Halide Edip Adıvar Ve Ataturk
Halide Edip, cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit ve İkdam gazetelerinde yazdı Bu arada Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mustafa Kemal Ataturk ile siyasi fikir ayrılıkları yaşadı Eşi Adnan Adıvar'ın Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunda yer alması sonucu iktidar cevresinden uzaklaştılar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılıp Takriri Sukun kanununun kabul edilmesiyle tek parti donemi başlayınca, kocası Adnan Adıvar ile birlikte Turkiye'den ayrılmak zorunda kalarak İngiltere'ye gitti 1939 yılına kadar 14 yıl boyunca yurtdışında yaşadı Bu surenin 4 yılı İngiltere'de, 10 yılı da Fransa'da gecti
Halide Edip Adıvar'ın Ataturk'un Elini Opmesi
Kurtuluş savaşı sonrası Ataturk'e zıt bir tavır takınan Halide Edip Adıvar, kurtuluş savaşı oncesi Ataturk'e bakın nasıl bakıyor: Mustafa Kemal Paşa Sakarya Savaşı oncesi ata binerken yere duşerek bir kazar gecirir Uc kaburga kemiği kırılır Doktorların tam istirahat tavsiyelerini dinlemez Kazadan 48 saat gecmeden Paşa’yı at sırtında savunma hatlarını dolaşırken gorurler Yanına gelen asker topluluğuna, acı ve bitkinlikten kısılmış bir sesle: “Kemiklerimden birinin kırıldığı bir yerde, duşman direnişi de kırılacaktır der Mustafa Kemal’in bu azmi, orduya da sirayet eder Halide Edip, o donemdeki Paşa’yı şoyle anlatır: “Gazi Paşa oturduğu koltuktan guclukle kalkmaya calıştı Cunku kaburga kemikleri hala ağrılar icindeydi Ona doğru mutlak bir hurmetle yanaştım O mutevazı odada bir millet yaşasın diye olmeyi goze alan kararını temsil ediyordu Ne saray, ne şohret ne de herhangi bir kudret onun o odadaki buyukluğune yaklaşamaz Gittim, elini optum
Ataturk’un Halide Edip Adıvar’a Soyledikleri
Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı ilk gunler… Mustafa Kemal İzmir’de duşmanı denize dokmenin keyfini cıkartıyor O sıralar yanında unlu yazar Halide Edip Adıvar da bulunuyordu Ataturk zaman zaman Halide Edip Adıvar’a, Turkiye’nin bu gunu ve geleceğiyle ilgili duşuncelerini acıklıyordu…
Israrla: “ Bundan sonra Batılılaşacağız Bunun icin de inkılablar (devrimler) yapacağız Latin harflerini kabul edeceğiz diyordu Zaten bunu yıllar oncesinden gormuş ve planlamıştı Bunu gercekleştirebileceği ile ilgili ise hicbir kuşkusu yoktu!
Latin harflerini kabul ettirmek icin Cumhuriyet’in ilanından sonra bir sure beklemek zorunda olduğunu cok iyi biliyordu Once alt yapıyı hazırlamalıydı O da oyle yaptı
Once Padişahlık ve Halifelik kaldırıldı Uluslar arası takvim, olculer ve rakamlar kabul edildi 1926 yılında fes ve carşaf kaldırılarak cağdaşlığa bir adım daha yaklaşıldı Bunu Şapka Devrimi izledi Yeni Turk Harfleri’nin kabulu icin uygun zamanı bekledi 900 yıl boyunca halkın kullandığı Arapca’yı bir anda yeni harflerle değiştirmenin zorluğunu biliyordu O’na gore en uygun zaman 1928’di…
Geleceği onceden gorebilme yeteneği sayesinde sadece zamanı bekliyordu
Bulgar kokenli Turkolog Manalof’a soylediği kehanetinde şoyle diyordu:
“ Batı Uygarlığı’na girebilmemize engel olan yazıyı atarak kılık kıyafetimize kadar her şeyimizde Batılılara uymalıyız Emin olunu ki, bunların hepsi bir gun olacaktır… Şu anda butun bunlar gercekleştiği icin bize basit bir olay gibi gorunebilir Ama o yılların o şartlarını şoyle bir gozunuzun onunde canlandırın Ne kadar imkansız bir olay gercekleştirilmiştir, o zaman daha iyi anlarsınız Anlayınız ki gelecek nesillere de bunu anlatabilesiniz…
1928’de yeni harflerin kabulunden sonra bu harfleri halka oğretmek ve yaşam sokmak gibi zorlu bir calışmaya sıra gelmişti Bu konuyla ilgili Ataturk’un Bakanlar ve Profesorlerle yaptığı geniş araştırmadan cıkan sonuc, Ataturk’un zihnindeki tarihten cok farklıydı… Profesor ve Bakanlar 5 ile 15 yıl arasında bir surenin gerekli olduğunu ileri suruyorlardı Ataturk ise yine inanılmaz bir kehanette bulunuyordu:
“ Bu iş ya 3 ay icinde olur ya da hic olmaz!
Turkce harflere karşı olanların sayısı son derece fazlaydı İstanbul’da yayınlanan Akşam Gazetesi’nin anketine cevap veren 16 kişilik aydın kitlesinden bile sadece 3 kişi (Dr Abdullah Cevdet, Mustafa Hamit ve Refet Avni) Latin Harflerini savunuyor, geriye kalan 13 kişi ise şiddetle karşı cıkıyordu…
Ancak… Evet… İnanılacak gibi değil ama bir mucize daha gercekleşmiş ve 29 Ağustos 1928’de resmen ilan edilen Yeni Harflerin Kabulunden sadece 3 ay gecmişti ki halkın buyuk bir coğunluğu bu yeni harfleri oğrenmeye başlamıştı…
3 ay gibi son derece kısa bir surede “ İnanılmaz İnsan “ bir inanılmazı daha gercekleştirmişti…
Bu olayın tarihte bir eşi benzeri daha yoktur…
Halide Edip, cumhuriyetin ilanından sonra Akşam, Vakit ve İkdam gazetelerinde yazdı Bu arada Cumhuriyet Halk Fırkası ve Mustafa Kemal Ataturk ile siyasi fikir ayrılıkları yaşadı Eşi Adnan Adıvar'ın Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kuruluşunda yer alması sonucu iktidar cevresinden uzaklaştılar Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'nın kapatılıp Takriri Sukun kanununun kabul edilmesiyle tek parti donemi başlayınca, kocası Adnan Adıvar ile birlikte Turkiye'den ayrılmak zorunda kalarak İngiltere'ye gitti 1939 yılına kadar 14 yıl boyunca yurtdışında yaşadı Bu surenin 4 yılı İngiltere'de, 10 yılı da Fransa'da gecti
Halide Edip Adıvar'ın Ataturk'un Elini Opmesi
Kurtuluş savaşı sonrası Ataturk'e zıt bir tavır takınan Halide Edip Adıvar, kurtuluş savaşı oncesi Ataturk'e bakın nasıl bakıyor: Mustafa Kemal Paşa Sakarya Savaşı oncesi ata binerken yere duşerek bir kazar gecirir Uc kaburga kemiği kırılır Doktorların tam istirahat tavsiyelerini dinlemez Kazadan 48 saat gecmeden Paşa’yı at sırtında savunma hatlarını dolaşırken gorurler Yanına gelen asker topluluğuna, acı ve bitkinlikten kısılmış bir sesle: “Kemiklerimden birinin kırıldığı bir yerde, duşman direnişi de kırılacaktır der Mustafa Kemal’in bu azmi, orduya da sirayet eder Halide Edip, o donemdeki Paşa’yı şoyle anlatır: “Gazi Paşa oturduğu koltuktan guclukle kalkmaya calıştı Cunku kaburga kemikleri hala ağrılar icindeydi Ona doğru mutlak bir hurmetle yanaştım O mutevazı odada bir millet yaşasın diye olmeyi goze alan kararını temsil ediyordu Ne saray, ne şohret ne de herhangi bir kudret onun o odadaki buyukluğune yaklaşamaz Gittim, elini optum
Ataturk’un Halide Edip Adıvar’a Soyledikleri
Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı ilk gunler… Mustafa Kemal İzmir’de duşmanı denize dokmenin keyfini cıkartıyor O sıralar yanında unlu yazar Halide Edip Adıvar da bulunuyordu Ataturk zaman zaman Halide Edip Adıvar’a, Turkiye’nin bu gunu ve geleceğiyle ilgili duşuncelerini acıklıyordu…
Israrla: “ Bundan sonra Batılılaşacağız Bunun icin de inkılablar (devrimler) yapacağız Latin harflerini kabul edeceğiz diyordu Zaten bunu yıllar oncesinden gormuş ve planlamıştı Bunu gercekleştirebileceği ile ilgili ise hicbir kuşkusu yoktu!
Latin harflerini kabul ettirmek icin Cumhuriyet’in ilanından sonra bir sure beklemek zorunda olduğunu cok iyi biliyordu Once alt yapıyı hazırlamalıydı O da oyle yaptı
Once Padişahlık ve Halifelik kaldırıldı Uluslar arası takvim, olculer ve rakamlar kabul edildi 1926 yılında fes ve carşaf kaldırılarak cağdaşlığa bir adım daha yaklaşıldı Bunu Şapka Devrimi izledi Yeni Turk Harfleri’nin kabulu icin uygun zamanı bekledi 900 yıl boyunca halkın kullandığı Arapca’yı bir anda yeni harflerle değiştirmenin zorluğunu biliyordu O’na gore en uygun zaman 1928’di…
Geleceği onceden gorebilme yeteneği sayesinde sadece zamanı bekliyordu
Bulgar kokenli Turkolog Manalof’a soylediği kehanetinde şoyle diyordu:
“ Batı Uygarlığı’na girebilmemize engel olan yazıyı atarak kılık kıyafetimize kadar her şeyimizde Batılılara uymalıyız Emin olunu ki, bunların hepsi bir gun olacaktır… Şu anda butun bunlar gercekleştiği icin bize basit bir olay gibi gorunebilir Ama o yılların o şartlarını şoyle bir gozunuzun onunde canlandırın Ne kadar imkansız bir olay gercekleştirilmiştir, o zaman daha iyi anlarsınız Anlayınız ki gelecek nesillere de bunu anlatabilesiniz…
1928’de yeni harflerin kabulunden sonra bu harfleri halka oğretmek ve yaşam sokmak gibi zorlu bir calışmaya sıra gelmişti Bu konuyla ilgili Ataturk’un Bakanlar ve Profesorlerle yaptığı geniş araştırmadan cıkan sonuc, Ataturk’un zihnindeki tarihten cok farklıydı… Profesor ve Bakanlar 5 ile 15 yıl arasında bir surenin gerekli olduğunu ileri suruyorlardı Ataturk ise yine inanılmaz bir kehanette bulunuyordu:
“ Bu iş ya 3 ay icinde olur ya da hic olmaz!
Turkce harflere karşı olanların sayısı son derece fazlaydı İstanbul’da yayınlanan Akşam Gazetesi’nin anketine cevap veren 16 kişilik aydın kitlesinden bile sadece 3 kişi (Dr Abdullah Cevdet, Mustafa Hamit ve Refet Avni) Latin Harflerini savunuyor, geriye kalan 13 kişi ise şiddetle karşı cıkıyordu…
Ancak… Evet… İnanılacak gibi değil ama bir mucize daha gercekleşmiş ve 29 Ağustos 1928’de resmen ilan edilen Yeni Harflerin Kabulunden sadece 3 ay gecmişti ki halkın buyuk bir coğunluğu bu yeni harfleri oğrenmeye başlamıştı…
3 ay gibi son derece kısa bir surede “ İnanılmaz İnsan “ bir inanılmazı daha gercekleştirmişti…
Bu olayın tarihte bir eşi benzeri daha yoktur…