nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Bazıları hayatı bir oyuna benzetir
Bir oyunla, onun kurallarıyla açıklamaya çalışır Benzettiği oyunun kurallarının da hayatta geçerliliği üstüne temas kurmaya, hayatı bu oyunun kuralıyla oynamanın güzelliğine ve doğruluğuna inanır Böylece keyif alacağımızı söyler…
Oyun oynamak için oyuncu elde etmek gerektiğini söyler…
Haliyle bir çeşit yarışmaya dönüşen hayatta kazanmak, rekabet, karşı taraf kavramları ortaya çıkar prensipli büyük bir HAYAT OYUNU…
“Oyunun kuralı budur diyerek başlarlar hayat oyununa…
Kimi hayatı briçe benzetir; kuralları briç kurallarına uydurur Düşüncesini Açıklamak için ise akıl gerektiğini söyler…
Kimi futbola benzetir; ekip oyunu olduğunu söyler, sportmenlik gerektiğini ve takım kurallarına uyulması halinde kazanılacağını söyler
Kimileri satranca benzetir; hamlelerin akıcı oynandığında kazanılacağından bahseder Kendini rakibin yerine koyup, onun gibi düşünüp, evvelden onun hamlelerini analiz edip hücum yapılması gerektiğini söyler
Kimi tavlaya benzetir; baht faktörünü önemseyerek şansların ve fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyler
Kimi tiyatroya benzetir; en çok alkışı almak için rolün en hoş şekilde yapılması gerektiğini söyler, vb daha nice oyunlar ve kurallar…
Bu oyunların kötü veya zararlı olduklarını söylemiyorum Oyun olarak kaldıkları, Oyun olarak görüldükleri sürece, keyif alındıkları sürece sorun yok…
Dedik ya, kazanma üzerine rekabet üzerine kurulunca haliyle ve genelde rekabet savaşa dönüşür, muhalif ise düşmana… Oyun da oyun olmaktan çıkar
Savaş oyununa dönüşür sonra da…
Kimse de savaştan, oyundan aldığı keyfi alamaz haliyle…
sık sık blöf yapan, yanlış yorumlar yapan, briççiler,
sık sık faul yapan futbolcular,
sıkça başkası gibi düşünmeye çalışan satranççılar,
sıkça zar tutan tavlacılar,
sıkça rol yapan tiyatrocular…
Bir şekilde kabul ettikleri oyunun birer oyuncusu olmaktan çıkıp oyuncağı olmuştur bundan böyle…
Bakmayın sahiden oyuna kaptırmışlardır kendilerini Kendi oyunlarına veya başkalarının oyununa… Yani oyuna gelmişlerdir Oyuna getirilmişlerdir Oyuncak olmuşlardır
Yani keyif de almazlar artık oyunlarından…
Bu da HAYATIN OYUNUDUR onlara
Zaten “oyunun kuralı budur derken de belliydi oyuncak olacakları…
Evet, hayat oyundur Hakiki değildir Lakin yaşam oyunu hiç değildir
OYUN HAYATIDIR Vakit Öldürmek için… Oynayabilirsiniz, oyalanabilirsiniz, oynaşabilirsiniz de…
Oyuncak olmadığınız sürece…
Alıntı
*
Bir oyunla, onun kurallarıyla açıklamaya çalışır Benzettiği oyunun kurallarının da hayatta geçerliliği üstüne temas kurmaya, hayatı bu oyunun kuralıyla oynamanın güzelliğine ve doğruluğuna inanır Böylece keyif alacağımızı söyler…
Oyun oynamak için oyuncu elde etmek gerektiğini söyler…
Haliyle bir çeşit yarışmaya dönüşen hayatta kazanmak, rekabet, karşı taraf kavramları ortaya çıkar prensipli büyük bir HAYAT OYUNU…
“Oyunun kuralı budur diyerek başlarlar hayat oyununa…
Kimi hayatı briçe benzetir; kuralları briç kurallarına uydurur Düşüncesini Açıklamak için ise akıl gerektiğini söyler…
Kimi futbola benzetir; ekip oyunu olduğunu söyler, sportmenlik gerektiğini ve takım kurallarına uyulması halinde kazanılacağını söyler
Kimileri satranca benzetir; hamlelerin akıcı oynandığında kazanılacağından bahseder Kendini rakibin yerine koyup, onun gibi düşünüp, evvelden onun hamlelerini analiz edip hücum yapılması gerektiğini söyler
Kimi tavlaya benzetir; baht faktörünü önemseyerek şansların ve fırsatların iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyler
Kimi tiyatroya benzetir; en çok alkışı almak için rolün en hoş şekilde yapılması gerektiğini söyler, vb daha nice oyunlar ve kurallar…
Bu oyunların kötü veya zararlı olduklarını söylemiyorum Oyun olarak kaldıkları, Oyun olarak görüldükleri sürece, keyif alındıkları sürece sorun yok…
Dedik ya, kazanma üzerine rekabet üzerine kurulunca haliyle ve genelde rekabet savaşa dönüşür, muhalif ise düşmana… Oyun da oyun olmaktan çıkar
Savaş oyununa dönüşür sonra da…
Kimse de savaştan, oyundan aldığı keyfi alamaz haliyle…
sık sık blöf yapan, yanlış yorumlar yapan, briççiler,
sık sık faul yapan futbolcular,
sıkça başkası gibi düşünmeye çalışan satranççılar,
sıkça zar tutan tavlacılar,
sıkça rol yapan tiyatrocular…
Bir şekilde kabul ettikleri oyunun birer oyuncusu olmaktan çıkıp oyuncağı olmuştur bundan böyle…
Bakmayın sahiden oyuna kaptırmışlardır kendilerini Kendi oyunlarına veya başkalarının oyununa… Yani oyuna gelmişlerdir Oyuna getirilmişlerdir Oyuncak olmuşlardır
Yani keyif de almazlar artık oyunlarından…
Bu da HAYATIN OYUNUDUR onlara
Zaten “oyunun kuralı budur derken de belliydi oyuncak olacakları…
Evet, hayat oyundur Hakiki değildir Lakin yaşam oyunu hiç değildir
OYUN HAYATIDIR Vakit Öldürmek için… Oynayabilirsiniz, oyalanabilirsiniz, oynaşabilirsiniz de…
Oyuncak olmadığınız sürece…
Alıntı
*