Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Güzel Sanatların Milletlerin Tanınmasındaki Rolü

Güzel Sanatların Milletlerin Tanınmasındaki Rolü

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Milletlerin Tanınmasında Güzel Sanatların Rolü nedir
Milletlerin tanınmasında sanatın rolü nedir?
ulusların tanınmasında hoş sanatların rolü

Milletlerin Tanınmasında Güzel Sanatların Rolü;

En müthiş sanat eserini bir hayvanın önüne bırakalım, hayvanın önündeki bir şaheser olsa bile, en minik bir etki uyandırması olası olabilir mi? Inanılmaz bir tablonun yer aldığı bir tuval ile mürekkebe düşmüş bir karıncanın üstünde dolaşarak amaçsız zikzaklar çizdiği bir kâğıt; güve için aynı değeri taşırlar; ikisi için de aynıdır… İştahla yer ve bitirir…

Çağrıda Bulunmak ama, sanatın evveliyatında insan varlığı esas olduğu kadar; sonuçlanmış bir ürün olarak sanatla muhatap oluş sürecinde de tekrar düşünme, kavrama ve hoş duyuya sahip bir başlatıcı ve sonlandırıcı olarak insan durmaktadır

Oysa sanat eserinin oluşturucusu ve muhatabı kimliğini içeren insanın sanat eserine aleyhinde tutumu nasıl olmalıdır? Sanat için keza bir başlatıcı hem de oluşma süreci sonucunda mütekâmil bir izleyici olarak insan için başlı başına bir sorundur bu…

Genelde halk müziği bir sanat eserine, ya bir meşguliyet vesilesi, ya izleyicinin dikkatini çekerek kafa karıştırıcı bir olgu, ya zaman anlamında bir zaman uğraşılacakuğraştıracak bir üstteki eylem ya da insani duyguların olgunlaşması için yol açacak bir teşebbüs ve bu anlamda da sanatçının ve izleyicinin toplum ve çevre hakkındaki görüşlerini yansıtan koskoca bir olgular bütünü olarak bakmaktadırlar

İster Doğu ’da isterse Batı ’da olsun şaheser izleyiciler için olsa olsa salt bir gösterme ya da görüngü olarak sadece içsel bir duygulanım ve dalgalanma anlamı taşıdıklarından başta birer görüntüsel yaradılış olarak önemlidirler… İçinde çeşitli çöpvari kırıntılar yer alan suyla dolu bir havuzu düşünün; bu havuz bir şeyle karıştırıldığın da elbette ama, kısa bir sure sonra içindeki bu çöp yığınını ve diğer kırıntıları harekete geçirecek ve yüzeye çıkaracaktır Ama kısa bir süre sonra bu karışım durulduğunda baştan yatışacak ve sanki de içindeki o çöpvari yığın hiç yokmuşçasına o sakin ve sade görünümüne tekrar kavuşacaktır


İşte herhangi bir şaheser karşısındaki böylesi bir iç tepki insanda da gerçekleşerek ilkel bir reaksiyonu ortaya çıkarabilmektedir Öyle ancak; bir sanat eseri karşısındaki beğeni sahibi insanizleyicilerin yanı sıra o sanat eserini ortaya çıkaran sanatçılarda da bu ilkel reaksiyonu ayrıca bir ilk ve doğal tepki keza de bir anlamda; bile isteye seçilmiş ve üzerinde yoğunlaşılarak oraya vurgu yapılmışniyet edinilmiş bir başka boyutta gözleyebilmemiz muhtemel olmaktadır

Bir yanlamasına üretilen bir değerler bütünü olarak sanatsal ürünü ve üreticisini diğer yanlamasına da yeniden bu üretilmiş değerler bütününden bir ahlak ve estetik devşirecek olan izleyiciler toplamını gayesi izleyicimuhatabı şaşkınlık ve şaşkınlığa itmekten öteye geçmeyen, izleyicinin ilgisini toplamak ve beğenilerine yön biçmekten ve hatta bu beğenileri belirleyerek onlardan faydacı kazanımlar devşirmekten diğer bir amaç içermeyen bu türden sanatsal teşebbüs ve çabalar da bu anlamda yalnızca beğeninin ilkel biçimlerine karşın olmaktan ve bu şekilde bir anlam kazanmaktan diğer bir şeyi ortaya koyamazlar…

oysa ki, sanatı evrensel ilahiyatın insanda aksülamel bulması gereken seküler bir varyantı olarak tanımlayıp bu varyantın derinliklerinden sonsuzluğaebediyete yönelik daha mütealtransandantal bir manevi hayat uğruna adet edinmek ve sanat eserlerini vücuda getiren üstün yetenek sahiplerine olan hayranlıktan hareketle mütealiyet düzeyinin dünya üzerindeki bütünlüğünü de içerecek tek –Bir yaratıcıya yönelmek ve o –Bir olanı tanımaya niyetlenmek sanata daha bir soyluluk kazandırır ve onu ‘İd ’ den ‘Benlik ’ya değin salınıp duran ve temel olsa da geçici olmaktan kurtulamayan ilkel insan duygularını beslemek için kullanılan değersiz bir araç olmanın da ötesine taşır


Bu şekildeki bir Sanat algısının insana dair üstün ve aşkın yetenekleri ortaya çıkararak daha derin bir bölge açması bir yana, bir diğer insan özelliği olan fıtratın alanındaki güzelliği ve yüce gerçekleri gözlemlemeye yönelik aşk ve iştiyakı ifade etmesi yönünden de ayrıntılarıyla insani bir işlevle yüklendiği görülecektir


Tüm bu direktifler nezdinde insanlık tarihinin böylece çok devresinde sanata bakış açılarının ortaya çıkardığı dağıtılmış meşrep ve üslup farklılıklarının izleğinde sanatın değişen birçok türünün benimsendiği, örneğin sanatın sanat için veya toplum için olması gerektiği biçiminde farklılaşan fikirlerin revaç bulduğu akım ve dönemlerin ortaya çıktığı görülmüştür Fakat tüm bu gelişmelere şu hakiki ışığında bakılınca; sanatın en yüce insani yeteneklerin ifadesi olması ile bile böylesi bir yaklaşımla şu yada bu şekilde insanlığa dair bu geniş bölge içerisinde ve insanın komplike yapısının da bir mecburiyeti olarak ara sıra de insanlık dışı çirkin arzu ve arzuları açığa vuran bir araç olarak kullanıldığı da görülmüştür Bu nokta da denilebilir ama; İnsanın yücelmeye olan özleminin ve ulu insani yeteneklerin ifadesi olan sanatın böylesine hayvani hevesler uğruna kullanılması her şeyden önce sanata aleyhinde yapılan bir haksızlık olacaktır

Bu bağlamda Sanatın Batı ’daki bu günkü halini bir sanatsal dönüşüm biçiminde değerlendirerek, çağa özgü bir gerçeklik tasarımıyla ele alarak yaklaşacak olsak bile, insana dair bu realite tasarımının erkekle kadının cinsel ilişkilerinin bir bardak su içmek haddinde bayağılaşmasıyla başlamıştır Milyarlarca para, milyonlarca kişinin en kıymetli sermayeleri olan zamanları ve fikri çabalar sanat namına insandaki cinsel duygu ve istekleri alevlendirmek yolunda harcanmaktadır; sanat adına nice film, fotoğraf, roman vb çalışmalar bu sahada hizmete gücenmiş durumdadır Biri çıkıp da bunlara: “Cinsel istek ve zor zaten insanda yaratılış itibariyle olması gerektiği dek zinde bir halde bulunmaktadır Ve bu ilahi oranlamanın sanat ta dâhil diğer hiçbir dış ivmeyle güçlendirilmesine lüzum yoktur; bunu yardım etmeye niyetlenmek azıcık da Nietzsche ’vari bir ayrımla Herodiyan ve Diyonisan taraflara yönelen ayrımda Diyonisan bir akım takınarak keza sanatı keza de insanı olağan çığırından çıkarıp insanın cinsel çılgınlığa sürüklenmesine niçin olacaktır…


Bu da herhangi bir sızı için karılmış bir ilacın ama ayrıca o karışımı ayrıca de çare etmek üzere hazırlandığı rahatsızlığın odağındaki insanı bilenlerin denetiminde değişik çözümleme ve kontrollerden geçtikten daha sonra üretilip satılmasına müsaade edilmesine benzer biçimde bir sanatsal idrak alanı açar ki, işte sanatın da insanında tartışılması oysa bu alandan devşirilen ölçütlerle olası olacaktır…


Somurtkan halde kutsala dair ve kutsalın aleyhine bir kısıtlamaya girişilerek bir yeni kutsal dizayn etmek ve elde edilen bu sekülerkutsal dizaynın ölçütleriyle insan özgürleşmesinin bir gereği olarak ‘çiğ ’ bir hür elde etmeye hedeflemek ve bu eylemin haklılığını savunan bütün girişimlerin insanı ilgilendiren konular olarak kabul edilmesine rağmen kutsalın hakkını savunma yolunda daha ne dek arsızlaşacak ve arsızlaştıracaksınız çağırmak isteyenlere de kendi üretimleri olan bir insansanat ve ruh ketleşmesiyle aleyhinde durmak ne dek sanatkar olması bir yandan ne değin insani olacaktır

Sanatsal bağlamda İnanç ve açıklama özgürlüğünün önemini kabul etmekle beraber, yalnızca insanın ölçüleriyle konumlandırılan ve gündeliğin getirileriyle bulandırılan her şeyi sanat olarak kabul etmenin bir diğer açıdan da keza uğruna sanat üretildiği iddiasında bulunulan ‘insan ’ın derin anlamına ayrıca de insan ve kutsal bağlamındaki akla yatkın ve manevi hayat hakkının dehanın yanardağından fışkırtılan lavlarla yakılıp küle çevrilmesine izin devretmek seslenmek olacağını unutmamak gerekmektedir *
 
858,468Konular
981,196Mesajlar
29,543Kullanıcılar
samuray72Son üye
Üst Alt