iltasyazilim
FD Üye
Halime Kaptankitabının yazarı kimdir?
Halime Kaptankitabı Rıfat Ilgazkadar yazılmıştır
Halime Kaptan Kitabının Konusu ne
KONUSU: Kurtuluş Savaşı esnasında Cide ’li bir bayan kaptanın, azgın fırtınalar ve korsanlarla boğuşarak İnebolu ’ya cephane taşıması anlatılmaktadır
Özetede bakabilirsiniz
Yer Cide sahilinde bir köy evidir Romatizma ağrılarından muzdarip Esas Reis, yatakta defalarca dönmekte, torunu Memiş yandaki yatakta, gelini Halime ise, öteki odada uzanmaktadır Halime ’nin kocası Sabri ise Samsun Askerlik Şubesinde askerdir
Temel Reis ’in takası ise, biraz ilerde denizin kenarında, yaşlı gövdesi ile azgın karayele direnmeye çalışmaktadır
Kış yaman geçeceği için, mutlaka gıda, gaz, tuzlu, şeker teufak gerekiyordu Bunun için de İnebolu ’ya gitmekten diğer bir çareleri yoktu
bu nedenle, Esas Reis, sabah erken kalktı Sağlam bir şekilde elbiselerini giydikten sonra, kendisine asistan olması için çağırdığı Halime ’nin yeğeni on üç yaşındaki Bekir ’i diğer iki çocuğu çağırması için gönderdi Daha Sonra da evden çıkıp, köyün ortasına dürüst yürüdü Halime ile Memiş de ardındaki geliyorlardı
Köy kahvesine gelince, oturanlar Temel Reis ’in el etmesiyle kalktılar ve sahildeki kayığın suya indirilmesine yardımcı olmak için onlara katıldılar
Kayık suya İndirildi Bekir ve diğer iki çocuk, Zeynel ile Halil de kayığa binerek hareket hazırlığına başladılar
Esas Reis, gelini Halime ve torunu Memiş ile vedalaştı Kı~ yıdakilerle helâlleşerek kayığa bindi Sonradan, yelken açmalarını emretti Açılan yelkenle birlikte küreklere asılarak Cide ’ye içten yol aldılar
Cide ’de yoksul halkın neredeyse tek gelir kaynağı olan yumurtaları yükleyerek, İnebolu ’ya doğru açıldılar
Temel Reis ’in gidişinin üçüncü günü gecesi, bir asker kaçağı, “Ben kocan Sabrı diyerek Halime ’nin kapışma dayanınca, Halime
“Benim kocam askerden kaçmaz, böyle hırsız gibi kapıları da tıklatmaz, git köyün muhtarı ile birlikte gel dedi Adam diretince, yüklükte asılı çifteyi kaparak pencereyi açıp, alev ederek, “Ali Efendi! Asker kaçakları sardı evimi! Yetiş! diyerek bağırdı
Esas Reis ’in sandalı ise gecenin karanlığı içinde yol almaya çalışıyordu Gökte bir tane zeka yıldız yoktu
Bu sırada, bir takanın üstlerine dürüst çabuk geldiğini ayrım ettiler görünen o ki niyetleri haydutluktu Temel Reis, derhal tabancasını çıkarıp, çocuklara da siper almalarını söyledi Daha Sonra da başladı kurşunları saymaya Üstlerine gelenler, papucun fiyatı yüksek olduğunu anlayınca, gerisin geri kaçmaya başladılar
Köy korucusu Çipil Reşit, Halime ’nin feryadım ve silahın sesini duyunca, hemen tarafa içten koştu Yürüyen birisini görünce seslendi Ama öbür bir ne dönüp baktı, ne de yanıt verdi Demek ki, tanınmak istemiyordu
O halde bu köyden birisi idi Acaba kimdi?
Gerisinde, bir el ateş etti öbür yine devam edince, mecburen bu sefer vurmak için ateş etti Firari da aynı anda kendisini yere atıp, ateşe ateşle yanıt verdi Çipil Reşit, bir müddet sonradan sessizce ilerleyip, kaçağın olduğu yere kadar geldi Uzamış sakallarına rağmen, Esas Reis ’in oğlu Sabri ’yi tanıdı Sabri, şube komutanı ile bir sebepten takışmış, bu yüzden askerden kaçmıştı Köye gelişindeki esas sebep ise, kadınların namusuna musallat olan bir iki kişinin hakkından gelmekti
Bir punduna getirip, Çipil Reşit ’i esir aldı Sonradan önüne katarak, asker kaçağı namussuzun barındığı yere doğru yürüdüler Ama, yolda konuşarak birbiri ile anlaştılar Çipil Reşit, Sabri ’yi görmediğini söyleyecekti
Böyle yürürlerken bir ateş sesi ile kendilerini yere attılar Sabri bir yandan, Çipil Reşit bir yandan atladı Çatışma bittiğinde, Çipil Reşit ağırbaşlı ağırbaşlı durum yerinden ayrıldı Sabri, yürüye yürüye kaçak Halit ’İn bulunduğu yere gittiğinde cansız yattığını gördü
Gece vakti, Halime ’nin kapısı çalındı Gelen Esas Reis ile birlikte dışarı giden Zeynel ’di Halime neler olduğunu sorunca, yolda Rum Niko ’nın saldırısına uğradıklarını, Temel Reis ’in tabanca sıkışını, daha sonra da yağan yağmurdan hastalanıp İnebolu ’da hastaneye yatırdıklarını ve bir daha da kalkamadığını, anlattı Yani Temel Reis ölmüştü Bu konuşma esnasında Sabri, pencereden içeri girdi “Babamın öldüğünü duyunca geldim Yarından tezi değil, takayı satıp parasını bana ver dedi Bu esnada korucu Çipil Reşit eve gelip, Sabri ’yi muhtarın çağırdığını söyledi Sabri bocalama içinde idi Daha Sonra muhtarın yanında gitmeye karar verdi
Muhtar Ali Emmi, Temiz Kalpli ve vatansever bir adamdı Sabri ’ye, yeni bir ordu kurulduğunu, ola ki kabul ederse kendisini bu orduya asker olarak göndereceğini, ‘asker kaçağı ’ lafını da ortadan kaldıracağını söyleyince Sabri razı oldu ve Muhtar ile yeni orduya katılmak için yola çıktılar
Temel Reis ölmüş, Sabri “asker kaçağı lekesini silerek, yeniden vazifesine dönmüştü Halime ise, evin çarkını döndürmek için sandalı yürütmeye, bu nedenle nafakayı kazanmaya kararlıydı Yanına Memiş ’i de alarak sahile içten yürüdü Halil ve Zeynel şimdiden sandaldaki yerlerini almışlardı Artık Reis Halime Kaptan idi
Denizde geçirdikleri birkaç gün içinde, Halime Kaptan bilgisi ve becerisi doğruca Zeynel ve Halil ’in de takdirini kazanmış, çocuklar yeni kaptanlarına gönülden bağlanmışlardı
Denizdeki fırtına yüzünden istedikleri bir kıyıda korsanların eline tutsak düştüler Halime Kaptan, kendisini Halim Kaptan olarak tanıtmış, çocukları da o kadar tembihlemişti Tek korkusu Memiş ’in, “Anne diye seslenmesiydi Şükür ancak korktuğu olmadı Bu adamların korsan mı, kaçakçı mı, çete mi oldukları da emin değildi
Gece olunca, Halime Kaptan kaçmak için çareler aramaya başladı
Ama, kaçma imkânını bir türlü bulamadı Sabahtan olunca da mecburen Harun Reis ’in emirlerini göstermek zorunda kalarak, onun kayığının yanında, kendi kayığı ile birlikte yola çıktılar
Halime Kaptan ’ın beklediği fırsat Sivastopol ’da eline geçti Rus milisler, Halime Kaptan ’ın kayığında silahlı adamı görünce, onlara hemen limandan çıkıp gitmelerini söylemişlerdi O dönemde, Rusya ’da ihtilalle yönetimi ele geçirenler, Türkiye ’de yükselen Kurtuluş Savaşı ’na takviye verdikleri için, kendi kıyılarında haydutlara ve çetelere izin vermiyorlardı
Böylece, Harun Reis ve arkadaşları gittikten sonra, oralarda bir hafta kalan Halime Kaptan, kendi hesabına tuz taşımaya başlamıştı Tabii bu iş yalnızca tuzlu taşımakla kalmamış, kuvayı milliyecilere, sandık sandık mühimmat ve mühimmat da yanına eklenmişti Artık, İnebolu ile Cide arasındaki köyler ve kasabalar ilk kez ulaşmak üzere, bütün kıyı şeridinde ve Ankara ’da Halime Kaptan ’ın adı saygı ile anılıyor, haberdar olan bilmeyen cümbür cemaat “helâl olsun diyordu
Halime Kaptan, yine zorlu bir tayin için Kefken açıklarında ilerliyorlardı İki kayık silahı yükleyip, inebolu ’ya götüreceklerdi Ancak, kıyıya yaklaştıklarında bir İngiliz motorunun kendilerine doğru geldiğini gördüler Halime Kaptan, derhal hizmetçilik yapan bir köylü kadını kılığına bürünerek, saf saf oturmaya başladı Yanı başındaki sepette ise el bombaları diziliydi
İngilizler, kayıktan motora geçmelerini emrettiler Halime Kaptan, sakin uysal ayağa kalktı ve aniden bombayı fırlattı Arkadakisından Zeynel ve Bekir de silahlarım ateşlediler Sonuç Olarak, düşman motoru batırılmış, İngilizler kadar esir gücenmiş bulunan Türk askerleri de kurtarılmıştı
Dönerlerken, yolda kendilerine hücum etmek isteyen bir korsan kayığı ile silahlı çatışmaya daha giriştiler Yeni almış oldukları mitralyoz silahını kullanan Kuvayı Milliye subayı Teğmen İhsan ’in yaman ateşi baştan sona, korsanları hemencecik etkisiz ayla getirdiler Tesadüfe bakın oysa, korsanların reisi Harun Reis idi Öteki adamları ölünce, o da teslim oldu
Anında yola koyuldular Cephede savaşanlara daha fazla mermi ve silah lazımdı Duracak vakit değildi… *
Halime Kaptankitabı Rıfat Ilgazkadar yazılmıştır
Halime Kaptan Kitabının Konusu ne
KONUSU: Kurtuluş Savaşı esnasında Cide ’li bir bayan kaptanın, azgın fırtınalar ve korsanlarla boğuşarak İnebolu ’ya cephane taşıması anlatılmaktadır
Özetede bakabilirsiniz
Yer Cide sahilinde bir köy evidir Romatizma ağrılarından muzdarip Esas Reis, yatakta defalarca dönmekte, torunu Memiş yandaki yatakta, gelini Halime ise, öteki odada uzanmaktadır Halime ’nin kocası Sabri ise Samsun Askerlik Şubesinde askerdir
Temel Reis ’in takası ise, biraz ilerde denizin kenarında, yaşlı gövdesi ile azgın karayele direnmeye çalışmaktadır
Kış yaman geçeceği için, mutlaka gıda, gaz, tuzlu, şeker teufak gerekiyordu Bunun için de İnebolu ’ya gitmekten diğer bir çareleri yoktu
bu nedenle, Esas Reis, sabah erken kalktı Sağlam bir şekilde elbiselerini giydikten sonra, kendisine asistan olması için çağırdığı Halime ’nin yeğeni on üç yaşındaki Bekir ’i diğer iki çocuğu çağırması için gönderdi Daha Sonra da evden çıkıp, köyün ortasına dürüst yürüdü Halime ile Memiş de ardındaki geliyorlardı
Köy kahvesine gelince, oturanlar Temel Reis ’in el etmesiyle kalktılar ve sahildeki kayığın suya indirilmesine yardımcı olmak için onlara katıldılar
Kayık suya İndirildi Bekir ve diğer iki çocuk, Zeynel ile Halil de kayığa binerek hareket hazırlığına başladılar
Esas Reis, gelini Halime ve torunu Memiş ile vedalaştı Kı~ yıdakilerle helâlleşerek kayığa bindi Sonradan, yelken açmalarını emretti Açılan yelkenle birlikte küreklere asılarak Cide ’ye içten yol aldılar
Cide ’de yoksul halkın neredeyse tek gelir kaynağı olan yumurtaları yükleyerek, İnebolu ’ya doğru açıldılar
Temel Reis ’in gidişinin üçüncü günü gecesi, bir asker kaçağı, “Ben kocan Sabrı diyerek Halime ’nin kapışma dayanınca, Halime
“Benim kocam askerden kaçmaz, böyle hırsız gibi kapıları da tıklatmaz, git köyün muhtarı ile birlikte gel dedi Adam diretince, yüklükte asılı çifteyi kaparak pencereyi açıp, alev ederek, “Ali Efendi! Asker kaçakları sardı evimi! Yetiş! diyerek bağırdı
Esas Reis ’in sandalı ise gecenin karanlığı içinde yol almaya çalışıyordu Gökte bir tane zeka yıldız yoktu
Bu sırada, bir takanın üstlerine dürüst çabuk geldiğini ayrım ettiler görünen o ki niyetleri haydutluktu Temel Reis, derhal tabancasını çıkarıp, çocuklara da siper almalarını söyledi Daha Sonra da başladı kurşunları saymaya Üstlerine gelenler, papucun fiyatı yüksek olduğunu anlayınca, gerisin geri kaçmaya başladılar
Köy korucusu Çipil Reşit, Halime ’nin feryadım ve silahın sesini duyunca, hemen tarafa içten koştu Yürüyen birisini görünce seslendi Ama öbür bir ne dönüp baktı, ne de yanıt verdi Demek ki, tanınmak istemiyordu
O halde bu köyden birisi idi Acaba kimdi?
Gerisinde, bir el ateş etti öbür yine devam edince, mecburen bu sefer vurmak için ateş etti Firari da aynı anda kendisini yere atıp, ateşe ateşle yanıt verdi Çipil Reşit, bir müddet sonradan sessizce ilerleyip, kaçağın olduğu yere kadar geldi Uzamış sakallarına rağmen, Esas Reis ’in oğlu Sabri ’yi tanıdı Sabri, şube komutanı ile bir sebepten takışmış, bu yüzden askerden kaçmıştı Köye gelişindeki esas sebep ise, kadınların namusuna musallat olan bir iki kişinin hakkından gelmekti
Bir punduna getirip, Çipil Reşit ’i esir aldı Sonradan önüne katarak, asker kaçağı namussuzun barındığı yere doğru yürüdüler Ama, yolda konuşarak birbiri ile anlaştılar Çipil Reşit, Sabri ’yi görmediğini söyleyecekti
Böyle yürürlerken bir ateş sesi ile kendilerini yere attılar Sabri bir yandan, Çipil Reşit bir yandan atladı Çatışma bittiğinde, Çipil Reşit ağırbaşlı ağırbaşlı durum yerinden ayrıldı Sabri, yürüye yürüye kaçak Halit ’İn bulunduğu yere gittiğinde cansız yattığını gördü
Gece vakti, Halime ’nin kapısı çalındı Gelen Esas Reis ile birlikte dışarı giden Zeynel ’di Halime neler olduğunu sorunca, yolda Rum Niko ’nın saldırısına uğradıklarını, Temel Reis ’in tabanca sıkışını, daha sonra da yağan yağmurdan hastalanıp İnebolu ’da hastaneye yatırdıklarını ve bir daha da kalkamadığını, anlattı Yani Temel Reis ölmüştü Bu konuşma esnasında Sabri, pencereden içeri girdi “Babamın öldüğünü duyunca geldim Yarından tezi değil, takayı satıp parasını bana ver dedi Bu esnada korucu Çipil Reşit eve gelip, Sabri ’yi muhtarın çağırdığını söyledi Sabri bocalama içinde idi Daha Sonra muhtarın yanında gitmeye karar verdi
Muhtar Ali Emmi, Temiz Kalpli ve vatansever bir adamdı Sabri ’ye, yeni bir ordu kurulduğunu, ola ki kabul ederse kendisini bu orduya asker olarak göndereceğini, ‘asker kaçağı ’ lafını da ortadan kaldıracağını söyleyince Sabri razı oldu ve Muhtar ile yeni orduya katılmak için yola çıktılar
Temel Reis ölmüş, Sabri “asker kaçağı lekesini silerek, yeniden vazifesine dönmüştü Halime ise, evin çarkını döndürmek için sandalı yürütmeye, bu nedenle nafakayı kazanmaya kararlıydı Yanına Memiş ’i de alarak sahile içten yürüdü Halil ve Zeynel şimdiden sandaldaki yerlerini almışlardı Artık Reis Halime Kaptan idi
Denizde geçirdikleri birkaç gün içinde, Halime Kaptan bilgisi ve becerisi doğruca Zeynel ve Halil ’in de takdirini kazanmış, çocuklar yeni kaptanlarına gönülden bağlanmışlardı
Denizdeki fırtına yüzünden istedikleri bir kıyıda korsanların eline tutsak düştüler Halime Kaptan, kendisini Halim Kaptan olarak tanıtmış, çocukları da o kadar tembihlemişti Tek korkusu Memiş ’in, “Anne diye seslenmesiydi Şükür ancak korktuğu olmadı Bu adamların korsan mı, kaçakçı mı, çete mi oldukları da emin değildi
Gece olunca, Halime Kaptan kaçmak için çareler aramaya başladı
Ama, kaçma imkânını bir türlü bulamadı Sabahtan olunca da mecburen Harun Reis ’in emirlerini göstermek zorunda kalarak, onun kayığının yanında, kendi kayığı ile birlikte yola çıktılar
Halime Kaptan ’ın beklediği fırsat Sivastopol ’da eline geçti Rus milisler, Halime Kaptan ’ın kayığında silahlı adamı görünce, onlara hemen limandan çıkıp gitmelerini söylemişlerdi O dönemde, Rusya ’da ihtilalle yönetimi ele geçirenler, Türkiye ’de yükselen Kurtuluş Savaşı ’na takviye verdikleri için, kendi kıyılarında haydutlara ve çetelere izin vermiyorlardı
Böylece, Harun Reis ve arkadaşları gittikten sonra, oralarda bir hafta kalan Halime Kaptan, kendi hesabına tuz taşımaya başlamıştı Tabii bu iş yalnızca tuzlu taşımakla kalmamış, kuvayı milliyecilere, sandık sandık mühimmat ve mühimmat da yanına eklenmişti Artık, İnebolu ile Cide arasındaki köyler ve kasabalar ilk kez ulaşmak üzere, bütün kıyı şeridinde ve Ankara ’da Halime Kaptan ’ın adı saygı ile anılıyor, haberdar olan bilmeyen cümbür cemaat “helâl olsun diyordu
Halime Kaptan, yine zorlu bir tayin için Kefken açıklarında ilerliyorlardı İki kayık silahı yükleyip, inebolu ’ya götüreceklerdi Ancak, kıyıya yaklaştıklarında bir İngiliz motorunun kendilerine doğru geldiğini gördüler Halime Kaptan, derhal hizmetçilik yapan bir köylü kadını kılığına bürünerek, saf saf oturmaya başladı Yanı başındaki sepette ise el bombaları diziliydi
İngilizler, kayıktan motora geçmelerini emrettiler Halime Kaptan, sakin uysal ayağa kalktı ve aniden bombayı fırlattı Arkadakisından Zeynel ve Bekir de silahlarım ateşlediler Sonuç Olarak, düşman motoru batırılmış, İngilizler kadar esir gücenmiş bulunan Türk askerleri de kurtarılmıştı
Dönerlerken, yolda kendilerine hücum etmek isteyen bir korsan kayığı ile silahlı çatışmaya daha giriştiler Yeni almış oldukları mitralyoz silahını kullanan Kuvayı Milliye subayı Teğmen İhsan ’in yaman ateşi baştan sona, korsanları hemencecik etkisiz ayla getirdiler Tesadüfe bakın oysa, korsanların reisi Harun Reis idi Öteki adamları ölünce, o da teslim oldu
Anında yola koyuldular Cephede savaşanlara daha fazla mermi ve silah lazımdı Duracak vakit değildi… *