iltasyazilim
FD Üye
Güneşin Batıdan Doğuşu Yaklaşmaktadır
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde haber verdiği kıyamet alametlerinden biri “Güneşin Batıdan Doğuşudur Hadislerde bu alamet gerçekleşmeden kıyametin kopmayacağı bildirilmektedir:
“Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetü'l arz, GÜNEŞ'İN BATIDAN DOĞMASI, İsa'nın yeryüzüne inmesi (Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5 cilt, s 362)
(Şu) altı şey gelmeden önce (ibadet sayılan iyi) amelleri işlemeye acele ediniz; GÜNEŞİN BATI TARAFINDAN DOĞMASI, Duhan, Dabbetü’l Arz, Deccal(Süneni İbni Mace, cilt 10, s 295)
Kuran ayetlerinde de “Güneşin batıdan doğuşuna işaret eden çeşitli ayetler bulunmaktadır Bu ayetlerden biri Enam Suresi’ndedir:
“Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya RABBİNİN BAZI İŞARETLERİNİN GELMESİNİ mi bekliyorlar? RABBİNİN İŞARETLERİNDEN BAZILARININ GELECEĞİ GÜN, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz De ki: Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz (Enam Suresi, 158)
Büyük İslam alimi Ahmed b Hanbel yukarıdaki ayette geçen “RABBİ’NİN BAZI İŞARETLERİ ifadesi hakkında Peygamberimiz (sav)’in “Güneşin batıdan doğuşudur buyurduğunu rivayet etmektedir Bu ayetle tüm insanlar, Rabbimiz’in kıyametin yaklaştığını gösteren işaretleri gelmeden önce iman etmeye çağırılmaktadırlar Peygamber Efendimiz’in bu ayetle ilgili hadislerinden bazıları şu şekildedir:
“GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER
İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez…’ (En’am:158) olduğu zamandır Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır (Sahihi Buhari, cil t 14, s 6426)
GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR İnsanlar onu gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler(Süneni İbni Mace, cilt 9, s 4362)
Büyük İslam müfessirleri de ittifakla bu ayeti yukarıdaki şekilde yorumlamakta, “Güneşin Batıdan Doğuşu na işaret olarak tefsir etmektedirler Kıyamet Suresi’nde geçen “Güneşle Ay biraraya getirildiği zaman… (Kıyamet Suresi, 9) ayeti de aynı şekilde “Güneşin batıdan doğuşuna bir delil olarak tefsir edilmektedir
Bu Büyük Alamet Nasıl Gerçekleşecek?
Güneşin batıdan doğuşunun ne şekilde gerçekleşeceği hakkında birçok İslam alimi önemli açıklamalarda bulunmuştur Bediüzzaman Said Nursi, Peygamber Efendimiz (sav)’in haber verdiği bu büyük alametin ne şekilde gerçekleşeceğini bir sözünde şöyle haber verir:
Güneş'in mağribden tulûu (batıdan doğması) ise, bedahet derecesinde (İspata ihtiyaç duymayacak kadar aşikar) bir alâmeti kıyamettir Ve bedaheti için, aklın ihtiyarı ile bağlı olan tevbe kapısını kapayan bir hâdisei semaviye (gökyüzü olayı) olduğundan tefsiri ve manası zâhirdir, tevile ihtiyacı yoktur(Şualar, Beşinci Şua, Yirminci Mesele, s 520)
Bu alamet, Bediüzzaman’ın da belirttiği gibi tüm insanların şahit olacakları, ayrıca bir delile ya da açıklamaya ihtiyaç duymadan anlayacakları çok olağanüstü bir şekilde gerçekleşecektir İnsanlar dünya üzerindeki canlı ve cansız tüm varlıkları etkileyecek bu büyük gök olayına ve kıyametin yakınlığına bizzat tanıklık edeceklerdir Bediüzzaman Said Nursi aynı sözünün devamında bu büyük alametin ne şekilde gerçekleşebileceği hakkında bazı bilgiler vermektedir (En doğrusunu hiç şüphesiz Allah bilir)
Allahu a'lem, o tulûun sebebi zâhirîsi: Kürei Arz kafasının aklı hükmünde olan Kur'an onun başından çıkmasıyla zemin ane olup, izni İlahî ile başını başka seyyareye çarpmasıyla hareketinden geri dönüp, garbdan şarka olan seyahatını, iradei Rabbanî ile şarktan garba tebdil etmekle Güneş garbdan tulûa başlar Evet arzı şems ile, ferşi arş ile kuvvetli bağlayan hablullahil metin olan Kur'anın kuvvei cazibesi kopsa; kürei arzın ipi çözülür, başıboş serseri olup aksiyle ve intizamsız hareketinden Güneş garbdan çıkar Hem müsademe neticesinde emri İlahî ile kıyamet kopar diye bir te'vili vardır
(Türkçeleştirilmiş şekli) Allah bilir, (güneşin batıdan) doğuşunun görünen sebebi: Yerkürenin başının aklı hükmünde olan Kuran’ın onun başından çıkmasıyla yerin aklını yitirip, Allah’ın izni ile başını başka bir yıldıza çarpması, bunun sonucunda da hareketinden geri dönüp, batıdan doğuya doğru olan dönüşünü, Allah’ın izniyle doğudan batıya doğru değiştirmesi ile Güneşin Batıdan doğmaya başlamasıdır Evet, dünyayı güneşe, yeryüzünü gökyüzüne bağlayan Allah’ın güçlü ipi olan Kuran’ın çekim gücü koparsa, yerkürenin ipi çözülür, başıboş bir serseri olup ters ve düzensiz hareketinden dolayı Güneş batıdan doğar Ve bu çarpışma neticesinde Allah’ın izni ile kıyamet kopar
Bediüzzaman Said Nursi, bu alametin yer küreye bir yıldızın ya da bir göktaşının çarpmasıyla gerçekleşeceğini Risalelerin birçok yerinde haber verir Allah’ın izni ile gerçekleşecek bu çarpışmanın ardından yeryüzünün dönüş yönü değişecek ve dünya batıdan doğuya doğru dönerken, doğudan batıya doğru dönmeye başlayacaktır Bu da güneşin doğudan değil, batıdan doğmasıyla sonuçlanacak ve böylece Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği büyük kıyamet alametlerinden biri daha gerçekleşecektir Bediüzzaman Said Nursi bu büyük olayın ardından kıyametin kopacağını haber verir En doğrusunu Allah bilir
Bediüzzaman’ın Peygamberimiz (sav)’in hadisini tefsir ederken bildirdiği bu “çarpma ve sarsıntıyı, Rabbimiz Kuran ayetlerinde bizlere haber vermiştir Naziat Suresi’nde şu şekilde bildirilmektedir:
O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek(Naziat Suresi, 67)
Ayette iki büyük sarsıntıdan bahsedilmektedir Bu sarsıntılardan birincisi dünyamıza bir diğer yıldızın ya da göktaşının çarpması ile gerçekleşecek olan büyük sarsıntı olabilir
(En doğrusunu Allah bilir) İlk çarpışma milyonlarca yıldır kusursuz bir düzen içinde devam eden dünyamızın dönüşünü durduracaktır Bu duruş dünyanın düzenini alt üst edecektir Gece ve gündüz duracak, dünyanın bir tarafı günlerce karanlık içinde kalırken, diğer tarafında gündüz hiç bitmeyecektir İnsanlar bu değişiklik nedeniyle çok büyük bir şaşkınlık yaşayacak, büyük bir korku, dehşet ve panik hali dünyayı kaplayacaktır Yer kabuğu hareketlenecek, dünyanın dört bir yanını depremler saracaktır Şiddetli volkanik patlamalar, mağmanın yeryüzüne doğru hareket etmesi, dehşet ve panik halini daha da artıracaktır
Ancak Rabbimiz ilk sarsıntıyı ikinci bir sarsıntının izleyeceğini bildirmektedir Bu ayetle ilk çarpışmanın ardından ikinci bir çarpışmanın yaşanacağına işaret ediliyor olabilir (En doğrusunu Allah bilir) Yaşanan dehşet ikinci çarpışma ile daha da şiddetlenecektir Bu çarpışma ile dünyamız ters yönde dönmeye başlayacaktır Milyonlarca yıldır batıdan doğuya doğru, kusursuz bir şekilde, bir saniye bile şaşırmadan akıp giden Dünya, doğudan batıya doğru dönmeye başlayacak Bunun neticesinde de Güneş doğudan değil, batıdan doğmaya başlayacak Ancak hem çarpışmalar, hem de dünyanın dönüş yönündeki değişiklik tüm dünyanın düzenini ve canlıların hayatlarına devam etmelerine imkan sağlayan ekolojik sistemi altüst edecektir İnsanlardaki dehşet hali daha da artacak, tüm canlıların ve dünyamızın yokoluş süreci başlayacaktır Naziat Suresi’nin devamında Rabbimiz insanların bu sarsıntıların ardından nasıl bir ruh halinde olacaklarını şu şekilde haber vermektedir:
O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak Gözler zillet içinde düşecek (Naziat Suresi, 69)
“Hayır, onlar kıyamet saatini yalanladılar; Biz kıyametsaatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık (Furkan Suresi, 11)
65 Milyon Yıl önce Dinozor Çağına Son Veren Meteor Çarpması
Her yıl Dünya atmosferine giren 10000 tondan fazla göktaşı, yine atmosfer sayesinde, bizim haberimiz bile olmadan, erimektedir Ancak bu göktaşlarının atmosferde eritilemiyecek kadar büyük olanları da vardır Örneğin Meksika’daki Yukatan Körfezine düşen yaklaşık 100 kilometre büyüklüğündeki meteor, dinozor çağını sona erdirmiştir Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce gerçekleşen bu meteor çarpışmasının ardından yaşananları incelemek, Bediüzzaman Said Nursi’nin işaret ettiği ve ayetlerde de bildirilen iki büyük çarpışmanın yeryüzünde ve canlıların üzerinde ne gibi etkiler oluşturabileceğini anlamamızda yardımcı olmaktadır
Bu çarpışma ekolojik sistem üzerinde çok köklü değişiklikler meydana getirmiştir İlk etki, çarpmanın neticesinde oluşan geniş çaplı yıkım olmuştur Çarpmanın ardından volkanik patlamalar, dünyanın dört bir yanında depremler, tsunamiler, şiddetli fırtınalar, yangınlar, asit yağmurları meydana gelmiştir
Atmosfere girdiği anda bir ateş topuna dönüşen, güneşten 4 kat daha parlak olan bu meteor, global ısınmaya sebebiyet vermiştir Çarpma, kaynama seviyesinde bir sıcaklık oluşturmuş, atmosferde kimyasal değişiklikler olmuş, yayılan gaz ve toz bulutları, buharlaşmış sülfür dünya çapında bir kararmaya, güneş ışığının bloke edilmesine yol açmıştır Bunun sonucunda global ısı düşmüş, birkaç nesil boyunca daimi kış oluşmuş ve fotosentez durmuştur Bilim adamları fotosentezin sadece bir sene durmasının dahi ekosistemi tamamen çökerteceğini belirtmektedirler Çünkü dünya üzerindeki yaşamın yüzde 99,9’u Güneş’e bağlıdır ve Güneş çıkartıldığında yaşamın ilk koşulu yok edilmiş demektir Dolayısıyla Güneş ışığının uzun süre bloke edilmesi dünyadaki ekolojik sistemi değiştirmiştir Bitkilerin ve planktonların yokolmasıyla dünyadaki oksijen seviyesi ani bir şekilde düşmüştür Bitkilerle beslenen hayvanlar bir süre sonra açlıktan ölmüş, yüzlerce yıl süren bu değişiklik birçok hayvan türünün yok olmasıyla sonuçlanmıştır 65 milyon yıl önce meydana gelen bu meteor düşmesinin ardından denizlerdeki canlı türlerinin yüzde 90’ı, karada yaşayan omurgalıların yüzde 70’i yok olmuştur KT yokoluşu adı verilen bu çarpmanın en önemli etkisi ise dinozor çağını sona erdirmesi olmuştur
“Güneşin Batıdan Doğuşunun Ardından Yaşanacaklar
Şiddetli Sarsıntılar Birbirini Takip Edecek
O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek(Naziat Suresi, 67)
Ayette iki büyük sarsıntıdan bahsedilmektedir Bu sarsıntılardan birincisi dünyamıza bir diğer yıldızın ya da göktaşının çarpmasıyla gerçekleşecek olabilir
Bu çarpışma, milyonlarca yıldır kusursuz bir düzen içinde devam eden dünyanın dönüşünü durduracaktır
İlk çarpışmanın ardından ikinci bir çarpışma yaşanacaktır Yaşanan dehşet ikinci çarpışma ile daha da şiddetlenecektir
Bu çarpışma ile dünyamız ters yönde, başka bir ifadeyle doğudan batıya doğru dönmeye başlayacaktır Bunun neticesinde de, Güneş doğudan değil, batıdan doğmaya başlayacaktır
Bu iki büyük çarpışma tüm yeryüzünün ekolojik sistemini değiştirecek, insanlar, hayvanlar ve diğer tüm varlıklar art arda çok büyük felaketlerle karşılaşacaklardır Çarpışmalar ve dünyanın yönünün değişmesi yer kabuğunu hareketlendirecek ve dünyanın dört bir yanında şiddetli depremler gerçekleşecektir Nitekim Peygamber Efendimiz de şiddetli depremleri kıyametin alametlerinden biri olarak saymaktadır
Dev boyutlardaki dağlar, ağaçlar, gökdelenler, binalar kısaca yeryüzünün her noktası sarsılmaya başlayacaktır Bundan önce hiç rastlanmamış bu sarsıntı karşısında insanlar büyük bir paniğe ve korkuya kapılacaklardır En korkunç olan ise bu sarsıntıdan kaçacak ya da sığınıp kurtulabilecek hiçbir yerin olmamasıdır Çünkü bu sarsıntı daha önce insanların görmüş oldukları ve yalnızca belli bir bölge ya da şehirde meydana gelen, saniyelerle hesap edilen depremlerin bir benzeri değildir Bu kez yaşanan, hiçbir kaçışın olmadığı, aynı anda dünyanın dört bir yanında başlayan bir sarsıntıdır
Dünya üzerinde yaşanmış ve sonuçları insanları derinden etkilemiş sarsıntıları, depremleri bir an için gözünüzün önüne getirin Bu sarsıntıların tümü sadece saniyelerce sürmüş, ancak buna rağmen ardında büyük enkazlar bırakmıştır Ancak Peygamberimiz (sav)’in kıyamet alameti olarak saydığı bu sarsıntılar ne şiddet, ne meydana gelen sonuç ne de kapsam olarak daha önce dünyada yaşanan depremlere benzemeyecektir Dünyadaki bir deprem her ne kadar şiddetli olursa olsun, insanlar için çoğu zaman bir kurtuluş olasılığı vardır İnsanlar bunu bildikleri için sarsıntı başlar başlamaz kendilerini kurtarabilmek amacıyla birtakım tedbirler almaya, hızla depreme karşı güvenlik içinde olabilecekleri bir yere saklanmaya çalışırlar Oysa insanların hepsi anlayacaklardır ki, bu sarsıntılar daha önce yaşadıklarının bir benzeri değildir; hiçbir şekilde kaçıp kurtulma ihtimali yoktur Kuşkusuz insanlar, kıyamet saatine dair herşey gibi, meydana gelecek ve kaçış imkanı olmayacak bu sarsıntılar için de Kuran'da şöyle uyarılmışlardır: Ey insanlar, Rabbinizden korkupsakının, çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir(Hac Suresi, 1)
Kıyamet saatinde, yeryüzünde sahip olunan hiçbir şeyin değeri ve anlamı kalmayacaktır İnsanları aldatan herşey; lüks evler, dev gökdelenler, beş yıldızlı oteller, ömürleri boyunca hırsla paralar biriktirerek aldıkları ve üzerinde onca emek vererek yaptırdıkları ve düzenledikleri evler, saraylar, köprüler, dünyanın en ünlü yapıları; yüzyıllarca her türlü doğa olayına karşı yıkılmadan ayakta kalabilmiş olan piramitler, tarihi kaleler, şehirler adeta deniz kenarına yapılmış kumdan kaleler gibi hızla çökeceklerdir Umut bağlanan işyerleri, lüks arabalar kısaca dünya hayatında insanın sahip olduğu, sahip olmakla övündüğü tüm maddi zenginlikler bir anda yok olacaktır İnsanların elde ettikleri şan, şöhret, itibar ve iktidarın hiçbir anlamı veya önemi kalmayacaktır
Türlü bahanelerle Allah'ı inkar için çaba göstermiş ve ne yapması gerektiğini bildiği halde ibadet etmekten kaçmış olan her kişi, sonunda Allah'tan başka sığınılabilecek bir güç olmadığını çok iyi anlayacaktır Ama artık kendileri için geriye dönüş ve yaptıklarını telafi imkanı olmayacak, yaşanan pişmanlık da kişiye bir fayda getirmeyecektir
Yanardağ Patlamaları Dünyayı Saracak
Çarpışmaların etkisiyle oluşan depremleri yanardağ patlamaları takip edecek, çarpışmaların şiddetiyle yerkabuğunda kırılmalar meydana gelecek ve mağma yeryüzünün her yerinden fışkıracaktır Zelzele Suresi’nde Rabbimiz şu şekilde buyurmaktadır:
Yer, ağırlıklarını dışa atıpçıkardığı ve insan: Buna ne oluyor?dediği zaman; O gün (yer), haberlerini anlatacaktır Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir (Zelzele Suresi, 25)
Bilindiği gibi dünyanın merkezinde (yerkabuğunun 50006000 km aşağısında), oldukça yüksek basınca sahip, kor halinde bir katman bulunmaktadır Ve bu katmanın sıcaklığının yaklaşık olarak 4500oC olduğu tahmin edilmektedir Nitekim volkan patlaması sonucu yeryüzüne çıkan lavlar bu bölgede, yani magmada bulunmaktadır Söz konusu patlamalar tarih boyunca birçok şehir halkına dehşet dolu anlar yaşatarak, insanların ölümüne hatta kimi zaman şehirlerin dahi tamamen yok olmasına sebep olmuşlardır Çeşitli sebeplerden dolayı toprak katmanlarında oluşan kırılmalar sonucunda yeryüzüne sızan lavlar, basınç ne kadar yüksekse o kadar şiddetli fışkırırlar Aslında burada belirleyici etken, gazın oranıdır Magma yeryüzüne çıkarken gazlar sıvı haldeki maddeden ayrılarak magmanın üzerinde yayılır ve böylece basıncın artmasına neden olurlar Magma, gazla ne kadar yüklüyse püskürtme esnasında o kadar fazla patlama olur ve yerin altında fokurdayarak kaynayan lavlar yeryüzüne çıkarak yerin üstünü adeta cehenneme çevirirler Bu tarz bir patlama sadece belli bir bölgeyi içine alan kısmi bir patlamadır Üstelik günümüzde yapılan incelemeler sonucu çoğu zaman böyle bir felaketten daha önceden haberdar olunup, tehlikenin bulunduğu bölgede çeşitli tedbirler alınabilmektedir
Kuran ayetlerinde, yerin ağırlıklarını dışa atmasıifadesiyle o gün yerin altında bulunan pek çok şeyle birlikte, çekirdekte bulunan akışkan kısmın da tamamıyle yerin üstüne çıkacağına işaret edilmektedir Yeryüzünün tümünde meydana gelen şiddetli sarsıntılar ve yerin tüm katmanlarının kırılması böyle bir şeyin kolaylıkla gerçekleşebilmesi için gereken altyapıyı oluşturacaktır Yani kıyamet gününde şiddetli depremler yerin altını üstüne getirecek, insanlar başlarına çöken dağlardan, dev binalardan kurtulmaya çalışırken yerdeki çatlaklardan fışkıran lavlar her yanı saracak, bu da insanların, ölümden hiçbir şekilde kaçışlarının olmadığını bir kere daha anlamalarına sebep olacaktır Felaketleri felaketler izleyecek, birinden kurtulmaya çalışan, bir diğeri ile karşılaşacaktır (En doğrusunu Allah bilir) Kuran ayetlerinde şöyle bildirilmektedir:
Yer, düzlendiği, içinde olanları dışa atıp boşaldığı, ve 'kendi yaratılışına uygun Rabbine boyun eğdiği zaman (İnşikak Suresi, 35)
O gün yerin dışarı atacağı ağırlık, yalnızca magma katmanı değildir Magma hem mantonun içindeki hem de mantoyla kabuk arasındaki ısı ve madde alışverişlerinin başlıca taşıyıcısıdır Yani muhtemelen magma ile birlikte taşınan, yerin altında bulunan birçok madde, yüksek bir sıcaklıkla birlikte yerin yüzeyine çıkacaktır Bu da yeryüzünün görülmedik bir şekilde ısınmasına neden olacaktır Gerçekleşen olaylar sonucunda, yerin altında bulunan petrol, kömür gibi madenlerle birlikte tüm fosiller ve cesetler, tüm kalıntılar, kısaca yerin altında bulunan canlı cansız herşey dışarı atılacaktır Kısaca yerin altı üstüne gelecektir Allah, bu durumu Kuran'da şöyle haber vermektedir:
Ve kabirlerin içi 'deşilip dışa atıldığı' zaman; (artık her) nefis önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilipöğrenmiştir (İnfitar Suresi, 45)
Yine yeraltı suları, sarsıntının şiddetiyle kırılan yerin katmanlarından dışarı fışkıracaktır Tazyikli suyun etkisi ise oldukça şiddetlidir Hem fışkırmanın başladığı bölgede önemli hasarlar meydana gelecek hem de yaşamı olumsuz etkileyen bir su tabakası yeryüzüne yayılacaktır
Herhangi bir bölgede volkanik patlama olduğu zaman sayısız toz ve katı parçacık atmosferin üst tabakalarına fırlar Böyle bir patlama sırasında çoğu zaman tüm bölgeyi küllerin kapladığı, söz konusu bölgenin toz duman içinde kaldığı bilinmektedir Nitekim Allah ayette kıyamet gününde 'dağların toz duman halinde savrulacağını' (Vakıa Suresi, 6) bildirmiştir Kuran'da anlatılanlara uygun olarak, kıyamet gününde dünyanın her yerinde buna benzer patlamaların olması ihtimali oldukça yüksektir
Görüldüğü gibi insanlar dört bir yandan şiddetli bir azaba uğrayacaklardır Her tarafı kaplayan toz ve duman bulutu, yine aynı anda yayılan gazlar, insanların nefes alamamasına ve acılar içinde kıvranmasına sebep olacaktır O gün yaşanan bütün bu olaylar inkarcıların sonsuza kadar cehennemin içinde görecekleri ebedi azabın büyüklüğünü anlamaları için yeterlidir Böylesine dehşetli bir bitirişle insanların hayatlarına son veren Allah, cehennemde inkarcılar için eşi benzeri olmayan maddi ve manevi bir azap hazırlamıştır Yaşanan olayların azameti karşısında dehşetli bir ölüm korkusu her yanı sarmıştır Geriye korku ve pişmanlıktan başka hiçbir şey kalmamıştır
Gökyüzünün Durumu
Uçsuz bucaksız evrenin her noktasını kaplayan gezegenler, yıldızlar, sayısız gök cismi Allah'ın tek bir emri ile yaratılmış, O'nun kudretiyle muazzam bir dengeyle korunmuştur Allah, var olan herşey için olduğu gibi gökyüzündeki bu muazzam dünya için de görülmemiş bir son hazırlamıştır İki büyük çarpışmanın ardından gökyüzünde de olağanüstü değişiklikler yaşanacak, insanların üzerine gökyüzünden felaketler yağacaktır
Gökyüzü insanın her zaman için varlığından ve sürekliliğinden emin olduğu bir tavan gibidir Allah'ın bir dayanak olmaksızın yükselttiği ve tuttuğu, uçsuz bucaksız uzay ile arasında perde görevi gören, bu görkemli tavan, yüzyıllarca, dünyayı ve üzerindeki canlıları sayısız tehlikelerden (ultraviyole ışınlar, gök taşları, uzayın dondurucu soğukluğu vs) en küçük bir aksaklığa meydan vermeden korumuş, canlılığın devamı için gerekli olan en önemli etmen olmuştur Karanlık uzaydan geçerek gelen ışık, atmosferin taşıdığı özellikler sayesinde dünyaya yeterince yayılmış, tüm gezegeni aydınlatmış ve insan, atmosferdeki hassas oksijen oranı sayesinde nefes alıp, hayat bulabilmiştir Oysa yeryüzüne gökcisimlerinin çarpmasının ardından gök tüm işlevlerini kaybedecektir Gökyüzünde yaşananlar ayetlerde şöyle haber verilir:
O gün gök, sarsılıp çalkalanır (Tur Suresi, 9)
Bu nedenle gök bile yarılıpçatlamıştır; (artık) O'nun va'di gerçekleştirilipyerine getirilmiştir (Müzemmil Suresi, 18)
Gök yarılıpçatlamıştır; artık o gün, 'sarkmışza'fa uğramıştır (Hakka Suresi, 16)
Daha önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi yıldız ya da göktaşının çarpması sonucunda yeryüzünü çok büyük bir toz ve duman bulutu saracaktır Yeryüzünü saran bu duman ve toz bulutu, Güneş ışığını engelleyecek boyutlarda olacak, ekolojik sistemi altüst edecektir Nitekim Peygamber Efendimiz (sav)’in haber verdiği kıyamet alametlerinden biri de “yeryüzünde yıllar boyu kalacak olan dumandır Kuran'da gökyüzünün uğrayacağı son şu şekilde anlatılır:
Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün; (Mearic Suresi, 8)
Atmosfer o gün eriyecek ve akkor haline gelerek yanmaya başlayacaktır İnsanlar masmavi görmeye alışık oldukları gökyüzünü, o gün kızıl olarak göreceklerdir The Last Three Minutes (Son Üç Dakika) adlı kitabında Paul Davies Dünya'ya çarpacak bir kuyruklu yıldızın etkisini anlatırken, gökyüzünün yükseklerinden devasa bir ışık ışınının gökleri yakmaya başlayacağını ve maden gibi eriteceğini söylemektedir Yine aynı bölümde Paul Davies, uzayın içinde oluşan vakumdan dolayı kaynayan gazın bir girdap oluşturacağını bildirmiştir Bu açıklama Rahman Suresi'nde geçen bir ayet ile çok büyük benzerlikler göstermektedir:
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül gibi olduğu zaman (Rahman Suresi, 37)
Göğün eriyerek akması, erimiş yağ veya erimiş maden gibi, kızgın yoğun bir sıvıyı andırmaktadır Yine böyle bir durumda göğün akkor haline geleceği, yani kızgın ve kırmızı bir renk alacağı bilinmektedir Paul Davies'in bildirdiği gibi o gün kaynayan gaz girdap şeklini alabilir Böyle bir şeyin kıpkırmızı bir güle ne derece benzeyeceği ise açıktır
Denizler Yanmaya Başlayacaktır
Dünya'nın dörtte üçünü kaplayan en büyük su kütlesi olan denizlerin bir anda kaynamaya, fokurdamaya başlaması gerçekten de insanın gözünde çok zor canlanabilecek bir manzaradır O gün yerin bütün ağırlıklarını dışa atması, yerin altındaki yaklaşık 4500oC sıcaklığındaki katmanın imkan bulduğu her yerden dışarı taşacağı anlamına gelmektedir Buna şüphesiz denizlerin altında bulunanlar da dahildir Herhangi bir belgesel programında lavların denizin içindeki çıkışını seyretmiş olanlar, bu kızgın maddenin deniz suyunda oluşturduğu akıllara durgunluk veren manzaraya şahit olmuşlardır Oysa kıyamet günü gerçekleşecek olan görüntü, bu manzaradan çok daha farklı, çok daha kapsamlı ve dehşet verici olacaktır Yeryüzündeki bütün denizler alevler içinde kalacak, önüne geçilemeyecek bir ateş ve alev topluluğu insanlara yönelecektir O gün tüm denizler tutuşturulmuştur Allah şu şekilde buyrmaktadır:
Denizler, tutuşturulduğu zaman (Tekvir Suresi, 6)
Yaşanan olaylar sonucu karada olduğu gibi denizde de yaşam son bulacaktır Normal şartlarda serinlik ve rahatlık hissi veren denizler, bir anda etrafa müthiş bir sıcaklık yayacaktır Denizlerde dev dalgalar yerine alev bulutları yer alacak, havadaki duman oksijeni büyük oranda tüketecektir Uçsuz bucaksız denizlerin alev alev yanan ve şiddetle fokurdayan görüntüsü, dünyanın geniş bir alanına hakim olacak ve pek çok felaketi de beraberinde getirecektir
Kuran'da kıyamet günü gerçekleşeceği bildirilen olaylardan biri de denizlerin taşmasıdır Bu gerçek bizlere bir ayette şu şekilde haber verilmektedir:
Denizler, fışkırtılıptaşırıldığı zaman (İnfitar Suresi, 3)
O gün Allah'ın dilemesi ile karadan gelecek olan felaketlere denizlerden gelenler de eklenecektir Bilindiği gibi, genelde deniz altında bir deprem meydana geldiği zaman su yüzeyinde dev dalgalar oluşur Dünyaya bir yıldızın çarpması sonucunda oluşacak olan şiddetli depremlerin etkisiyle kabaran sular yerleşim merkezlerini kaplayacak ve şehirlerin, adaların yokolmasına neden olacaktır Ayrıca ekolojik sistemdeki değişiklikler buzulların erimesine neden olacak, bu da mevcut su seviyesinin yükselmesine sebep olacaktır
Allah'ın belirlediği bu süre tamamlandığı zaman, kalplere amansız korku salan olaylar arka arkaya gerçekleşecektir İnsanları çevreleyen korkunç bir gürültü, dağların parçalanması, insanların ayaklarının altından akan lavlar, her yeri sarıp kuşatan toz, duman ve gaz bulutları, kaynayarak insanların üstlerine taşan sular Dünya hayatı boyunca Allah'ın varlığını düşünmek istemeyen, büyüklüğünü takdir edemeyen kullara bir anda gelen dehşetli bir acı Kayıtsız şartsız herkese boyun eğdiren, insanlara kendi acizliklerini ve ömrü boyunca değer verdikleri şeylerin ne kadar değersiz olduğunu gösteren büyük bir gün O gün, insanların içlerinde duydukları korkunun ve dehşetin tarif edilemeyeceği bir gündür İnsanlar oradan oraya koşmaya, kaçarak saklanacak bir yer aramaya çalışacaklardır Ama herkes bilmektedir ki bu günden kurtuluş yoktur
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Peygamber Efendimiz (sav)’in hadislerinde haber verdiği kıyamet alametlerinden biri “Güneşin Batıdan Doğuşudur Hadislerde bu alamet gerçekleşmeden kıyametin kopmayacağı bildirilmektedir:
“Kıyamet on alamet görülmedikçe kopmaz: Duman, Deccal, Dabbetü'l arz, GÜNEŞ'İN BATIDAN DOĞMASI, İsa'nın yeryüzüne inmesi (Rudani, Büyük Hadis Külliyatı, 5 cilt, s 362)
(Şu) altı şey gelmeden önce (ibadet sayılan iyi) amelleri işlemeye acele ediniz; GÜNEŞİN BATI TARAFINDAN DOĞMASI, Duhan, Dabbetü’l Arz, Deccal(Süneni İbni Mace, cilt 10, s 295)
Kuran ayetlerinde de “Güneşin batıdan doğuşuna işaret eden çeşitli ayetler bulunmaktadır Bu ayetlerden biri Enam Suresi’ndedir:
“Onlar, kendilerine meleklerin gelmesini mi, ya da Rabbinin gelmesini mi veya RABBİNİN BAZI İŞARETLERİNİN GELMESİNİ mi bekliyorlar? RABBİNİN İŞARETLERİNDEN BAZILARININ GELECEĞİ GÜN, daha önce iman etmemişse veya imanıyla bir hayır kazanmamışsa hiç kimseye imanı yarar sağlamaz De ki: Bekleyin, Biz de şüphesiz beklemekteyiz (Enam Suresi, 158)
Büyük İslam alimi Ahmed b Hanbel yukarıdaki ayette geçen “RABBİ’NİN BAZI İŞARETLERİ ifadesi hakkında Peygamberimiz (sav)’in “Güneşin batıdan doğuşudur buyurduğunu rivayet etmektedir Bu ayetle tüm insanlar, Rabbimiz’in kıyametin yaklaştığını gösteren işaretleri gelmeden önce iman etmeye çağırılmaktadırlar Peygamber Efendimiz’in bu ayetle ilgili hadislerinden bazıları şu şekildedir:
“GÜNEŞ BATIDAN DOĞUNCAYA KADAR KIYAMET KOPMAZ GÜNEŞ BATIDAN DOĞDUĞU ZAMAN, İNSANLARIN HEPSİ ONU GÖRÜRLER DE TOPTAN HEPSİ İMAN EDERLER
İşte bu, ‘…Rabb’inin ayetlerinden biri geldiği gün, daha evvelden iman etmiş veya imanından bir hayır kazanmış olmayan hiçbir kimseye (o günkü) imanı asla fayda vermez…’ (En’am:158) olduğu zamandır Muhakkak ki, kıyamet şüphesiz kopacaktır (Sahihi Buhari, cil t 14, s 6426)
GÜNEŞ BATTIĞI YERDEN DOĞMADIKÇA KIYAMET KOPMAYACAKTIR İnsanlar onu gördükleri zaman yeryüzünde bulunanlar iman ederler(Süneni İbni Mace, cilt 9, s 4362)
Büyük İslam müfessirleri de ittifakla bu ayeti yukarıdaki şekilde yorumlamakta, “Güneşin Batıdan Doğuşu na işaret olarak tefsir etmektedirler Kıyamet Suresi’nde geçen “Güneşle Ay biraraya getirildiği zaman… (Kıyamet Suresi, 9) ayeti de aynı şekilde “Güneşin batıdan doğuşuna bir delil olarak tefsir edilmektedir
Bu Büyük Alamet Nasıl Gerçekleşecek?
Güneşin batıdan doğuşunun ne şekilde gerçekleşeceği hakkında birçok İslam alimi önemli açıklamalarda bulunmuştur Bediüzzaman Said Nursi, Peygamber Efendimiz (sav)’in haber verdiği bu büyük alametin ne şekilde gerçekleşeceğini bir sözünde şöyle haber verir:
Güneş'in mağribden tulûu (batıdan doğması) ise, bedahet derecesinde (İspata ihtiyaç duymayacak kadar aşikar) bir alâmeti kıyamettir Ve bedaheti için, aklın ihtiyarı ile bağlı olan tevbe kapısını kapayan bir hâdisei semaviye (gökyüzü olayı) olduğundan tefsiri ve manası zâhirdir, tevile ihtiyacı yoktur(Şualar, Beşinci Şua, Yirminci Mesele, s 520)
Bu alamet, Bediüzzaman’ın da belirttiği gibi tüm insanların şahit olacakları, ayrıca bir delile ya da açıklamaya ihtiyaç duymadan anlayacakları çok olağanüstü bir şekilde gerçekleşecektir İnsanlar dünya üzerindeki canlı ve cansız tüm varlıkları etkileyecek bu büyük gök olayına ve kıyametin yakınlığına bizzat tanıklık edeceklerdir Bediüzzaman Said Nursi aynı sözünün devamında bu büyük alametin ne şekilde gerçekleşebileceği hakkında bazı bilgiler vermektedir (En doğrusunu hiç şüphesiz Allah bilir)
Allahu a'lem, o tulûun sebebi zâhirîsi: Kürei Arz kafasının aklı hükmünde olan Kur'an onun başından çıkmasıyla zemin ane olup, izni İlahî ile başını başka seyyareye çarpmasıyla hareketinden geri dönüp, garbdan şarka olan seyahatını, iradei Rabbanî ile şarktan garba tebdil etmekle Güneş garbdan tulûa başlar Evet arzı şems ile, ferşi arş ile kuvvetli bağlayan hablullahil metin olan Kur'anın kuvvei cazibesi kopsa; kürei arzın ipi çözülür, başıboş serseri olup aksiyle ve intizamsız hareketinden Güneş garbdan çıkar Hem müsademe neticesinde emri İlahî ile kıyamet kopar diye bir te'vili vardır
(Türkçeleştirilmiş şekli) Allah bilir, (güneşin batıdan) doğuşunun görünen sebebi: Yerkürenin başının aklı hükmünde olan Kuran’ın onun başından çıkmasıyla yerin aklını yitirip, Allah’ın izni ile başını başka bir yıldıza çarpması, bunun sonucunda da hareketinden geri dönüp, batıdan doğuya doğru olan dönüşünü, Allah’ın izniyle doğudan batıya doğru değiştirmesi ile Güneşin Batıdan doğmaya başlamasıdır Evet, dünyayı güneşe, yeryüzünü gökyüzüne bağlayan Allah’ın güçlü ipi olan Kuran’ın çekim gücü koparsa, yerkürenin ipi çözülür, başıboş bir serseri olup ters ve düzensiz hareketinden dolayı Güneş batıdan doğar Ve bu çarpışma neticesinde Allah’ın izni ile kıyamet kopar
Bediüzzaman Said Nursi, bu alametin yer küreye bir yıldızın ya da bir göktaşının çarpmasıyla gerçekleşeceğini Risalelerin birçok yerinde haber verir Allah’ın izni ile gerçekleşecek bu çarpışmanın ardından yeryüzünün dönüş yönü değişecek ve dünya batıdan doğuya doğru dönerken, doğudan batıya doğru dönmeye başlayacaktır Bu da güneşin doğudan değil, batıdan doğmasıyla sonuçlanacak ve böylece Peygamberimiz (sav)’in haber verdiği büyük kıyamet alametlerinden biri daha gerçekleşecektir Bediüzzaman Said Nursi bu büyük olayın ardından kıyametin kopacağını haber verir En doğrusunu Allah bilir
Bediüzzaman’ın Peygamberimiz (sav)’in hadisini tefsir ederken bildirdiği bu “çarpma ve sarsıntıyı, Rabbimiz Kuran ayetlerinde bizlere haber vermiştir Naziat Suresi’nde şu şekilde bildirilmektedir:
O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek(Naziat Suresi, 67)
Ayette iki büyük sarsıntıdan bahsedilmektedir Bu sarsıntılardan birincisi dünyamıza bir diğer yıldızın ya da göktaşının çarpması ile gerçekleşecek olan büyük sarsıntı olabilir
(En doğrusunu Allah bilir) İlk çarpışma milyonlarca yıldır kusursuz bir düzen içinde devam eden dünyamızın dönüşünü durduracaktır Bu duruş dünyanın düzenini alt üst edecektir Gece ve gündüz duracak, dünyanın bir tarafı günlerce karanlık içinde kalırken, diğer tarafında gündüz hiç bitmeyecektir İnsanlar bu değişiklik nedeniyle çok büyük bir şaşkınlık yaşayacak, büyük bir korku, dehşet ve panik hali dünyayı kaplayacaktır Yer kabuğu hareketlenecek, dünyanın dört bir yanını depremler saracaktır Şiddetli volkanik patlamalar, mağmanın yeryüzüne doğru hareket etmesi, dehşet ve panik halini daha da artıracaktır
Ancak Rabbimiz ilk sarsıntıyı ikinci bir sarsıntının izleyeceğini bildirmektedir Bu ayetle ilk çarpışmanın ardından ikinci bir çarpışmanın yaşanacağına işaret ediliyor olabilir (En doğrusunu Allah bilir) Yaşanan dehşet ikinci çarpışma ile daha da şiddetlenecektir Bu çarpışma ile dünyamız ters yönde dönmeye başlayacaktır Milyonlarca yıldır batıdan doğuya doğru, kusursuz bir şekilde, bir saniye bile şaşırmadan akıp giden Dünya, doğudan batıya doğru dönmeye başlayacak Bunun neticesinde de Güneş doğudan değil, batıdan doğmaya başlayacak Ancak hem çarpışmalar, hem de dünyanın dönüş yönündeki değişiklik tüm dünyanın düzenini ve canlıların hayatlarına devam etmelerine imkan sağlayan ekolojik sistemi altüst edecektir İnsanlardaki dehşet hali daha da artacak, tüm canlıların ve dünyamızın yokoluş süreci başlayacaktır Naziat Suresi’nin devamında Rabbimiz insanların bu sarsıntıların ardından nasıl bir ruh halinde olacaklarını şu şekilde haber vermektedir:
O gün yürekler (dehşet içinde) hoplayacak Gözler zillet içinde düşecek (Naziat Suresi, 69)
“Hayır, onlar kıyamet saatini yalanladılar; Biz kıyametsaatini yalan sayanlara çılgınca yanan bir ateş hazırladık (Furkan Suresi, 11)
65 Milyon Yıl önce Dinozor Çağına Son Veren Meteor Çarpması
Her yıl Dünya atmosferine giren 10000 tondan fazla göktaşı, yine atmosfer sayesinde, bizim haberimiz bile olmadan, erimektedir Ancak bu göktaşlarının atmosferde eritilemiyecek kadar büyük olanları da vardır Örneğin Meksika’daki Yukatan Körfezine düşen yaklaşık 100 kilometre büyüklüğündeki meteor, dinozor çağını sona erdirmiştir Günümüzden yaklaşık 65 milyon yıl önce gerçekleşen bu meteor çarpışmasının ardından yaşananları incelemek, Bediüzzaman Said Nursi’nin işaret ettiği ve ayetlerde de bildirilen iki büyük çarpışmanın yeryüzünde ve canlıların üzerinde ne gibi etkiler oluşturabileceğini anlamamızda yardımcı olmaktadır
Bu çarpışma ekolojik sistem üzerinde çok köklü değişiklikler meydana getirmiştir İlk etki, çarpmanın neticesinde oluşan geniş çaplı yıkım olmuştur Çarpmanın ardından volkanik patlamalar, dünyanın dört bir yanında depremler, tsunamiler, şiddetli fırtınalar, yangınlar, asit yağmurları meydana gelmiştir
Atmosfere girdiği anda bir ateş topuna dönüşen, güneşten 4 kat daha parlak olan bu meteor, global ısınmaya sebebiyet vermiştir Çarpma, kaynama seviyesinde bir sıcaklık oluşturmuş, atmosferde kimyasal değişiklikler olmuş, yayılan gaz ve toz bulutları, buharlaşmış sülfür dünya çapında bir kararmaya, güneş ışığının bloke edilmesine yol açmıştır Bunun sonucunda global ısı düşmüş, birkaç nesil boyunca daimi kış oluşmuş ve fotosentez durmuştur Bilim adamları fotosentezin sadece bir sene durmasının dahi ekosistemi tamamen çökerteceğini belirtmektedirler Çünkü dünya üzerindeki yaşamın yüzde 99,9’u Güneş’e bağlıdır ve Güneş çıkartıldığında yaşamın ilk koşulu yok edilmiş demektir Dolayısıyla Güneş ışığının uzun süre bloke edilmesi dünyadaki ekolojik sistemi değiştirmiştir Bitkilerin ve planktonların yokolmasıyla dünyadaki oksijen seviyesi ani bir şekilde düşmüştür Bitkilerle beslenen hayvanlar bir süre sonra açlıktan ölmüş, yüzlerce yıl süren bu değişiklik birçok hayvan türünün yok olmasıyla sonuçlanmıştır 65 milyon yıl önce meydana gelen bu meteor düşmesinin ardından denizlerdeki canlı türlerinin yüzde 90’ı, karada yaşayan omurgalıların yüzde 70’i yok olmuştur KT yokoluşu adı verilen bu çarpmanın en önemli etkisi ise dinozor çağını sona erdirmesi olmuştur
“Güneşin Batıdan Doğuşunun Ardından Yaşanacaklar
Şiddetli Sarsıntılar Birbirini Takip Edecek
O sarsıntının sarsacağı gün, arkasından onu diğer bir sarsıntı izleyecek(Naziat Suresi, 67)
Ayette iki büyük sarsıntıdan bahsedilmektedir Bu sarsıntılardan birincisi dünyamıza bir diğer yıldızın ya da göktaşının çarpmasıyla gerçekleşecek olabilir
Bu çarpışma, milyonlarca yıldır kusursuz bir düzen içinde devam eden dünyanın dönüşünü durduracaktır
İlk çarpışmanın ardından ikinci bir çarpışma yaşanacaktır Yaşanan dehşet ikinci çarpışma ile daha da şiddetlenecektir
Bu çarpışma ile dünyamız ters yönde, başka bir ifadeyle doğudan batıya doğru dönmeye başlayacaktır Bunun neticesinde de, Güneş doğudan değil, batıdan doğmaya başlayacaktır
Bu iki büyük çarpışma tüm yeryüzünün ekolojik sistemini değiştirecek, insanlar, hayvanlar ve diğer tüm varlıklar art arda çok büyük felaketlerle karşılaşacaklardır Çarpışmalar ve dünyanın yönünün değişmesi yer kabuğunu hareketlendirecek ve dünyanın dört bir yanında şiddetli depremler gerçekleşecektir Nitekim Peygamber Efendimiz de şiddetli depremleri kıyametin alametlerinden biri olarak saymaktadır
Dev boyutlardaki dağlar, ağaçlar, gökdelenler, binalar kısaca yeryüzünün her noktası sarsılmaya başlayacaktır Bundan önce hiç rastlanmamış bu sarsıntı karşısında insanlar büyük bir paniğe ve korkuya kapılacaklardır En korkunç olan ise bu sarsıntıdan kaçacak ya da sığınıp kurtulabilecek hiçbir yerin olmamasıdır Çünkü bu sarsıntı daha önce insanların görmüş oldukları ve yalnızca belli bir bölge ya da şehirde meydana gelen, saniyelerle hesap edilen depremlerin bir benzeri değildir Bu kez yaşanan, hiçbir kaçışın olmadığı, aynı anda dünyanın dört bir yanında başlayan bir sarsıntıdır
Dünya üzerinde yaşanmış ve sonuçları insanları derinden etkilemiş sarsıntıları, depremleri bir an için gözünüzün önüne getirin Bu sarsıntıların tümü sadece saniyelerce sürmüş, ancak buna rağmen ardında büyük enkazlar bırakmıştır Ancak Peygamberimiz (sav)’in kıyamet alameti olarak saydığı bu sarsıntılar ne şiddet, ne meydana gelen sonuç ne de kapsam olarak daha önce dünyada yaşanan depremlere benzemeyecektir Dünyadaki bir deprem her ne kadar şiddetli olursa olsun, insanlar için çoğu zaman bir kurtuluş olasılığı vardır İnsanlar bunu bildikleri için sarsıntı başlar başlamaz kendilerini kurtarabilmek amacıyla birtakım tedbirler almaya, hızla depreme karşı güvenlik içinde olabilecekleri bir yere saklanmaya çalışırlar Oysa insanların hepsi anlayacaklardır ki, bu sarsıntılar daha önce yaşadıklarının bir benzeri değildir; hiçbir şekilde kaçıp kurtulma ihtimali yoktur Kuşkusuz insanlar, kıyamet saatine dair herşey gibi, meydana gelecek ve kaçış imkanı olmayacak bu sarsıntılar için de Kuran'da şöyle uyarılmışlardır: Ey insanlar, Rabbinizden korkupsakının, çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir(Hac Suresi, 1)
Kıyamet saatinde, yeryüzünde sahip olunan hiçbir şeyin değeri ve anlamı kalmayacaktır İnsanları aldatan herşey; lüks evler, dev gökdelenler, beş yıldızlı oteller, ömürleri boyunca hırsla paralar biriktirerek aldıkları ve üzerinde onca emek vererek yaptırdıkları ve düzenledikleri evler, saraylar, köprüler, dünyanın en ünlü yapıları; yüzyıllarca her türlü doğa olayına karşı yıkılmadan ayakta kalabilmiş olan piramitler, tarihi kaleler, şehirler adeta deniz kenarına yapılmış kumdan kaleler gibi hızla çökeceklerdir Umut bağlanan işyerleri, lüks arabalar kısaca dünya hayatında insanın sahip olduğu, sahip olmakla övündüğü tüm maddi zenginlikler bir anda yok olacaktır İnsanların elde ettikleri şan, şöhret, itibar ve iktidarın hiçbir anlamı veya önemi kalmayacaktır
Türlü bahanelerle Allah'ı inkar için çaba göstermiş ve ne yapması gerektiğini bildiği halde ibadet etmekten kaçmış olan her kişi, sonunda Allah'tan başka sığınılabilecek bir güç olmadığını çok iyi anlayacaktır Ama artık kendileri için geriye dönüş ve yaptıklarını telafi imkanı olmayacak, yaşanan pişmanlık da kişiye bir fayda getirmeyecektir
Yanardağ Patlamaları Dünyayı Saracak
Çarpışmaların etkisiyle oluşan depremleri yanardağ patlamaları takip edecek, çarpışmaların şiddetiyle yerkabuğunda kırılmalar meydana gelecek ve mağma yeryüzünün her yerinden fışkıracaktır Zelzele Suresi’nde Rabbimiz şu şekilde buyurmaktadır:
Yer, ağırlıklarını dışa atıpçıkardığı ve insan: Buna ne oluyor?dediği zaman; O gün (yer), haberlerini anlatacaktır Çünkü senin Rabbin, ona vahyetmiştir (Zelzele Suresi, 25)
Bilindiği gibi dünyanın merkezinde (yerkabuğunun 50006000 km aşağısında), oldukça yüksek basınca sahip, kor halinde bir katman bulunmaktadır Ve bu katmanın sıcaklığının yaklaşık olarak 4500oC olduğu tahmin edilmektedir Nitekim volkan patlaması sonucu yeryüzüne çıkan lavlar bu bölgede, yani magmada bulunmaktadır Söz konusu patlamalar tarih boyunca birçok şehir halkına dehşet dolu anlar yaşatarak, insanların ölümüne hatta kimi zaman şehirlerin dahi tamamen yok olmasına sebep olmuşlardır Çeşitli sebeplerden dolayı toprak katmanlarında oluşan kırılmalar sonucunda yeryüzüne sızan lavlar, basınç ne kadar yüksekse o kadar şiddetli fışkırırlar Aslında burada belirleyici etken, gazın oranıdır Magma yeryüzüne çıkarken gazlar sıvı haldeki maddeden ayrılarak magmanın üzerinde yayılır ve böylece basıncın artmasına neden olurlar Magma, gazla ne kadar yüklüyse püskürtme esnasında o kadar fazla patlama olur ve yerin altında fokurdayarak kaynayan lavlar yeryüzüne çıkarak yerin üstünü adeta cehenneme çevirirler Bu tarz bir patlama sadece belli bir bölgeyi içine alan kısmi bir patlamadır Üstelik günümüzde yapılan incelemeler sonucu çoğu zaman böyle bir felaketten daha önceden haberdar olunup, tehlikenin bulunduğu bölgede çeşitli tedbirler alınabilmektedir
Kuran ayetlerinde, yerin ağırlıklarını dışa atmasıifadesiyle o gün yerin altında bulunan pek çok şeyle birlikte, çekirdekte bulunan akışkan kısmın da tamamıyle yerin üstüne çıkacağına işaret edilmektedir Yeryüzünün tümünde meydana gelen şiddetli sarsıntılar ve yerin tüm katmanlarının kırılması böyle bir şeyin kolaylıkla gerçekleşebilmesi için gereken altyapıyı oluşturacaktır Yani kıyamet gününde şiddetli depremler yerin altını üstüne getirecek, insanlar başlarına çöken dağlardan, dev binalardan kurtulmaya çalışırken yerdeki çatlaklardan fışkıran lavlar her yanı saracak, bu da insanların, ölümden hiçbir şekilde kaçışlarının olmadığını bir kere daha anlamalarına sebep olacaktır Felaketleri felaketler izleyecek, birinden kurtulmaya çalışan, bir diğeri ile karşılaşacaktır (En doğrusunu Allah bilir) Kuran ayetlerinde şöyle bildirilmektedir:
Yer, düzlendiği, içinde olanları dışa atıp boşaldığı, ve 'kendi yaratılışına uygun Rabbine boyun eğdiği zaman (İnşikak Suresi, 35)
O gün yerin dışarı atacağı ağırlık, yalnızca magma katmanı değildir Magma hem mantonun içindeki hem de mantoyla kabuk arasındaki ısı ve madde alışverişlerinin başlıca taşıyıcısıdır Yani muhtemelen magma ile birlikte taşınan, yerin altında bulunan birçok madde, yüksek bir sıcaklıkla birlikte yerin yüzeyine çıkacaktır Bu da yeryüzünün görülmedik bir şekilde ısınmasına neden olacaktır Gerçekleşen olaylar sonucunda, yerin altında bulunan petrol, kömür gibi madenlerle birlikte tüm fosiller ve cesetler, tüm kalıntılar, kısaca yerin altında bulunan canlı cansız herşey dışarı atılacaktır Kısaca yerin altı üstüne gelecektir Allah, bu durumu Kuran'da şöyle haber vermektedir:
Ve kabirlerin içi 'deşilip dışa atıldığı' zaman; (artık her) nefis önceden takdim ettiklerini ve ertelediklerini bilipöğrenmiştir (İnfitar Suresi, 45)
Yine yeraltı suları, sarsıntının şiddetiyle kırılan yerin katmanlarından dışarı fışkıracaktır Tazyikli suyun etkisi ise oldukça şiddetlidir Hem fışkırmanın başladığı bölgede önemli hasarlar meydana gelecek hem de yaşamı olumsuz etkileyen bir su tabakası yeryüzüne yayılacaktır
Herhangi bir bölgede volkanik patlama olduğu zaman sayısız toz ve katı parçacık atmosferin üst tabakalarına fırlar Böyle bir patlama sırasında çoğu zaman tüm bölgeyi küllerin kapladığı, söz konusu bölgenin toz duman içinde kaldığı bilinmektedir Nitekim Allah ayette kıyamet gününde 'dağların toz duman halinde savrulacağını' (Vakıa Suresi, 6) bildirmiştir Kuran'da anlatılanlara uygun olarak, kıyamet gününde dünyanın her yerinde buna benzer patlamaların olması ihtimali oldukça yüksektir
Görüldüğü gibi insanlar dört bir yandan şiddetli bir azaba uğrayacaklardır Her tarafı kaplayan toz ve duman bulutu, yine aynı anda yayılan gazlar, insanların nefes alamamasına ve acılar içinde kıvranmasına sebep olacaktır O gün yaşanan bütün bu olaylar inkarcıların sonsuza kadar cehennemin içinde görecekleri ebedi azabın büyüklüğünü anlamaları için yeterlidir Böylesine dehşetli bir bitirişle insanların hayatlarına son veren Allah, cehennemde inkarcılar için eşi benzeri olmayan maddi ve manevi bir azap hazırlamıştır Yaşanan olayların azameti karşısında dehşetli bir ölüm korkusu her yanı sarmıştır Geriye korku ve pişmanlıktan başka hiçbir şey kalmamıştır
Gökyüzünün Durumu
Uçsuz bucaksız evrenin her noktasını kaplayan gezegenler, yıldızlar, sayısız gök cismi Allah'ın tek bir emri ile yaratılmış, O'nun kudretiyle muazzam bir dengeyle korunmuştur Allah, var olan herşey için olduğu gibi gökyüzündeki bu muazzam dünya için de görülmemiş bir son hazırlamıştır İki büyük çarpışmanın ardından gökyüzünde de olağanüstü değişiklikler yaşanacak, insanların üzerine gökyüzünden felaketler yağacaktır
Gökyüzü insanın her zaman için varlığından ve sürekliliğinden emin olduğu bir tavan gibidir Allah'ın bir dayanak olmaksızın yükselttiği ve tuttuğu, uçsuz bucaksız uzay ile arasında perde görevi gören, bu görkemli tavan, yüzyıllarca, dünyayı ve üzerindeki canlıları sayısız tehlikelerden (ultraviyole ışınlar, gök taşları, uzayın dondurucu soğukluğu vs) en küçük bir aksaklığa meydan vermeden korumuş, canlılığın devamı için gerekli olan en önemli etmen olmuştur Karanlık uzaydan geçerek gelen ışık, atmosferin taşıdığı özellikler sayesinde dünyaya yeterince yayılmış, tüm gezegeni aydınlatmış ve insan, atmosferdeki hassas oksijen oranı sayesinde nefes alıp, hayat bulabilmiştir Oysa yeryüzüne gökcisimlerinin çarpmasının ardından gök tüm işlevlerini kaybedecektir Gökyüzünde yaşananlar ayetlerde şöyle haber verilir:
O gün gök, sarsılıp çalkalanır (Tur Suresi, 9)
Bu nedenle gök bile yarılıpçatlamıştır; (artık) O'nun va'di gerçekleştirilipyerine getirilmiştir (Müzemmil Suresi, 18)
Gök yarılıpçatlamıştır; artık o gün, 'sarkmışza'fa uğramıştır (Hakka Suresi, 16)
Daha önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi yıldız ya da göktaşının çarpması sonucunda yeryüzünü çok büyük bir toz ve duman bulutu saracaktır Yeryüzünü saran bu duman ve toz bulutu, Güneş ışığını engelleyecek boyutlarda olacak, ekolojik sistemi altüst edecektir Nitekim Peygamber Efendimiz (sav)’in haber verdiği kıyamet alametlerinden biri de “yeryüzünde yıllar boyu kalacak olan dumandır Kuran'da gökyüzünün uğrayacağı son şu şekilde anlatılır:
Gökyüzünün erimiş maden gibi olacağı gün; (Mearic Suresi, 8)
Atmosfer o gün eriyecek ve akkor haline gelerek yanmaya başlayacaktır İnsanlar masmavi görmeye alışık oldukları gökyüzünü, o gün kızıl olarak göreceklerdir The Last Three Minutes (Son Üç Dakika) adlı kitabında Paul Davies Dünya'ya çarpacak bir kuyruklu yıldızın etkisini anlatırken, gökyüzünün yükseklerinden devasa bir ışık ışınının gökleri yakmaya başlayacağını ve maden gibi eriteceğini söylemektedir Yine aynı bölümde Paul Davies, uzayın içinde oluşan vakumdan dolayı kaynayan gazın bir girdap oluşturacağını bildirmiştir Bu açıklama Rahman Suresi'nde geçen bir ayet ile çok büyük benzerlikler göstermektedir:
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül gibi olduğu zaman (Rahman Suresi, 37)
Göğün eriyerek akması, erimiş yağ veya erimiş maden gibi, kızgın yoğun bir sıvıyı andırmaktadır Yine böyle bir durumda göğün akkor haline geleceği, yani kızgın ve kırmızı bir renk alacağı bilinmektedir Paul Davies'in bildirdiği gibi o gün kaynayan gaz girdap şeklini alabilir Böyle bir şeyin kıpkırmızı bir güle ne derece benzeyeceği ise açıktır
Denizler Yanmaya Başlayacaktır
Dünya'nın dörtte üçünü kaplayan en büyük su kütlesi olan denizlerin bir anda kaynamaya, fokurdamaya başlaması gerçekten de insanın gözünde çok zor canlanabilecek bir manzaradır O gün yerin bütün ağırlıklarını dışa atması, yerin altındaki yaklaşık 4500oC sıcaklığındaki katmanın imkan bulduğu her yerden dışarı taşacağı anlamına gelmektedir Buna şüphesiz denizlerin altında bulunanlar da dahildir Herhangi bir belgesel programında lavların denizin içindeki çıkışını seyretmiş olanlar, bu kızgın maddenin deniz suyunda oluşturduğu akıllara durgunluk veren manzaraya şahit olmuşlardır Oysa kıyamet günü gerçekleşecek olan görüntü, bu manzaradan çok daha farklı, çok daha kapsamlı ve dehşet verici olacaktır Yeryüzündeki bütün denizler alevler içinde kalacak, önüne geçilemeyecek bir ateş ve alev topluluğu insanlara yönelecektir O gün tüm denizler tutuşturulmuştur Allah şu şekilde buyrmaktadır:
Denizler, tutuşturulduğu zaman (Tekvir Suresi, 6)
Yaşanan olaylar sonucu karada olduğu gibi denizde de yaşam son bulacaktır Normal şartlarda serinlik ve rahatlık hissi veren denizler, bir anda etrafa müthiş bir sıcaklık yayacaktır Denizlerde dev dalgalar yerine alev bulutları yer alacak, havadaki duman oksijeni büyük oranda tüketecektir Uçsuz bucaksız denizlerin alev alev yanan ve şiddetle fokurdayan görüntüsü, dünyanın geniş bir alanına hakim olacak ve pek çok felaketi de beraberinde getirecektir
Kuran'da kıyamet günü gerçekleşeceği bildirilen olaylardan biri de denizlerin taşmasıdır Bu gerçek bizlere bir ayette şu şekilde haber verilmektedir:
Denizler, fışkırtılıptaşırıldığı zaman (İnfitar Suresi, 3)
O gün Allah'ın dilemesi ile karadan gelecek olan felaketlere denizlerden gelenler de eklenecektir Bilindiği gibi, genelde deniz altında bir deprem meydana geldiği zaman su yüzeyinde dev dalgalar oluşur Dünyaya bir yıldızın çarpması sonucunda oluşacak olan şiddetli depremlerin etkisiyle kabaran sular yerleşim merkezlerini kaplayacak ve şehirlerin, adaların yokolmasına neden olacaktır Ayrıca ekolojik sistemdeki değişiklikler buzulların erimesine neden olacak, bu da mevcut su seviyesinin yükselmesine sebep olacaktır
Allah'ın belirlediği bu süre tamamlandığı zaman, kalplere amansız korku salan olaylar arka arkaya gerçekleşecektir İnsanları çevreleyen korkunç bir gürültü, dağların parçalanması, insanların ayaklarının altından akan lavlar, her yeri sarıp kuşatan toz, duman ve gaz bulutları, kaynayarak insanların üstlerine taşan sular Dünya hayatı boyunca Allah'ın varlığını düşünmek istemeyen, büyüklüğünü takdir edemeyen kullara bir anda gelen dehşetli bir acı Kayıtsız şartsız herkese boyun eğdiren, insanlara kendi acizliklerini ve ömrü boyunca değer verdikleri şeylerin ne kadar değersiz olduğunu gösteren büyük bir gün O gün, insanların içlerinde duydukları korkunun ve dehşetin tarif edilemeyeceği bir gündür İnsanlar oradan oraya koşmaya, kaçarak saklanacak bir yer aramaya çalışacaklardır Ama herkes bilmektedir ki bu günden kurtuluş yoktur
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız