Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hasan Bin Ali Askerî

Hasan Bin Ali Askerî
0
130

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
36
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
90
HASAN BİN ALİ ASKERÎ

Bağdât'ta yaşamış olan evliyânın büyüklerinden Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem soyundan olup, seyyiddir On iki imâmın on birincisidir İsmi, Hasan olup, künyesi, Ebû Muhammed'dir Zekî, Hâlis ve Sirâc lakaplarıyla bilinir Samarra'da oturduğu ElAsker Mahallesine nisbetle ElAskerî diye meşhûrdur İmâmı Ali Nakî'nin oğludur Annesinin ismi Sûsen'dir Babası annesine Hadîs ismini vermiştir 846 (H232) senesinde Medînei münevverede doğdu 874 (H261) senesinde Bağdat'ta vefât etti Kabri Bağdat yakınlarındaki Samarra'da babasının türbesindedir

Medînei münevverede dünyâya gelen Hasan bin Ali Askerî, babasının ikâmete mecbur tutulduğu Samarra'ya iki yaşındayken geldi Çocukluğu ve gençliği orada geçti Daha çocukluğunda diğer çocuklardan bambaşka yaratılışta olduğu belliydi

Behlül isminde bir kimse yoldan geçiyordu Ufak yaşta olan Hasan bin Ali Askerî de yolun kenarında oturmuş ağlıyordu Behlül isimli kimse, onun öteki çocukların elindeki oyuncaklar için üzülüp ağladığını zannetti Yanına yaklaşarak; Çocukların ellerindeki oyuncaklardan sana da alayımdedi Hasan bin Ali Askerî ona; Ey dikkatsiz kimse! Biz oyun oynamak için yaratılmadıkdedi Behlül; Niçin yaratıldık?diye sorunca; Biz ilim ve ibâdet için yaratıldıkdedi Behlül; Bu husûsu nereden biliyorsun?diye sorunca; Sizi abes olarak, oyuncak olarak mı yarattık sanıyorsunuz Bize dönmeyecek misiniz zan ediyorsunuzmeâlindeki Mü'minûn sûresi 115 âyeti kerîmesini okudu

Behlül bu minik çocuğun sözlerine ve hareketlerine şaşırma etti ve kendisine nasîhat etmesini istedi Hasan bin Ali Askerî bâzı beyitler okuyarak nasîhatte bulundu Fakat o sırada âniden fenâlaşıp bayıldı Bir müddet sonra ayılıp kendine gelince, Behlül ona; Sana ne oldu Sen küçük ve günahsızsındedi Hasan bin Ali Askerî; Ey Behlül; Annemi alev yakarken gördüm Büyük odunları tutuşturmak için ufak odunları yakıyordu Ben de Cehennem'in ufak odunlarından olmaktan korkuyorumdiye yanıt verdi

Küçük yaştan îtibâren ilim tahsîl etmeye başlayan Hasan bin Ali Askerî zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl etti Farsça, Hintçe ve Türkçe lisanlarını öğrendi Babası Ali Nakî hazretlerinin hizmet ve sohbetlerinde bulunup tasavvuf yolunda ilerlediBüyük âlim ve olgun bir velî olup insanlara İslâmiyetin dikte ve yasaklarını anlatmaya başladı

Babasının vefâtı üstüne onun yerine geçip altı sene üç ay değin İmâmeti Kübrâ vazîfesini yürüttü İnsanların dünyâda ve âhirette saâdete mutluluğa kavuşmaları için çaba etti Çoğu talebe yetiştirdi Tasavvufa sayısız hizmetleri oldu Hoş ahlâkı ve güzel sohbetleriyle insanların gönüllerini fethetti

Doğruları söylemesi sebebiyle bâzı hasedçi ve çekemez kimselerin de kışkırtmalarıyla zamânın devlet adamlarıyla arası açıldı Bu sebeple hapse atıldı Hapishânede bulunduğu sırada çoğu kerâmetleri görüldü

Ebû Hâşim Dâvud bin Kâsım elCâferi anlattı: Hapishânedeydim Ben, Hasan bin Muhammed, Muhammed bin İbrâhim elÖmerî'nin de bulunduğu beş altı karakter bir grupla berâberdim O sırada birdenbire Ebû Muhammed Hasan bin Ali Askerî ve kardeşi Câfer yanımıza geldiler Onların gelişiyle biz rahatladık Hapishânenin vazîfelisi Sâlih bin Yûsuf'tu Hapishânede yanımızda yabancı bir kimse de vardı Hasan bin Ali Askerî bize yönelerek el altından buyurdu ancak: Eğer şu kimse olmasaydı, burada bulunanların, hangisinin ne süre buradan kurtulacaklarını söylerdim Bu kimse sizin hakkınızda halîfeye bir mektup yazarak neler konuştuğunuzu, uygun olmayan hususları bilgi vermek istedi Yazdığı mektup onun elbiseleri aralarında gizlidir O mektubu sizin bilemiyeceğiniz bir sûrette halîfeye ulaştırmak istiyor Onun şerrinden sakınınızbuyurdu

Ebû Hâşim ve yanındakiler o kimsenin üzerini aradılar ve içerisinde uygunsuz farklı alanlara yönlendirilmiş hususların yazılı olduğu mektubu buldular ve elinden aldılar daha sonra da onun yanında bir şey konuşmaktan kaçındılar Bu Nedenle Hasan bin Ali Askerî hazretlerinin kerâmeti sebebiyle fena bir durumdan kurtuldular

Onu sevenlerden Îsâ bin Feth anlattı: Biz hapishânedeyken Hasan bin Ali Askerî yanımıza girdi Bana buyurdu ama: Ey Îsâ; Senin ömrün altmış beş yaşını bir ay iki gün geçtiHakîkaten doğum târihim yazılı olan kâğıda baktığım süre onun dediği gibi olduğumu gördüm Bana; Senin çocuğun oldu mu?diye sordu Ben de; Hayır olmadıdedim Ellerini açıp; Allah'ım! Buna, kendisine güç verecek hayırlı bir evlâd ihsân eyle Çocuk ne güzeldirdiye duâ etti Ben; Ey efendim! Senin evlâdın var mı?diye sordum Buyurdu ama: Allahü teâlâya yemin ederim ancak benim bir oğlum olacak ve yeryüzünü adâletle dolduracaktır Lakin derhal yokturbuyurdu sonradan onun Muhammed Mehdî isminde âlim ve fazîletli bir oğlu oldu

İsmâil bin Muhammed anlattı: Ebû Muhammed Hasan bin Ali Askerî'nin evinin kapısında oturdum O kapıdan çıkınca kalkıp ona yönelerek, ihtiyaçlarımı bildirdim Ihtiyaç ve zarûret içinde olduğumu belirtip; Vallâhî bir dirhemim dahi yokturdedim Hasan bin Ali Askerî hazretleri; Sen yemin ederek bir dirhemin dahi olmadığını söylüyorsun lakin filan yere gömdüğün iki yüz dinarın var Bunu sana bir şey vermemek için söylemiyorum Lâkin senin o iki yüz dinarı kaybedeceğinden korkuyorumbuyurdu ve bana yüz dinar verdi Ben ona teşekkür ettimFakat içime gömdüğüm iki yüz dinarın kaybolma korkusu düştü Onu gömdüğüm yere gidip araştırdım Aynen duruyordu Başka bir yere naklettim Yerini kimse bilmiyordu

Bir müddet sonradan o dinarlara ihtiyacım olunca, almak için yerine gittiğimde gömdüğüm yerde bulamadım ve üzüldüm Oğlum paranın yerini bulup, almış ve onu harcamış Ben ise o iki yüz dinarın hiçbir faydasını göremedim Hasan bin AliAskerî hazretlerinin dediği gibi oldu

Talebelerinden birisi şöyle nakletti: Zindana düşmüştüm Zindan fazla dar ve ayağımdaki zincirler de çok ağırdı İmâmı Askerî hazretlerine bir mektup yazarak sıkıntımı anlattım Mektuba geçim sıkıntımın da olduğunu yazacaktım, lakin utandığım için yazamadım İmâmı Askerî hazretleri, mektuba verdikleri cevapta; Bu mektubu aldığın gün, öğle namazını evde kılacaksındiye yazmış Hakîkaten o gün öğle üzeri beni zindandan çıkarıp özgür bıraktılar

Mutluluk içinde evime geldim, namazımı kıldım Kapım çalındı, kapıyı açtığımda İmâmı Askerî hazretlerinin hizmetçisi ile karşılaştım Bana yüz altın ile bir mektup bıraktı Mektubu açtığımda şunların yazılmış olduğunu gördüm: Ne süre bir ihtiyâcın olursa iste! İstediğin şeye, Allahü teâlânın izniyle kavuşursun

İmâm'ı sevenlerden biri, başından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatır: İmâmı Askerî hazretlerine bir mektup yazarak bâzı şeyler sordum Bahar hummasından da soracaktım Fakat unutmuştum sonra suâllerimin cevâbı geldi Suâllerin cevâbından sonradan şöyle yazmışlar: Bu suâllerle berâber bahar hummasını da soracaktın, ama unuttun Onun cevâbını da verelim Ey alev! İbrâhim'in üzerine soğuk ve belli olâyeti kerîmesi yazılıp, hummalı hastanın boynuna asılırsa şifâ bulurbuyurdu Dedikleri gibi yaptım Hasta şifâ buldu*
 

Similar threads

HASAN BİN ALİ ASKERÎ Bağdat'ta yaşamış olan evliyanın buyuklerinden Peygamber efendimizin sallallahu aleyhi ve sellem soyundan olup, seyyiddir On iki imamın on birincisidir İsmi, Hasan olup, kunyesi, EbU Muhammed'dir Zeki, Halis ve Sirac lakaplarıyla bilinir Samarra'da oturduğu ElAsker...
Cevaplar
0
Görüntüleme
198
HASAN SEZÂÎ İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden İsmiHasan bin Ali, mahlası Sezâî'dir Tasavvufta Gülşenî yoluna mensûb idi 1669 (H1080) yılında Gördes'de doğdu Şehrin bugünkü adı Korent olup, Yunanistan sınırları içinde kalmıştır 1738 (H1151) senesinde Edirne'de vefât ettiKendi ismi...
Cevaplar
0
Görüntüleme
160
ABDULLAH BİN EBÛ BEKR ELAYDERÛS Evliyânın büyüklerinden İsmi, Abdullah bin Ebû Bekr bin Abdürrahmân esSekâfî elAyderûs, künyesi Ebû Muhammed'dir 1408 (H811) senesinde doğdu Babası, Abdullah Ayderûs doğmadan önce Allahü teâlâya kendisine sâlih bir evlat vermesi için yalvarırdı Evine sohbet...
Cevaplar
0
Görüntüleme
139
Peygamberimizin nesebinden olup, ilim, takvâ, ahlâk, şecâat, soy bakımından zamânındaki insanların en üstünlerinden olan, yüksek şahsiyet sâhibi oniki mübârek zât. Herbiri büyük âlim ve velî olan oniki kişi. Hazret-i Ali'den başlayıp aynı soydan (hazret-i Fâtıma'dan) gelerek Muhammed Mehdî'ye...
Cevaplar
0
Görüntüleme
444
EBÛ İSHÂKI ŞÎRÂZÎ YAŞAMSAL Meşhûr âlim ve velîlerden İsmi, İbrâhim olup babasınınki Ali'dir Künyesi Ebû İshâkı Şîrâzî olup Cemâlüddîn, Şeyhülİslâmve Şeyhülİmâmlakabları ile tanınmaktadır 1003 (H393) senesinde, İran'ın köylerinden biri olan Fîrûzâbâd'da doğdu ve orada büyüdü Fîrûzâbâd'ın...
Cevaplar
0
Görüntüleme
134
858,496Konular
982,154Mesajlar
30,094Kullanıcılar
tncylmz68Son üye
Üst Alt