nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Hayvanlarla ilgili atasözleri ve anlamları
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Büyük çıkarlar beklenen yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sıkıntılara girilmeli ve bundan kaçınılmamalıdır
Katıra baban kim demişler, dayım attır demiş
Birey kusurlu yanının açığa çıkmasını istemez, bunu gizlemeye çalışır Yalnızca iyi yanıyla görünmeye ve övünmeye gayret eder
Kartala bir ok değmiş, o da kendi yeleğinden
Birey, hayatta karşılaşacağı en büyük kötülüğü çoklukla en yakınlarından görür
Karga yavrusuna bakmış, benim aktemiz evlâdım demiş
Yaptığı iş ne kadar kusurlu, çocuğu ne değin çirkin olursa olsun, kişiye bunlar iyi ve hoş görünür Başkalarının bu konuda ne diyeceği böylece önemli değildir
Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış
Halk yetiştikleri çevrenin eğitimini alırlar Bu bakımdan görgüleri, beceri ve bilgileri, davranışları, yol ve yöntemleri birbirinden farklıdır Buna karşın kimi kişiler özenti hastalığına yakalanırlar ve onu bunu taklit etmeye başlarlar Fakat bunu beceremezler, bunu beceremedikleri gibi tabiî davranışlarını da yitirir, komik duruma düşerler
Vakitsiz öten horozun başını keserler
Her işin olduğu gibi, her sözün de yerinde bir yeri ve zamanı vardır Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli patavatsız ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar Münasebetsiz öten horozdan, ama onu keserek kurtulan ahali; uygun ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç kararsızlık etmezler
Yırtıcı Kuşun Ömrü Az Olur
Ona buna saldırgan, hasar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı fazla olur Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, adalet ettikleri cezayı görürler
Yılanın başı küçükken ezilmeli
Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği görünürde bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne anında geçilmeli; büyümesine müsade verilmeden
Yılana yumuşak diye el sunma
Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı birey Kolay görünen iş fazla şiddet, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok güvenli olmayan olabilir ve zarar görebilir insan
Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır
Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmalkârlık etmeyen, üzerine aldığı işi bütün yapan kimseler bunun mükâfatını görürler
Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir
Çok zinde olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, uyuşuk hareketsiz oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; cılız olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir
Tilkiye, Tavuk kebabı yermisin diye sormuşlar; Adamı güldürmeyin diye cevap vermiş
Bir kimseye düşkün olduğu, çok sevip özlediği, olmak için yanıp tutuştuğu bir şeyi, “İster misin? Istek eder misin? diye sormak son derece düşüncesiz, hatta abes ve gülünçtür
Tilki tilkiliğini bildirinceye değin post elden gider
1 İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar yeterince ceza çeker
2 Kurnaz ve dalavereci kimse, sahasında ne değin marifetli olduğunu gösterinceye dek, kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
Iş veya alışılmışlık gereği olan bir sonuçtan zaruri Daha önce kopup ayrılmış olsa da, kişi yan olduğu çevreye, işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda, şu ya da bu sebepten ötürü döner
Havlayan köpek ısırmaz
Bağırıp çağırarak başkalarını ödünü koparmak isteyen kimseden atak beklenmez Kötülük yapacak kişi, bu niyetini sıcacık miktar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez
Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir
1 Eksik kimseler iyilik yapayım derken çoklukla keza kendilerini, hem de başkalarını zarara sokarlar
2 Neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler ayrıca kendilerinin, ayrıca *
Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
Büyük çıkarlar beklenen yer için küçük fedakârlıklar yapılmalı, kimi sıkıntılara girilmeli ve bundan kaçınılmamalıdır
Katıra baban kim demişler, dayım attır demiş
Birey kusurlu yanının açığa çıkmasını istemez, bunu gizlemeye çalışır Yalnızca iyi yanıyla görünmeye ve övünmeye gayret eder
Kartala bir ok değmiş, o da kendi yeleğinden
Birey, hayatta karşılaşacağı en büyük kötülüğü çoklukla en yakınlarından görür
Karga yavrusuna bakmış, benim aktemiz evlâdım demiş
Yaptığı iş ne kadar kusurlu, çocuğu ne değin çirkin olursa olsun, kişiye bunlar iyi ve hoş görünür Başkalarının bu konuda ne diyeceği böylece önemli değildir
Karga, kekliği taklit edeyim demiş; kendi yürüyüşünü şaşırmış
Halk yetiştikleri çevrenin eğitimini alırlar Bu bakımdan görgüleri, beceri ve bilgileri, davranışları, yol ve yöntemleri birbirinden farklıdır Buna karşın kimi kişiler özenti hastalığına yakalanırlar ve onu bunu taklit etmeye başlarlar Fakat bunu beceremezler, bunu beceremedikleri gibi tabiî davranışlarını da yitirir, komik duruma düşerler
Vakitsiz öten horozun başını keserler
Her işin olduğu gibi, her sözün de yerinde bir yeri ve zamanı vardır Uygun olan bir zamanda söylenmeyen, yerli patavatsız ortaya atılan, densizce sarf edilen sözler birilerinin tepkisini çeker; rahatsızlığa neden olur, büyük zarara yol açar Münasebetsiz öten horozdan, ama onu keserek kurtulan ahali; uygun ve zamanında konuşmayan insanı da cezalandırıp susturmakta hiç kararsızlık etmezler
Yırtıcı Kuşun Ömrü Az Olur
Ona buna saldırgan, hasar veren, onun bunun sırtından geçinen kimselerin düşmanı fazla olur Az zamanda, bunlar da düşmanlarının gazabına uğrarlar, adalet ettikleri cezayı görürler
Yılanın başı küçükken ezilmeli
Daha küçükken tehlikeli olacağı, zarar vereceği görünürde bir şeyin, düşmanın veya bir durumun önüne anında geçilmeli; büyümesine müsade verilmeden
Yılana yumuşak diye el sunma
Hiçbir şeyin dış görünüşüne bakarak bir eylemde bulunmamalı birey Kolay görünen iş fazla şiddet, yumuşak huylu bir kimse çok sert, zararsız gibi görünen bir durum çok güvenli olmayan olabilir ve zarar görebilir insan
Yavuz at, yemini (yavuz it ününü) kendi artırır
Gayretli, girişken, çalışkan, görevini ihmalkârlık etmeyen, üzerine aldığı işi bütün yapan kimseler bunun mükâfatını görürler
Yatan aslandan, gezen tilki yeğdir
Çok zinde olup da çalışmayan, soylu olup da bir şeyler üretmeyen, uyuşuk hareketsiz oturup onun bunun sırtından geçinen kimselerden; cılız olup da çalışan, boş oturmayan ve geçimini sağlamak için uğraşan kimseler daha iyidir
Tilkiye, Tavuk kebabı yermisin diye sormuşlar; Adamı güldürmeyin diye cevap vermiş
Bir kimseye düşkün olduğu, çok sevip özlediği, olmak için yanıp tutuştuğu bir şeyi, “İster misin? Istek eder misin? diye sormak son derece düşüncesiz, hatta abes ve gülünçtür
Tilki tilkiliğini bildirinceye değin post elden gider
1 İşlemediği hâlde suçlu görülen kimse, suçsuz olduğunu kanıtlayıncaya kadar yeterince ceza çeker
2 Kurnaz ve dalavereci kimse, sahasında ne değin marifetli olduğunu gösterinceye dek, kendisinden daha hilekâr birinin tuzağına düşer
Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânıdır
Iş veya alışılmışlık gereği olan bir sonuçtan zaruri Daha önce kopup ayrılmış olsa da, kişi yan olduğu çevreye, işe veya bir alışkanlığa eninde sonunda, şu ya da bu sebepten ötürü döner
Havlayan köpek ısırmaz
Bağırıp çağırarak başkalarını ödünü koparmak isteyen kimseden atak beklenmez Kötülük yapacak kişi, bu niyetini sıcacık miktar; belli etmez ve gürültüye patırtıya yer vermez
Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir
1 Eksik kimseler iyilik yapayım derken çoklukla keza kendilerini, hem de başkalarını zarara sokarlar
2 Neyi, ne zaman, nasıl söyleyeceğini bilmeyen kimseler ayrıca kendilerinin, ayrıca *