıtım görevi görmeleridir
Kaynakça:
http:wwwforumlordumnetegitimogretimgenel13712guneseyaklastikcahavanedensogurhtml
Dünya ile Güneş ’in Arasındaki Mesafe Değişimleri
Dünya gezegeninin ısı kaynağı Güneş ’tir Ama yüksek bir dağın tepesine çıkıldığında, yani aslında Güneş ’e biraz daha yaklaşıldığında hava daha da ısınmaz; tersine soğur Buradaki yakınlaşma mesafesi şüphesiz ama Dünya ’nın Güneş ’e olan mesafesi ile kıyaslandığında son derece minik ve hatta gülünç kalır Çünkü Güneş ile Dünya arasında takriben 149,5 milyon kilometre gibi bir uzaklık vardır Yeryüzünde ise tanıdık en yüksek nokta Everest, o da takriben 9 kilometredir
Gerçekten her gün, her birey veya her coğrafi nokta Güneş ’e takriben 12000 kilometre yakınlaşıp uzaklaşmaktadır Çünkü Dünya ’nın çapı az çok bu kadardır ve Dünya kendi ekseni etrafında döndükçe değişmez bir noktanın Güneş ’le olan mesafesi de gezegenin çapı kadar değişir Buna ilave olarak Dünya ’nın Güneş etrafında dönmesi esnasında bir de elips yörünge gerçeği vardır Bu yörünge üzerinde Dünya Güneş ’e zaten en yakın 147 milyon kilometre, en uzak 152 milyon kilometre olacak şekilde pozisyon almaktadır Bunun özeti şudur fakat, Dünya her sene Güneş ’e takriben 5 milyon kilometre kadar yakınlaşıp uzaklaşmaktadır Ancak laf konusu şart genel ısıyı fazla içten etkilemez, esas olan Güneş ışınlarının Dünya ’ya geldiği açılardır
Her 1 Kilometre Yükseklikte 67 Derece Sıcaklık Düşüyor
Konuya geri dönecek olursak, Güneş ’in Dünya ’yı ısıtmasının altından fiilen gelen ışınların yeryüzünden yansıması durumunun etkin olduğu söylenebilir Yüksek noktalara çıkıldıkça hava sıcaklığının düşmesi de bununla ilgilidir Çünkü nemli bir havada ışınların yansıyıp yukarı yükselmesi sırasında her 1 kilometrelik irtifada neredeyse 6 – 7 derecelik bir sıcaklık düşüşü gerçekleşir Mesela Everest ’in dip noktası ile en tepesi aralarında 50 derecelik sıcaklık farkı ve hatta daha fazlası ölçülebilir Bahsedilen sıcaklık düşüşleri atmosferin birincil katmanına değin geçerlidir Maddi olarak ortaya hazırlamak gerekirse, yer yüzünde hissedilen 25 derecelik bir sıcaklık var iken, 11 kilometre tepede ise 50 derecelik bir sıcaklık hissedilir Atmosferin birincil katmanının peşinde ise sıcaklık değişimleri çok daha pozitif olmaktadır
Atmosferin Birincil Tabakasından Daha Sonra Sıcaklık Değişimleri
Atmosferin birinci tabakasının ardından ikinci tabakası yer alır Bu tabakada ozon tabakası da bulunur Tekrar bu tabaka 11 ile 48 kilometreler arasındadır Ancak burada sıcaklık değişimi yükseldikçe azalmaz, tam tersine artar Arkasından da 0 ’ın altındaki sıcaklık katman sonlarına içten sıfır dereceye yaklaşır
48 kilometreden sonradan 3 katman devreye girer ve 88 kilometreye dek bu tabaka sürer Bu tabakada da en yüksek noktalarda sıcaklık 80 dereceye düşer İşte buradan itibaren de Güneş ’e yaklaştıkça aralıksız bir sıcaklık artışı yaşanır
Bu dek sıcaklık değeri anlatılmışken, Güneş ’ten çıkan ışınların birincil anda 2 milyon derece sıcaklıkta olduğundan da dile getirmek gerekir Bu sıcaklık değeri 149,5 milyon kilometre yol kat ederek dünyaya ulaşır ve yaşanabilir sıcaklıklar yeryüzünde oluşmuş olur Doğanın bu mucizeleri inanılmazdır
Isınan Hava Yükselir Ama Yükselirken Isı Enerjisini Kaybeder
Yeryüzünde ısınan hava yükselir, bu sıkça gündeme gelen ve yaygın şekilde bilinen bir durumdur Ama ısınan hava yükselmekte iken, sahip olduğu ısı enerjisini harcar ve mesela bir dağ tepesine ulaşan hava kütlesi çevre ısısıyla aynı değerlere ulaşır Bu durum da yüksek mesafelere çıkıldıkça havanın soğumasına belirli bir ölçüde tesir eder
öte yandan dağların yığın noktalarının soğuk olmalarının bir diğer nedeni de yüzey şekilleridir Güneş ’ten gelen ışınların dik alınamaması sonucu bu noktalar soğuk kalır ve yeterince ısınmaz Çünkü bütün bir ısınma sağlanması için ışınların tepede olan şekilde alınması gerekir Bundan nedeniyle da dağ eteklerinin bir miktar serin olduğu fark edilir
Ilave olarak bulutlardan da söz etmek şarttır Çünkü yeryüzünün ısınmasında bulutların da önemli bir rolü vardır Bulutsuz gecelerin bulutlu gecelere kadar daha soğuk olmaları da bunun bir göstergesidir İşin özünde ise bulutların yerden yansıyan ısıyı yeniden yeryüzüne döndürmeleri, bir nevi yalıtım görevi görmeleridir
Kaynakça:
http:wwwforumlordumnetegitimogretimgenel13712guneseyaklastikcahavanedensogurhtml