kısa gezi yazısı
Gezi yazılarında esas oğe gezilip gorulen yerlere dair izlenim ve gozlemlerin dile getirilmesidir Gezmek, bir bakıma, yeni yerler gormektanımakkeşfetmekle ilgili olduğuna gore; tum bunların yazıya aktarılması da bu turun gelişmesine neden olmuşturYardımcı olabilecek kısa gezi yazısı ornekleri şoyledir:
Viyana'da Bir Hastanın Ameliyatı
Viyana'da bir hastanın şakağına mermi girmişti Doktor ve yardımcısı bu mermiyi cıkarmak icin ameliyata başladılar Ben de izin istedim ve sessizce onları izledim Doktor oncelikle hastanın alnının ortasından başlamak uzere baştaki deriyi iki tarafa doğru soydu Ardından başının yan tarafından bir delik actı Sonra bir demir parcasıyla kafatasını kaktırarak ayırdı Kafatasının tam ortası keserin dişleri gibi birbirine gecmiş olduğu icin tam ortadan ikiye bolundu Ben hastaya daha yakından bakmak icin yaklaştım bu arada mendille ağzımı kapattım Doktor bana nicin ağzını bu şekilde kapattın deyince: Belki hapşırırım ve hastaya zarar verebilirim deyince doktor: Sen doktor olmalıymışsın dedi Ardından doktor kurşunu cıkardı kurşunun yerini de bir sungerle temizledi Sonra da kemikleri eskisi gibi birleştirdi Deriyi de kapattı Ardından yuzlerce iri at karıncası getirdiler Doktor karıncaları tek tek derinin bitiştiği yerlere yaklaştırıyordu Karınca bu bitişen deriyi ısırır ısırmaz doktor karıncayı belinden kesiyordu Boylece deriyi baştan başa kapattılar Birkac hafta sonra adam iyileşti karınca parcaları da kendiliğinden dokuldu
AYASOFYA GEZİSİ;
Sultanahmete ilk kez giden birinin dikkatini hemen minareler ceker oyle ki bu yedi tepeli kentin bu semti dunyanın tek altı minareli camisi olan Sultanahmet Camisini ve minareleri birbirinden farklı olan Ayasofya camisini(ibadethanesini) barındırır
Alcakgonullu beyaz rengi ile mahallenin uslu cocuğu Sultanahmete karşın tum kibirliliği ile Ayasofya karşınızda durur ve kulağınıza efsanelerini fısıldar
Oğle saatlerindeki uzun kuyruklar akşamustune doğru azalmaya başladı Ayasofya kapısındaPagan inancları ile Hıristiyanlığı birleştiren Buyuk Konstantinin zamanında ilk Ayasofya inşa edilmiş fakat daha sonra bazı yangınlarda ve isyanlarda bu mabet yıkılmış 532 yılında Roma imparatoru Justinyenin Ademden beri gorulmemiş bir ibadethane yapacağım sozu ile bugunku Ayasofyanın temelleri atılmış ve 537 yılında kilise olarak merasimlerle acılmış
Bu bilgileri kapıdaki tabeladan okuduktan sonra heyecanla beklediğimiz ana kapıdan iceriye girdikBu girdiğimiz yer kilisenin dış kapısıymış ve zamanında vaftiz olmayanların bu kapıdan iceriye girmelerine izin verilmiyormuşİcimden Fatihe teşekkur ederek Orta kısma acılan kapıdan girdim ve bana soylendiği gibi hemen yukarı baktım 55,60 metre yuksekliğindeki kubbe havadan bize bakıyorduSonradan oğrendiğime gore Ayasofyanın kubbesi defalarca cokmuş ve cokmemesi icin harcına değerli madenler konulmuşVe Ayasofyanın o parlak goruntusunun nedeni harcında bulunan o değerli madenlermiş
Girdiğim kapının ustunde duran mozaik panoda İmparator Hz İsadan şefaat istiyor şeklinde resmedilmiş ve onun yakınında duran melek ikonaları yuzlerini kapatmış olarak duruyorlardı
İc kısmının restorasyonunun surmesinden dolayı, ziyaretcilere yeni acılmış olduğunu oğrendiğimiz ust kata cıktık Bu katta her tarafı Hz Meryem,Hz İsa ve Hz Yahya mozaikleri susluyordu katın balkon kısmında ise Arapca panolar duruyorduİki dinin de sembolleri burada yan yanaydı ve onlar savaşmıyorlardı, aslına hic savaşmamışlardı savaşa neden olmanın uzuntusu ile birbirlerine bakıyorlardıBu katı gezdikten sonra cıkış tarafına dizilmiş olan mermer tabutları inceledikTamam madem oleceğim en azından tabutum boyle guzel olsun bari diye bir dilek diledim ve gorevlinin muze birazdan kapatılacaktır ikazını dinledimEğer olur da bir gun Ayasofyayı gezerseniz cıkış kapısına geldiğinizde başınızı yukarı kaldırın cunku HzMeryemin orada size gulumsediğini goreceksiniz
Bir imparatorluk buradan yonetilmişti ve benim gezdiğim yerlerde bir devletin kaderi cizilmiştiŞimdi panoların bulunduğu bu balkonda imparatorice devlet toplantılarını izlemişti Kahpe Bizans ya da Buyuk Doğu Roma iyi ki boyle guzel bir yapı yapmışsın teşekkur ederim İmparator Justinyen
Erzurum'un Soğuğu
Halkın ağzında şoyle bir fıkra vardır: Bir dervişe Nereden geliyorsun? demişler O da Kar rahmetinden geliyorum demiş Bunun uzerine O ne diyardır?demişler Derviş Soğuktan insana zulum olan Erzurum'durdemiş Orada yaz olduğuna rast geldin mi?demişler Derviş Vallahi 11 ay 29 gun sakin oldum Halk hep yaz gelecek dedi Ben goremedimdemiş Bir diğer fıkra da şudur: Kedinin biri kara kışta bir damdan diğer dama sıcrarken havada donup kalmış Sekiz ay sonra don cozulunce miyavlayarak yere duşmuş Gercekten de bir adamın eli yaş iken bir demir parcasına yapışsa derhal donar Elini demirden koparmak ihtimali olmaz Ancak bir miktar derisi yuzulerek demirden kurtulabilir
Gezi yazılarında esas oğe gezilip gorulen yerlere dair izlenim ve gozlemlerin dile getirilmesidir Gezmek, bir bakıma, yeni yerler gormektanımakkeşfetmekle ilgili olduğuna gore; tum bunların yazıya aktarılması da bu turun gelişmesine neden olmuşturYardımcı olabilecek kısa gezi yazısı ornekleri şoyledir:
Viyana'da Bir Hastanın Ameliyatı
Viyana'da bir hastanın şakağına mermi girmişti Doktor ve yardımcısı bu mermiyi cıkarmak icin ameliyata başladılar Ben de izin istedim ve sessizce onları izledim Doktor oncelikle hastanın alnının ortasından başlamak uzere baştaki deriyi iki tarafa doğru soydu Ardından başının yan tarafından bir delik actı Sonra bir demir parcasıyla kafatasını kaktırarak ayırdı Kafatasının tam ortası keserin dişleri gibi birbirine gecmiş olduğu icin tam ortadan ikiye bolundu Ben hastaya daha yakından bakmak icin yaklaştım bu arada mendille ağzımı kapattım Doktor bana nicin ağzını bu şekilde kapattın deyince: Belki hapşırırım ve hastaya zarar verebilirim deyince doktor: Sen doktor olmalıymışsın dedi Ardından doktor kurşunu cıkardı kurşunun yerini de bir sungerle temizledi Sonra da kemikleri eskisi gibi birleştirdi Deriyi de kapattı Ardından yuzlerce iri at karıncası getirdiler Doktor karıncaları tek tek derinin bitiştiği yerlere yaklaştırıyordu Karınca bu bitişen deriyi ısırır ısırmaz doktor karıncayı belinden kesiyordu Boylece deriyi baştan başa kapattılar Birkac hafta sonra adam iyileşti karınca parcaları da kendiliğinden dokuldu
AYASOFYA GEZİSİ;
Sultanahmete ilk kez giden birinin dikkatini hemen minareler ceker oyle ki bu yedi tepeli kentin bu semti dunyanın tek altı minareli camisi olan Sultanahmet Camisini ve minareleri birbirinden farklı olan Ayasofya camisini(ibadethanesini) barındırır
Alcakgonullu beyaz rengi ile mahallenin uslu cocuğu Sultanahmete karşın tum kibirliliği ile Ayasofya karşınızda durur ve kulağınıza efsanelerini fısıldar
Oğle saatlerindeki uzun kuyruklar akşamustune doğru azalmaya başladı Ayasofya kapısındaPagan inancları ile Hıristiyanlığı birleştiren Buyuk Konstantinin zamanında ilk Ayasofya inşa edilmiş fakat daha sonra bazı yangınlarda ve isyanlarda bu mabet yıkılmış 532 yılında Roma imparatoru Justinyenin Ademden beri gorulmemiş bir ibadethane yapacağım sozu ile bugunku Ayasofyanın temelleri atılmış ve 537 yılında kilise olarak merasimlerle acılmış
Bu bilgileri kapıdaki tabeladan okuduktan sonra heyecanla beklediğimiz ana kapıdan iceriye girdikBu girdiğimiz yer kilisenin dış kapısıymış ve zamanında vaftiz olmayanların bu kapıdan iceriye girmelerine izin verilmiyormuşİcimden Fatihe teşekkur ederek Orta kısma acılan kapıdan girdim ve bana soylendiği gibi hemen yukarı baktım 55,60 metre yuksekliğindeki kubbe havadan bize bakıyorduSonradan oğrendiğime gore Ayasofyanın kubbesi defalarca cokmuş ve cokmemesi icin harcına değerli madenler konulmuşVe Ayasofyanın o parlak goruntusunun nedeni harcında bulunan o değerli madenlermiş
Girdiğim kapının ustunde duran mozaik panoda İmparator Hz İsadan şefaat istiyor şeklinde resmedilmiş ve onun yakınında duran melek ikonaları yuzlerini kapatmış olarak duruyorlardı
İc kısmının restorasyonunun surmesinden dolayı, ziyaretcilere yeni acılmış olduğunu oğrendiğimiz ust kata cıktık Bu katta her tarafı Hz Meryem,Hz İsa ve Hz Yahya mozaikleri susluyordu katın balkon kısmında ise Arapca panolar duruyorduİki dinin de sembolleri burada yan yanaydı ve onlar savaşmıyorlardı, aslına hic savaşmamışlardı savaşa neden olmanın uzuntusu ile birbirlerine bakıyorlardıBu katı gezdikten sonra cıkış tarafına dizilmiş olan mermer tabutları inceledikTamam madem oleceğim en azından tabutum boyle guzel olsun bari diye bir dilek diledim ve gorevlinin muze birazdan kapatılacaktır ikazını dinledimEğer olur da bir gun Ayasofyayı gezerseniz cıkış kapısına geldiğinizde başınızı yukarı kaldırın cunku HzMeryemin orada size gulumsediğini goreceksiniz
Bir imparatorluk buradan yonetilmişti ve benim gezdiğim yerlerde bir devletin kaderi cizilmiştiŞimdi panoların bulunduğu bu balkonda imparatorice devlet toplantılarını izlemişti Kahpe Bizans ya da Buyuk Doğu Roma iyi ki boyle guzel bir yapı yapmışsın teşekkur ederim İmparator Justinyen
Erzurum'un Soğuğu
Halkın ağzında şoyle bir fıkra vardır: Bir dervişe Nereden geliyorsun? demişler O da Kar rahmetinden geliyorum demiş Bunun uzerine O ne diyardır?demişler Derviş Soğuktan insana zulum olan Erzurum'durdemiş Orada yaz olduğuna rast geldin mi?demişler Derviş Vallahi 11 ay 29 gun sakin oldum Halk hep yaz gelecek dedi Ben goremedimdemiş Bir diğer fıkra da şudur: Kedinin biri kara kışta bir damdan diğer dama sıcrarken havada donup kalmış Sekiz ay sonra don cozulunce miyavlayarak yere duşmuş Gercekten de bir adamın eli yaş iken bir demir parcasına yapışsa derhal donar Elini demirden koparmak ihtimali olmaz Ancak bir miktar derisi yuzulerek demirden kurtulabilir