iltasyazilim
FD Üye
Hazarkarın Dini
Hazar Barışıulaşımı hızlandırmış, mal mübadelesini artırmış, dolayısiyle hakanlık Doğulu, Batılı milletlerden kütleler halinde ticaret ve sanat erbabının kaynaştığı bir ülke haline gelmişti Bu sebeple, konuşulan değişik diller yanına değişik yazılar (GökTürk, Arab, İbranî, Kyrill) kullanılıyordu Halk Müziği de çeşitli dinlerde idi Hazarlar aslında eski TürkBozkır dini olan, Tanrı'nın birliği inancına dayalı, Gök Tanrı (TengriHan) itikadında idiler
Lakin milletlerarası sıkı münasebetler sonucunda ülkede İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevîlik de yayılmış olup, her cemaat bütün bir vicdan hürriyeti içinde kendi dininin ibadet ve ayinlerini icra etmekte idi Kaynaklara (İstahrî, M 932, elMes'üdî, M 944, İbn Havkal, M 977) kadar, Hazar şehirlerinde camiler, kiliseler, sinagoglar yanyana bulunuyordu İslamlığın (9 asır ortalarında) Harezmliler aracılığı ile yayıldığı, Ortodoks Hıristiyanlığın Bizans'tan geldiği (8 asır son çeyreğinde) ve Hazar hakanının isteği üzerine meşhur İslav apostolu Kyrill (Kyrillos)'in başkent İtil'i ziyaretinden (861862) sonra arttığı anlaşılıyorsa da, Musevîliğin, bundan başka yalnız hakan ve ailesi ile yönetici zümre dini olarak, ne süre ve ne suretle kabul edildiği tam kesinliğe ulaşmış görünmüyor
Hazarların Musevîliğe dönmesi umümîyetle Bulan adlı hakana bağlanmakta ve dağıtılmış tarihler verilmektedir Son araştırmalarda Bulan'ın 8 yüzyılda Khersones'de (Güney Kırım'da) din değiştirdiği ileri sürülmüştür Bazı İslam müelliflerine (elMes'üdî) tarafından, Hazarlar Abbasî halîfesi Harunu'rReşîd vaktinde (786809) Musevîliğin bir mezhebine girmişlerdir Karaydenilen bu mezhep, Musa'nın talimlerini ihtiva ettiği farzedilen Talmuda fazla itibar etmeyen ve halkı bazı İslamî unsurlarla karışık bir itikat olup, Hazarların da kısa zaman içinde iyice Talmudculuğa yaklaştıkları söylenir
960 yıllarına doğru Endülüs Emevî devletinde Musevî nazır Hasday b Şaprut'un Kurtuba'dan Hazar hakanı Yasef'e gönderdiği mektup ile hakanın İbranîce yazdığı söylenti edilen yanıt da meseleye tam bir parlak getirmemiştir 16 asırda Mısır'da ele geçirilerek İstanbul'da yayınlanan (1577) bu yazışma(Correspondence Khazare)'nın ilmî yayınlara ve açıklamalara konu olan metni (en iyisi, P P Kokovtsov, 1932, Leningrad) hakkındaki tenkidler vesikanın gerçekliği hususunda ciddî şüpheler uyandırmış ise de, içinde bahşedilen bilginin çoğu bakımlardan doğruluğu ortaya konabilmektedir
Netice olarak, Karay dini mensuplarının (Karaimler) Hazar ülkesinde gitgide kalabalıklaştığı ve hatta zamanımızda Kırım'da, Lehistan'da ve Türkiye'de (İstanbul'da) yaşayan Karaimlerden hiç olmazsa ana dilleri ve dinî lisanı Türkçe olan cemaatlerin Musevî Hazar Türklerinin ve ola ki kısmen Karaim Kumanların torunları oldukları anlaşılmaktadır *
Hazar Barışıulaşımı hızlandırmış, mal mübadelesini artırmış, dolayısiyle hakanlık Doğulu, Batılı milletlerden kütleler halinde ticaret ve sanat erbabının kaynaştığı bir ülke haline gelmişti Bu sebeple, konuşulan değişik diller yanına değişik yazılar (GökTürk, Arab, İbranî, Kyrill) kullanılıyordu Halk Müziği de çeşitli dinlerde idi Hazarlar aslında eski TürkBozkır dini olan, Tanrı'nın birliği inancına dayalı, Gök Tanrı (TengriHan) itikadında idiler
Lakin milletlerarası sıkı münasebetler sonucunda ülkede İslamiyet, Hıristiyanlık ve Musevîlik de yayılmış olup, her cemaat bütün bir vicdan hürriyeti içinde kendi dininin ibadet ve ayinlerini icra etmekte idi Kaynaklara (İstahrî, M 932, elMes'üdî, M 944, İbn Havkal, M 977) kadar, Hazar şehirlerinde camiler, kiliseler, sinagoglar yanyana bulunuyordu İslamlığın (9 asır ortalarında) Harezmliler aracılığı ile yayıldığı, Ortodoks Hıristiyanlığın Bizans'tan geldiği (8 asır son çeyreğinde) ve Hazar hakanının isteği üzerine meşhur İslav apostolu Kyrill (Kyrillos)'in başkent İtil'i ziyaretinden (861862) sonra arttığı anlaşılıyorsa da, Musevîliğin, bundan başka yalnız hakan ve ailesi ile yönetici zümre dini olarak, ne süre ve ne suretle kabul edildiği tam kesinliğe ulaşmış görünmüyor
Hazarların Musevîliğe dönmesi umümîyetle Bulan adlı hakana bağlanmakta ve dağıtılmış tarihler verilmektedir Son araştırmalarda Bulan'ın 8 yüzyılda Khersones'de (Güney Kırım'da) din değiştirdiği ileri sürülmüştür Bazı İslam müelliflerine (elMes'üdî) tarafından, Hazarlar Abbasî halîfesi Harunu'rReşîd vaktinde (786809) Musevîliğin bir mezhebine girmişlerdir Karaydenilen bu mezhep, Musa'nın talimlerini ihtiva ettiği farzedilen Talmuda fazla itibar etmeyen ve halkı bazı İslamî unsurlarla karışık bir itikat olup, Hazarların da kısa zaman içinde iyice Talmudculuğa yaklaştıkları söylenir
960 yıllarına doğru Endülüs Emevî devletinde Musevî nazır Hasday b Şaprut'un Kurtuba'dan Hazar hakanı Yasef'e gönderdiği mektup ile hakanın İbranîce yazdığı söylenti edilen yanıt da meseleye tam bir parlak getirmemiştir 16 asırda Mısır'da ele geçirilerek İstanbul'da yayınlanan (1577) bu yazışma(Correspondence Khazare)'nın ilmî yayınlara ve açıklamalara konu olan metni (en iyisi, P P Kokovtsov, 1932, Leningrad) hakkındaki tenkidler vesikanın gerçekliği hususunda ciddî şüpheler uyandırmış ise de, içinde bahşedilen bilginin çoğu bakımlardan doğruluğu ortaya konabilmektedir
Netice olarak, Karay dini mensuplarının (Karaimler) Hazar ülkesinde gitgide kalabalıklaştığı ve hatta zamanımızda Kırım'da, Lehistan'da ve Türkiye'de (İstanbul'da) yaşayan Karaimlerden hiç olmazsa ana dilleri ve dinî lisanı Türkçe olan cemaatlerin Musevî Hazar Türklerinin ve ola ki kısmen Karaim Kumanların torunları oldukları anlaşılmaktadır *