Günümüzde Uncharted serisi nasıl bir popülariteye sahipse, ondan çok daha fazlasına ilk Uncharted oyunu çıkmadan 10 sene önce başlayan Tomb Raider serisi sahipti. Dünyanın dört bir köşesindeki maceralarımız boyunca bir yandan tuzaklarla bir yandan çeşitli düşmanlarla başa çıkmaya çalışıyorduk, tam soluklanacak bir boşluk bulduğumuzu düşündüğümüz anlarda da karşımıza türlü bulmacalar çıkıyordu. Hazine avcılığı denildiğinde sinemada Indiana Jones ne ise oyun dünyasında Lara Croft o olmuştu bir dönemler.
Ama tabii bir yerden sonra kaçınılmaz olan durumla karşı karşıya kaldık. Peş peşe yeni oyunlar gelirken aslında aynı tadı vermediği, serinin takipçilerini tatmin edebilecek oyunlar gelmediği görülmeye başlandı. Hatta arada hiç de alışık olmadığımız tarzda, seriyle çok da alakası olmayan oyunlar (Temple of Osiris, Guardian of the Light ve Lara Croft GO gibi) bile çıktı. Artık bir yenilenmeye ihtiyaç duyuluyordu.
Yapımcılar da böyle düşünmüş olsalar gerek, seri için yeniden başlangıç kararı alındı ve 2013 yılında bir üçlemenin ilk ayağı olan yeni oyun ile karşılaştık. Aranan kan bulunmuş gibiydi. Lara Croft’un kırılgan, yaralı halini gördüğümüz, sonrasında adım adım Tomb Raider haline geliş hikayesine eşlik ettiğimiz, başarılı bir orijin hikayesi vadediyordu oyun bizlere.
Araştırma ekibimiz bir kaza sonucunda bilinmeyen bir adada açıyordu gözlerini. Birbirlerinden ayrı düşen ekip üyeleri hem adayı keşfetmeye hem de pek misafir canlısı olmayan bazı ada sakinlerine karşı hayatta kalmaya çalışıyordu. İşte biricik Lara’mız da yara bere içinde adanın derinliklerine doğru ilerlerken hayatta kalmak için yeni bir karaktere bürünmesi gerektiğini öğreniyordu her bir adımda. Ok, pala, tabanca, tüfek, eline ne geçirirse kullanmayı öğreniyor, etraftan topladığı malzemelerle craft işlerine giriyordu. Bir yandan ekip arkadaşlarımızla adadan kurtulmanın yolunu ararken bir yandan da Yamatai’nin gizemini çözmeye çalışıyorduk. Aksiyon sahneleri de bulmacaları da yerli yerindeydi. Başarılı hikayesini keyifli oynanışıyla desteklemeyi başarmıştı. Kısacası, beklendiği gibi bir Tomb Raider oyunu gelmişti. Böyle olunca, serinin yeniden canlanması için umutları da tazelemişti.
Son üç oyunun büyük oranda benzer şeyler sunması, sadece hikayenin geçtiği kara parçasının değişmesi eleştirildi. Ama yine de Lara Croft’un hikayesinin nasıl başladığını tecrübe etmek için bu üçlemenin ilk oyununa göz atmak iyi fikir. Steam yaz indirimlerinde çok iyi bir fiyata inmişken (standart versiyonu 5,24 TL, GOTY versiyonu 8,24 TL), oyun kütüphanesinde bulunmayanlar bir göz atsınlar bence