iltasyazilim
FD Üye
EN İLK ve EN ÜSTÜN
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin efendim
Hak'dan bize Sultanı müeyyedsin efendim
(Şeyh Galip)
Vahiy meleği Cebrail aleyhisselam, anlatıyor:
Hazreti Allah, beni yarattı Onsekizbin yıl arz altında kaldım
Ey Cebrail seni kim yarattı?
Sen yarattın yara Rabbi Her şey senin ve sen her şeyi yaratansın Bense ben, güçsüz ve ihtiyaç sahibi bir mahlukum
Konuşmadan sonra bir onsekizbin yıl daha geçti Yüce Allah yine sordu:
Seni kim yarattı?
Ya Rabbi, beni yaratan; öldürmeye ve diriltmeye kudreti olan sensin Bense kuvveti hiç bir şeye yetmez biçarayim
Üçüncü onsekizbin yıl da geçti
Ey Cebrail, ben kimim, sen kimsin?
Allahım sen her şeyin yaratıcası ve sahibi; bense bir kulcağızım
Bu cevabımın peşinden bir merakımı dile getirdim:
Ya Rabbi benden üstün bir varlık halkettin mi?
Karşına bak, buyurdu
Yüce emre uyarak gösterilen yere baktığımda mbir nur gördüm Ama nasıl bir nur? Güzelliğine hayran kaldım Dört tarafında da dört ayrı nur?
Allahım, gözlerimi alan bu harika aydınlık da ne?
Seni, ne kadar melek varsa hepsini ve bütün her şeyi aşkına yarattığım nur! O, en aziz kulum ve Peygamberimdir O, canlı cansız her şeyin en üstünü ve en hayırlısı olan Muhammed Mustafa'dır sallallahü aleyhhi ve sellem
Sordum:
Ya çevresindeki nurlar?
Sağındaki Ebu Bekir Sıddik, solundaki Ömer ibni Hattab, önündeki Osman bin Affan, ardındaki Ali İbni Ebi Talib'dir Radıyallahü teala aleyhim
Ya Rabbi; bu beş kişinin diğer insanlardan üstün bir tarafı olmalı!
Bu beşi kendime dost seçtim Onları seven beni sevmiş, düşmanlık eden bana düşman olmmuş olur Bunları sevenleri cennete, sevmeyenleri cehenneme koyacağım
Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in
İlk insan Adem Peygamber, arş üzerinde La ilahe illallah Muhammedün Resulullahyazısını görünce ismin sahibinin erişilmezliğini anladı Ancak O'nun ismi sadece göklerin en yükseğini mahyalandırmamıştı Kelimei tevhid cennette her sarayda, her yaprakta, her çiçekte, her bucakta okunuyordu
Adem aleyhisselam, bu hali oğlu Şit Peygambere anlatıyor:
Cennette O'nun ismi ile güzelleşmemiş bir tek köşe bile görmedim Her yan ve her yön o şerefli ismin pırıltılarını aksettiriyor
Peki, babacığım hanginiz daha kıymetlisiniz?
Şit aleyhisselamın sualine Adem Peygamber cevap vermek istememiş olacak ki sükutu tercih etti Ne var ki aynı sual üçüncü kere tekrarlanınca ezeli hakikat daha o günden açıklandı
Alemlerin Rabbi buyurdu:
Ya Adem! Her şeyi senin için yarattım, seni ise o seçilmiş için!!! Cenneti o'nunla ve o'nun ümmetiyle dolduracağım Kendisine arap dili ile Kur'anı kerim indireceğim Bu kitabın emir ve hükümleri, hiç değişmeyerek dünyanın sonnuna kadar devam edecektir Bu peygamber, benim en sevgili kulumdur İyiliği her insana ulaşacaktır O'na uyanlar seçkin kullarımdan olur Büyük şefaat sahibidir İsmi yer yüzünde Muhammedgöklerde Ahmeddir O'nu dünyanın sonuna yakın göndereceğim Hiç bir Peygamber O'ndan üstün olmadığı gibi, hiç bir ümmet de O'nun ümmetinin sayısına varamayacaktır Ümmeti abdestli gezer Öyle ki bunların yerdeki nurları yıldızların gökteki aydınlığı gibidir
Ol dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem,
Okundu hatmi kelam, şannına Muhammed'in
Adem babamız, cennetten çıkarılınca, üç yüz sene göz yaşı döktü Çok üzgün ve çok pişmandı Gaibden gelen bir sesin de hatırlatması ile el açıpcennette iken Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği bazı isimleri araya koyarakdua etti:
Ya Adem, kıyamete kadar gelecek evladının günahlarının bağışlanmasını isteseydin bu isimlerin sahiplerinin sevgisi için yine kabul ederdin
Hep erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
Zikrü tevhid ettiler, nuruna Muhammed'in
O, müthiş tufandan önce Nuh aleyhisselama bir gemi yapması buyurulunca yüzyirmi dörtbin dört tane tahta hazırladı Ve Cebrail'in tenbihi ile her tahtaya bir Peygamberin mübarek adını yazdı Ancak ertesi gün tahtalardan isimler silinmişti Olaya çok üzüldü İsimleri tekrar yazdı Devrisi sabah yazılar yine silindi Bir daha yazdı ama bir sonraki gün tahtalar bomboştu çok müteessir oldu bir tuhaflık vardı bu işte Sır, gelen vahiyle çözüldü
Tahtaların ilkine benim, sonuncusuna da habibim Muhammed Mustafa aleyhisselamın adını yaz ki şeytan öbür isimleri silmesin
Nuh Peygamber, emredildiği gibi yaparak çalışıp gemisini tamamladı Fakat dört tahta artmıştı Bunu Cebrail aleyhisselamla konuştu:
Ya Cebrail, fazla gelen dört tahtayı ne yapayım?
Vahiy meleği suali Hak teala'ya sundu
İnsanlığın ikinci babası Nuh Peygambere haber geldi
Ey büyü peygamber! O dört tahtaya son peygamberimin dört halifesinin isimlerini yaz; gemi o zaman tamam olacaktır Zira o dört insan, İsla dininin dört sütunu gibidir İslamiyet onlarla ayakta kalır ve onlar sayesinde dünyanın her tarafına yayılır Vahye uyularak denilenin yapılması ile gemi tamamlandı ve ondan sonra yüzebildi
Nuh Peygaber, Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali'nin isimlerini artan tahtalara yazarak bunları gemisine çakmadıkça görünüşteki kusursuzluğa rağmen geminin yüzmesi ve felaketten kurtulması mümkün olmamıştı
Ya mü'minler mü'minlerin de o dört büyük zatın ismini kalplerine yazmadıkça dıştan ne kadar olgun ve noksansız görünürlerse görünsünler büyük imtihanda kurtulmaları mümkün olabilir mi? Sadece iki cihan güneşi eşsiz ve emsalsiz Peygamberimizi değil, O'nun dostlarını da sevmek gerekiyor Bu şart yerine gelmeden, O'nun sevdiklerinin aşkı kalbe yerleşmeden cezadan kurtulmak ne mümkün?
Veysel Karani kazandı, ahir yine özendi
Sekiz uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in
İbrahim aleyhisselam, bir gün rüyasında Cenneti gördü Uzunluğu yer ile gök arasındaki mesafeden fazlaydı e:
Buralar kime mehsustur? diye sordu
Evlatlarından Muhammed Mustafa ve o'nun ümmeti içindir, diye cevap verdiler
İbrahim Peygamber, dikkatle bakınca ağaçlardaLa ilahe illallahbudaklarında Muhammedün Resulullah, meyvelerinde Sübhanellah, Velhamdülillahcümlelerinin yazılı olduğunu gördü
Uyandığında rüyasını milletine nakletti
Ümmeti Muhammed kimdir, diye sordular İbrahim aleplisselam, düşünceye daldı O anda Cebrail aleyhisselam peyda oldu ve:
Ne düşünüyorsun ey Allah'ın dostu, dedi
Bir rüya gördüm girdüklerimi ümmetime anlattım, Muhammed ümmetini öğremek istediler Benimse bu hususta bilgim yok Onun için düşünüyorum
Cebrail aleyhisselam:
Ben de fazla bir şey bilmiyorum, diyerek Cenabı Hakka arz etti:
Yüce Allah şöyle buyurdu:
Muhammed, benim ahir zaman Peygamberimdir Makbul kullarıma Peygamber olarak gönderecğim O peygamberi bütün yaratılmışların arasından seçtim Kendisini ve ümmetini yerden ve gökten yüzyirmi dört bin yıl evvel yarattım Kıyamet günü O'nun yolundakilerin yüzü bütün insanların yüzünden daha ak, aydınlık ve abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır
Feriştehler geldiler, saf saf olup durdular
Beş vakit namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in
Tevrat, Musa aleyhisselama inince büyük Peygamber çok sevindi ve şükrünü dile getirdi Cenabı Hak:
İnsanların kalbine baktım En mütevazi olarak seni gördüm Bu sebeple seni Peygamber yaptım ve benimle konuşma devletine erdirdim, dedi ve ilave etti:
Ölünceye kadar tevhid üzere ol Sevgili Muhammed Mustafa'nın Resulüm olduğunu tasdik et ve kalbine O'nun muhabbetini yerleştir!
Ya Rabbi, Muhammed kimdir; O'nu tanımıyorum?
O öyle bir kimsedir ki yerleri ve gökleri yaratmadan binlerce sene evvel güzel ismini arşın üzerine yazdım Ya Musa, sana çok yakın olmamı ister misin? Öyle bir yakınlık ki bedenine ruhdan ve gözünün siyahına beyazından daha yıkn olayım!
Allahım bundan gayrı ne arzum olabilir?
Öyleyse Habibime çok selavat oku
Hak teala devam etti:
Ölen bir kimse Muhammed aleyhisselamı inkar etmişse, o bedbahtı sürüterek cehenneme attırırım Beni görmesini nasip etmem ve hiç bir melek ve peygamberin şefaat etmesine de için vermem!
Bunu yolundakilere bildir
Ya Rabbi O'nun hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak isterim
Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı; yerigöğü, cenneticehennemi ayı, güneşi, geceyigündüzü, melekleri, Peygamberleri ve hiç bir şeyi yaratmazdım O'nun Peygamberliğini kabul etmezsen İbrahim halilulllah bile olsan sana eziyet ederim!
Onun Peygamberliğini ve yüksekliğini kabul ettim Ya Rabbi!
Havada uçan kuşlar, yeşerüp dağ ü taşlar,
Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in
Davut aleyhisselam, bir gün Zebur okurken kitaptan bir nur yükseldiğini; bu nurun odayı doldurduğunu ve kalbinin rahatladığını gördü Ve bu hal, her Zebur okuyuşunda tekrar etti Nurun mahiyetinni Allahü tealaya sordu:
Ya Rabbi bu nur neyin nesidir?
O, habibim Muhammed Mustafa'nın nurudur Cümle alemi onun hatırına yarattım
Bu tüyler ürperten ilahi cevap üzerine Davut Peygamber, yüksek sesle Lailahe illallah Muhammedün Resulullahdedi Bütün yırtıcı hayvanlar, kuşlar, böcekler ve yılanlar, çevresine toplandılar ve:
Öyledir ya Davut! diyerek onu doğruladılar
Bu olaydan sonra Davut Peygamber, Zubur okumaya başlarken kelimei tevhid söyle oldu
İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in
O'nu övmeye kalkan erir ve tükenir
O'nu hiç bir lisan medhetmeye kafi gelmez O' kelimeler üstü ve kelimeler ötesi ve gönüller dolusu sevgiye layıktır
Yunus kim ede medhi, över Kur'an ayeti
Ah! vergil salevatı, aşkına Muhammed'in
Biz de kendim, eşim, dostum, tanışım, arkadaşım, binler, onbinler, milyonlar, milyarlar, O'nu o en sevgili ve en üstün'ün Peygambeliğini kabul ettik ya Rabbi
Bundan üstün devlet bilmiyoruz ya Rabbi!
Sen Ahmed ü Mahmud ü Muhammedsin efendim
Hak'dan bize Sultanı müeyyedsin efendim
(Şeyh Galip)
Vahiy meleği Cebrail aleyhisselam, anlatıyor:
Hazreti Allah, beni yarattı Onsekizbin yıl arz altında kaldım
Ey Cebrail seni kim yarattı?
Sen yarattın yara Rabbi Her şey senin ve sen her şeyi yaratansın Bense ben, güçsüz ve ihtiyaç sahibi bir mahlukum
Konuşmadan sonra bir onsekizbin yıl daha geçti Yüce Allah yine sordu:
Seni kim yarattı?
Ya Rabbi, beni yaratan; öldürmeye ve diriltmeye kudreti olan sensin Bense kuvveti hiç bir şeye yetmez biçarayim
Üçüncü onsekizbin yıl da geçti
Ey Cebrail, ben kimim, sen kimsin?
Allahım sen her şeyin yaratıcası ve sahibi; bense bir kulcağızım
Bu cevabımın peşinden bir merakımı dile getirdim:
Ya Rabbi benden üstün bir varlık halkettin mi?
Karşına bak, buyurdu
Yüce emre uyarak gösterilen yere baktığımda mbir nur gördüm Ama nasıl bir nur? Güzelliğine hayran kaldım Dört tarafında da dört ayrı nur?
Allahım, gözlerimi alan bu harika aydınlık da ne?
Seni, ne kadar melek varsa hepsini ve bütün her şeyi aşkına yarattığım nur! O, en aziz kulum ve Peygamberimdir O, canlı cansız her şeyin en üstünü ve en hayırlısı olan Muhammed Mustafa'dır sallallahü aleyhhi ve sellem
Sordum:
Ya çevresindeki nurlar?
Sağındaki Ebu Bekir Sıddik, solundaki Ömer ibni Hattab, önündeki Osman bin Affan, ardındaki Ali İbni Ebi Talib'dir Radıyallahü teala aleyhim
Ya Rabbi; bu beş kişinin diğer insanlardan üstün bir tarafı olmalı!
Bu beşi kendime dost seçtim Onları seven beni sevmiş, düşmanlık eden bana düşman olmmuş olur Bunları sevenleri cennete, sevmeyenleri cehenneme koyacağım
Hak yarattı alemi, aşkına Muhammed'in
Ay ü günü yarattı, şevkine Muhammed'in
İlk insan Adem Peygamber, arş üzerinde La ilahe illallah Muhammedün Resulullahyazısını görünce ismin sahibinin erişilmezliğini anladı Ancak O'nun ismi sadece göklerin en yükseğini mahyalandırmamıştı Kelimei tevhid cennette her sarayda, her yaprakta, her çiçekte, her bucakta okunuyordu
Adem aleyhisselam, bu hali oğlu Şit Peygambere anlatıyor:
Cennette O'nun ismi ile güzelleşmemiş bir tek köşe bile görmedim Her yan ve her yön o şerefli ismin pırıltılarını aksettiriyor
Peki, babacığım hanginiz daha kıymetlisiniz?
Şit aleyhisselamın sualine Adem Peygamber cevap vermek istememiş olacak ki sükutu tercih etti Ne var ki aynı sual üçüncü kere tekrarlanınca ezeli hakikat daha o günden açıklandı
Alemlerin Rabbi buyurdu:
Ya Adem! Her şeyi senin için yarattım, seni ise o seçilmiş için!!! Cenneti o'nunla ve o'nun ümmetiyle dolduracağım Kendisine arap dili ile Kur'anı kerim indireceğim Bu kitabın emir ve hükümleri, hiç değişmeyerek dünyanın sonnuna kadar devam edecektir Bu peygamber, benim en sevgili kulumdur İyiliği her insana ulaşacaktır O'na uyanlar seçkin kullarımdan olur Büyük şefaat sahibidir İsmi yer yüzünde Muhammedgöklerde Ahmeddir O'nu dünyanın sonuna yakın göndereceğim Hiç bir Peygamber O'ndan üstün olmadığı gibi, hiç bir ümmet de O'nun ümmetinin sayısına varamayacaktır Ümmeti abdestli gezer Öyle ki bunların yerdeki nurları yıldızların gökteki aydınlığı gibidir
Ol dedi oldu alem, yazıldı levh ü kalem,
Okundu hatmi kelam, şannına Muhammed'in
Adem babamız, cennetten çıkarılınca, üç yüz sene göz yaşı döktü Çok üzgün ve çok pişmandı Gaibden gelen bir sesin de hatırlatması ile el açıpcennette iken Cebrail aleyhisselamdan öğrendiği bazı isimleri araya koyarakdua etti:
Ya Adem, kıyamete kadar gelecek evladının günahlarının bağışlanmasını isteseydin bu isimlerin sahiplerinin sevgisi için yine kabul ederdin
Hep erenler geldiler, dergaha yüz sürdüler
Zikrü tevhid ettiler, nuruna Muhammed'in
O, müthiş tufandan önce Nuh aleyhisselama bir gemi yapması buyurulunca yüzyirmi dörtbin dört tane tahta hazırladı Ve Cebrail'in tenbihi ile her tahtaya bir Peygamberin mübarek adını yazdı Ancak ertesi gün tahtalardan isimler silinmişti Olaya çok üzüldü İsimleri tekrar yazdı Devrisi sabah yazılar yine silindi Bir daha yazdı ama bir sonraki gün tahtalar bomboştu çok müteessir oldu bir tuhaflık vardı bu işte Sır, gelen vahiyle çözüldü
Tahtaların ilkine benim, sonuncusuna da habibim Muhammed Mustafa aleyhisselamın adını yaz ki şeytan öbür isimleri silmesin
Nuh Peygamber, emredildiği gibi yaparak çalışıp gemisini tamamladı Fakat dört tahta artmıştı Bunu Cebrail aleyhisselamla konuştu:
Ya Cebrail, fazla gelen dört tahtayı ne yapayım?
Vahiy meleği suali Hak teala'ya sundu
İnsanlığın ikinci babası Nuh Peygambere haber geldi
Ey büyü peygamber! O dört tahtaya son peygamberimin dört halifesinin isimlerini yaz; gemi o zaman tamam olacaktır Zira o dört insan, İsla dininin dört sütunu gibidir İslamiyet onlarla ayakta kalır ve onlar sayesinde dünyanın her tarafına yayılır Vahye uyularak denilenin yapılması ile gemi tamamlandı ve ondan sonra yüzebildi
Nuh Peygaber, Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman, Hazreti Ali'nin isimlerini artan tahtalara yazarak bunları gemisine çakmadıkça görünüşteki kusursuzluğa rağmen geminin yüzmesi ve felaketten kurtulması mümkün olmamıştı
Ya mü'minler mü'minlerin de o dört büyük zatın ismini kalplerine yazmadıkça dıştan ne kadar olgun ve noksansız görünürlerse görünsünler büyük imtihanda kurtulmaları mümkün olabilir mi? Sadece iki cihan güneşi eşsiz ve emsalsiz Peygamberimizi değil, O'nun dostlarını da sevmek gerekiyor Bu şart yerine gelmeden, O'nun sevdiklerinin aşkı kalbe yerleşmeden cezadan kurtulmak ne mümkün?
Veysel Karani kazandı, ahir yine özendi
Sekiz uçmak bezendi, aşkına Muhammed'in
İbrahim aleyhisselam, bir gün rüyasında Cenneti gördü Uzunluğu yer ile gök arasındaki mesafeden fazlaydı e:
Buralar kime mehsustur? diye sordu
Evlatlarından Muhammed Mustafa ve o'nun ümmeti içindir, diye cevap verdiler
İbrahim Peygamber, dikkatle bakınca ağaçlardaLa ilahe illallahbudaklarında Muhammedün Resulullah, meyvelerinde Sübhanellah, Velhamdülillahcümlelerinin yazılı olduğunu gördü
Uyandığında rüyasını milletine nakletti
Ümmeti Muhammed kimdir, diye sordular İbrahim aleplisselam, düşünceye daldı O anda Cebrail aleyhisselam peyda oldu ve:
Ne düşünüyorsun ey Allah'ın dostu, dedi
Bir rüya gördüm girdüklerimi ümmetime anlattım, Muhammed ümmetini öğremek istediler Benimse bu hususta bilgim yok Onun için düşünüyorum
Cebrail aleyhisselam:
Ben de fazla bir şey bilmiyorum, diyerek Cenabı Hakka arz etti:
Yüce Allah şöyle buyurdu:
Muhammed, benim ahir zaman Peygamberimdir Makbul kullarıma Peygamber olarak gönderecğim O peygamberi bütün yaratılmışların arasından seçtim Kendisini ve ümmetini yerden ve gökten yüzyirmi dört bin yıl evvel yarattım Kıyamet günü O'nun yolundakilerin yüzü bütün insanların yüzünden daha ak, aydınlık ve abdest suyu değen vücut parçaları pırıl pırıl olacaktır
Feriştehler geldiler, saf saf olup durdular
Beş vakit namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in
Tevrat, Musa aleyhisselama inince büyük Peygamber çok sevindi ve şükrünü dile getirdi Cenabı Hak:
İnsanların kalbine baktım En mütevazi olarak seni gördüm Bu sebeple seni Peygamber yaptım ve benimle konuşma devletine erdirdim, dedi ve ilave etti:
Ölünceye kadar tevhid üzere ol Sevgili Muhammed Mustafa'nın Resulüm olduğunu tasdik et ve kalbine O'nun muhabbetini yerleştir!
Ya Rabbi, Muhammed kimdir; O'nu tanımıyorum?
O öyle bir kimsedir ki yerleri ve gökleri yaratmadan binlerce sene evvel güzel ismini arşın üzerine yazdım Ya Musa, sana çok yakın olmamı ister misin? Öyle bir yakınlık ki bedenine ruhdan ve gözünün siyahına beyazından daha yıkn olayım!
Allahım bundan gayrı ne arzum olabilir?
Öyleyse Habibime çok selavat oku
Hak teala devam etti:
Ölen bir kimse Muhammed aleyhisselamı inkar etmişse, o bedbahtı sürüterek cehenneme attırırım Beni görmesini nasip etmem ve hiç bir melek ve peygamberin şefaat etmesine de için vermem!
Bunu yolundakilere bildir
Ya Rabbi O'nun hakkında biraz daha bilgi sahibi olmak isterim
Eğer Muhammed aleyhisselam olmasaydı; yerigöğü, cenneticehennemi ayı, güneşi, geceyigündüzü, melekleri, Peygamberleri ve hiç bir şeyi yaratmazdım O'nun Peygamberliğini kabul etmezsen İbrahim halilulllah bile olsan sana eziyet ederim!
Onun Peygamberliğini ve yüksekliğini kabul ettim Ya Rabbi!
Havada uçan kuşlar, yeşerüp dağ ü taşlar,
Yemiş verir ağaçlar, aşkına Muhammed'in
Davut aleyhisselam, bir gün Zebur okurken kitaptan bir nur yükseldiğini; bu nurun odayı doldurduğunu ve kalbinin rahatladığını gördü Ve bu hal, her Zebur okuyuşunda tekrar etti Nurun mahiyetinni Allahü tealaya sordu:
Ya Rabbi bu nur neyin nesidir?
O, habibim Muhammed Mustafa'nın nurudur Cümle alemi onun hatırına yarattım
Bu tüyler ürperten ilahi cevap üzerine Davut Peygamber, yüksek sesle Lailahe illallah Muhammedün Resulullahdedi Bütün yırtıcı hayvanlar, kuşlar, böcekler ve yılanlar, çevresine toplandılar ve:
Öyledir ya Davut! diyerek onu doğruladılar
Bu olaydan sonra Davut Peygamber, Zubur okumaya başlarken kelimei tevhid söyle oldu
İmansızlar geldiler, andan iman aldılar
Beş vakt namaz kıldılar, aşkına Muhammed'in
O'nu övmeye kalkan erir ve tükenir
O'nu hiç bir lisan medhetmeye kafi gelmez O' kelimeler üstü ve kelimeler ötesi ve gönüller dolusu sevgiye layıktır
Yunus kim ede medhi, över Kur'an ayeti
Ah! vergil salevatı, aşkına Muhammed'in
Biz de kendim, eşim, dostum, tanışım, arkadaşım, binler, onbinler, milyonlar, milyarlar, O'nu o en sevgili ve en üstün'ün Peygambeliğini kabul ettik ya Rabbi
Bundan üstün devlet bilmiyoruz ya Rabbi!