Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Hakk'ın Tercümanlığı

Hakk'ın Tercümanlığı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Allah'ın (cc) mübarek isimlerinden biri de elHakkdır Bu sıfatı ilahîyenin îcabı olarak mutlak hakimiyet ve saltanat O'na aittir

Hakk'ın bu saltanat ve hakimiyetini kabul etmeyenler, eninde sonunda Hakk'ın acı intikamına dûçar olur ve sefalete sürüklenirler Hakk'a sığınmak, hakkı yaşamak, faili için izzet; zıddı olan nefse yaltaklanmak ise, zillet ve hüsrandır

İnsan, ahseni takvîm üzere yaratıldığı için, ilahî bir ta'yînle bütün mahlûkat onun emrine verilmiştir Bu da ona birtakım üstün haklar kazandırmış, onu şereflendirmiştir O, Allah'ın yeryüzündeki halîfesi olmak itibariyle de, bütün mahlûkata karşı adalet ve merhametle mükelleftir O derecede ki, Kıyamet mekanında hayvanlar, hakları ile mahkeme olduktan sonra, onlara Toprak olunuz!buyrulacak, insan ise, ihlal ettiği hayvan hakları da ceza hanesine ilave olunarak hesap verecektir

Kur'anı Kerîm'in yarısından fazlası, geçmiş kavimlerin hayatındaki ibret verici hadiselerle doludur Tevhîd mücadelesi ile abad olanlara mukabil küfür ve isyan ile helak olanların hazin akıbetleri, akıl sahiplerine bir ibret olarak sergilenmektedir

Ölüm ötesinin gaybî hakîkatlerini idrak edemeyen insan, acz noktasında; gaybın lisanına ve irşadına muhtaçtır Bu vazîfe de, hususî bir surette vazîfelendirilmiş müstesna kullar olan peygamberler vasıtasıyla îfa olunur

in secdeye mecbur kılındığı Hz Adem (as);

Semavî hayranlığın esrarını taşıyan Hz İdris (as);

Zayıf ve fakîr mü'minlere rezillerdiyen kibirli münkirleri tufanlar içinde boğduran Hz Nuh (as);

İlahî ni'met ve ihsanların sefih nankörleri olan Ad ve Semûd kavimlerini kasırga ve ses ile alt üst ettiren Hz Hûd (as) ve Hz Salih (as);

Nemrûd'un zulüm ve tehditlerine meydan okuyan, ateş yığınlarını teslîmiyeti ile gül bahçelerine çeviren Hz İbrahîm (as);

İhlas, sadakat, tevekkül ve teslîmiyeti ile sembolleşen, kıyamete kadar hac ibadetinde bütün mü'minlere kıssaları hatırlatılan Hz İsmaîl (as);

Muhabbet ve hasretle kavrulan ve sabırda abîdeleşen Hz Ya'kûb (as);

Bir müddet kölelik, sonra zindanda yalnızlık, gariplik, çile, ızdırab, meşakkat, riyazat ve nefs mücahedesini müteakip Mısır'a ve gönüllere sultan olan Hz Yusuf (as);

Sabrın bileyi taşı ve teslîmiyetin zirvesindeki Hz Eyyûb (as);

Esrarı ilahiyeyi Hz Mûsa'ya talim eden Hz Hızır (as);

Tevhîd sancağını meşrıkdan mağribe taşıyan Hz Zülkarneyn (as);

Ahmak Firavun'u Kızıldeniz'in girdaplarında yok eden mûcizeli, asâlı Hz Musa (as);

Büyük bir vecd halinde, istiğfar, dua ve zikrin hakîkatinde derinleşerek karanlıkları aşan Hz Yunus (as);

Zikri ile dağları, taşları, vahşî hayvanları istiğrak haline getiren Hz Davud (as); Yüz senelik bir ölümden sonra tekrar diriltilerek, kıyametteki yeniden yaratılışa misal olan Hz Üzeyr (as);

Testere ile ikiye bölünürken dahi aah!demeden tevekkül ve teslimiyetini muhafaza eden mazlum peygamber Hz Zekeriya (as);

Babası gibi ölümü şehitlikle karşılayan Hz Yahya (as);

Muazzam Dünya serveti ve tasarrufunu kalbinin dışında taşıyan Hz Süleyman (as);

Farik vasfı nefis tezkiyesi olan ve iltica tazarrûsu ile hastalara şifa veren, ölüleri dirilten, semavî Hz İsa (as);

Nihayet Hira'dan Cihanı uyandıran ve insanlığı nûra gark eden Hz Muhammed Mustafa (sa), hep bu gayb aleminin tercümanlığını şerefle îfa ettiler Peygamberlerin fanî hayatlarıyla kaim olan bu ilahî vazîfe, onların Dünya sahnesinden çekilmeleri ile nihayete ermeyip, veresetü'lenbiya olan ulema ve meşayıhın desti mübarekleri ile kıyamete kadar devam edecektir

İnsanın en çok muhtaç olduğu, kalb gözü ile görebilmek, kalb kulağı ile işitebilmektir Kur'anı Kerîm'de buyrulduğu gibi, sağırve a'maolanlar, Dünya ve Ahiret mahrumlarıdır

Neml sûresi 8081 ayetlerinde;

Elbette sen ölülere duyuramazsın! Arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin!

Sen körleri sapıklıklarından çevirip doğru yola getiremezsin Ancak ayetlerimize inanıp da teslîm olanlara duyurabilirsin!buyrulur

Küfür, isyan, zulüm ve haksızlık tarihi, ilahî intikam tatbîkatının dehşetli örnekleri ile doludur Allah'a (cc) ve peygamberlerin gösterdiği yola muhalefet ve isyan edenlerin, ergeç ilahî kudretin acı azabı ve çetin tecellîleri ile karşılaşmaları kaçınılmaz bir mecburiyet ve değişmez ilahî bir kanundur

Hz Mevlana (ks) bu ibretli manzaraları mısralarında şöyle sergiler:

Rüzgarın Ad Kavmine ne yaptığını görmedin mi? Suyun da Tûfan'da ne yaptığını işitmedin mi?

O kin denizinin (Kızıldeniz'in) Firavun'u nasıl helak ettiğini; Karun'un nasıl yerin dibine geçtiğini!

Ebabîl kuşlarının fil ordusuna ne yaptığını, tanrılık iddia eden Nemrûd'un başını küçücük bir sineğin nasıl yediğini!

Lût'un ahlaksız kavmi üzerine taşların nasıl yağdığını ve onların nasıl karanlık ve mülevves bir su gölüne gömüldüğünü bilmiyor musun?

Dünya'daki cansız zannedilen varlıkların (cemadatın) sanki akıllı insanlar gibi peygamberlere yardım ettiklerini uzun uzadıya söylesem

Mesnevi o kadar büyür ve o derece hacim peydah eder ki, kırk deve onu taşımaktan aciz kalır

Eğer gözüne, sana cefa vermek için emir verilse, gözün senden yüz türlü intikam alır

Eğer dişine seni muzdarip etmesi için emir verilse, sen dişinden ne acı cefa görürsün

Tıp kitabını aç da hastalıklar bahsini oku Ten askerinin neler yaptığını gör

Madem ki her şeyin canının canı Allah'dır (cc); canın canı ile düşmanlığa girmekten kork! O'nun emirlerine itaat et!buyurur

Tarihin ibret dolu sahîfeleri, adeta bir milletler mezarlığıdır

İmansızlık, ahlaksızlık ve zulüm, milletlerin en belli başlı helak ve yok oluş sebepleridir İmansız ve zalim kavimlerin sekeratı mevti ne müthiş bir azab ve ilahî intikam tablolarıdır Aradan bin dokuz yüz sene geçmesine rağmen bugün Pompei, sanki ahlaksız insanların taşlaşmış ibret levhalarını sergilemektedir Sanki manen hayvanlaşan insan siluetleri!

Bu ibret tecellîleri, onların hakîkatini göremeyen, hadiseleri nefsanî bir duyuşla seyreden idrak mahrumu alıklar için de basit heykellerden ibarettir

Yerin dibine geçen azgın, iffetsiz ve hayasız bedbahtların mekanı SodomGomore'yi ve Dünya'yı kendilerine saadetbahş bir taht zanneden, nefislerini putlaştıran Ad ve Semûd'un o taştan oymalı ihtişamlı malikanelerini bugün ancak baykuşlar şenlendiriyor!

Meryem sûresi, 98 ayette:

Biz, onlardan önce nice nesilleri helak ettik Sen, onlardan herhangi birinden (bir varlık emaresi) hissediyor veya onlara aid cılız bir ses işitiyor musun?

A'raf sûresi, 179 ayette:

And olsun ki biz, cin ve insandan bir çoğunu cehennem için yaratmışızdır Onların kalpleri vardır, bunlarla idrak etmezler Gözleri vardır, bunlarla görmezler Kulakları vardır, bunlarla işitmezler Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir Hatta daha sapıktırlar Onlar, gaflete düşenlerin ta kendileridir

Haşr sûresi, 20 ayette

Ateş (cehennem) yârânı ile cennet yârânı bir olmaz (Ancak) Cennet ehli olanlar muradlarına erenlerdirbuyruluyor

Hem sûreten ve hem de sîreten, yani manen insan olanlar, Cennet yârânları, sûreten insan, sîreten (manen) hayvan olanlar ise, Cehennem yârânlarıdır

Cehennem yârânları kendilerini uyanık sanırlar Halbuki hakkın lezzetini tatmamış saadet fukaralarıdır

Hem madden hem manen insan olanlar ise, uykuda bile kalben uyanıktır Nitekim Hz Peygamber (s a ):

Benim gözlerim uyur Kalbim uyumaz buyurmuştur

Gönlü Rabbi ile dolu, Rabb'in gören gözü, işiten kulağı olan bir devlet adamı Sultan Alparslan'ın şu hali bu gerçeğe ne güzel bir misaldir:

Alparslan, 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi'ne girmeden bembeyaz elbiseler giyindi:

Bu benim kefenimdir!dedi Yâni kendini cihan şöhretine değil, vecd ve heyecan içinde şehitliğe hazırladı İhlası, O'nu, kendisininkinden beş misli büyük bir orduya sahip Romen Diyojen'e karşı muzaffer kıldı Askerine harbe girmeden şu veciz hitabede bulundu:

Ya muzaffer olur, gayeme ulaşırım, ya da şehîd olarak Cennet'e giderim Sizlerden beni ta'kîb etmeği tercih edenler, ta'kîb etsin Ayrılmayı tercih edenler, gitsinler Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur Zira bugün ben sizlerden biriyim Sizlerle birlikte savaşan gazîyim Beni ta'kîb edenler ve nefislerini yüce Allah'a (c c) adayarak şehîd olanlar, Cennet'e; sağ kalanlar ise, gaziliğe kavuşacaktır Ayrılanları ise, Ahiret'te ateş, Dünya'da da alçaklık beklemektedir

Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazî, vefâtı sırasında oğlu Orhan Gazî'ye ve onun şahsında devam edecek 620 senelik bir İslam devletinin idarecilerine vasiyetinin bir bölümünde:

Ey oğul! Sakın orduna ve zenginliğine mağrur olma! Hakîkî alim ve ariflere hürmet edip sarayında onlara yer ver! Benim halimden ibret al ki, zayıf, güçsüz bir karınca misali hiç layık olmadığım halde buraya geldim ve Allah Teâlâ'nın nice nice ihsanlarına ve inâyetlerine kavuştum Sen de benim uyduğum ve tatbik ettiğim nizama ittiba eyle!

Muhammed (sa)'in dînini, bu yüce dînin mensuplarını ve O'na itaat eden diğer teb'anı himaye eyle! Allah (cc)'ın hakkını ve kullarının hakkını gözet! Dînimizin tayin ettiği beytülmâldeki gelir ile kanaat eyle!

Dâima adalet ve insaf üzerine bulun! Zulme meydan verme Zulümden son derece uzak dur! Seni zulme sürükleyenleri devletinden uzaklaştır ki, bunlar seni yıkılışa sürüklemesin!buyuruyor

Târih şahiddir ki, şu zikrettiğimiz iki misaldeki gibi, nefsini aşıp hakkı yaşayanlar, âbâd, azîz ve insanlığa meşale bir örnek olmuşlardır Hakkı çiğneyenler ve bu sûretle nefislerine esîr olanlar ise, zillet ve meskenet içinde aşağılaşmış ve tarihin çöplüğünde en alçak mevkîlere düşerek insanlığın yüz karası olmuşlardır

Ya Rab! Hakkı yaşamayı ve hakkı yüceltmek yolunda bulunmayı, biz aciz kullarına nasîb eyle AMİN
 
858,496Konular
981,662Mesajlar
29,732Kullanıcılar
ozgurcexSon üye
Üst Alt