nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Kaç Çeşitlilik Hadis vardır?
Hadis Peygamber Efendimiz'in sözü, sonradan da O'nun söz, fiil ve takrirleri için kullanılmıştır
Hatta sahabe ve tâbiün söz ve fiillerine de mevkûf ve maktu kayıtlarıyla da olsa hadis denilmektedir Bu manada hadis yerine haber kelimesini kullananlar, sahâbe ve tâbiûna ait söz ve fiiller için eser terimini tahsis edenler de bulunmaktadır
HADİS ÇEŞİTLERİ
I Kabul ya da inkar açısından
Makbul
Merdud
Kabul veya red açısından hadisler makbul ve merdud elde etmek üzere iki kısma ayrılırlar
Makbul hadis râvisinin doğruluğu kabul edilen ve kendisiyle amel edilmesi gereken hadistir
Merdud hadis ise râvisinin doğruluğu kabul edilmeyen ve kendisiyle amel etmek gerekmeyen hadistir
Amel edilip edilmemesi konusunda karar verilemeyen hadisler de merduddur
II Râvi sayısı açısından
Mütevatir
Âhâd
Meşhûr
Râvi sayısı açısından hadisler mütevâtir ve âhâd elde etmek üzere iki kısma ayrılırlar, meşhûr hadisler de âhâd içinde mütalâa edilir
Mütevatir hadis aklın yalan üzerinde birleşmelerini âdeten mümkün görmediği râvîler topluluğunun her nesilde kendileri gibi bir topluluktan alıp naklettiği, işitme ya da görmeye dayanan hadistir Bu nitelikleriyle emin bilgi ifade ederler ve tenkit dışıdırlar
Mütevâtir hadisler bütün rivayetlerinde aynı lazfılara sahipse lafzen mütevâtirşeklinde adlandırılır Bu nesil hadislerin değil denecek kadar az olduğu kabul edilmektedir
Eğer arasında müşterek bir nokta yer alan öbür hükümlerin, tevâtür şartlarını taşıyan râviler göre nakledilmesiyle ortaya çıkan ortak manaya ise manen mütevâtirdenir Bu tür mütevâtir haberlerin adedi çoktur
Âhâd hadis ise mütevâtirin şartlarını taşımayan hadistir Böyle olunca da hadislerin büyük bir çoğunluğu tevâtür şartlarını taşımayan âhâd hadislerdir Hadis kitaplarımızdaki hadislerin adeta tümü bu anlamda âhâd hadislerdir
diğer taraftan ilk olarak âhâd hadis özelliği taşırken, daha sonraki nesillerde (tâbiîn veya etbâu'tâbiîn) tevatür derecesine ulaşan hadisler vardır Bu hadislere meşhur hadislerdenir Bu hadisleri her nesilde asgari iki râvi nakletmelidir
III Senedin müntehası (hadisin söyleyeni) açısından
Kudsî
Merfû
Mevkûf
Maktu
Hadis metninin kendisine atfedildiği zât yani senedin müntehası ayrı olabilir Buna kadar de hadisler başka başka isimlerle anılırlar Hadis Allah Teâlâ'ya izafe edilmişse kudsî, Hz Peygamber'e izafe edilmişse merfu, sahâbîye izafe edilmişse mevkuf, bir tâbiî ya da daha sonraki nesilden birine izafe edilmişse maktu adını alır
Âyet olmamak kaydıyla Hz Peygamber'in Allah Teâlâ şöyle buyurmuşturdiyerek Allah Teâlâ'ya nisbet ve izafe ettiği hadislere kudsî hadisler ya da İlâhî, Rabbânî hadisler denir Bu hadislerin konuları çoğunlukla Allah'ın sıfatları ile ilgilidir
Merfû hadisler ise söz, fiil, takrir veya ahlâkî vasıflar olarak senedi muttasıl ya da munkatı olsun açık açık veya dolambaçlı bir şekilde Hz Peygamber'e izafe edilen hadistir Eğer hadis açık bir şekilde Hz Peygamber'e izafe ediliyorsa bu hadis sarâhaten merfuşeklinde adlandırılır Herhangi bir sahâbînin geçmiş peygamberler veya gelecekte cereyan edecek olaylar ya da işlenmesi halinde işleyene sevab ya da azab gerekecek konular gibi şahsî görüş ve kanata dayanması muhtemel olmayan mevzulara dair verdiği haberlere hükmen merfudenir
Mevkûf hadisler ise sahâbîlerin laf, fiil ve takrirlerine dair –muttasıl ya da munkatı haberlere mevkûf denir Sened sahâbîde kalır, Hz Peygamber'e ulaşmaz
Tâbiîye izafe olunan söz, fiil veya takrirlere ise maktu hadisdenmektedir Etbâü'ttâbiîn de tâbiîler gibi kabul edilmektedir
IV Sağlık ve hüküm açısından
Sahîh Hasen Kuvvetsiz
aSeneddeki inkıta sebebiyle kuvvetsiz kabul edilen hadisler
bRavide cerhi gerektiren bir hal nedeniyle zayıf kabul edilen hadisler
Sağlık veya hüküm açısından hadisler daha dürüst deyimle, âhâd hadisler üç kısma ayrılmaktadır: sahih, hasen, çelimsiz
Adâlet ve zabt sahibi râvilerin muttasıl bir senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadise sahîh denir Eğer sahih hadis bu şartların tümüne en üst seviyede sahipse ona sahîh li zâtihîdenir Mutlak olarak sahîh denilince sahîh li zâtihîanlaşılabilir
Sağlık Durumu şartlarını en üst seviyede taşımamasına karşın, kendisini sağlık durumu derecesine çıkaracak başka bir söylenti (âdıd) yer alan hadislere sahîh li gayrihîdenir
Hadisçiler sahîh hadisleri kendi aralarında yedi dereceye ayırmışlardır:
a Buhârî ve Müslim'in müşterek kitaplarına aldıkları rivayetler Bunlara müttefakun aleyhde denir M Fuad Abdülbâkî'nin elLu'lu'u ve'lmercân adlı eserinde bu nitelikte hadis sayısı 1906'dır
b Buhârî'nin yalnız başına rivayet ettiği hadisler
c Müslim'in yalnız başına söylenti ettiği hadisler
d Kitaplarına almamış olsalar da, Buhârî ve Müslim'in şartlarına yerinde hadisler
e Sadece Buhârî'nin şartlarına yerinde olanlar
f Sadece Müslim'in şartlarına yerinde olanlar
g Buhârî ve Müslim dışındaki hadis mütehassıslarının sahîh dedikleri hadisler
Sıhhat açısından ikinci gruptaki hadisler hasen hadislerdir Bunlar zabtı gevşek olan râvilerin muttasıl senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadisdir Bu hadis hasen li zâtihî olarak da adlandırılır ve lafzı benzer diğer bir hadis tarafından destek edilirse sahîh li gayrihî seviyesine çıkar
Yalancılıkla suçlama edilmemiş ve fazla hata yapacak dek dalgın olmayan ve fakat ehliyeti açık açık anlaşılmayan (mestûr) bir râvisi yer alan hadis lafız ya da mana yönünden başka rivayetlerle desteklenirse bu hasen li gayrihî adını alır
Yukarıda tarif edilen sahîh ve hasen hadisin şartlarını taşımayan hadisler kuvvetsiztır Hadiste zayıflık başlıca iki sebepten kaynaklanır: 1) Senedde inkıta (kopukluk) bulunması 2) Râvide cerhi gerektiren bir hâlin bulunması
İnkıta senedden en azından bir râvinin düşmesi demektir Böyle bir inkıta varsa seneddeki tüm şahıslar sika (güvenilir) olsalar bile sırf bu inkita metnin reddini gerektirir İnkıta yüzünden zayıf kabul edilen hadisler muallak, mürsel, mudal, munkatı, müdellesdir
Mürsel, tâbiînin sahâbîyi atlayarak Hz Peygamber'e izafe ettiği hadistir
Munkatı hadis, senedi muttasıl olmayan hadistir Senedin herhangi bir yerinden bir râvinin düşürülmesi ya da senedin bambaşka yerlerinden peş peşe olmamak şartıyla pat diye fazla râvinin düşürülmesi halinde de hadis munkatı adını alır
Mudal hadis, senedinin herhangi bir yerinden peş peşe iki veya daha fazla râvinin düştüğü hadistir Bu cins hadisleri munkatı hadislerden daha zayıftır
Muallak hadis, senedinin baş göre bir veya birkaç râvi veya müntehâsına dek senedin bütünüyle hazf olunduğu hadistir Son zamanlarda özellikle insanlar için yazılan hadis kitaplarında yalnızca sahâbî râvisi zikredilerek yapılan rivayetler defalarca muallaktır Ama bunların asıl kaynaklarda senetleri muttasıl olarak yer almış olduğundan sıhhatlerinden bir şey kaybetmezler
Tedlis, senede dâhil bir râvinin ismini atlayarak orada böyle biri yokmuş izlenimi verecek şekilde senedi sevk etmek demektir Tedlis ile rivayet edilen hadise de müdelles denir Tedlis üç çeşittir:
İsnad tedlisi: Râvinin görüşmediği veya görüştüğü halde hadis almadığı çağdaşı bir kişiden işitmiş gibi kâle fülânveya lahza fülândiyerek hadisi rivayet etmesidir
Şuyuh tedlisi: Râvinin hocasını bilinmez bir isim, sıfat ya da künye ile zikretmesidir
Tesviye tedlisi: Sika râviler arasındaki güçsüz bir râviyi atlayarak defalarca sikalardan gelmiş intibaını verecek şekilde hadisin söylenti edilmesidir
Râvide cerhi gerektiren bir halin olması sebebiyle zayıf olan hadisler ise mevzu, metrûk, münker, muallel, müdrec, maklûb, muzdarib, şâz, musahhaf, muharref biçiminde on çeşittir
Mevzu, Hz Peygamber adına yalan uydurmak ile cerh edilmiş râvinin rivayetidir
Metrûk, yalancılıkla itham edilmiş bir râvinin rivayetinde yalnız kaldığı hadise metrûk veya matrûh denir Metrûk hiçbir sikanın rivayetine muhalif olmaksızın kizb, kesreti galat, fısk ve gaflet gibi cerh noktalarından biri ile suçlama edilen râvini yalnız başına rivayet ettiği hadis diye de tarif edilmektedir
Münker hadisin tarifi için bambaşka fikirler ileri sürülmüştür, ana iki kavrama bulunmaktadır:
a Güçsüz bir râvinin sika râviye muhâlif olarak rivayet ettiği hadistir
b Sika olsun olmasın râvisi tek kalan hadistir
Muallel hadis, görünen o ki sahîh olmakla birlikte bu sıhhati yok edebilecek bakımlı bir illet taşıyan hadislere muallel ya da malûl denir Hadisin illetini bulan muhaddise muallil denir
Müderec, hadisten olmayan bir kelâmın hadise bitişik olarak zikredilmesine idrac, böyle bir uygulamaya uğramış hadise de müdrec denir Bu, Resûlullah'ın sözüne herhangi bir râvinin sözünün karışması demektir İdrac senedde veya metinde olabilir
Maklûb, seneddeki râvi isimlerini veya metindeki bir takım kelimeleri ibraztehirle rivayet etmekle gerçekleşir
Muzdarib, ansızın çok rivayeti bulunduğu halde rivayetlerinin birini diğerine seçim edecek sebep bulunamayan hadislere muzdarib denir Izdırab çoğunlukla isnada ara sıra de metinde olur
Şâz, makbul bir râvinin kendisinden daha makbul olan râviye karşı taraf rivayetidir Daha makbul olan râvinin rivayetine ise mahfuz denir Şâzlık senedde de metinde de olabilir
Musahhaf, kelimesi nokta değişikliğine uğramış hadistir Bu tür hatalar özellikle yazılmış vesikalar istinsah edilirken daha fazla görülür
Muharref, kelimesi hareke değişikliğine uğramış hadise muharref denir
V Teâruz açısından Muhkem Muhtelif
Makbul hadisler (sahîh ve hasen hadisler) tearûz açısından sınırlandırmaya tâbi tutulduğunda muhkem ve muhtelif almak üzere iki kısma ayrılır
Muhkem, muârazadan sâlim olan makbul haberdir
Muhtelif ise makbul bir hadisin çeliştiği makbul hadistir Belki muarız olan hadis makbul olmazsa muâraza değil demektir
Muhtelif hadis muârazadan zorlanmaksızın kurtarılabilirse bir başka ifade ile iki hadisin arası cem ve telif edilebilirse arasında teâruz olmadığı anlaşılabilir ve her ikisi de muhkem olmuş olurlar *
Hadis Peygamber Efendimiz'in sözü, sonradan da O'nun söz, fiil ve takrirleri için kullanılmıştır
Hatta sahabe ve tâbiün söz ve fiillerine de mevkûf ve maktu kayıtlarıyla da olsa hadis denilmektedir Bu manada hadis yerine haber kelimesini kullananlar, sahâbe ve tâbiûna ait söz ve fiiller için eser terimini tahsis edenler de bulunmaktadır
HADİS ÇEŞİTLERİ
I Kabul ya da inkar açısından
Makbul
Merdud
Kabul veya red açısından hadisler makbul ve merdud elde etmek üzere iki kısma ayrılırlar
Makbul hadis râvisinin doğruluğu kabul edilen ve kendisiyle amel edilmesi gereken hadistir
Merdud hadis ise râvisinin doğruluğu kabul edilmeyen ve kendisiyle amel etmek gerekmeyen hadistir
Amel edilip edilmemesi konusunda karar verilemeyen hadisler de merduddur
II Râvi sayısı açısından
Mütevatir
Âhâd
Meşhûr
Râvi sayısı açısından hadisler mütevâtir ve âhâd elde etmek üzere iki kısma ayrılırlar, meşhûr hadisler de âhâd içinde mütalâa edilir
Mütevatir hadis aklın yalan üzerinde birleşmelerini âdeten mümkün görmediği râvîler topluluğunun her nesilde kendileri gibi bir topluluktan alıp naklettiği, işitme ya da görmeye dayanan hadistir Bu nitelikleriyle emin bilgi ifade ederler ve tenkit dışıdırlar
Mütevâtir hadisler bütün rivayetlerinde aynı lazfılara sahipse lafzen mütevâtirşeklinde adlandırılır Bu nesil hadislerin değil denecek kadar az olduğu kabul edilmektedir
Eğer arasında müşterek bir nokta yer alan öbür hükümlerin, tevâtür şartlarını taşıyan râviler göre nakledilmesiyle ortaya çıkan ortak manaya ise manen mütevâtirdenir Bu tür mütevâtir haberlerin adedi çoktur
Âhâd hadis ise mütevâtirin şartlarını taşımayan hadistir Böyle olunca da hadislerin büyük bir çoğunluğu tevâtür şartlarını taşımayan âhâd hadislerdir Hadis kitaplarımızdaki hadislerin adeta tümü bu anlamda âhâd hadislerdir
diğer taraftan ilk olarak âhâd hadis özelliği taşırken, daha sonraki nesillerde (tâbiîn veya etbâu'tâbiîn) tevatür derecesine ulaşan hadisler vardır Bu hadislere meşhur hadislerdenir Bu hadisleri her nesilde asgari iki râvi nakletmelidir
III Senedin müntehası (hadisin söyleyeni) açısından
Kudsî
Merfû
Mevkûf
Maktu
Hadis metninin kendisine atfedildiği zât yani senedin müntehası ayrı olabilir Buna kadar de hadisler başka başka isimlerle anılırlar Hadis Allah Teâlâ'ya izafe edilmişse kudsî, Hz Peygamber'e izafe edilmişse merfu, sahâbîye izafe edilmişse mevkuf, bir tâbiî ya da daha sonraki nesilden birine izafe edilmişse maktu adını alır
Âyet olmamak kaydıyla Hz Peygamber'in Allah Teâlâ şöyle buyurmuşturdiyerek Allah Teâlâ'ya nisbet ve izafe ettiği hadislere kudsî hadisler ya da İlâhî, Rabbânî hadisler denir Bu hadislerin konuları çoğunlukla Allah'ın sıfatları ile ilgilidir
Merfû hadisler ise söz, fiil, takrir veya ahlâkî vasıflar olarak senedi muttasıl ya da munkatı olsun açık açık veya dolambaçlı bir şekilde Hz Peygamber'e izafe edilen hadistir Eğer hadis açık bir şekilde Hz Peygamber'e izafe ediliyorsa bu hadis sarâhaten merfuşeklinde adlandırılır Herhangi bir sahâbînin geçmiş peygamberler veya gelecekte cereyan edecek olaylar ya da işlenmesi halinde işleyene sevab ya da azab gerekecek konular gibi şahsî görüş ve kanata dayanması muhtemel olmayan mevzulara dair verdiği haberlere hükmen merfudenir
Mevkûf hadisler ise sahâbîlerin laf, fiil ve takrirlerine dair –muttasıl ya da munkatı haberlere mevkûf denir Sened sahâbîde kalır, Hz Peygamber'e ulaşmaz
Tâbiîye izafe olunan söz, fiil veya takrirlere ise maktu hadisdenmektedir Etbâü'ttâbiîn de tâbiîler gibi kabul edilmektedir
IV Sağlık ve hüküm açısından
Sahîh Hasen Kuvvetsiz
aSeneddeki inkıta sebebiyle kuvvetsiz kabul edilen hadisler
bRavide cerhi gerektiren bir hal nedeniyle zayıf kabul edilen hadisler
Sağlık veya hüküm açısından hadisler daha dürüst deyimle, âhâd hadisler üç kısma ayrılmaktadır: sahih, hasen, çelimsiz
Adâlet ve zabt sahibi râvilerin muttasıl bir senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadise sahîh denir Eğer sahih hadis bu şartların tümüne en üst seviyede sahipse ona sahîh li zâtihîdenir Mutlak olarak sahîh denilince sahîh li zâtihîanlaşılabilir
Sağlık Durumu şartlarını en üst seviyede taşımamasına karşın, kendisini sağlık durumu derecesine çıkaracak başka bir söylenti (âdıd) yer alan hadislere sahîh li gayrihîdenir
Hadisçiler sahîh hadisleri kendi aralarında yedi dereceye ayırmışlardır:
a Buhârî ve Müslim'in müşterek kitaplarına aldıkları rivayetler Bunlara müttefakun aleyhde denir M Fuad Abdülbâkî'nin elLu'lu'u ve'lmercân adlı eserinde bu nitelikte hadis sayısı 1906'dır
b Buhârî'nin yalnız başına rivayet ettiği hadisler
c Müslim'in yalnız başına söylenti ettiği hadisler
d Kitaplarına almamış olsalar da, Buhârî ve Müslim'in şartlarına yerinde hadisler
e Sadece Buhârî'nin şartlarına yerinde olanlar
f Sadece Müslim'in şartlarına yerinde olanlar
g Buhârî ve Müslim dışındaki hadis mütehassıslarının sahîh dedikleri hadisler
Sıhhat açısından ikinci gruptaki hadisler hasen hadislerdir Bunlar zabtı gevşek olan râvilerin muttasıl senedle rivayet ettikleri şazz ve muallel olmayan hadisdir Bu hadis hasen li zâtihî olarak da adlandırılır ve lafzı benzer diğer bir hadis tarafından destek edilirse sahîh li gayrihî seviyesine çıkar
Yalancılıkla suçlama edilmemiş ve fazla hata yapacak dek dalgın olmayan ve fakat ehliyeti açık açık anlaşılmayan (mestûr) bir râvisi yer alan hadis lafız ya da mana yönünden başka rivayetlerle desteklenirse bu hasen li gayrihî adını alır
Yukarıda tarif edilen sahîh ve hasen hadisin şartlarını taşımayan hadisler kuvvetsiztır Hadiste zayıflık başlıca iki sebepten kaynaklanır: 1) Senedde inkıta (kopukluk) bulunması 2) Râvide cerhi gerektiren bir hâlin bulunması
İnkıta senedden en azından bir râvinin düşmesi demektir Böyle bir inkıta varsa seneddeki tüm şahıslar sika (güvenilir) olsalar bile sırf bu inkita metnin reddini gerektirir İnkıta yüzünden zayıf kabul edilen hadisler muallak, mürsel, mudal, munkatı, müdellesdir
Mürsel, tâbiînin sahâbîyi atlayarak Hz Peygamber'e izafe ettiği hadistir
Munkatı hadis, senedi muttasıl olmayan hadistir Senedin herhangi bir yerinden bir râvinin düşürülmesi ya da senedin bambaşka yerlerinden peş peşe olmamak şartıyla pat diye fazla râvinin düşürülmesi halinde de hadis munkatı adını alır
Mudal hadis, senedinin herhangi bir yerinden peş peşe iki veya daha fazla râvinin düştüğü hadistir Bu cins hadisleri munkatı hadislerden daha zayıftır
Muallak hadis, senedinin baş göre bir veya birkaç râvi veya müntehâsına dek senedin bütünüyle hazf olunduğu hadistir Son zamanlarda özellikle insanlar için yazılan hadis kitaplarında yalnızca sahâbî râvisi zikredilerek yapılan rivayetler defalarca muallaktır Ama bunların asıl kaynaklarda senetleri muttasıl olarak yer almış olduğundan sıhhatlerinden bir şey kaybetmezler
Tedlis, senede dâhil bir râvinin ismini atlayarak orada böyle biri yokmuş izlenimi verecek şekilde senedi sevk etmek demektir Tedlis ile rivayet edilen hadise de müdelles denir Tedlis üç çeşittir:
İsnad tedlisi: Râvinin görüşmediği veya görüştüğü halde hadis almadığı çağdaşı bir kişiden işitmiş gibi kâle fülânveya lahza fülândiyerek hadisi rivayet etmesidir
Şuyuh tedlisi: Râvinin hocasını bilinmez bir isim, sıfat ya da künye ile zikretmesidir
Tesviye tedlisi: Sika râviler arasındaki güçsüz bir râviyi atlayarak defalarca sikalardan gelmiş intibaını verecek şekilde hadisin söylenti edilmesidir
Râvide cerhi gerektiren bir halin olması sebebiyle zayıf olan hadisler ise mevzu, metrûk, münker, muallel, müdrec, maklûb, muzdarib, şâz, musahhaf, muharref biçiminde on çeşittir
Mevzu, Hz Peygamber adına yalan uydurmak ile cerh edilmiş râvinin rivayetidir
Metrûk, yalancılıkla itham edilmiş bir râvinin rivayetinde yalnız kaldığı hadise metrûk veya matrûh denir Metrûk hiçbir sikanın rivayetine muhalif olmaksızın kizb, kesreti galat, fısk ve gaflet gibi cerh noktalarından biri ile suçlama edilen râvini yalnız başına rivayet ettiği hadis diye de tarif edilmektedir
Münker hadisin tarifi için bambaşka fikirler ileri sürülmüştür, ana iki kavrama bulunmaktadır:
a Güçsüz bir râvinin sika râviye muhâlif olarak rivayet ettiği hadistir
b Sika olsun olmasın râvisi tek kalan hadistir
Muallel hadis, görünen o ki sahîh olmakla birlikte bu sıhhati yok edebilecek bakımlı bir illet taşıyan hadislere muallel ya da malûl denir Hadisin illetini bulan muhaddise muallil denir
Müderec, hadisten olmayan bir kelâmın hadise bitişik olarak zikredilmesine idrac, böyle bir uygulamaya uğramış hadise de müdrec denir Bu, Resûlullah'ın sözüne herhangi bir râvinin sözünün karışması demektir İdrac senedde veya metinde olabilir
Maklûb, seneddeki râvi isimlerini veya metindeki bir takım kelimeleri ibraztehirle rivayet etmekle gerçekleşir
Muzdarib, ansızın çok rivayeti bulunduğu halde rivayetlerinin birini diğerine seçim edecek sebep bulunamayan hadislere muzdarib denir Izdırab çoğunlukla isnada ara sıra de metinde olur
Şâz, makbul bir râvinin kendisinden daha makbul olan râviye karşı taraf rivayetidir Daha makbul olan râvinin rivayetine ise mahfuz denir Şâzlık senedde de metinde de olabilir
Musahhaf, kelimesi nokta değişikliğine uğramış hadistir Bu tür hatalar özellikle yazılmış vesikalar istinsah edilirken daha fazla görülür
Muharref, kelimesi hareke değişikliğine uğramış hadise muharref denir
V Teâruz açısından Muhkem Muhtelif
Makbul hadisler (sahîh ve hasen hadisler) tearûz açısından sınırlandırmaya tâbi tutulduğunda muhkem ve muhtelif almak üzere iki kısma ayrılır
Muhkem, muârazadan sâlim olan makbul haberdir
Muhtelif ise makbul bir hadisin çeliştiği makbul hadistir Belki muarız olan hadis makbul olmazsa muâraza değil demektir
Muhtelif hadis muârazadan zorlanmaksızın kurtarılabilirse bir başka ifade ile iki hadisin arası cem ve telif edilebilirse arasında teâruz olmadığı anlaşılabilir ve her ikisi de muhkem olmuş olurlar *