Hayvan Ve Cinlerin Ruhlarını Azrail (as)'mı Alıyor?
İnsan ve hayvanın yaratılışları, mahiyet ve hususiyet itibarıyla farklı olduğundan, ölümleri de farklıdır. İnsanların ruhunu ya bizzat Hz. Azrail (aleyhisselam) ya da yardımcıları kabzederken, hayvanların ruhlarını vazifeli melekler değil, bizzat Cenab-ı Hak alır. İnsanlar içinde peygamberlere bizzat Azrail'in (aleyhisselam) kendisi gelir ve bazen de geldiğini haber verir.
Mesela, Hz. Adem (aleyhisselam), Musa (aleyhisselam) ve Efendimiz'de (sallallahu aleyhi ve sellem) böyle olmuş, hatta sahih bir hadiste ifade edildiği üzere, huzura girip ruhunu kabzetmesi için Efendimiz'den (sallallahu aleyhi ve sellem) izin istemiştir. (el-Heysemi, Mecmeu'z-zevaid, 9/35; İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, 2/259.)ruh
Azrail'in (aleyhisselam) bizzat gelmediği durumlarda ise, vefat edenin derecesine göre ruh, ya Azrail'in (aleyhisselam) bir yardımcısı tarafından ya da bizzat kendi nezaretinde kabzedilir.
Her insana ayrı bir meleğin gönderilmesi, tekrim ve teşrif içindir. Her bir insanın ruhunu kabzetmek için müekkel bir melek vardır. Çünkü insan, mahlukatın en şereflisi, en ekremi ve en mükemmelidir. Böyle olması ise, insanın kerametinin muktezasıdır. İnsanın bir ferdi, diğer canlıların bir nev'inin bütün fertlerine muadil ve mukabil görülür. Evet, insan bir nev' iken, bütün nev'ler hükmündedir ve her insan, kendi kaderiyle yaşar. Onun hususi bir defteri ve üç yüz altmış müekkel meleği bulunur.
İnsan, bütün mazhar olduğu şeylerin yanında, ebede namzet ulvi bir ruh da taşıdığı için, önünde uzayıp giden bir sonsuz hayat adına ölmektedir. Bu hususi mahiyet ve mevkiine terettüp eden bir netice olarak, ruhu da hususan Azrail (aleyhisselam) ya da müekkel bir melek tarafından kabzedilir.
Hayvanlar hakkında ise, yukarıda ifade edildiği gibi, basit ve umumi bir hüküm verilir ve onların ruhlarını Allah (celle celaluhu) doğrudan kabzeder. Çünkü hayvanlar, insan gibi mükellef olmamanın dışında akıl, şuur, idrak ve ebedle alakalı bir ruha da sahip değillerdir. Onlar, ahirette de ebedi bir hayat yaşamayacak ve adalet-i ilahiyenin muktezası olarak muvakkaten haşrolsalar bile, cennet ve cehennem, kendileri için ferden-ferda bahis mevzuu olmayacaktır. Sadece, Eshab-ı Kehf'in Kıtmir'i, Salih Peygamber'in (aleyhisselam) devesi, Süleyman'ın (aleyhisselam) Hüdhüd'ü ve Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) dayandığı hurma direği vs... gibi cennete girecek olanlar, orada kendi nev'lerini temsil edeceklerdir.
İnsanla hayvan arasındaki bu fark, şuna benzer: Bir ülkede emniyeti ihlal ve ihtilale teşebbüs edenlerden yüksek makam ve rütbe sahipleri, Divan-ı Harp'te yargılanıp idama mahkum edilirken, rütbesiz asker kesiminin ise sadece silahları alınır. Hayvanat ve nebatat taifesi için işte böyle basit ve umumi bir hüküm verilirken, insanlar şeref, makam ve mesuliyetlerine binaen tek tek yargılanıp tecziye edileceklerdir.
Bununla beraber, insan, cin, hayvan gibi ruhu olan bütün varlıkların ruhlarını, vazifeli olan ölüm meleğinin aldığı görüşü de vardır.
Cinler de insanlar gibi şuurlu ve sorumlu varlıklardır. Her biri her yaptığından mükafat veya ceza görecektir.
Hayvanlar ahirette birbirleriyle hesaplaştıktan sonra bedenleri toprak olacak, ancak ruhları ebedi olarak kalacaktır.
İnsan ve hayvanın yaratılışları, mahiyet ve hususiyet itibarıyla farklı olduğundan, ölümleri de farklıdır. İnsanların ruhunu ya bizzat Hz. Azrail (aleyhisselam) ya da yardımcıları kabzederken, hayvanların ruhlarını vazifeli melekler değil, bizzat Cenab-ı Hak alır. İnsanlar içinde peygamberlere bizzat Azrail'in (aleyhisselam) kendisi gelir ve bazen de geldiğini haber verir.
Mesela, Hz. Adem (aleyhisselam), Musa (aleyhisselam) ve Efendimiz'de (sallallahu aleyhi ve sellem) böyle olmuş, hatta sahih bir hadiste ifade edildiği üzere, huzura girip ruhunu kabzetmesi için Efendimiz'den (sallallahu aleyhi ve sellem) izin istemiştir. (el-Heysemi, Mecmeu'z-zevaid, 9/35; İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, 2/259.)ruh
Azrail'in (aleyhisselam) bizzat gelmediği durumlarda ise, vefat edenin derecesine göre ruh, ya Azrail'in (aleyhisselam) bir yardımcısı tarafından ya da bizzat kendi nezaretinde kabzedilir.
Her insana ayrı bir meleğin gönderilmesi, tekrim ve teşrif içindir. Her bir insanın ruhunu kabzetmek için müekkel bir melek vardır. Çünkü insan, mahlukatın en şereflisi, en ekremi ve en mükemmelidir. Böyle olması ise, insanın kerametinin muktezasıdır. İnsanın bir ferdi, diğer canlıların bir nev'inin bütün fertlerine muadil ve mukabil görülür. Evet, insan bir nev' iken, bütün nev'ler hükmündedir ve her insan, kendi kaderiyle yaşar. Onun hususi bir defteri ve üç yüz altmış müekkel meleği bulunur.
İnsan, bütün mazhar olduğu şeylerin yanında, ebede namzet ulvi bir ruh da taşıdığı için, önünde uzayıp giden bir sonsuz hayat adına ölmektedir. Bu hususi mahiyet ve mevkiine terettüp eden bir netice olarak, ruhu da hususan Azrail (aleyhisselam) ya da müekkel bir melek tarafından kabzedilir.
Hayvanlar hakkında ise, yukarıda ifade edildiği gibi, basit ve umumi bir hüküm verilir ve onların ruhlarını Allah (celle celaluhu) doğrudan kabzeder. Çünkü hayvanlar, insan gibi mükellef olmamanın dışında akıl, şuur, idrak ve ebedle alakalı bir ruha da sahip değillerdir. Onlar, ahirette de ebedi bir hayat yaşamayacak ve adalet-i ilahiyenin muktezası olarak muvakkaten haşrolsalar bile, cennet ve cehennem, kendileri için ferden-ferda bahis mevzuu olmayacaktır. Sadece, Eshab-ı Kehf'in Kıtmir'i, Salih Peygamber'in (aleyhisselam) devesi, Süleyman'ın (aleyhisselam) Hüdhüd'ü ve Efendimiz'in (sallallahu aleyhi ve sellem) dayandığı hurma direği vs... gibi cennete girecek olanlar, orada kendi nev'lerini temsil edeceklerdir.
İnsanla hayvan arasındaki bu fark, şuna benzer: Bir ülkede emniyeti ihlal ve ihtilale teşebbüs edenlerden yüksek makam ve rütbe sahipleri, Divan-ı Harp'te yargılanıp idama mahkum edilirken, rütbesiz asker kesiminin ise sadece silahları alınır. Hayvanat ve nebatat taifesi için işte böyle basit ve umumi bir hüküm verilirken, insanlar şeref, makam ve mesuliyetlerine binaen tek tek yargılanıp tecziye edileceklerdir.
Bununla beraber, insan, cin, hayvan gibi ruhu olan bütün varlıkların ruhlarını, vazifeli olan ölüm meleğinin aldığı görüşü de vardır.
Cinler de insanlar gibi şuurlu ve sorumlu varlıklardır. Her biri her yaptığından mükafat veya ceza görecektir.
Hayvanlar ahirette birbirleriyle hesaplaştıktan sonra bedenleri toprak olacak, ancak ruhları ebedi olarak kalacaktır.