iltasyazilim
FD Üye
Bana öyle gelir ki, günlük olaylar bizi meşgul ediyor, ehemmiyet vermemiz gereken konuları geriye atıyor, mühimsenmeyecek olayları da öne çıkarıyoruz
Böylece ehem'le mühim yer değiştiriyor, hayatımız, ehemleri arkaya, mühim olmayanları öne alarak oyalanıp gidiyor Hatta tabiri caizse, heder oluyor, bir bakıma da harcanıyor
Halbuki hayatımız bize bir defa veriliyor, birkaç defa daha yaşama imkanı olmuyor Öyle ise ehemle mühimmi ayırmalı, ehem olanları gönlümüze yerleştirmeli, gereklerini de ön plana alıp şahsımızda yaşamalıyız
Hayatının ehemmiyle mühimmini bilmeyenlerin tükettikleri kos koca ömrün sonuna bakın Göreceğiniz şey kocaman bir:
Eyvah, bu bâziçede biz yine yandık Zira ziyan ortada, bilmem ne kazandık? şeklinde acı pişmanlıktan başkası değildir
Bir ömür harcanmış, kos koca bir hayat tüketilmiş, ama ebedî hayata bir hazırlık yok, ahirete götürecek bir kazanç mevcut değil İslâm adına koskoca terk ve ihmaller
İnsanın bu ihmali ve nisyanı yüzünden olacak ki Efendimiz (asm)
Hazretleri ikaz ediyor:
Âhirette hesaba çekilmeden önce dünyada siz kendinizi hesaba çekin
Evet, hayatımızı incelemeli, günlük meşguliyetimizi düşünmeli, ebedî hayatımıza ne hazırlıyoruz, bunun muhasebesini yapmalıyız
Yapmalıyız ki, ömrümüzün ehemmiyle mühimmini bilmiş olalım Bir hayatı boşuna tüketmiş olmaktan kurtulalım
Şurası bir gerçektir ki, burada kendini hesaba çeken orada hesaba çekilmeyecek, buradaki hazırlığı orada rahatlık sağlayıp huzur getirecektir
Bunun içindir ki, Rabbimiz:
Ben kulumu iki defa korkutmambuyurmuştur
Kul dünyada korkar, hayatını bu Allah korkusunun gereğini yerine getirerek yaşarsa, artık o kul için âhirette korku olmayacaktır Olursa iki defa korkutulmuş olur Halbuki Rabbimiz, kulunu iki defa korkutmayacağı sözünü vermiştir Burada korkup emirlerini yerine getiren orada korkmayacak, belki müjdelere muhatap olacaktır
Başka bir tabirle, burada kendini hesaba çeken, orada hesaba çekilmeyecek, buradaki hesabı, orada rahatlık temin edecektir
Öyle ise geliniz, burada kendimizi hesaba çekelim
Hayatımızın, gayesine uygun geçip geçmediğini inceleyelim Bakalım:
Yaratılış gayemize uygun düşen hizmetlerin ucundan bucağından tutuyor muyuz, İslâmî vazifelerimizi yerine getiriyor, dinî mükellefiyetlerimizi icra ediyor muyuz?
Yoksa; varsa da, yoksa da, nefsimiz kendi istek ve arzularımızın tatmini, şahsî menfaatlerimizin tahakkuk ve temini mi? Bunların dışında bir şey düşünmüyor, millî, manevî hizmetler adına bir sancı hissetmiyor, bir keder duymuyor muyuz? Yani kos koca bir hayatı sadece nefsimiz için mi tüketiyoruz?
Şayet böyleyse, saçımızı başımızı yolma derecesinden aşağıda bir manevi felaket değildir bu
Evet, bir daha tekrar ediyoruz, Allah Resulü (asm)'nün ikaz ve irşadını:
Âhirette hesaba çekilmeden önce dünyada siz kendinizi hesaba çekin!
Ne diyorsunuz? Var mısınız böyle bir nefis muhasebesine? Yoksa boş mu ver? Öyle gelmiş, böyle mi gider?
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
Böylece ehem'le mühim yer değiştiriyor, hayatımız, ehemleri arkaya, mühim olmayanları öne alarak oyalanıp gidiyor Hatta tabiri caizse, heder oluyor, bir bakıma da harcanıyor
Halbuki hayatımız bize bir defa veriliyor, birkaç defa daha yaşama imkanı olmuyor Öyle ise ehemle mühimmi ayırmalı, ehem olanları gönlümüze yerleştirmeli, gereklerini de ön plana alıp şahsımızda yaşamalıyız
Hayatının ehemmiyle mühimmini bilmeyenlerin tükettikleri kos koca ömrün sonuna bakın Göreceğiniz şey kocaman bir:
Eyvah, bu bâziçede biz yine yandık Zira ziyan ortada, bilmem ne kazandık? şeklinde acı pişmanlıktan başkası değildir
Bir ömür harcanmış, kos koca bir hayat tüketilmiş, ama ebedî hayata bir hazırlık yok, ahirete götürecek bir kazanç mevcut değil İslâm adına koskoca terk ve ihmaller
İnsanın bu ihmali ve nisyanı yüzünden olacak ki Efendimiz (asm)
Hazretleri ikaz ediyor:
Âhirette hesaba çekilmeden önce dünyada siz kendinizi hesaba çekin
Evet, hayatımızı incelemeli, günlük meşguliyetimizi düşünmeli, ebedî hayatımıza ne hazırlıyoruz, bunun muhasebesini yapmalıyız
Yapmalıyız ki, ömrümüzün ehemmiyle mühimmini bilmiş olalım Bir hayatı boşuna tüketmiş olmaktan kurtulalım
Şurası bir gerçektir ki, burada kendini hesaba çeken orada hesaba çekilmeyecek, buradaki hazırlığı orada rahatlık sağlayıp huzur getirecektir
Bunun içindir ki, Rabbimiz:
Ben kulumu iki defa korkutmambuyurmuştur
Kul dünyada korkar, hayatını bu Allah korkusunun gereğini yerine getirerek yaşarsa, artık o kul için âhirette korku olmayacaktır Olursa iki defa korkutulmuş olur Halbuki Rabbimiz, kulunu iki defa korkutmayacağı sözünü vermiştir Burada korkup emirlerini yerine getiren orada korkmayacak, belki müjdelere muhatap olacaktır
Başka bir tabirle, burada kendini hesaba çeken, orada hesaba çekilmeyecek, buradaki hesabı, orada rahatlık temin edecektir
Öyle ise geliniz, burada kendimizi hesaba çekelim
Hayatımızın, gayesine uygun geçip geçmediğini inceleyelim Bakalım:
Yaratılış gayemize uygun düşen hizmetlerin ucundan bucağından tutuyor muyuz, İslâmî vazifelerimizi yerine getiriyor, dinî mükellefiyetlerimizi icra ediyor muyuz?
Yoksa; varsa da, yoksa da, nefsimiz kendi istek ve arzularımızın tatmini, şahsî menfaatlerimizin tahakkuk ve temini mi? Bunların dışında bir şey düşünmüyor, millî, manevî hizmetler adına bir sancı hissetmiyor, bir keder duymuyor muyuz? Yani kos koca bir hayatı sadece nefsimiz için mi tüketiyoruz?
Şayet böyleyse, saçımızı başımızı yolma derecesinden aşağıda bir manevi felaket değildir bu
Evet, bir daha tekrar ediyoruz, Allah Resulü (asm)'nün ikaz ve irşadını:
Âhirette hesaba çekilmeden önce dünyada siz kendinizi hesaba çekin!
Ne diyorsunuz? Var mısınız böyle bir nefis muhasebesine? Yoksa boş mu ver? Öyle gelmiş, böyle mi gider?
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız