iltasyazilim
FD Üye
Hadis
Hadisin terim anlamı, Hz Peygamber'in sözü, fiili, ashabının yaptığını görüp de reddetmediği davranışlar (takrir) ve onun yaratılışı veya huyu ile ilgili her türlü bilgi demektir Hadis, Hz Peygamber'i dinleyen sahabîden başlayarak onu rivayet edenlerin adlarının yazılı olduğu sened ile Hz Peygamber'in söz, fiil veya takrîrinin yazıldığı metin'den meydana gelir Yani hadis deyince, sened ve metinden oluşan bir yazılı yapı anlaşılır Ancak Riyazü'ssalihîn de hadis metinlerinin kolay okunup öğrenilmesi için sahabî dışındaki raviler yani sened kısmı müellif tarafından çıkarılmıştır
Hadis İlmi iki ana bölüme ayrılır:
a Rivayetü'lhadîs ilmi HzPeygamber'in sözü, fiili, takriri, halleri ve bunların rivayet ve zabt edilişi ile alakalı bir bilim dalıdır Hadis metinlerini ihtiva eden kitaplar, bu dala ait kaynaklardır Bu ilim dalı hadis naklinde hatadan uzak kalmatemeli üzerinde yapılmış çalışmaları yansıtır
b Dirayetü'lhadîs ilmi Hadis Istılahları İlmi diye de anılır Hadisin yapısını meydana getiren sened ve metni anlamaya imkan veren birtakım kaideler ilmidir Bu kaideler yardımıyla bir hadisi kabul veya reddetmek mümkün olur Hadis usulü ile ilgili eserler bu ilmin kaynaklarıdır
Bu ilmin hedefi, Hz Peygamber'in hadislerini başka sözlerle karıştırılmaktan, değiştirilmekten, bozulmaktan ve iftiraya uğramaktan ilmî yollarla korumaktır Hz Peygamber'e nisbet edilen sözün gerçekten ona ait olup olmadığı bu ilmin kurallarıyla anlaşılır
Hadis ilminin gayesi, rivayetlerin sahih ve doğru olanlarını sahih ve doğru olmayanlarından ayırmaktır Bir başka ifade ile Hz Peygamber'in söylemediği bir sözü ona söyletmemek, yapmadığı bir işi ona yaptırmamak, yani sünneti aslî berraklığı içinde korumaktır
Her iki dalıyla birlikte hadis ilminin gelişmesi, Hz Peygamber'e yalan isnad etmeme dikkative tebliğ görevinin yerine getirilmesi sayesinde gerçekleşmiştir Bu konuda ilk ve en değerli gayret, sevgili Peygamberimiz'in en hayırlı nesil olarak takdir ve takdim buyurduğu ashabı kiram'a aittir Rivayetü'lhadîs ilminin kurucuları oldukları gibi, dirayetü'lhadîs ilminin temellerini atanlar da onlardır Allah kendilerinden razı olsun
Ashab, sahabî kelimesinin çoğuludur Sahabî, müslüman olarak Hz Peygamber'i gören ve o iman üzere ölen kimseye denir Herhangi bir sahabî ile görüşme imkanı bulan kimseye de tabiî adı verilir
2 Sünnet
Sünnet, sözlükte yol demektir Yolun iyisine de kötüsüne de sünnet denir Yalın halde söylendiği zaman güzel yolanlamındadır Kur'anı Kerîm'de bu kelime, devamlı adet, kainatın düzeninde geçerli olan tabiî kanunlar, gidilen yol gibi anlamlarda kullanılır Bir de sünnetullah terimi vardır Bu, Allah'ın koyduğu kurallar, toplumların hayatlarında görülen ilerleme, gerileme ve hatta yok olmada geçerli olan ilahî kanunlar demektir
Terim olarak sünnet, söz, fiil ve takrirleri ile Hz Peygamber'in İslam'ı yaşayarak yorumlaması demektir Bu anlamda sünnet, hadisten daha kapsamlıdır Nitekim Size iki şey bırakıyorum Onlara sıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız: Allah'ın kitabı ve Resülü'nün sünneti1 hadisinde bu anlam açıkça görülmektedir Hz Peygamber'e nisbet edilen her şeyin yazılı metni manasında hadis, günümüzde sünnet yerine de kullanılmaktadır Artık bugün hadis deyince sünnet, sünnet deyince hadis anlaşılmaktadır Sünnetin çoğulu sünen olduğu gibi Hz Peygamber'in söz, fiil ve takrirlerine ait hadisleri içeren kitaplardan bir kısmının adı da Sünen'dir
Başlangıçta hadisin, Hz Peygamber'in sözlerini, sünnetin ise, fiil ve uygulamalarını ifade etmek için kullanılması, hadisi sünnetten ayrı düşünmek için yeterli değildir Bu birlik, sünnete, kendine ait olmayan bir unsuru yamamak, ona kendisinden olmayan bir şeyi katmak manasına asla gelmez Bu yöndeki müsteşrik iddialarına kulak asmamak gerekir Zaten sünnet, hadis kitaplarında gördüğümüz hadis metinleri değil, onların ifade ettiği manalardır
Sünnet, Kur'an'ın açıklayıcısı olduğu için Kur'anı Kerîm'den hemen sonraki ikinci delildir Kur'an, okunan vahiy; sünnet, rivayet olunan vahiy 2; hadis ise, rivayet edilen sünnet3 demektir
Hadis kitaplarımız, rivayet olunan vahiy demek olan sünnetin yazılı belgeleri ile doludur Bu belgelerin niteliklerine göre farklı ve özel terimlerle ifade edilmesi ve değişik hükümlere bağlanması ilmî bir meseledir Bu nitelikleri ve terimleri Hadis Usulü İlmi tayin ve tesbit etmektedir
1 Malik, Muvatta', Kader 3
2 Şafiî, Risale, s 9192
3 Kasımî, Kavaidü'ttahdîs, s 3538; Cezairî, Tevcihü'nnazar, s 2
KUTSİ HADİS
Kutsi hadis, Manası Allah'a, lafızları HzPeygambere ait olan hadislere denir İlahi hadisve Rabbani hadisdiye de adlandırılır Peygamberimizin, anlam bakımından Allah'a dayandırdığı, O'ndan nakiller yaparak söylediği sözlerdir Kutsallığı manası Allah'a ait olmasından; hadis olarak adlandırılmasıda Peygamberimiz tarafından dile getirilmesinden kaynaklanmaktadır
Allah tarafından gelen vahiy olmaları bakımından, Kur'an ayetleriyle kutsi hadisler arasında bir fark yoktur Fakat Kur'an hem anlamı, hem de lafızları yönünden Allah'a ait iken, kutsi hadis, sadece mana açısından Allah'a aittir Kur'an ile kutsi hadis arasındaki diğer farklar şunlardır:
Kutsi hadis, namazda okunmaz
Abdestsiz olarak dokunulması caizdir
Lafzı Allah'a ait olmadığı için Kur'an gibi mu'ciz değildir
Lafzi rivayeti şart olmayıp, sadece anlam olarak rivayet edilmesi caizdir
Kutsi hadisin ilk kaynağı Allah olduğu ve esasen hitap ondan geldiği için,
rivayet edilirken başına, Hz Peygamberin rivayet ettiğine göre Allahu Teala şöyle buyurdu:veya Resulullah (sas) Rabbinden rivayet ettiği hadiste şöyle buyurdu:şeklinde bir rivayet lafzı getirilir
Diğer hadislere göre kutsi hadislerin sayısı çok az olup bazı Kusi Hadisler aşağıda sunulmuştur
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu: Yüceliğine yüce, mübarekliğine mübarek Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler ve buyurur: Yok mu tevbe eden? Ki, onun tevbesini kabul edeyim Hani duacı? Ki ,onun duasına icabet edeyim
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen şöyle anlatıyor: İhlas, sırrımdan bir sırdır Onu kullarımdan sevdiğimin kalbine bir armağan olarak bıraktım
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu: Allah şöyle buyurdu; 'o kimse ki kazama rıza göstermez, nimetlerime de şükretmez; artık varsın benden başka bir Rabb arasın
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allah'dan naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu: ' Ey Ademoğlu hasta oldum, ziyaretime gelmedin' Ademoğlu sordu; 'Ya Rabbi sen alemlerin Rabbisin Seni nasıl ziyaret edeyim?' Allah buyurdu; 'Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu Ama sen onu ziyaret etmedin
Eğer onu ziyaret etseydin Beni yanında bulacaktın' Allah devamla buyurdu; ' Ey Ademoğlu, senden yemekle doyurulmamı istedim, ama sen Beni doyurmadın' Ademoğlu sordu; 'Yarabbi seni yemekle nasıl doyurayım? Sen alemlerin Rabbisin' Allah anlattı; 'Falan kulum senden yemek istedi Ama ona yedirmedin Bilemedin mi? Ona yedirseydin Beni yanında bulacaktın' Allah devamla buyurdu; ' Ey Ademoğlu, senden su istedim, ama vermedin' Ademoğlu sordu; 'Ya Rabbi sana nasıl su vereyim? Sen Alemlerin Rabbisin' Allah anlattı; 'Falan kulum senden su istedi, vermedin Ona su verseydin Beni yanında bulacaktın Bunu da mı anlayamadın?
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: İsmi aziz ve celil olan Allah şöyle buyurdu: 'Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ben, uğrumda kalbleri kırık olanların yanındayım
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; ' Kıyamet günü şu üç zümrenin hasmıyım; 'Bir kimse ki; Kendisine ihsan ettim, ama o zulmetti Bir kimse ki; Bir hürü sattı parasını da yedi Bir kimse ki; İşçi tuttu Ondan istifade etti Ama ücretini ödemedi
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor; Allah şöyle buyurdu; 'Her kim benim veli kuluma düşman olursa Bana harp açmış olur
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor; Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ben kulumun zannına göreyim O halde, Benim için hayır zannında bulunsun ve Ben Beni andığı zaman kulumun yanındayım
Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Tam ihlasla; Allah'tan başka ilah yoktur, şehadetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim Eğer Bana ibadet edenler olmasaydı Bana asi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ey Ademoğlu, seni kendim için yarattım Eşyayı da senin için yarattım O halde kendim için yarattığımı senin için yarattığımın ayarına düşürme
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Bir kimse Beni kendi kendine anarsa, Ben de onu Zat'ımda anarım Yine bir kimse beni bir topluluk içinde anarsa, Ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ey Ademoğlu senin için yaptığım taksime razı olursan kalbini ve bedenini rahata kavuştururum Sevimli bir kul olmakla kısmetin sana gelir Şayet senin için yaptığım taksime razı olmazsan dünyayı sana musallat ederim Ve sen bir vahşet içinde, yabanda tepinip durursun Sonra İzzet ve Celalim hakkı için o dünyalıktan ancak kısmet ettiğime nail olursun Sen de kötü bir kul olarak
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ben bir gizli hazine idim, bilinmemi istedim Halkı yarattım, nimetlerimi onlara sevdirdim Böylece beni bildiler
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Beni ne yerim aldı, ne de semam lakin Beni Mü'min, Muttaki, Vera sahibi kulumun kalbi aldı
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Beni bilen talep eder Beni talep eden bulur Beni bulan sever Beni seveni öldürürüm Bir kimseyi öldürürsem diyeti bana düşer Bir kimsenin diyeti bana düşünce onun diyeti bizzat Ben olurum
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allah'dan naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Yaklaşanlar, kendilerine farz kıldığım ibadetlerin edasında olduğu kadar hiç bir şeyde yaklaşamazlarGerçekten bir kul Bana nafilelerle de yaklaşır Böylece Bana yaklaşanı severim Sevince de o kulun kulağı olurum, eli olurum,ayağı olurum Böyle ki oldum, Benimle işitir Benimle görür Benimle konuşur Benimle tutar Benimle yürür
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Bir kimse Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım Bir kimse Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım Bir kimse Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim
Kaynak:
1) Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Sadreddini Konevi'nin Hadisi Erbain'i
Hadisin terim anlamı, Hz Peygamber'in sözü, fiili, ashabının yaptığını görüp de reddetmediği davranışlar (takrir) ve onun yaratılışı veya huyu ile ilgili her türlü bilgi demektir Hadis, Hz Peygamber'i dinleyen sahabîden başlayarak onu rivayet edenlerin adlarının yazılı olduğu sened ile Hz Peygamber'in söz, fiil veya takrîrinin yazıldığı metin'den meydana gelir Yani hadis deyince, sened ve metinden oluşan bir yazılı yapı anlaşılır Ancak Riyazü'ssalihîn de hadis metinlerinin kolay okunup öğrenilmesi için sahabî dışındaki raviler yani sened kısmı müellif tarafından çıkarılmıştır
Hadis İlmi iki ana bölüme ayrılır:
a Rivayetü'lhadîs ilmi HzPeygamber'in sözü, fiili, takriri, halleri ve bunların rivayet ve zabt edilişi ile alakalı bir bilim dalıdır Hadis metinlerini ihtiva eden kitaplar, bu dala ait kaynaklardır Bu ilim dalı hadis naklinde hatadan uzak kalmatemeli üzerinde yapılmış çalışmaları yansıtır
b Dirayetü'lhadîs ilmi Hadis Istılahları İlmi diye de anılır Hadisin yapısını meydana getiren sened ve metni anlamaya imkan veren birtakım kaideler ilmidir Bu kaideler yardımıyla bir hadisi kabul veya reddetmek mümkün olur Hadis usulü ile ilgili eserler bu ilmin kaynaklarıdır
Bu ilmin hedefi, Hz Peygamber'in hadislerini başka sözlerle karıştırılmaktan, değiştirilmekten, bozulmaktan ve iftiraya uğramaktan ilmî yollarla korumaktır Hz Peygamber'e nisbet edilen sözün gerçekten ona ait olup olmadığı bu ilmin kurallarıyla anlaşılır
Hadis ilminin gayesi, rivayetlerin sahih ve doğru olanlarını sahih ve doğru olmayanlarından ayırmaktır Bir başka ifade ile Hz Peygamber'in söylemediği bir sözü ona söyletmemek, yapmadığı bir işi ona yaptırmamak, yani sünneti aslî berraklığı içinde korumaktır
Her iki dalıyla birlikte hadis ilminin gelişmesi, Hz Peygamber'e yalan isnad etmeme dikkative tebliğ görevinin yerine getirilmesi sayesinde gerçekleşmiştir Bu konuda ilk ve en değerli gayret, sevgili Peygamberimiz'in en hayırlı nesil olarak takdir ve takdim buyurduğu ashabı kiram'a aittir Rivayetü'lhadîs ilminin kurucuları oldukları gibi, dirayetü'lhadîs ilminin temellerini atanlar da onlardır Allah kendilerinden razı olsun
Ashab, sahabî kelimesinin çoğuludur Sahabî, müslüman olarak Hz Peygamber'i gören ve o iman üzere ölen kimseye denir Herhangi bir sahabî ile görüşme imkanı bulan kimseye de tabiî adı verilir
2 Sünnet
Sünnet, sözlükte yol demektir Yolun iyisine de kötüsüne de sünnet denir Yalın halde söylendiği zaman güzel yolanlamındadır Kur'anı Kerîm'de bu kelime, devamlı adet, kainatın düzeninde geçerli olan tabiî kanunlar, gidilen yol gibi anlamlarda kullanılır Bir de sünnetullah terimi vardır Bu, Allah'ın koyduğu kurallar, toplumların hayatlarında görülen ilerleme, gerileme ve hatta yok olmada geçerli olan ilahî kanunlar demektir
Terim olarak sünnet, söz, fiil ve takrirleri ile Hz Peygamber'in İslam'ı yaşayarak yorumlaması demektir Bu anlamda sünnet, hadisten daha kapsamlıdır Nitekim Size iki şey bırakıyorum Onlara sıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmazsınız: Allah'ın kitabı ve Resülü'nün sünneti1 hadisinde bu anlam açıkça görülmektedir Hz Peygamber'e nisbet edilen her şeyin yazılı metni manasında hadis, günümüzde sünnet yerine de kullanılmaktadır Artık bugün hadis deyince sünnet, sünnet deyince hadis anlaşılmaktadır Sünnetin çoğulu sünen olduğu gibi Hz Peygamber'in söz, fiil ve takrirlerine ait hadisleri içeren kitaplardan bir kısmının adı da Sünen'dir
Başlangıçta hadisin, Hz Peygamber'in sözlerini, sünnetin ise, fiil ve uygulamalarını ifade etmek için kullanılması, hadisi sünnetten ayrı düşünmek için yeterli değildir Bu birlik, sünnete, kendine ait olmayan bir unsuru yamamak, ona kendisinden olmayan bir şeyi katmak manasına asla gelmez Bu yöndeki müsteşrik iddialarına kulak asmamak gerekir Zaten sünnet, hadis kitaplarında gördüğümüz hadis metinleri değil, onların ifade ettiği manalardır
Sünnet, Kur'an'ın açıklayıcısı olduğu için Kur'anı Kerîm'den hemen sonraki ikinci delildir Kur'an, okunan vahiy; sünnet, rivayet olunan vahiy 2; hadis ise, rivayet edilen sünnet3 demektir
Hadis kitaplarımız, rivayet olunan vahiy demek olan sünnetin yazılı belgeleri ile doludur Bu belgelerin niteliklerine göre farklı ve özel terimlerle ifade edilmesi ve değişik hükümlere bağlanması ilmî bir meseledir Bu nitelikleri ve terimleri Hadis Usulü İlmi tayin ve tesbit etmektedir
1 Malik, Muvatta', Kader 3
2 Şafiî, Risale, s 9192
3 Kasımî, Kavaidü'ttahdîs, s 3538; Cezairî, Tevcihü'nnazar, s 2
KUTSİ HADİS
Kutsi hadis, Manası Allah'a, lafızları HzPeygambere ait olan hadislere denir İlahi hadisve Rabbani hadisdiye de adlandırılır Peygamberimizin, anlam bakımından Allah'a dayandırdığı, O'ndan nakiller yaparak söylediği sözlerdir Kutsallığı manası Allah'a ait olmasından; hadis olarak adlandırılmasıda Peygamberimiz tarafından dile getirilmesinden kaynaklanmaktadır
Allah tarafından gelen vahiy olmaları bakımından, Kur'an ayetleriyle kutsi hadisler arasında bir fark yoktur Fakat Kur'an hem anlamı, hem de lafızları yönünden Allah'a ait iken, kutsi hadis, sadece mana açısından Allah'a aittir Kur'an ile kutsi hadis arasındaki diğer farklar şunlardır:
Kutsi hadis, namazda okunmaz
Abdestsiz olarak dokunulması caizdir
Lafzı Allah'a ait olmadığı için Kur'an gibi mu'ciz değildir
Lafzi rivayeti şart olmayıp, sadece anlam olarak rivayet edilmesi caizdir
Kutsi hadisin ilk kaynağı Allah olduğu ve esasen hitap ondan geldiği için,
rivayet edilirken başına, Hz Peygamberin rivayet ettiğine göre Allahu Teala şöyle buyurdu:veya Resulullah (sas) Rabbinden rivayet ettiği hadiste şöyle buyurdu:şeklinde bir rivayet lafzı getirilir
Diğer hadislere göre kutsi hadislerin sayısı çok az olup bazı Kusi Hadisler aşağıda sunulmuştur
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu: Yüceliğine yüce, mübarekliğine mübarek Allah dünya semasına nüzul tecellisi eyler ve buyurur: Yok mu tevbe eden? Ki, onun tevbesini kabul edeyim Hani duacı? Ki ,onun duasına icabet edeyim
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen şöyle anlatıyor: İhlas, sırrımdan bir sırdır Onu kullarımdan sevdiğimin kalbine bir armağan olarak bıraktım
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz şöyle buyurdu: Allah şöyle buyurdu; 'o kimse ki kazama rıza göstermez, nimetlerime de şükretmez; artık varsın benden başka bir Rabb arasın
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allah'dan naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu: ' Ey Ademoğlu hasta oldum, ziyaretime gelmedin' Ademoğlu sordu; 'Ya Rabbi sen alemlerin Rabbisin Seni nasıl ziyaret edeyim?' Allah buyurdu; 'Bilmiyor musun? Falan kulum hasta oldu Ama sen onu ziyaret etmedin
Eğer onu ziyaret etseydin Beni yanında bulacaktın' Allah devamla buyurdu; ' Ey Ademoğlu, senden yemekle doyurulmamı istedim, ama sen Beni doyurmadın' Ademoğlu sordu; 'Yarabbi seni yemekle nasıl doyurayım? Sen alemlerin Rabbisin' Allah anlattı; 'Falan kulum senden yemek istedi Ama ona yedirmedin Bilemedin mi? Ona yedirseydin Beni yanında bulacaktın' Allah devamla buyurdu; ' Ey Ademoğlu, senden su istedim, ama vermedin' Ademoğlu sordu; 'Ya Rabbi sana nasıl su vereyim? Sen Alemlerin Rabbisin' Allah anlattı; 'Falan kulum senden su istedi, vermedin Ona su verseydin Beni yanında bulacaktın Bunu da mı anlayamadın?
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: İsmi aziz ve celil olan Allah şöyle buyurdu: 'Kulum bana kavuşmayı severse, Ben de ona kavuşmayı severim Ama Bana kavuşmayı sevmeyince Ben de ona kavuşmayı sevmem
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ben, uğrumda kalbleri kırık olanların yanındayım
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; ' Kıyamet günü şu üç zümrenin hasmıyım; 'Bir kimse ki; Kendisine ihsan ettim, ama o zulmetti Bir kimse ki; Bir hürü sattı parasını da yedi Bir kimse ki; İşçi tuttu Ondan istifade etti Ama ücretini ödemedi
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor; Allah şöyle buyurdu; 'Her kim benim veli kuluma düşman olursa Bana harp açmış olur
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor; Allahu Teala şöyle buyurdu; 'Ben kulumun zannına göreyim O halde, Benim için hayır zannında bulunsun ve Ben Beni andığı zaman kulumun yanındayım
Resullullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Tam ihlasla; Allah'tan başka ilah yoktur, şehadetini yapanlar olmasaydı Cehennemi dünya ehline musallat ederdim Eğer Bana ibadet edenler olmasaydı Bana asi gelenlere bir anlık dahi mühlet vermezdim
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ey Ademoğlu, seni kendim için yarattım Eşyayı da senin için yarattım O halde kendim için yarattığımı senin için yarattığımın ayarına düşürme
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Bir kimse Beni kendi kendine anarsa, Ben de onu Zat'ımda anarım Yine bir kimse beni bir topluluk içinde anarsa, Ben de onu o topluluktan daha hayırlı bir topluluk içinde anarım
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ey Ademoğlu senin için yaptığım taksime razı olursan kalbini ve bedenini rahata kavuştururum Sevimli bir kul olmakla kısmetin sana gelir Şayet senin için yaptığım taksime razı olmazsan dünyayı sana musallat ederim Ve sen bir vahşet içinde, yabanda tepinip durursun Sonra İzzet ve Celalim hakkı için o dünyalıktan ancak kısmet ettiğime nail olursun Sen de kötü bir kul olarak
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Ben bir gizli hazine idim, bilinmemi istedim Halkı yarattım, nimetlerimi onlara sevdirdim Böylece beni bildiler
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Beni ne yerim aldı, ne de semam lakin Beni Mü'min, Muttaki, Vera sahibi kulumun kalbi aldı
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Beni bilen talep eder Beni talep eden bulur Beni bulan sever Beni seveni öldürürüm Bir kimseyi öldürürsem diyeti bana düşer Bir kimsenin diyeti bana düşünce onun diyeti bizzat Ben olurum
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Allah'dan naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Yaklaşanlar, kendilerine farz kıldığım ibadetlerin edasında olduğu kadar hiç bir şeyde yaklaşamazlarGerçekten bir kul Bana nafilelerle de yaklaşır Böylece Bana yaklaşanı severim Sevince de o kulun kulağı olurum, eli olurum,ayağı olurum Böyle ki oldum, Benimle işitir Benimle görür Benimle konuşur Benimle tutar Benimle yürür
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Rabb'ından naklen anlatıyor: Allah şöyle buyurdu; 'Bir kimse Bana bir karış yaklaşırsa Ben ona bir arşın yaklaşırım Bir kimse Bana bir arşın yaklaşırsa Ben ona bir kulaç yaklaşırım Bir kimse Bana yürüyerek gelirse Ben ona koşarak giderim
Kaynak:
1) Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Sadreddini Konevi'nin Hadisi Erbain'i