iltasyazilim
FD Üye
Halter Sporu Nedir
Fazla eski çağlardan bu yandan yapıldığı bilinen halter sporunun örneklerini tarihsel freskler ve vazolar üstünde görmek mümkündür Eski Olimpiyat Oyunları ’nın ünlü güreşçisi Kretonlu Milo dünyanın birincil haltercisi olarak kabul edilir
1896 yılından bu yana olimpiyat sporları aralarında yer alan halter, günümüzde dokuz sıklette yapılmaktadır; 52 kg ’a kadar olanlar “sinek sıklet, 52 56 kg arası “horoz sıklet, 56 60 kg arası “tüy sıklet, 60 675 kg arası “hafif sıklet, 675 75 kg arası orta sıklet, 75 825 kg arası “yarı orta sıklet, 825 90 kg arası “yarı ağır sıklet ve 90 kg ve daha üstü ağırlıklar ise “ağır sıklet olarak adlandırılır Halter 131 m uzunluğunda, 26 mm kalınlığında “bar adı verilen metal çubuğun iki ucuna asılı belirtilmiş kilodaki ağırlığın, iki kolla başın üzerine kaldırılması temeline dayanır Büyük halter yarışmaları günümüzde iki bölümde düzenlenmektedir; koparma ve silkme Koparmada yarışan barı iki eliyle çakmak ve makaslama ya da çömelme hareketiyle bir hamlede kaldırıp, hareketi tamamladığında kolları gergin bir durumda halteri başının üzerinde baş hakem bırak işareti verinceye dek tutmak zorundadır
Silkmede ise yarışmacının barı aralıksız bir hareketle (makaslama ya da çömelmeyle) yerden omuzları düzeyine kaldırması, ayakları aynı çizgiye geldikten daha sonra doğrularak barı başının üzerinde kolları dik ve gergin durumda tutması ve bırak işaretini beklemesi gerekir Yarışmacıların her bir hareket için (koparma ve silkme) üç deneme hakları vardır Kurallara göre sporcunun müsabaka düzlemine çıkışından daha sonra iki dakika içinde bütün hazırlığını tamamlayarak denemesini gerçekleştirmesi gerekmektedir, bir denemenin geçerliliği üç hakemin karar çoğunluğuna göre belirlenir Baş hakem bırak işareti vermekle yükümlüdür, bu dikkat çekici yarışmacının barı, başının üzerinde kollarını dik olarak tuttuğu ve vücudunu kımıldatmadan durduğu anda verilir Halter sporunda birinci koparma ve silkmede kaldırılan toplam ağırlığa tarafından belirlenir
TÜRKİYE ’DE HALTER SPORU
Naim Süleymanoğlu Öncesi Türk Halteri : Modern anlamdaki halter sporunun yurdumuza girişi 1890 ’lara rastlamaktadır, ama bu tarihten çok daha önceleri, “siklet kaldırma denemelerinin yapıldığı, dağıtılmış dönemlerde, bilhassa orduda ağır kalkan ve gürzlerle idmanın zorunlu olduğu bilinmektedir Bu spora Osmanlı padişahları da özel bir alaka göstermişlerdir Mesela IV Murat ’ın mermerden yapılma 102 kg ağırlığında bir gülleyi her sabahleyin halkasından tutarak haremden has odaya veya Bağdat Köşkü ’ne kadar götürdüğü, akşam hareme dönerken de benzer şekilde getirdiği bilinir Bağdat Seferi esnasında da, askerin gözü önünde bununla idman yaptığı söylenir Türkiye ’ye modern halter sporu, Galatasaray Lisesi ’nin Fransız öğretmenlerince sokulmuştur Önceleri aletli jimnastiğin bir parçası olarak yapılan halteri ilk olarak, benzer okulun önce öğrencisi daha sonrada beden eğitimi öğretmeni olan Faik Üstünidman benimsemiştir Faik Bey ’in 1896 Atlanta Olimpiyatları ’nda 1125 kg kaldırarak kazanan olan yunan Yataganos ’u izledikten daha sonra 115 kg ’lık ağırlıkla günlük incelemeler yaptığı bilinir
Faik Bey ’in peşinde öbür Jimnastikçiler (özellikle 1903 ’te kurulan Beşiktaş Osmanlı Jimnastik kulübü jimnastikçileri), Osman Paşazade Hüseyin Bereket, Ahmet Fetgeri (Aşeni), Mehmet Ali Fetgeri ve Mazhar Kazancı tartı çalışmalarını programlarına alarak halter büyük ağırlık verdiler Hakkı Köprülü, Gümrüklü Selahattin, şair ve filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı, İhsaniyeli Rıfat, Tuğbay Şevket Kırgül, Bahriyeli Asaf, Kaptan Nezir, Canbaz Rıza, Pehlivan Danyal, Ali Rana Tarhan ve Kenan Öner ise halteri benimseyen öbür öncü sporcular oldular Jimnastikçilerden daha sonra güreşçiler de haltere alaka gösterdiler;
Beşiktaşlı Kemal, Mızıkacı Danyal ve Sadi gibi güreşçiler halterde büyük başarılar sağladılarUluslararası arası alanda katıldığımız birincil şampiyona 1924 Paris Olimpiyat Oyunları oldu Bu şampiyonaya, Gülleci Cemal Erçman ve Neyzen Şevki Sezgin ’den oluşan takımla gidildi Gülleci Cemal tüy sıklette toplam 345 kg ile 39 halterci aralarında 12 oldu, yine Gülleci Cemal 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları ’nda 25 halterci arasında toplam 2625 kg kaldırarak sekizinci oldu, bu başarılar bununla birlikte milletlerarası alanda halter sporundaki birincil başarılarımızdır
1930 ’lu yıllarda büyük bir duraklamaya giren halterimiz ancak 1945 ’e doğru bir kıpırdanma gösterdi Bu dönemde Esat Kazancı öncelikle olmak üzere Haşim Ekener, İlhan Enülkümen, Mesut Sordum, Boğos Kambur adlarını duyuran sporcularımız oldu Bu adlar sayesinde o güne kadar güreş federasyonuna yan bir dal olan halter sporu egemen bir federasyon oldu, 1956 yılında Türkiye Halter Federasyonu kuruldu (Federasyon bugüne dek 11 başkan görmüştür) Bu hücum ile halterde kulüpleşmeye gidilerek yaygınlaştırılması için çabalar harcandı Bu dönemde Anadolu, İstanbul Güreş, Bostancı ve Şişli kulüpleri haltere kucak açan birincil Türk kulüpleri oldu
II Dünya Savaşı nedeni ile 1940 1955 yılları arasında yurt içinde sürdürülen Türk halteri hemen hemen 29 takvim bir aradan sonradan milletlerarası organizasyonlarda 1957 Tahran ’da yapılan Dünya Halter Şampiyonası ’na katılarak bir kez daha yer aldı İstenilen başarıyı yakalayamayan takımımız Kayhan Bora, Nuri Akın, Reşit Örer, Metin Gürman Ferdi Türkdamar ve Serkis Güllap ’tan oluşuyordu Buradan kazanılan tecrübe ile ahenkli bir şekilde çalışmaya başlayan haltercilerimiz kısa zamanda gelişim gösterdiler 1959 yılında Beyrut ’ta düzenlenen Akdeniz Oyunları ’nda 75 kiloda Metin Gürman ilk olarak uluslararası alanda altın madalya kazanan birincil Türk haltercisi oldu 1961 yılında Viyana ’da yapılan Avrupa Halter Şampiyonası ’nda Vefalı Pekünlü ’nün Avrupa 6sı olması Türk halterinin dünyaya duyurulmasının sağladı Türk halterindeki bu başarıları 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları ’nda yine Vefalı Pekünlü ’nün toplamda 445 kg kaldırarak 11 olması izledi
1967 yılında Tunus ’ta yapılan Akdeniz Oyunları ’nda ise 825 kiloda Güner Çevik bronz madalya kazandı sonra sırası ile 1969 yılında Bükreş ’te düzenlenen balkan Halter Şampiyonası ’nda 60 kiloda Salih Suvar ile 675 kiloda Sedat Mermer ikinci olarak gümüş madalya ve 90 kiloda Vefalı Pekünlü üçüncü olarak bronz madalya; 1970 yılında İstanbul ’da düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası ’nda 825 kiloda Mehmet Suvar birinci olarak altın, 90 kiloda Sadık Pekünlü ikinci olarak gümüş madalya; 52 kiloda Ahmet Gülal, 675 kiloda Mehmet Gül ve Kayhan Suntur, 110 kiloda Ali Hoşfikir ve ağır sıklette Ali Tan üçüncü olarak bronz madalya kazandılar 1975 yılında Cezayir ’de yapılan Akdeniz Oyunları ’nda 825 kiloda Mehmet Suvar ’ın ilk olarak altın, 56 kiloda Bilal Özdoğan ’ın üçüncülük kürsüsüne çıkarak bronz madalya kazanmaları Türk halterinin milletlerarası düzeydeki başarılarına bir yenisini daha ekledi 1976 Balkan Halter Şampiyonası ’nda Mustafa Ertan birinci olarak altın madalya kazanması ve 1977 Balkan Halter Şampiyonası ’nda Mehmet Gül öncelikle altın madalya almasından daha sonra halterimiz 1982 yılına değin bir duraklama devresi geçirdi 1982 Balkan Halter Şampiyonası ’nda Hasan Has ve 1983 Akdeniz Oyunları ’nda Levent Erdoğan ilk olarak üç altın, beş gümüş ve yedi bronz madalya kazandırarak her yerde halterimizi başarılı günlerine döndürdüler Türk halteri 80li yıllar öncesi Avrupa da ilk 10da, Dünya da ise birincil 20 arasında yerini aldı 1986 yılında Naim Süleymanoğlu ’nun Türkiye ’ye ilticası halterimizde bir dönüm noktasını oluşturdu
Dileğimiz Halter alanında Türkiye ’deki ilklerin mimarı olan büyük haltercimizin kendisine layık bu görevlere gelebilmesidir *
Fazla eski çağlardan bu yandan yapıldığı bilinen halter sporunun örneklerini tarihsel freskler ve vazolar üstünde görmek mümkündür Eski Olimpiyat Oyunları ’nın ünlü güreşçisi Kretonlu Milo dünyanın birincil haltercisi olarak kabul edilir
1896 yılından bu yana olimpiyat sporları aralarında yer alan halter, günümüzde dokuz sıklette yapılmaktadır; 52 kg ’a kadar olanlar “sinek sıklet, 52 56 kg arası “horoz sıklet, 56 60 kg arası “tüy sıklet, 60 675 kg arası “hafif sıklet, 675 75 kg arası orta sıklet, 75 825 kg arası “yarı orta sıklet, 825 90 kg arası “yarı ağır sıklet ve 90 kg ve daha üstü ağırlıklar ise “ağır sıklet olarak adlandırılır Halter 131 m uzunluğunda, 26 mm kalınlığında “bar adı verilen metal çubuğun iki ucuna asılı belirtilmiş kilodaki ağırlığın, iki kolla başın üzerine kaldırılması temeline dayanır Büyük halter yarışmaları günümüzde iki bölümde düzenlenmektedir; koparma ve silkme Koparmada yarışan barı iki eliyle çakmak ve makaslama ya da çömelme hareketiyle bir hamlede kaldırıp, hareketi tamamladığında kolları gergin bir durumda halteri başının üzerinde baş hakem bırak işareti verinceye dek tutmak zorundadır
Silkmede ise yarışmacının barı aralıksız bir hareketle (makaslama ya da çömelmeyle) yerden omuzları düzeyine kaldırması, ayakları aynı çizgiye geldikten daha sonra doğrularak barı başının üzerinde kolları dik ve gergin durumda tutması ve bırak işaretini beklemesi gerekir Yarışmacıların her bir hareket için (koparma ve silkme) üç deneme hakları vardır Kurallara göre sporcunun müsabaka düzlemine çıkışından daha sonra iki dakika içinde bütün hazırlığını tamamlayarak denemesini gerçekleştirmesi gerekmektedir, bir denemenin geçerliliği üç hakemin karar çoğunluğuna göre belirlenir Baş hakem bırak işareti vermekle yükümlüdür, bu dikkat çekici yarışmacının barı, başının üzerinde kollarını dik olarak tuttuğu ve vücudunu kımıldatmadan durduğu anda verilir Halter sporunda birinci koparma ve silkmede kaldırılan toplam ağırlığa tarafından belirlenir
TÜRKİYE ’DE HALTER SPORU
Naim Süleymanoğlu Öncesi Türk Halteri : Modern anlamdaki halter sporunun yurdumuza girişi 1890 ’lara rastlamaktadır, ama bu tarihten çok daha önceleri, “siklet kaldırma denemelerinin yapıldığı, dağıtılmış dönemlerde, bilhassa orduda ağır kalkan ve gürzlerle idmanın zorunlu olduğu bilinmektedir Bu spora Osmanlı padişahları da özel bir alaka göstermişlerdir Mesela IV Murat ’ın mermerden yapılma 102 kg ağırlığında bir gülleyi her sabahleyin halkasından tutarak haremden has odaya veya Bağdat Köşkü ’ne kadar götürdüğü, akşam hareme dönerken de benzer şekilde getirdiği bilinir Bağdat Seferi esnasında da, askerin gözü önünde bununla idman yaptığı söylenir Türkiye ’ye modern halter sporu, Galatasaray Lisesi ’nin Fransız öğretmenlerince sokulmuştur Önceleri aletli jimnastiğin bir parçası olarak yapılan halteri ilk olarak, benzer okulun önce öğrencisi daha sonrada beden eğitimi öğretmeni olan Faik Üstünidman benimsemiştir Faik Bey ’in 1896 Atlanta Olimpiyatları ’nda 1125 kg kaldırarak kazanan olan yunan Yataganos ’u izledikten daha sonra 115 kg ’lık ağırlıkla günlük incelemeler yaptığı bilinir
Faik Bey ’in peşinde öbür Jimnastikçiler (özellikle 1903 ’te kurulan Beşiktaş Osmanlı Jimnastik kulübü jimnastikçileri), Osman Paşazade Hüseyin Bereket, Ahmet Fetgeri (Aşeni), Mehmet Ali Fetgeri ve Mazhar Kazancı tartı çalışmalarını programlarına alarak halter büyük ağırlık verdiler Hakkı Köprülü, Gümrüklü Selahattin, şair ve filozof Rıza Tevfik Bölükbaşı, İhsaniyeli Rıfat, Tuğbay Şevket Kırgül, Bahriyeli Asaf, Kaptan Nezir, Canbaz Rıza, Pehlivan Danyal, Ali Rana Tarhan ve Kenan Öner ise halteri benimseyen öbür öncü sporcular oldular Jimnastikçilerden daha sonra güreşçiler de haltere alaka gösterdiler;
Beşiktaşlı Kemal, Mızıkacı Danyal ve Sadi gibi güreşçiler halterde büyük başarılar sağladılarUluslararası arası alanda katıldığımız birincil şampiyona 1924 Paris Olimpiyat Oyunları oldu Bu şampiyonaya, Gülleci Cemal Erçman ve Neyzen Şevki Sezgin ’den oluşan takımla gidildi Gülleci Cemal tüy sıklette toplam 345 kg ile 39 halterci aralarında 12 oldu, yine Gülleci Cemal 1928 Amsterdam Olimpiyat Oyunları ’nda 25 halterci arasında toplam 2625 kg kaldırarak sekizinci oldu, bu başarılar bununla birlikte milletlerarası alanda halter sporundaki birincil başarılarımızdır
1930 ’lu yıllarda büyük bir duraklamaya giren halterimiz ancak 1945 ’e doğru bir kıpırdanma gösterdi Bu dönemde Esat Kazancı öncelikle olmak üzere Haşim Ekener, İlhan Enülkümen, Mesut Sordum, Boğos Kambur adlarını duyuran sporcularımız oldu Bu adlar sayesinde o güne kadar güreş federasyonuna yan bir dal olan halter sporu egemen bir federasyon oldu, 1956 yılında Türkiye Halter Federasyonu kuruldu (Federasyon bugüne dek 11 başkan görmüştür) Bu hücum ile halterde kulüpleşmeye gidilerek yaygınlaştırılması için çabalar harcandı Bu dönemde Anadolu, İstanbul Güreş, Bostancı ve Şişli kulüpleri haltere kucak açan birincil Türk kulüpleri oldu
II Dünya Savaşı nedeni ile 1940 1955 yılları arasında yurt içinde sürdürülen Türk halteri hemen hemen 29 takvim bir aradan sonradan milletlerarası organizasyonlarda 1957 Tahran ’da yapılan Dünya Halter Şampiyonası ’na katılarak bir kez daha yer aldı İstenilen başarıyı yakalayamayan takımımız Kayhan Bora, Nuri Akın, Reşit Örer, Metin Gürman Ferdi Türkdamar ve Serkis Güllap ’tan oluşuyordu Buradan kazanılan tecrübe ile ahenkli bir şekilde çalışmaya başlayan haltercilerimiz kısa zamanda gelişim gösterdiler 1959 yılında Beyrut ’ta düzenlenen Akdeniz Oyunları ’nda 75 kiloda Metin Gürman ilk olarak uluslararası alanda altın madalya kazanan birincil Türk haltercisi oldu 1961 yılında Viyana ’da yapılan Avrupa Halter Şampiyonası ’nda Vefalı Pekünlü ’nün Avrupa 6sı olması Türk halterinin dünyaya duyurulmasının sağladı Türk halterindeki bu başarıları 1964 Tokyo Olimpiyat Oyunları ’nda yine Vefalı Pekünlü ’nün toplamda 445 kg kaldırarak 11 olması izledi
1967 yılında Tunus ’ta yapılan Akdeniz Oyunları ’nda ise 825 kiloda Güner Çevik bronz madalya kazandı sonra sırası ile 1969 yılında Bükreş ’te düzenlenen balkan Halter Şampiyonası ’nda 60 kiloda Salih Suvar ile 675 kiloda Sedat Mermer ikinci olarak gümüş madalya ve 90 kiloda Vefalı Pekünlü üçüncü olarak bronz madalya; 1970 yılında İstanbul ’da düzenlenen Balkan Halter Şampiyonası ’nda 825 kiloda Mehmet Suvar birinci olarak altın, 90 kiloda Sadık Pekünlü ikinci olarak gümüş madalya; 52 kiloda Ahmet Gülal, 675 kiloda Mehmet Gül ve Kayhan Suntur, 110 kiloda Ali Hoşfikir ve ağır sıklette Ali Tan üçüncü olarak bronz madalya kazandılar 1975 yılında Cezayir ’de yapılan Akdeniz Oyunları ’nda 825 kiloda Mehmet Suvar ’ın ilk olarak altın, 56 kiloda Bilal Özdoğan ’ın üçüncülük kürsüsüne çıkarak bronz madalya kazanmaları Türk halterinin milletlerarası düzeydeki başarılarına bir yenisini daha ekledi 1976 Balkan Halter Şampiyonası ’nda Mustafa Ertan birinci olarak altın madalya kazanması ve 1977 Balkan Halter Şampiyonası ’nda Mehmet Gül öncelikle altın madalya almasından daha sonra halterimiz 1982 yılına değin bir duraklama devresi geçirdi 1982 Balkan Halter Şampiyonası ’nda Hasan Has ve 1983 Akdeniz Oyunları ’nda Levent Erdoğan ilk olarak üç altın, beş gümüş ve yedi bronz madalya kazandırarak her yerde halterimizi başarılı günlerine döndürdüler Türk halteri 80li yıllar öncesi Avrupa da ilk 10da, Dünya da ise birincil 20 arasında yerini aldı 1986 yılında Naim Süleymanoğlu ’nun Türkiye ’ye ilticası halterimizde bir dönüm noktasını oluşturdu
Dileğimiz Halter alanında Türkiye ’deki ilklerin mimarı olan büyük haltercimizin kendisine layık bu görevlere gelebilmesidir *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.