iltasyazilim
FD Üye
Hedonizm (Hedonizm) Nedir?
En üstün iyiliğin müsamaha olduğunu ileri süren Aristippos'un öğretisi
Sokrates'in öğrencilerinden Kireneli Aristippos'a tarafından en üstün iyilik hazdır Sokrates, mutluluğun iyiye yönelmek ve onu gerçekleştirmekle elde edilebileceğini öğretmişti İyiye yönelen ve onu gerçekleştiren davranışlara da erdem adını veriyordu Sokratesçi okullar, bu öğretinin geliştiricileri olarak iyi'nin ne olduğu sorusuna karşılık aradılar
Aristippos'un ve onun izinden yürüyenlerin Kireneli oluşlarından ötürü Kirene okulu adıyla da anılan hedonizm bu sorunun karşılıklarından biridir Bu öğretiye kadar iyi demek, tutku demektir; hoşgörü veren her şey iyi, acı veren her şey de kötü'dür Aristippos'a (İÖ 453355) kadar her davranışın nedeni, mutlu görünmek isteğidir Yaşamanın ereği hazdır Müsamaha, insanı insan eden duygudur Bilgilerimiz, duygularımızla alabildiğimiz kadardır, bundan öteye geçemez Öyleyse bize duyularımızın getirdiği hazza yönelelim ve acıdan kaçalım En üstün iyi, hazdır Fakat, reel zevk kesintisiz olandır
Sürekli olan hazza da bilgelikle varılabilir Bilgenin hazzı, kendi kendinden memnun olmasıyla belirir Kendi kendinden hoşnut olmaksa, töresel hoşlanmadır (Sokrates'in eudaimonia'sı, ahlaki memnuniyet) Akıllılık, gündelik hazları küçümseyerek aralıksız hazlara yönelmek demektir Hedonizm anlayışı, Kireneli Aristippos öğretisini Sokrates etkisinden temizleyerek Aristippos'un hakiki maksadını açıklar: Bilge, tüm bilgisini hazzı edinmek için kullanabilen kişidir Zevk en büyük iyilik, acı en büyük kötülüktür İnsanın ereği, her an ve sürekli olarak hazza yönelmek olmalıdır Bunun içindir ama hazcılık, günümüzde, Aristippos'un ana maksadı yorumlanarak her türlü hazzı dilemek ve her türlü acıdan firar etmek anlamında kullanılmaktadır
Kirene okulunda, acıdan kaçmak için kendini öldürmeyi yeğleyen, mesela Hegesias gibi düşünürler de yetişmiştir çoğunlukla acı (çile) ve hoşlantı (müsamaha), barbar bir törebilim anlayışıyla canlıları iyiye ve kötüye götüren itkiler sayılmıştır Epikurosçuluk ve faydacılık öğretileri de bu anlamda hazcı (hedonist) öğretilerdir Ne var ancak Epikuros, Aristippos'un fiziksel haza karşısında, tinsel şımartma'ı yeğler Onun için en büyük şımartma, ruh dinginliğidir Buna da, fiziki zevkler arkasından koşmakla değil, bilgelikle varılır
İngiliz yararcılığına göreyse hayvan ve insan hoşlandığına yönelir ve acıdan kaçar Spencer, bu fiilen şu sonucu çıkarmaktadır: Haz veren şeyler zararlı olsaydı yeryüzünde hayvan kalmazdı Sokrates'e göre acıdan kaçmak ve hoşlanmaya varmak, vahşi hoşlantıların peşinde gitmekle değil, bilgiyle gerçekleşir Yaramıza bıçak vurdururuz, çünkü bilgi ilerdeki büyük acıdan korunmak için şimdiki küçük acıya katlanmamızı gerektirir Eğer insan hazzı bilgisizce ister ve acıdan bilgisizce kaçarsa yarasına bıçak vurdurmaz ve ölür
Epikuros'tan Bentham'e dek bütün faydacılar, fayda sözcüğünü hazzın karşıtı olarak değil, her türlü acıdan uzaktan ve kendiliğinden beğeni anlamında kullanmışlardır Faydacılara tarafından yararlı olan, şımartma verendir İnsan faydalıdan hoşlanır ve faydasızdan hoşlanmaz Hazelem teması, felsefe tarihinde, birçok öğretilerin çıkış noktasıdır
Öğretilerin çoğu, doğruluk ölçüsü olarak, canlıların bu asıl itkilerini kullanmışlardır Örneğin pragmacılıkta da pratik içten tutku veren fayda, pratik hatalı acı veren zarardır İngiliz yararcılığının Amerika'daki temsilcisi olan uygulayıcılık öğretisi, tamamen bu temel üzerine kurulmuştur Kirene öğretisinden yararcılığa ve uygulayıcılığa dek hazcı öğretilerin törebilim alanına bu yaklaşımları, bilinçdışı bir yaklaşımdır *
En üstün iyiliğin müsamaha olduğunu ileri süren Aristippos'un öğretisi
Sokrates'in öğrencilerinden Kireneli Aristippos'a tarafından en üstün iyilik hazdır Sokrates, mutluluğun iyiye yönelmek ve onu gerçekleştirmekle elde edilebileceğini öğretmişti İyiye yönelen ve onu gerçekleştiren davranışlara da erdem adını veriyordu Sokratesçi okullar, bu öğretinin geliştiricileri olarak iyi'nin ne olduğu sorusuna karşılık aradılar
Aristippos'un ve onun izinden yürüyenlerin Kireneli oluşlarından ötürü Kirene okulu adıyla da anılan hedonizm bu sorunun karşılıklarından biridir Bu öğretiye kadar iyi demek, tutku demektir; hoşgörü veren her şey iyi, acı veren her şey de kötü'dür Aristippos'a (İÖ 453355) kadar her davranışın nedeni, mutlu görünmek isteğidir Yaşamanın ereği hazdır Müsamaha, insanı insan eden duygudur Bilgilerimiz, duygularımızla alabildiğimiz kadardır, bundan öteye geçemez Öyleyse bize duyularımızın getirdiği hazza yönelelim ve acıdan kaçalım En üstün iyi, hazdır Fakat, reel zevk kesintisiz olandır
Sürekli olan hazza da bilgelikle varılabilir Bilgenin hazzı, kendi kendinden memnun olmasıyla belirir Kendi kendinden hoşnut olmaksa, töresel hoşlanmadır (Sokrates'in eudaimonia'sı, ahlaki memnuniyet) Akıllılık, gündelik hazları küçümseyerek aralıksız hazlara yönelmek demektir Hedonizm anlayışı, Kireneli Aristippos öğretisini Sokrates etkisinden temizleyerek Aristippos'un hakiki maksadını açıklar: Bilge, tüm bilgisini hazzı edinmek için kullanabilen kişidir Zevk en büyük iyilik, acı en büyük kötülüktür İnsanın ereği, her an ve sürekli olarak hazza yönelmek olmalıdır Bunun içindir ama hazcılık, günümüzde, Aristippos'un ana maksadı yorumlanarak her türlü hazzı dilemek ve her türlü acıdan firar etmek anlamında kullanılmaktadır
Kirene okulunda, acıdan kaçmak için kendini öldürmeyi yeğleyen, mesela Hegesias gibi düşünürler de yetişmiştir çoğunlukla acı (çile) ve hoşlantı (müsamaha), barbar bir törebilim anlayışıyla canlıları iyiye ve kötüye götüren itkiler sayılmıştır Epikurosçuluk ve faydacılık öğretileri de bu anlamda hazcı (hedonist) öğretilerdir Ne var ancak Epikuros, Aristippos'un fiziksel haza karşısında, tinsel şımartma'ı yeğler Onun için en büyük şımartma, ruh dinginliğidir Buna da, fiziki zevkler arkasından koşmakla değil, bilgelikle varılır
İngiliz yararcılığına göreyse hayvan ve insan hoşlandığına yönelir ve acıdan kaçar Spencer, bu fiilen şu sonucu çıkarmaktadır: Haz veren şeyler zararlı olsaydı yeryüzünde hayvan kalmazdı Sokrates'e göre acıdan kaçmak ve hoşlanmaya varmak, vahşi hoşlantıların peşinde gitmekle değil, bilgiyle gerçekleşir Yaramıza bıçak vurdururuz, çünkü bilgi ilerdeki büyük acıdan korunmak için şimdiki küçük acıya katlanmamızı gerektirir Eğer insan hazzı bilgisizce ister ve acıdan bilgisizce kaçarsa yarasına bıçak vurdurmaz ve ölür
Epikuros'tan Bentham'e dek bütün faydacılar, fayda sözcüğünü hazzın karşıtı olarak değil, her türlü acıdan uzaktan ve kendiliğinden beğeni anlamında kullanmışlardır Faydacılara tarafından yararlı olan, şımartma verendir İnsan faydalıdan hoşlanır ve faydasızdan hoşlanmaz Hazelem teması, felsefe tarihinde, birçok öğretilerin çıkış noktasıdır
Öğretilerin çoğu, doğruluk ölçüsü olarak, canlıların bu asıl itkilerini kullanmışlardır Örneğin pragmacılıkta da pratik içten tutku veren fayda, pratik hatalı acı veren zarardır İngiliz yararcılığının Amerika'daki temsilcisi olan uygulayıcılık öğretisi, tamamen bu temel üzerine kurulmuştur Kirene öğretisinden yararcılığa ve uygulayıcılığa dek hazcı öğretilerin törebilim alanına bu yaklaşımları, bilinçdışı bir yaklaşımdır *