Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hadis İlimleri ve Hadis Kategorileri Hakkında Bilgi

Hadis İlimleri ve Hadis Kategorileri Hakkında Bilgi
0
102

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Sünnetin Kur'an dan sonra ilk başvurulacak merci olması ve Kur'an'ın pratiğe geçirilmesi açısından İslami ilimler arasında hadis ilimlerinin ne kadar önemli olduğunu belirtmeye hacet yoktur Kur'an ayetleri bize hiç bir bozulma olmadan ulaştığı için onun orijinalliğini araştırmaya gerek yok ise de, bize ulaşan sünnetin hangilerinin ne doğrulukta ulaştığını araştırmak hadis ilimlerinin konusu olmuştur


Bugün İslam'a gönül vermiş, onun derdini kendine dert edinmiş herkesin hadis ilimlerine dair temel bilgileri yalnızca ana hatları ile de olsa bilmesi gerektiği kanaatindeyiz Nasıl ki matematik ile ilgili dört işlem gibi temel bilgileri bilmek bir insanı matematik uzmanı yapmıyorsa, temel hadis usulü bilgilerini bilmek de bir müslümanı muhaddis yapmayacaktır Ama yine de bu bilgiler, hadis öğrenirken, hadis eserlerine bakarken, onların sağlıklı ulaşıp ulaşmadığını anlamada yardımcı olacak, o kişiyi hadishaber alma ve verme şuuru ile donatacaktır İşte bu düşünce ile müteakip bölümlerde hadis ilimlerine temel seviyede küçük bir giriş yapmak amaçlanmaktadır

HADİS İLİMLERİ

Hadis ilimleri deyince ilk olarak akla ilmu dirayetilhadis gelir Bu ilim dalında hadisin kuvvet derecesi, doğruluğu, bizlere sağlıklı bir biçimde ulaşıp ulaşmadığı araştırılır DirayetRivayet ikilisi bir bakıma kalitekantite ikilisine benzer Mesela tek bir kanaldan gelen dirayeten güçlü bir hadisin, bir kaç kanaldan gelen yani rivayeten güçlü gözüken bir hadisden daha sahih olması pek ala mümkündür

Hadis ilimlerinden bir diğeri de ihtilafulhadis'dir Bu ilim dalı sıhhaten aynı kuvvette olup birbiri ile uyuşmayan iki hadis arasındaki ihtilafı çözmekle meşgul olur Bu durumlarda muhaddisler ve fakihler cem ve te'lif, tercih, nesh ve tevakkuf denilen metodlar kullanırlar

Hadis rivayet eden kişilerin rivayete ehil olup olmadıklarını araştıran ilim dalına da cerh ve ta'dil veya nakdi rical denir Bu ilim dalı hem şahıslar hakkında bilgi toplamak, hem de bu bilginin objektifliğinin sağlanması açısından ve bu kimselerin hangi kriterlere göre hadis rivayetine ehil olup olmayacaklarının tesbiti bakımından çok zor ve çok mesuliyetlidir İşte bu yüzden Buhari, Yahya b Main, Ahmed b Hanbel, Hafız Zehebi gibi az sayıda alim bu işin hakkını verebilmişlerdir

HADİS İSTİLAHLARI

Her ilim dalının bir terminolojisi olduğu gibi hadis ilimlerinin de istilahları vardır Hadis istilahları anlaşılmadıkça hadis usulü de anlaşılamaz Hadis istilahları çok sayıda olduğu için aşağıda sadece bir kısmına temas edilecektir:

Ravi, hadisi rivayet eden kişidir Bir ravi hadisi başkasından aldığında aldığı kişiye o ravinin şeyh'i denir Hadisi alan ravi de talib'dir Hadis almaya ahz, başkasına rivayet etmeye de eda tabir edilir
Sened, hadisi rivayet eden raviler zinciridir

Cerh ve ta'dil ilminde ravilerin kalitesini belirtmek için sika (hadis rivayetine tam ehil kişi) dan vadda (hadis uyduran kişi) ya kadar çeşitli tabirler kullanılır Bir ravi, durumu araştırıldıktan sonra, ya bu iki uçtan birinde, ya da arada bir yerde değerlendirilir
Sikada iki şart aranır: Adl ve zabt Adl ravinin hadisi bozmadan rivayet eden dürüst bir müslüman olması, zabt ise hafızanın kuvvetli olması özelliğidir

Hadisin ne şekilde rivayet edildiği de önemlidir Bunlardan bazılarına sema, kıraet, icazet denir Sema talibin şeyhden doğrudan işitmesidir Kiraet ise talibin hadisleri bir yazılı metinden okuyarak şeyhine arz etmesi, şeyhin de onları rivayet ettiğini onaylamasıdır

Burada, yazılı belgelere günümüzde haber bakımından verilen önemi göz önüne alarak bir noktaya dikkat çekmekte yarar var:

Sema, hadisçilerin nazarında en sağlam ahz yoludur Her ne kadar ilk hicri asırlarda hadislerin yazılması vuku bulmuş aksini iddia eden müsteşriklere gereken cevaplar verilmişse de bu, semanın birinci derecedeki önemini azaltmaz Çünkü hadis tahsilinde asl olan kalitedir Mesela tarihi bir vesika bulunsa hadisçiler şu soruları soracaklardır: Bu vesikayı kim yazmıştır? Bu kimse haber vermede ne kadar dürüsttür? Vesikada yazdığı haberleri öğrenip yazıncaya kadar hafızasında bozmadan tutabilmiş midir? Olayı bizzat kendisi mi müşahede etmiştir yoksa başkasından mı almıştır? Yazdığı haber siyasi ise, bu kişi taraf mıdır veya ona yazdırılmış mıdır? Daha sonra bu vesikada tahrifat yapılmış mıdır? Görüldüğü gibi vesikanın sahte olmadığı bilinse bile bu yetmemektedir Halbuki haberin doğrudan raviden dinlenmesinde bu zorluklar en aza iner Elbette ki ravi hadisi ahz ederken şeyhin hadisi hem ezberden bilip, hem de yazdığı bir kâğıttan okuması daha da kuvvetlidir Bu konuda hadisçilerin nasıl titiz davrandığına dair bir örnek verelim:

Tirmizi (ra) bir hadisi senedi ile rivayet ettikten sonra bu hadisdeki şeyhi Abd b Humeyd'in, Muhammed b Fadl'in şunu anlattığını söyler:
Yahya b Main ilk benim önümde oturduğu zaman bu hadisi sordu Ben de Hammad b Seleme bize tahdis etti (diyerek hadisi edaya başladım) Yahya dedi ki keşke defterinizden rivayet etseniz? Ben de defterimi getirmek üzere kalktım Elbisemden tuttu ve önce bana (hafızanızdan) yazdırın (Defteri getirmeden önce) tekrar size kavuşamamaktan korkuyorum dedi Bunun üzerine hadisi yazdırdım, sonra çıkıp defterimi getirdim ve ona (hadisi) okudum

Muhaddislerin, ravilerin kalitesi üzerinde ne kadar dikkatle durduğuna da İmam Malik şu sözleri ile işaret etmektedir:
Bu ilim, yani hadis ilmi dindir Artık dininizi kimlerden aldığınıza dikkat ediniz Şu direklerin dibinde Rasulullah (sav) şöyle buyurdu diyenlerden yetmiş zat gördüm ki her hangi birisine beytü'lmalı teslim ederseniz yine emin sayabilirsiniz Böyle iken onların hiç birisinden ahz etmedim Çünkü bu işin ehli değillerdi Sonra memleketimize İbni Şihabi Zühri gelince hepimiz kapısına koşup üst üste yığılırdık

HADİSLERİN ÇEŞİTLİ YÖNLERDEN SINIFLANDIRILMALARI

Sıhhat yönünden:

Sahih: Aşağıdaki üç şartı sağlayan hadise denir:
Senedinde kopukluk olmaması (muttasıl olması)
Bütün ravilerin sika olması
İllet ve şazlık bulunmaması
Bu son şartın araştırılması zor olup, bunda ancak Buhari gibi büyük hadis mütehassısları derinleşebilmişlerdir İllet ve şazlık olması durumu, ilk bakışta hadisin sened ve ravi yönünden sağlam gözükmesine rağmen, metin veya senedde gizli bir bozukluk olması halidir Eğer muallel (illetli) veya şaz ise hemen zayıf hadis mertebesine iner

Hasen: Sahih hadisin şartları bunda da geçerlidir Şu farkla ki ravilerden birisi iyi olmasına rağmen hafıza gücü gibi bir bakımdan sika mertebesine çıkamamışsa o hadis hasenolur Hasen hadis sahihden aşağı fakat ona yakın, zayıf hadisden yukarda bir yerdedir

Zayıf: Genelde sahih ve hasen şartlarını, senedde kopukluk (munkati) olması, ravilerden bir veya bir kaçının zayıf görülmesi, illet, ve diğer sebeplerden dolayı sağlayamayan hadisdir

Mütevatir: Yalan üzerine birleşmesi aklen imkansız olan bir grup insanın rivayet ettiği hadisdir Bu şart her tabakada tahakkuk etmelidir Mütevatir hadise kesingözü ile bakıldığından inkarı tehlikeli görülmüştür Mamafih mütevatirlerin sayıları pek azdır

Mevzu: Uydurma hadisdir Kimi alimlere göre mevzu hadis, zayıf hadislerin en düşük derecesidir Bir başka görüşe göre de mütevatir ve mevzu hadisler, ilki kesin olduğundan, ikincisi de uydurma olduğundan hadis araştırmalarına dahil edilmezler

Sahibi yönünden:

Merfu: Peygamber (sav)'e ait olan hadisdir

Mevkuf: Söz veya fiilin sahabeye ait olduğu hadisdir

Maktu: Söz veya fiilin tabiiye ait olduğu hadisdir

Bir hadisin merfu olması onun sahih olduğunu göstermez Merfu bir hadis pekala sahih, hasen veya zayıf olabilir

Senedde uzunluğu yönünden:

Ali: Senedin muttasıl olmakla birlikte az sayıda raviden oluşmasıdır

Nazil: Seneddeki ravi sayısının çok olmasıdır

Elbette ki hadisin az sayıda insandan geçerek muhaddise ulaşması tercih edilir Mamafih nazil bir hadisin ali'den daha sahih olması da mümkündür

Hadislerin sıhhatlerine göre hükmü:

Sahih ve hasen hadisler içtihada elverişli kabul edilirler Zayıf hadisler ise müçtehidin metoduna, hadisin zayıflık derecesine, kendini destekleyen başka hadisler olup olmamasına göre kabul veya red edilirler Zayıf hadisler genelde içtihada elverişli görülmese bile fedaili a'malkonularında, yani insanları iyi amellere teşvik etme babında anlatılabilirler Çünkü zayıf hadis, mevzu hadis gibi uydurma olmayıp içtihadda, helal, haram gibi önemli konularda istifade edilebilecek kuvvete çıkamamış hadisdir Mevzu hadisle, zayıf hadis arasındaki bu fark hatırda tutulmalıdır

Mevzu hadislere gelince, muhaddisler bunların asılsız olduğu belirtilmeksizin söylenmesinin, yazılmasının haram olduğunu söylerler Çünkü böyle bir hadisi gören kişi onu peygamberimize ait sanacaktır Mevzu hadisler asılsız oldukları belirtilerek insanları bunlara karşı uyarmak için söylenip yazılabilir
Hadisde metin ve sened tenkidi:

Bir hadisin makbul olup olmadığının araştırması iki safhadan geçer:

Metin tenkidi
Sened tenkidi

Metin tenkidi hadisin metninin incelenmesi ile içinde tutarsızlıkların olup olmadığının, daha kuvvetli ve yaygın hadislerle çelişip çelişmediğinin araştırılmasıdır

Sened tenkidi ise senedin yapısının incelenmesi ve tarihi bilgilerle ravilerin ömürlerine bakarak kopukluk olup olmadığının, ravilerin rivayete ehil olup olmadığının araştırılmasıdır

Metin ve senedden bahsetmiş iken muhtemel bir şüphenin izalesi için muhaddisler nazarında hadisin metin ve senedden oluştuğu bilinmelidir Bazen büyük muhaddislerden bahsedilirken yedi yüz bin hadis yazmıştır, bir milyon hadis toplamıştır gibi ifadelere rastlanır Bunlar şüphesiz kabaca rakamlar olmakla birlikte, yine de okuyucuya mübalağalı gelebilir Gerçekten de peygamberimizin nübüvvet yılları, bilhassa hicret sonrası günleri göz önüne alınırsa bu rakamlar çok fazladır Ama her hadisin muhaddislerce sened ve metni ile birlikte bir bütün olarak görüldüğü bilinirse durum anlaşılır Mesela Ahmed Naim Tecridi Sarih tercümesinde şöyle der: 'Ameller niyetlere göredir' hadisini Hafız Ebu İsmaili Ensarii Herevi yalnız Yahya b Saidi Ensari ashabına varmak üzere yedi yüz tarikten kayd ve zabt eylemişdirYani yalnız bu hadisin yedi yüzden fazla senedi var demektir ki hadis sened ve metni ile birlikte bir bütün sayıldığından bu metinde yedi yüzden fazla hadis var demektir Artık diğer hadisler de nazarı dikkate alınırsa hadis sayısının ne kadar kabarık rakamlara ulaşacağı tasavvur edilebilir Bu rakamları daha da artıran bir diğer husus sahabe ve tabiinin söz ve fiillerine de hadis denmesidir (Yukarıda tarifi geçen mevkuf ve maktu hadisler) Böylece bir milyon, şu kadar yüz bin gibi ifadelerin hiç de mübalağalı olmadığı ortaya çıkar

HADİSLERİN TOPLANMASI, HADİS KİTAPLARI

Hicri ilk asırda hadisler yazmaktan daha çok sözlü olarak ve ezberden rivayet ediliyordu Daha sonra çıkan fitne ve kargaşalıklarda bazı siyasi gurupların kendi lehlerine hadis uydurmaları, asrı saadetin giderek daha çok geride kalması gibi sebepler, ashabı kiramın öğrencileri olan tabiin hazeratının ve onlardan sonraki muhaddislerin hadisleri toplamalarına ve bu konuda çok titiz davranmalarına yol açtı Pek çokları bir iki hadis almak için günlerce, haftalarca süren yolculuklara çıktılar

Hadislerin yazılarak mecmualarda toplanması Ömer b Abdülaziz zamanında, ikinci hicri asrın ortalarında başlamış, aşağı yukarı üçüncü hicri asrın ortalarında Buhari ve Müslim'in sahihleri ve diğer bazı sünenlerin yazılması ile kemale ermiştir

Hadis kitaplarının türleri:

Hadis kitaplarının türlerinden bir kısmı şunlardır:

Cami: Akaid, ahkam, zühd, edeb, tefsir, siyer, fitneler, menakib konularındaki hadisleri toplayan eserlere denir Mesela Buhari'nin sahihi bir camidir

Sünen: Yalnızca namaz, oruç, taharet vb ahkam hadislerini havi kitaplardır Süneni Ebu Davud, Süneni Nesai gibi Tirmizi'nin sünenine cami de denilir

Müsned: Hadislerin onları rivayet eden sahabe adları altında gruplandığı kitaplardır Mesela önce Ebu Bekir (ra) in rivayet ettiği hadisler, sonra Ömer (ra) in rivayet ettiği hadisler diye devam eder Müsnedlerin en meşhuru
Ahmed b Hanbel'in müsnedidir

Hadis kitaplarının sıhhatçe en kuvvetli olan altısı Kütübü Sitte adı altında toplanmıştır Bunlara sıhahi sitteveya usulü sittede denir Bu altı kitaptan ilk beşi Buhari ve Müslim'in sahihleri, Nesai, Ebu Davud ve Tirmizi'nin sünenleridir Altıncı kitap olarak İmam Malik'in Muvatta'sını veya Darımi'nin sünenini koyanlar olmuşsa da sonunda İbni Mace'nin süneni ağırlık kazanmıştır Bu demek değildir ki İmam Malik'in Muvatta'sı sıhhat bakımından İbni Mace'den geridedir Sebep, Muvatta hadislerinin diğer hadis kitaplarında zaten mevcut olmasıdır

Kütübü Sitte'nin her birinin kendine göre ayrı bir meziyeti vardır Ravilerin ahzında daha sıkı şartlar koymuş olan Buhari'nin Sahihi Kütübü Sitte'nin sıhhatçe en kuvvetli kitabıdır İmam Müslim'in sahihi sıhhat bakımından Buhari'den sonra gelir Fakat tertibi daha güzel, metin ve senedlerdeki ifadelerde daha titizdir Subhi esSalih UlumulHadis'inde şöyle der:
Hadis rivayeti mevzuunda daha çok bilgi almak isteyen Tirmizi'nin camiine, sadece ahkam hadisleri isteyen Ebu Davud'un sünenine, fıkhi babların mükemmel sıralanışını görmek isteyen İbni Mace'nin sünenine müracaat etmelidir Nesai'nin süneninde ise bu meziyetlerin bir çoğu bulunmaktadır

Ayrıca Nesai'nin süneni Buhari ve Müslim den sonra sıhhatçe en kuvvetli olan, en az zayıf hadis ihtiva eden kitaptır Diğer üç sünende de az da olsa zayıf hadisler bulunmaktadır

Bunlardan başka Taberani'nin mu'cemleri, Hakim'in Müstedrek'i, daha bir çok müsnedler, müstahrecler vb varsa da bunlar sıhhat bakımından Kütübü Sitte'nin aşağısındadır

Mevzuat kitapları: Alimler, asılsız olduklarını bildirmek maksadı ile mevzu hadisleri topladıkları bir çok kitaplar yazmışlardır Bunlardan bazıları Huseyn b İbrahim elCuzekani'nin KitabulEbatil ve KitabulMevzuat'ı, Suyuti'nin elLeali elMasnua'sı, AliyyulKari'nin elMasnu fi Ma'rifetilMevzu adlı kitaplarıdır

SONUÇ

Hadis ilmi dünyada yalnızca müslümanlara has bir ilim olup tarihçilere parmak ısırtmış, bu ilmi değersiz göstermek isteyen müsteşrikleri de bir çok sıkıntılara sokmuştur Dünya tarihinde, peygamberimizden başka, hayatı ve risaleti, bütün ayrıntıları ile ve çok titiz metodlarla günümüze kadar ulaşan başka hiç bir şahsiyet yoktur Bu sebeple, hadis ilmi müslümanların medarı iftiharları olup aynı zamanda sünneti bize ulaştırdığı için ona sahip çıkmak, onun metodolojisini, bize bıraktığı muhteşem ilmi mirası sonraki nesillere aktarmak vazifemiz olmalıdır

Hadislerden bahsederken de, uluorta ve kulaktan dolma şeyleri değil, muteber kitaplardan aldığımız hadisleri söyleyerek, ilmimiz az da olsa, sünnete aşık, mesuliyetini müdrik bir müslümana yaraşır titizlik gösterilmelidir
Ayrıca, muhaddislerin hadis rivayeti ve metinsened tenkidi metodlarından bugünkü haber almaverme ve değerlendirmede öğreneceğimiz bir çok dersler vardır

Hadis ilimleri hakkında daha çok bilgi için, bu yazıyı hazırlamada çok faydalanılan Ahmed Naim'in Tecridi Sarih tercümesinin birinci cildine yazdığı nefis mukaddimesine bakılabilir Bilhassa 82 ve 91 sayfalarda yazdığı çok kaliteli Metodolojiden bir bahisve Bir Mukayeseünvanlı makalelerinin okunması hararetle tavsiye edilir Bundan başka Subhi esSalih'in UlumulHadis'i (Türkçesi: Hadis İlimleri ve İstilahları) da bu konuda ağır olmayan, kolay anlaşılır bir kitaptır




 
858,497Konular
982,566Mesajlar
30,313Kullanıcılar
shadownSon üye
Üst Alt