iltasyazilim
FD Üye
CENNETİN YOLU
Hristiyan din adamlarından biri, Ülkemize gelerek minik bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
Aferin çocuğum, der Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
Siz, kilisenin yolunu zeka bilmiyorsunuz, diye yanıt verir Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz fakat?
ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ
Amerikalı iş adamı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne vakit yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı süre
YIKA DA GETİR
Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister Şinasinin kirden ve mikroptan elenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:
Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da o kadar getir
GÖNÜLSÜZ GÖNÜL
Abdülhak Hâmidin evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır Yaşı geçmiş bir bayan, Abdülhak Hamide döner ve:
Efendim, gönül kocamaz! der
Hamid cevap verir:
Kocamaz ama, kocamış bir cisim içinde oturmak da istemez
VELÂYETİN GÖRDÜĞÜ
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2 Murat Han:
Ne kadar afacan bir çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
Peder ne der, kader ne der
ÇIKMAYAN MANA
Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne çağrıda bulunmak istediğini sorar::
Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
Şaşırma doğrusu, der Biz birini bile çıkartamadık da
SOKRAT VE BİLEYTAŞI
Talebelerden biri Sokrata sormuş:
Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, neden sen de çıkıp bir tavır yapmıyorsun?
Evlat, demiş Sokrat Bileytaşı belirgin değildir amma, en sert demiri bile bariz eder
HZ ADEMİN MİRASI
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş Dilenci parayı alınca:
Aman Sultanım, demiş Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
İkimiz de Hazreti Ademin çocukları yok miyiz? demiş Kesinlikle kardeşiz
Sultan Fatih:
Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez
UYKU KARDEŞLİĞİ
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler
Yanındaki talebesi:
Güzel bir kardeşlik örneği, der Keşke ırk da bundan ibret alsa
Mevlana, gülümseme ederek karşılık verir:
Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini
BRAVO!
Genç bir şair, saçma sapan şiirlerini Victor Hugoya okuduktan daha sonra:
Üstad, diye sormuş Şiirlerimi nasıl buldunuz?
Victor Hugo:
Vezinsiz, kafiyesiz ve manasız bir şey kâğıda dökmek istemiş ve tam muvaffak olmuşsunuz, demiş Bravo açıkçası
BEN ÇEKİLİRİM
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün fazla bakımlı bir sokakta zenginliğinden diğer
hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır İkisinden biri kenara çekilmedikçe aşmak olası değildir… Mağrur varlıklı, hor gördüğü filozofa: “Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem der Diyojen, kenara çekilerek
gayet sakin şu karşılığı verir:
Ben çekilirim!!
SIR
Yavuz Sultan Selim, çoğu Osmanlı Padişahı gibi sefer hazırlıklarını sıcacık tutarmış Bir sefer hazırlığında veziri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
– Sen giz saklamasını bilir misin, diye sormuş
–Vezir, Yavuz ’dan cevap alacağı ümidiyle:
–Evet, Hünkarım bilirim, dediğinde; Yavuz cevabı yapıştırmış:
–Ben de bilirim *
Hristiyan din adamlarından biri, Ülkemize gelerek minik bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
Aferin çocuğum, der Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
Siz, kilisenin yolunu zeka bilmiyorsunuz, diye yanıt verir Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz fakat?
ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ
Amerikalı iş adamı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne vakit yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı süre
YIKA DA GETİR
Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister Şinasinin kirden ve mikroptan elenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:
Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da o kadar getir
GÖNÜLSÜZ GÖNÜL
Abdülhak Hâmidin evindeki sohbette, konu gençlik ve ihtiyarlıktan açılır Yaşı geçmiş bir bayan, Abdülhak Hamide döner ve:
Efendim, gönül kocamaz! der
Hamid cevap verir:
Kocamaz ama, kocamış bir cisim içinde oturmak da istemez
VELÂYETİN GÖRDÜĞÜ
Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2 Murat Han:
Ne kadar afacan bir çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır
Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:
Peder ne der, kader ne der
ÇIKMAYAN MANA
Mehmet Akif, Baytar Mektebinde müdür muavini olarak çalıştığı bir dönemde, muhasebeden gelen bir yazıyı anlayamaz Yazıyı kaleme alan Salih Efendiyi aratarak yazıda ne çağrıda bulunmak istediğini sorar::
Salih Efendi İki türlü mana çıksın diye böyle yazdık efendim cevabını verince, Akif dayanamaz ve:
Şaşırma doğrusu, der Biz birini bile çıkartamadık da
SOKRAT VE BİLEYTAŞI
Talebelerden biri Sokrata sormuş:
Herkese güzel konuşma dersleri verdiğin ve onlara hitabet sanatını öğrettiğin halde, neden sen de çıkıp bir tavır yapmıyorsun?
Evlat, demiş Sokrat Bileytaşı belirgin değildir amma, en sert demiri bile bariz eder
HZ ADEMİN MİRASI
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş Dilenci parayı alınca:
Aman Sultanım, demiş Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeş olduğunu sorunca, dilenci:
İkimiz de Hazreti Ademin çocukları yok miyiz? demiş Kesinlikle kardeşiz
Sultan Fatih:
Bu keşfini sakın başkasına söyleme, diye gülümsemiş Diğer kardeşlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düşmez
UYKU KARDEŞLİĞİ
Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler
Yanındaki talebesi:
Güzel bir kardeşlik örneği, der Keşke ırk da bundan ibret alsa
Mevlana, gülümseme ederek karşılık verir:
Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini
BRAVO!
Genç bir şair, saçma sapan şiirlerini Victor Hugoya okuduktan daha sonra:
Üstad, diye sormuş Şiirlerimi nasıl buldunuz?
Victor Hugo:
Vezinsiz, kafiyesiz ve manasız bir şey kâğıda dökmek istemiş ve tam muvaffak olmuşsunuz, demiş Bravo açıkçası
BEN ÇEKİLİRİM
Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
filozof Diyojen, bir gün fazla bakımlı bir sokakta zenginliğinden diğer
hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır İkisinden biri kenara çekilmedikçe aşmak olası değildir… Mağrur varlıklı, hor gördüğü filozofa: “Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem der Diyojen, kenara çekilerek
gayet sakin şu karşılığı verir:
Ben çekilirim!!
SIR
Yavuz Sultan Selim, çoğu Osmanlı Padişahı gibi sefer hazırlıklarını sıcacık tutarmış Bir sefer hazırlığında veziri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
– Sen giz saklamasını bilir misin, diye sormuş
–Vezir, Yavuz ’dan cevap alacağı ümidiyle:
–Evet, Hünkarım bilirim, dediğinde; Yavuz cevabı yapıştırmış:
–Ben de bilirim *