nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,677
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 61
Halide Edip Adıvar Edebi Kişiliği
Halide Edip Adıvar
Halide Edip Adıvar
Dönemin ünlü kişilerinden toplumbilim, felsefe, matematik dersleri alarak yetişti Matematikçi Salih Zeki ile evlendi 1901) Eşinden ayrılınca (1910), İstanbul Kız Lisesi ’nde, Hoca Okulu ’nda tarih, pedagoji öğretmenliği yaptı Türk Ocağı ’na girdi Dünya Savaşı yıllarında Suriye ’ye artan bir şekilde Lübnan ve Şam ’da kız okulları genel müfettişliği yaptı Hekim Adnan Adıvar ’la evlendi (1917)
İstanbul ’a dönüşünde Ziyâ Gökalp, Fuat Köprülü, Hamdullah Suphi, Mehmet Belirli Yurdakul ’la birlikte “Türk Ocağının “Hars ve İlim kuruluna seçildi Drülfünûn Batı Edebiyatı hocalığına atandı (1918) Bir yanlamasına da Robert Koleji ’nde eğitim işleriyle uğraşıyordu Mütarekede Yahya Kemal ’in de belirttiği gibi, “Wilson prensipleri ve Amerikan mandası için toplantılar düzenlemeye, Amerikan cumhurbaşkanının barıştırma önerilerine tek kurtuluş yolu gücü kazandırmaya çalıştı
sonradan, Birinci Dünya Savaşı ’ndan şampiyon olarak meydana çıkan devletlerin, “Wilson Prensiplerine uymamaları üstüne, bunların “hiçbir maddî kıymeti kalmadığı görüşüne varan Hâlide Edip, İstanbul ’da düzenlenen, İzmir ’in işgalini protesto mitingine katıldı Eşiyle birlikte Anadolu ’ya geçerek, Kurtuluş Savaşı ’nda değişik görevler aldı (Yaşamının bu kısmı Türk ’ün Ateşle İmtihanı kitabında anlatılır) Cumhuriyet ’in ilanından sonradan Dr Adnan Adıvar ’ın Rauf Orbay, Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ’la birlikte kurucuları aralarında bulunduğu “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatılması üzerine yurtdışına çıktı (1925) Uzun zaman Fransa ve İngiltere ’de yaşadı Amerika ’da Colombia Üniversitesi ’nde, Hindistan ’da Delhi İslâm Üniversitesi ’nde davetli profesör olarak çalıştı Ülkeye dönüşünden kısa bir süre daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü ’ne profesör olarak atandı (1940) İzmir ’den milletvekili seçildi (19501954) Politikadan çekilerek üniversitedeki görevine döndü İstanbul ’da öldü (9 Ocak 1964)
Hâlide Edip, edebiyat dünyasına ilkin Tanin gazetesinde Hâlide Sâlih imzasıyla yayımladığı öykülerle girmişti Sonra Şehbal, Büyük Mecmua, Musavver Muhit, Resimli Kitap dergilerinde yazdı O da kimi çağdaşları gibi, Edebiyatı Cedîde beğenisine uyarak “mensur şiir türünde örnekler veriyor, öykülerinde genç kadın psikolojisine dayanan konuları işlemeye itina gösteriyordu Birincil öykülerini topladığı Harap Mâbetler ’le (1911), birincil romanı Seviye Talip (1910) büyük merakla karşılanmış, yazarın “Türkçe edebiyat lisanında çoğu keşifler icad ettiği (Yakup Kadri), “Türkçe ’nin en hoş üslûbuna ulaştığı (Yahya Kemal) ileri sürülmüştü
Kurtuluş Savaşı yıllarına dek Türk Yurdu, Yeni Mecmua, Dergâh dergilerinde çıkan yazıarının yanı sıra, beş roman yayımlayarak dönemin verimli kalemleri arasına girdi Ateşten Gömlek (1922), Vurun Kahpeye (1924) gibi savaşı işleyen romanlarıyla ünü ve etkisi daha da yaygınlaştı Ülke dışarıda bulunduğu yılların ürünü olan, ilkin İngilizce yazılarak “The Clown and His Doughter (Soytarının Kızı) adıyla Londra ’da yayımlanan Sinekli Bakkal ise CHP Roman Armağanı kazandı (1942)
HALİDE EDİP ADIVAR ’IN SANATI
Hâlide Edip, kimi konuşmalarında, bir romancıda gerekli başlıca nitelikleri belirtirken deneygözlemduygu ve yetenek üzerinde önemle durur Romancı, ancak bu yeteneklerle yaşamı kavrayabilecek, kavrayışını ölçülü bie sentez hâline dönüştürmekle de başarıya ulaşacaktır Kalıplaşmış düşüncelere ve yalnız bireysel duygulara kapılan artist şair olur, ama romancı olamaz Yaşamın farklı alanlara yönlendirilmiş evrelerini anlatmak zorunda olan romancının en manâlı sorunuysa olayları tarafsız biçimde görebilmektir Bunun için de hiçbir etkiyle sınırlanmaması gerekir Yalız kendi duygularını ele alarak yazmak, bir çeşitlilik “maskeli yaşam öyküsü kâğıda dökmek demektir
Kurtuluş Savaşı yıllarına değin romanlarında bayanerkek cinsiyet kavgalarına tartı veren Hâlide Edip, savaş içinde kendisinden ve yetiştiği kent soylu çevresinden uzaklaşarak yaşama gevşemiş, öbür sınıf ve tabakalardan gelen insanları görmesini, yansıtmasını öğretmiştir İstanbul ’un bilmediği fukara semtlerini, kenar mahallelerini gezerek halkı tanımaya çalışması da benzer nedene bağlıdır
Hâlide Edip ’in dilimizin sadeleşmesi konusundaki görüşlerini kuşkuyla karşılanacak yönleri olduğunu söylenebiliriz Türkiye ’de Şark, Garp ve Amerikan Tesirleri (1956) adlı kitabının bir bölümünü bu konuya ayıran yazar, Lâtin harflerinin kabul edildiği geçiş yıllarına özgü kargaşalıklar sürüp sırası gelmişken “dil inkılâbının ortaya çıkmasını vakitsiz olarak niteler Çünkü tüm girişimler “Bir nevi devlete ait Pürist cereyan görünüşündedir ve “hükümet ya da maârifin birincil oluşturacağı meslek bu sahada terimleri ele almak olacakken topyekûn dilin kendisi ele alınmıştır
“Lâtin harflerini kabulünde olduğu gibi dil alanındaki girişimlerimiz de Batı ’yla birleşme eğilimlerimizin bir ifadsi olduğuna göre “il yapılacak şey, gündelik dile girmemiş, millet kadar benimsenmemiş terimlerin hepsini, Lâtinceden yoksa uluslararası kabul edilmiş olanlardan edinmek icab ederdi Bu yapılmadı Kökleri Türkçeden gelmeyen kelimeler “adeta boykot edilerek uydurma kelime üretimine geçidi Bunun da nedeni Cumhuriyet döneminde dil devriminin ani bir sıçrama ile fevri bir harekete çevrilmesidir “Nedir fakat Halkçı Parti döneminde eski anayasanın iadesi ile Türk dili “ana serbest inkişaf edebilme imkânını bulmuştur *
Halide Edip Adıvar
Halide Edip Adıvar
Dönemin ünlü kişilerinden toplumbilim, felsefe, matematik dersleri alarak yetişti Matematikçi Salih Zeki ile evlendi 1901) Eşinden ayrılınca (1910), İstanbul Kız Lisesi ’nde, Hoca Okulu ’nda tarih, pedagoji öğretmenliği yaptı Türk Ocağı ’na girdi Dünya Savaşı yıllarında Suriye ’ye artan bir şekilde Lübnan ve Şam ’da kız okulları genel müfettişliği yaptı Hekim Adnan Adıvar ’la evlendi (1917)
İstanbul ’a dönüşünde Ziyâ Gökalp, Fuat Köprülü, Hamdullah Suphi, Mehmet Belirli Yurdakul ’la birlikte “Türk Ocağının “Hars ve İlim kuruluna seçildi Drülfünûn Batı Edebiyatı hocalığına atandı (1918) Bir yanlamasına da Robert Koleji ’nde eğitim işleriyle uğraşıyordu Mütarekede Yahya Kemal ’in de belirttiği gibi, “Wilson prensipleri ve Amerikan mandası için toplantılar düzenlemeye, Amerikan cumhurbaşkanının barıştırma önerilerine tek kurtuluş yolu gücü kazandırmaya çalıştı
sonradan, Birinci Dünya Savaşı ’ndan şampiyon olarak meydana çıkan devletlerin, “Wilson Prensiplerine uymamaları üstüne, bunların “hiçbir maddî kıymeti kalmadığı görüşüne varan Hâlide Edip, İstanbul ’da düzenlenen, İzmir ’in işgalini protesto mitingine katıldı Eşiyle birlikte Anadolu ’ya geçerek, Kurtuluş Savaşı ’nda değişik görevler aldı (Yaşamının bu kısmı Türk ’ün Ateşle İmtihanı kitabında anlatılır) Cumhuriyet ’in ilanından sonradan Dr Adnan Adıvar ’ın Rauf Orbay, Kâzım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy ’la birlikte kurucuları aralarında bulunduğu “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kapatılması üzerine yurtdışına çıktı (1925) Uzun zaman Fransa ve İngiltere ’de yaşadı Amerika ’da Colombia Üniversitesi ’nde, Hindistan ’da Delhi İslâm Üniversitesi ’nde davetli profesör olarak çalıştı Ülkeye dönüşünden kısa bir süre daha sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü ’ne profesör olarak atandı (1940) İzmir ’den milletvekili seçildi (19501954) Politikadan çekilerek üniversitedeki görevine döndü İstanbul ’da öldü (9 Ocak 1964)
Hâlide Edip, edebiyat dünyasına ilkin Tanin gazetesinde Hâlide Sâlih imzasıyla yayımladığı öykülerle girmişti Sonra Şehbal, Büyük Mecmua, Musavver Muhit, Resimli Kitap dergilerinde yazdı O da kimi çağdaşları gibi, Edebiyatı Cedîde beğenisine uyarak “mensur şiir türünde örnekler veriyor, öykülerinde genç kadın psikolojisine dayanan konuları işlemeye itina gösteriyordu Birincil öykülerini topladığı Harap Mâbetler ’le (1911), birincil romanı Seviye Talip (1910) büyük merakla karşılanmış, yazarın “Türkçe edebiyat lisanında çoğu keşifler icad ettiği (Yakup Kadri), “Türkçe ’nin en hoş üslûbuna ulaştığı (Yahya Kemal) ileri sürülmüştü
Kurtuluş Savaşı yıllarına dek Türk Yurdu, Yeni Mecmua, Dergâh dergilerinde çıkan yazıarının yanı sıra, beş roman yayımlayarak dönemin verimli kalemleri arasına girdi Ateşten Gömlek (1922), Vurun Kahpeye (1924) gibi savaşı işleyen romanlarıyla ünü ve etkisi daha da yaygınlaştı Ülke dışarıda bulunduğu yılların ürünü olan, ilkin İngilizce yazılarak “The Clown and His Doughter (Soytarının Kızı) adıyla Londra ’da yayımlanan Sinekli Bakkal ise CHP Roman Armağanı kazandı (1942)
HALİDE EDİP ADIVAR ’IN SANATI
Hâlide Edip, kimi konuşmalarında, bir romancıda gerekli başlıca nitelikleri belirtirken deneygözlemduygu ve yetenek üzerinde önemle durur Romancı, ancak bu yeteneklerle yaşamı kavrayabilecek, kavrayışını ölçülü bie sentez hâline dönüştürmekle de başarıya ulaşacaktır Kalıplaşmış düşüncelere ve yalnız bireysel duygulara kapılan artist şair olur, ama romancı olamaz Yaşamın farklı alanlara yönlendirilmiş evrelerini anlatmak zorunda olan romancının en manâlı sorunuysa olayları tarafsız biçimde görebilmektir Bunun için de hiçbir etkiyle sınırlanmaması gerekir Yalız kendi duygularını ele alarak yazmak, bir çeşitlilik “maskeli yaşam öyküsü kâğıda dökmek demektir
Kurtuluş Savaşı yıllarına değin romanlarında bayanerkek cinsiyet kavgalarına tartı veren Hâlide Edip, savaş içinde kendisinden ve yetiştiği kent soylu çevresinden uzaklaşarak yaşama gevşemiş, öbür sınıf ve tabakalardan gelen insanları görmesini, yansıtmasını öğretmiştir İstanbul ’un bilmediği fukara semtlerini, kenar mahallelerini gezerek halkı tanımaya çalışması da benzer nedene bağlıdır
Hâlide Edip ’in dilimizin sadeleşmesi konusundaki görüşlerini kuşkuyla karşılanacak yönleri olduğunu söylenebiliriz Türkiye ’de Şark, Garp ve Amerikan Tesirleri (1956) adlı kitabının bir bölümünü bu konuya ayıran yazar, Lâtin harflerinin kabul edildiği geçiş yıllarına özgü kargaşalıklar sürüp sırası gelmişken “dil inkılâbının ortaya çıkmasını vakitsiz olarak niteler Çünkü tüm girişimler “Bir nevi devlete ait Pürist cereyan görünüşündedir ve “hükümet ya da maârifin birincil oluşturacağı meslek bu sahada terimleri ele almak olacakken topyekûn dilin kendisi ele alınmıştır
“Lâtin harflerini kabulünde olduğu gibi dil alanındaki girişimlerimiz de Batı ’yla birleşme eğilimlerimizin bir ifadsi olduğuna göre “il yapılacak şey, gündelik dile girmemiş, millet kadar benimsenmemiş terimlerin hepsini, Lâtinceden yoksa uluslararası kabul edilmiş olanlardan edinmek icab ederdi Bu yapılmadı Kökleri Türkçeden gelmeyen kelimeler “adeta boykot edilerek uydurma kelime üretimine geçidi Bunun da nedeni Cumhuriyet döneminde dil devriminin ani bir sıçrama ile fevri bir harekete çevrilmesidir “Nedir fakat Halkçı Parti döneminde eski anayasanın iadesi ile Türk dili “ana serbest inkişaf edebilme imkânını bulmuştur *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.