nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Harabi Kimdir, Harabi Hayatı, Harabi Biyografisi, Harabi Eserleri
HARABI VE DEYISLERI HAKKINDA BIRKAÇ LAF:
1853 yilinda Istanbul'da dogdu Asil sıradan Ahmet Edip'tir Harabi daha sonra siirlerinde kullandigi mahlastir Bazi siirlerinde alışılagelmiş Edip olarak geçer
Bahriye Birlik katibi olan Harabi ömrünü Istanbul ve Rumeli'de geçirmistir 17 yasinda Bektasilige giren Harabi dünyadan göçüs yili olan 1917'ye değin bu yolun sadik bir bendesi ve yilmaz bir savasçisi olmustur
Tasavvufla tasavvuf üstadlarinin eserleri ile yakindan ilgilenmis, hece ve aruzla yazdigi ya da irticalen söyledigi deyislerle koca bir an meydana getirmistir Yunus'un sevgi ve birlik duygusuna, Nesimi'nin sertligine, Kaygusuz'un taşlama ve istihzasina, Pir Sultan'in cesaretine bu dünyadaki deyislerde bol bol rastlamak olası
DIVAN
Harabi'nin kendi elyazisi ile meydana getirdigi an 570 sahifelidir Bu ani inceleyen Nejat AN arkadasimiz söyle yaziyor: Edip Harabi Divani Istanbul'da Süleymaniye kütüphanesinde, Ihsan Mahfi kitaplari arasinda 98 numarada kayitli bir yazmadir Siirlerin yazili oldugu defter nadiren sahifeleri baska renkte olan, ilk otuz sahifesi dis kenarindan fare yenigine ugramis, kalin bir defterdir Siirler gelisi güzel bir sirayla yazilmistir Sonda bir fihrist var Bu fihristte, siirlerin birincil misralari ile, bunlarin hizalarinda: asikanedir, rindanedir, hezeldir, nefestir, kafiranedir, mersiyedir, hicvamizdir, felekten sikayettir, vahdeti ilahidir, berayi latife söylenmistir, hakimanedir, duadan ibarettir gibi izahlar var
Siirleri aruzla ve hece ile yazilmistir Sairin bu iki vezne de fazla alisik oldugu hakimiyetinden anlasiliyor Uyaklari kimi vakit göz için, kimi de kulak içindir Rediflere ragbeti vardir Nazim sekillerini maksadina göre seçmekte ustadir
Edip Harabi, tasavvuf konularinda oldugu dek taşlama alaninda da ressam ve tecrübeli bir sairdi Hicviyelerinin üzerinde, kime neden ve ne süre yazildigini gösteren notlarin bulunmasi; onlarin ilginçligini artirmaktadir
giderken sairi costuran, kizdiran sebeplerin belirlenmiş olmasi, onun yaşamsal hakkinda da epey veri vermektedir
HER TARAFTA DOGUS
Harabi tüm Bektasiler gibi tekrar dogusa ermis ve hayatina yeni bir yön vermistir Bu dogus 17 yasinda olmustur:
Berzahtan kurtuldum çiktim aradan
Onyedi yasinda dogdum anadan
Muhammed Hilmi Dede Babadan
Çok sükür hamdolsun geldim imkane
Fazla genç yasinda, Meren Köyü Bektasi tekkesinde M A Hilmi Büyükbaba Babaya ikrara verip tarikate giren Harabi hayatinin sonuna kadar bu ikrara sadik kalmis, siir ve nefesleri ile Bektasi edebiyatinin en kudretli ustadlarindan biri olmustur
Bektasi olmadan önceki halini söyle anlatir: Abdestimi alir, tastan duvare karsi bir kalkar bir yatardim Savmi salati birakmazdim Cennetle huri, gilman sevdasi vardi gönülde Bes vakte bes katardim, çok namaz kilardim, camileri gezerdim Allaha vasil elde etmek böyle olur sanirdim
Yeniden dogus ona yeni düsünceler yeni inançlar getirir ve ona su misralari yazdirir:
Allah idi muradim
Gece gündüz onu aradim
Derlerdi hiç bulunmaz
Çünkü o lamekandir
Miraca nail oldum
Bir haylice zamandir
Hariç degildir Allah
Me'vasidir o dergah
HER SEY ADEMDEDIR
Harabi artik medrese ve mescit softaligindan adamakıllı kurtulmus, kendisine yeni bir kible bulmustur adem
Ona kadar hersey ve herseyin yaraticisi olan tanri ademdedir Ve reel Kible ademdir:
Veçhi Harabiye gel eyle uyarı
Hakkin cemalini eylersin rüyet
Bu, Harabiye has bir fikir degildir Harabi'den önce de çok söylenmistir Örneğin, ondan 500 yil önce Nesimi de ayni inanci su misralarla dile getirmistir
ademde tecelli kildi Allah
Kil ademe secde olma gümrah
ademdir iki cihanda maksut
Secde etmeyen ona oldu merdud
Hacci ekber kilmak istersen gel ey zahid beru
Asikin kalbi içinde sen bu beytullahi gör
Adini bilemedigimiz baska bir Bektasi sairi be konuda söyle der:
Hararet nardadir saçda degildir
Keramet sendedir taçda degildir
Her ne ararsan kendinde ara
Kudüs'te Mekke'de Hac'da degildir
Seyyit Nizamoglu'nun aninda da yer yer bu fikre rastlamaktayiz:
Bende Cennet bende tuba bendedir
Alemi vahdette yoktur gayri hiç
Tümce mevcudati esya bendedir
Ger dilersen hakki görme Seyfiya
Gel beru gel Turu Musa bendedir
Bektasi edebiyati bu çesit örneklerle doludur Herseyde Hakki bakmak ve mevcut olan herseyde birlik ve beraberlik bulmak haline eskiler vahdeti gövde alışılagelmiş vermislerdir Iste, Harabi vahdeti vücuda cani gönülden inanmis ve baglanmis bir sairdir
HARABI IÇIN YAYIN
Harabi birincil siirlerini Saadet gazetesinde yayinlamaya baslamistir Yayinlanmis ya da yayinlanmamis siirleri Bektasiler arasinda çabucak yayilmis, bestelenmis, sazla ve sözle Türkiye'nin her tarafinda söylenir ayla gelmistir Izmir'li Hüseyin Hüsnü Erdikut Baba'nin yazdigina göre Riza Tevfigin de mürsidi olmustur
Harabi hakkinda birincil kez genis veri veren ve onun siirlerinden önemli bir kaç numume yayinlayan Saadettin Nüzhet Ergun olmustur 1930 yilinda devlet matbaasinda basilip Maarif Vekaletince yayinlanan Bektasi sairleri adindaki kitabin 79115 sayfalari Harabiye ayrilmistir
Saadettin Nüzhet Ergun'nun bu kitabi daha sonra Maarif Kütüphanesi tarafindan BektasiKizilbasAlevî Sairleri ve Nefesleri alışılagelmiş ile yayinlanmis ve 2 basim ve 3 ciltte 251265 sayfalar Harabiye ayrilmistir
1950 yilinda, Izmir'li H Hüseyin Erdikut Edip Harabi'nin Divanisıradan ile 74 sayfalik bir kitap yayinlamistir Data Matbaasinda basilan bu kitaptaki kisa ön sözünde Harabi'den laf açarken rahmetli Hüsetin Hüsnü baba söyle yazmaktadir: Eskiden bu fakire armağan etmis oldugu kendi elyazisi ile ançesinde 115 kadar es'ari mevcut oldugundan ve simdiye kadar bu zatin eserleri öyle eksik nesredildiginden, ihvani basafaya ve muhterem okurlara minik bir hizmette bulunmak ve muhterem sairin ruhunu sad etmek maksadiyle bu vazifeyi mukaddes addederek isbu ançenin tab ve intisarina haddim olmayarak cür'et eyledim
özel baskı *
HARABI VE DEYISLERI HAKKINDA BIRKAÇ LAF:
1853 yilinda Istanbul'da dogdu Asil sıradan Ahmet Edip'tir Harabi daha sonra siirlerinde kullandigi mahlastir Bazi siirlerinde alışılagelmiş Edip olarak geçer
Bahriye Birlik katibi olan Harabi ömrünü Istanbul ve Rumeli'de geçirmistir 17 yasinda Bektasilige giren Harabi dünyadan göçüs yili olan 1917'ye değin bu yolun sadik bir bendesi ve yilmaz bir savasçisi olmustur
Tasavvufla tasavvuf üstadlarinin eserleri ile yakindan ilgilenmis, hece ve aruzla yazdigi ya da irticalen söyledigi deyislerle koca bir an meydana getirmistir Yunus'un sevgi ve birlik duygusuna, Nesimi'nin sertligine, Kaygusuz'un taşlama ve istihzasina, Pir Sultan'in cesaretine bu dünyadaki deyislerde bol bol rastlamak olası
DIVAN
Harabi'nin kendi elyazisi ile meydana getirdigi an 570 sahifelidir Bu ani inceleyen Nejat AN arkadasimiz söyle yaziyor: Edip Harabi Divani Istanbul'da Süleymaniye kütüphanesinde, Ihsan Mahfi kitaplari arasinda 98 numarada kayitli bir yazmadir Siirlerin yazili oldugu defter nadiren sahifeleri baska renkte olan, ilk otuz sahifesi dis kenarindan fare yenigine ugramis, kalin bir defterdir Siirler gelisi güzel bir sirayla yazilmistir Sonda bir fihrist var Bu fihristte, siirlerin birincil misralari ile, bunlarin hizalarinda: asikanedir, rindanedir, hezeldir, nefestir, kafiranedir, mersiyedir, hicvamizdir, felekten sikayettir, vahdeti ilahidir, berayi latife söylenmistir, hakimanedir, duadan ibarettir gibi izahlar var
Siirleri aruzla ve hece ile yazilmistir Sairin bu iki vezne de fazla alisik oldugu hakimiyetinden anlasiliyor Uyaklari kimi vakit göz için, kimi de kulak içindir Rediflere ragbeti vardir Nazim sekillerini maksadina göre seçmekte ustadir
Edip Harabi, tasavvuf konularinda oldugu dek taşlama alaninda da ressam ve tecrübeli bir sairdi Hicviyelerinin üzerinde, kime neden ve ne süre yazildigini gösteren notlarin bulunmasi; onlarin ilginçligini artirmaktadir
giderken sairi costuran, kizdiran sebeplerin belirlenmiş olmasi, onun yaşamsal hakkinda da epey veri vermektedir
HER TARAFTA DOGUS
Harabi tüm Bektasiler gibi tekrar dogusa ermis ve hayatina yeni bir yön vermistir Bu dogus 17 yasinda olmustur:
Berzahtan kurtuldum çiktim aradan
Onyedi yasinda dogdum anadan
Muhammed Hilmi Dede Babadan
Çok sükür hamdolsun geldim imkane
Fazla genç yasinda, Meren Köyü Bektasi tekkesinde M A Hilmi Büyükbaba Babaya ikrara verip tarikate giren Harabi hayatinin sonuna kadar bu ikrara sadik kalmis, siir ve nefesleri ile Bektasi edebiyatinin en kudretli ustadlarindan biri olmustur
Bektasi olmadan önceki halini söyle anlatir: Abdestimi alir, tastan duvare karsi bir kalkar bir yatardim Savmi salati birakmazdim Cennetle huri, gilman sevdasi vardi gönülde Bes vakte bes katardim, çok namaz kilardim, camileri gezerdim Allaha vasil elde etmek böyle olur sanirdim
Yeniden dogus ona yeni düsünceler yeni inançlar getirir ve ona su misralari yazdirir:
Allah idi muradim
Gece gündüz onu aradim
Derlerdi hiç bulunmaz
Çünkü o lamekandir
Miraca nail oldum
Bir haylice zamandir
Hariç degildir Allah
Me'vasidir o dergah
HER SEY ADEMDEDIR
Harabi artik medrese ve mescit softaligindan adamakıllı kurtulmus, kendisine yeni bir kible bulmustur adem
Ona kadar hersey ve herseyin yaraticisi olan tanri ademdedir Ve reel Kible ademdir:
Veçhi Harabiye gel eyle uyarı
Hakkin cemalini eylersin rüyet
Bu, Harabiye has bir fikir degildir Harabi'den önce de çok söylenmistir Örneğin, ondan 500 yil önce Nesimi de ayni inanci su misralarla dile getirmistir
ademde tecelli kildi Allah
Kil ademe secde olma gümrah
ademdir iki cihanda maksut
Secde etmeyen ona oldu merdud
Hacci ekber kilmak istersen gel ey zahid beru
Asikin kalbi içinde sen bu beytullahi gör
Adini bilemedigimiz baska bir Bektasi sairi be konuda söyle der:
Hararet nardadir saçda degildir
Keramet sendedir taçda degildir
Her ne ararsan kendinde ara
Kudüs'te Mekke'de Hac'da degildir
Seyyit Nizamoglu'nun aninda da yer yer bu fikre rastlamaktayiz:
Bende Cennet bende tuba bendedir
Alemi vahdette yoktur gayri hiç
Tümce mevcudati esya bendedir
Ger dilersen hakki görme Seyfiya
Gel beru gel Turu Musa bendedir
Bektasi edebiyati bu çesit örneklerle doludur Herseyde Hakki bakmak ve mevcut olan herseyde birlik ve beraberlik bulmak haline eskiler vahdeti gövde alışılagelmiş vermislerdir Iste, Harabi vahdeti vücuda cani gönülden inanmis ve baglanmis bir sairdir
HARABI IÇIN YAYIN
Harabi birincil siirlerini Saadet gazetesinde yayinlamaya baslamistir Yayinlanmis ya da yayinlanmamis siirleri Bektasiler arasinda çabucak yayilmis, bestelenmis, sazla ve sözle Türkiye'nin her tarafinda söylenir ayla gelmistir Izmir'li Hüseyin Hüsnü Erdikut Baba'nin yazdigina göre Riza Tevfigin de mürsidi olmustur
Harabi hakkinda birincil kez genis veri veren ve onun siirlerinden önemli bir kaç numume yayinlayan Saadettin Nüzhet Ergun olmustur 1930 yilinda devlet matbaasinda basilip Maarif Vekaletince yayinlanan Bektasi sairleri adindaki kitabin 79115 sayfalari Harabiye ayrilmistir
Saadettin Nüzhet Ergun'nun bu kitabi daha sonra Maarif Kütüphanesi tarafindan BektasiKizilbasAlevî Sairleri ve Nefesleri alışılagelmiş ile yayinlanmis ve 2 basim ve 3 ciltte 251265 sayfalar Harabiye ayrilmistir
1950 yilinda, Izmir'li H Hüseyin Erdikut Edip Harabi'nin Divanisıradan ile 74 sayfalik bir kitap yayinlamistir Data Matbaasinda basilan bu kitaptaki kisa ön sözünde Harabi'den laf açarken rahmetli Hüsetin Hüsnü baba söyle yazmaktadir: Eskiden bu fakire armağan etmis oldugu kendi elyazisi ile ançesinde 115 kadar es'ari mevcut oldugundan ve simdiye kadar bu zatin eserleri öyle eksik nesredildiginden, ihvani basafaya ve muhterem okurlara minik bir hizmette bulunmak ve muhterem sairin ruhunu sad etmek maksadiyle bu vazifeyi mukaddes addederek isbu ançenin tab ve intisarina haddim olmayarak cür'et eyledim
özel baskı *