Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Haşrolmak Nedir?
Sözlükte bir şeyi mekân ve meskenden dışında tutmak, biriktirmek, bir araya getirip sevketmekanlamlarına gelen haşr, terim olarak, Cenabı Hakk'ın ölülere ruhları iade edip onları hesaba sürüklemek üzere toplaması ve toplanma yerine sevketmesi demektir Toplanacak olan yere de Mahşerdenir
Kur'ânı Kerim'de Sizi topraktan yarattık, oraya döndüreceğiz ve sizi baştan oradan çıkaracağız(Tâhâ, 2059) buyurularak; ölünce toprağa gömülen, çürüyüp toprak olan insanların baştan oradan çıkarılacakları haber verilmiş ve bunu imkânsız görenlere aleyhinde deliller getirilmiştir (Rûm, 3019; Bakara, 2259260)
Herkesin yaptığının karşılığını iyice alacağı cennet ve cehenneme doğru yol bölge yolcularının uğrayacakları bir durak olan mahşerde de, öteki merhale ve duraklarda olduğu gibi iyiler daima izzet, ikram ve mükafat görecek, oradaki sıkıntı ve ızdıraplardan korunacak; kötüler ise mahşerin her türlü can sıkıntısı ve ızdıraplarına maruz kalacaklardır Farklı Alanlara Yönlendirilmiş sıkıntılarla doymuş olan haşr, mü'minlere çok basit, kâfirlere ise çetin olacaktır (FK)
Hâşir Haşreden, toplayan Cem'eden
Hz Peygamber'in (ASM) bir ismi Haşir meydanında bütün halk mübarek izlerinde haşr olup toplanacaklarından Delâili Hayrat'ta bu isimle mezkurdur (Bak: Haşr)
Haşr (Haşir) Toplanmak, bir yere birikmek
Birleştirme, cem'etmek
Kıyametten sonradan bütün insanların bir yere toplanmaları Allahın, ölüleri diriltip mahşere çıkarması Kıyamet Bir tohumun içinden büyük ağaçlar çıktığı gibi, her bir insanın acbüz zeneb denilen bir nevi çekirdeğinden diriltilerek bütün insanların Haşir Meydanında toplanmaları (Bak: Acbüz Zeneb) (Surenin başında, küffar, Haşri inkâr ettiklerinden Kur'ân onları Haşrin kabulüne mecbur etmek için şöylece bastı mukaddemât eder; der: Ayâ, üstünüzdeki semâya bakmıyor musunuz ki: Biz ne keyfiyyette, ne kadar muntazam, muhteşem bir surette yapı etmişiz Ayrıca görmüyor musunuz oysa; nasıl yıldızlarla, Ay ve Güneş ile tezyin etmişiz, hiç bir kusur ve noksaniyet bırakmamışız Ayrıca görmüyor musunuz ancak; zemini size ne keyfiyyette sermişiz, ne değin hikmetle tefriş etmişiz O yerde dağları tesbit etmişiz, denizin istilâsından muhafaza etmişiz Hem görmüyor musunuz o yerde ne kadar hoş, rengârenk her bir cinsten çift hadrevâtı, nebâtâtı halkettik Yerin her tarafını o güzellerle güzelleştirdik Ayrıca görmüyor musunuz, ne keyfiyyette sema cânibinden bereketli bir suyu gönderiyoruz O su ile bono ve bostanları, hububatı, yüksek leziz meyveli hurma gibi ağaçları halkedip ibâdıma rızkı onunla gönderiyorum, yetiştiriyorum Keza görmüyor musunuz, o su ile, ölmüş memleketi ihya ediyorum Binler dünyevî haşirleri icad ediyorum Nasıl bu nebâtatı, kudretimle bu ölmüş memleketten çıkarıyorum; sizin haşirdeki hurucunuz da böyledir Kıyamette talep ölüp, siz sağ olarak çıkacaksınızİşte şu âyetin isbatı haşirde gösterdiği cezaleti beyaniyefakat, binden birisine oysa sinyâl edebildik nerede, insanların bir dâva için serdettikleri kelimat nerede? S) (Bak: Hudus) *
Sözlükte bir şeyi mekân ve meskenden dışında tutmak, biriktirmek, bir araya getirip sevketmekanlamlarına gelen haşr, terim olarak, Cenabı Hakk'ın ölülere ruhları iade edip onları hesaba sürüklemek üzere toplaması ve toplanma yerine sevketmesi demektir Toplanacak olan yere de Mahşerdenir
Kur'ânı Kerim'de Sizi topraktan yarattık, oraya döndüreceğiz ve sizi baştan oradan çıkaracağız(Tâhâ, 2059) buyurularak; ölünce toprağa gömülen, çürüyüp toprak olan insanların baştan oradan çıkarılacakları haber verilmiş ve bunu imkânsız görenlere aleyhinde deliller getirilmiştir (Rûm, 3019; Bakara, 2259260)
Herkesin yaptığının karşılığını iyice alacağı cennet ve cehenneme doğru yol bölge yolcularının uğrayacakları bir durak olan mahşerde de, öteki merhale ve duraklarda olduğu gibi iyiler daima izzet, ikram ve mükafat görecek, oradaki sıkıntı ve ızdıraplardan korunacak; kötüler ise mahşerin her türlü can sıkıntısı ve ızdıraplarına maruz kalacaklardır Farklı Alanlara Yönlendirilmiş sıkıntılarla doymuş olan haşr, mü'minlere çok basit, kâfirlere ise çetin olacaktır (FK)
Hâşir Haşreden, toplayan Cem'eden
Hz Peygamber'in (ASM) bir ismi Haşir meydanında bütün halk mübarek izlerinde haşr olup toplanacaklarından Delâili Hayrat'ta bu isimle mezkurdur (Bak: Haşr)
Haşr (Haşir) Toplanmak, bir yere birikmek
Birleştirme, cem'etmek
Kıyametten sonradan bütün insanların bir yere toplanmaları Allahın, ölüleri diriltip mahşere çıkarması Kıyamet Bir tohumun içinden büyük ağaçlar çıktığı gibi, her bir insanın acbüz zeneb denilen bir nevi çekirdeğinden diriltilerek bütün insanların Haşir Meydanında toplanmaları (Bak: Acbüz Zeneb) (Surenin başında, küffar, Haşri inkâr ettiklerinden Kur'ân onları Haşrin kabulüne mecbur etmek için şöylece bastı mukaddemât eder; der: Ayâ, üstünüzdeki semâya bakmıyor musunuz ki: Biz ne keyfiyyette, ne kadar muntazam, muhteşem bir surette yapı etmişiz Ayrıca görmüyor musunuz oysa; nasıl yıldızlarla, Ay ve Güneş ile tezyin etmişiz, hiç bir kusur ve noksaniyet bırakmamışız Ayrıca görmüyor musunuz ancak; zemini size ne keyfiyyette sermişiz, ne değin hikmetle tefriş etmişiz O yerde dağları tesbit etmişiz, denizin istilâsından muhafaza etmişiz Hem görmüyor musunuz o yerde ne kadar hoş, rengârenk her bir cinsten çift hadrevâtı, nebâtâtı halkettik Yerin her tarafını o güzellerle güzelleştirdik Ayrıca görmüyor musunuz, ne keyfiyyette sema cânibinden bereketli bir suyu gönderiyoruz O su ile bono ve bostanları, hububatı, yüksek leziz meyveli hurma gibi ağaçları halkedip ibâdıma rızkı onunla gönderiyorum, yetiştiriyorum Keza görmüyor musunuz, o su ile, ölmüş memleketi ihya ediyorum Binler dünyevî haşirleri icad ediyorum Nasıl bu nebâtatı, kudretimle bu ölmüş memleketten çıkarıyorum; sizin haşirdeki hurucunuz da böyledir Kıyamette talep ölüp, siz sağ olarak çıkacaksınızİşte şu âyetin isbatı haşirde gösterdiği cezaleti beyaniyefakat, binden birisine oysa sinyâl edebildik nerede, insanların bir dâva için serdettikleri kelimat nerede? S) (Bak: Hudus) *
