nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Hazreti Süleyman ve karınca Hikayesi,dini hikayeler Hazreti Süleyman ve karınca
Hazreti Süleyman ve karınca
Süleyman aleyhisselam, BeytülMakdisin inşasını bitirince, Allahü teâlâdan, takdirine yerinde hüküm ile hükmetmeyi nasip etmesini istedi Bu ona verildi Kendisinden diğer bir kimseye verilmeyen bir mülk ve saltanatın, kendisine verilmesini de istedi Bu da ona verildi BeytülMakdisin inşasını bitirince, bu mescitte sırf namaz kılmak için gelen kimsenin, buradan, anasından doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak çıkmasını diledi
Resulullah efendimizin ümmetine de, bu mescitte namaz kılmak fazla sevap olmuştur Nitekim hadisi şerifte; (Mescidi Haramda kılınan namaz, yüz bin namaza; benim mescidimde kılınan namaz, bin namaza; Mescidi Aksada kılınan namaz beş yüz namaza denktir) buyuruldu
Ahit sandığını koydu
Süleyman aleyhisselam, Mescidi Aksaya, Musa aleyhisselamdan beri nesilden nesile geçerek gelen Ahit sandığını koydu Bu durum, BeytülMakdisin Buhtunnasar göre yıkılmasına kadar devam etti Buhtunnasar, Kudüsü alınca, şehri yakıp yıktı Mescidi Aksada yer alan altın, gümüş ve öteki mücevherleri alıp, Babile götürdü
Süleyman aleyhisselamın, cinler kadar dokunmuş olan bir yaygısı vardı Kendisi ve ordusu bu yaygının üzerine çıkar, rüzgar onu emredilen yere götürürdü Sabahtan öğleye kadar bir aylık, öğleden akşama kadar da bir aylık yol katederdi Hem rüzgar, duymak istediği sesleri de Süleyman aleyhisselama getirirdi
Süleyman aleyhisselamın ordusundaki vazifeliler, yemek kaplarını ve malzemelerini de yanlarına alır, gereksinim oldukça yemek yemek yapar, ekmek çıkarırlardı Bu şekilde havada seyahat ederlerdi Yeniden bir gün dikte verilip, Süleyman aleyhisselam ve ordusu, İrandaki İstahar şehrinden Yemen tarafına hareket etti
Süleyman aleyhisselamın ordusu sonra Taifte Sedir vadisine, daha sonra da karıncaların fazla olduğu Neml vadisine ulaştı Süleyman aleyhisselamın ordusunun, kendilerine doğru geldiğini görebilen karıncaların reisi durumundaki dişi bir karınca, arkadaşlarını uyarı edip dedi oysa:
Ey karıncalar! Süleyman aleyhisselam ve ordusu bize dürüst geliyor Tez yuvalarınıza girin! Bilmeden üstünüze basıp sizi öldürebilirler
Bunun üstüne, karıncalar, reislerinin sözüne uyarak yuvalarına girdiler
Karıncanın verdiği ders
Karınca, Süleyman aleyhisselama itaat etmekle memurdu Şüphesiz itaat ettiği zatı, onun fazilet ve adaletini bilirdi Karıncalarda, Allahü teâlânın ihsan ettiği bir anlama vardır Çünkü onlar, faydalarına olan şeyleri bilirler Mesela, yuvalarına götürdükleri buğday tanesini, çimlenmemesi için ikiye bölerler Fakat, kişniş otunu dört parça yaparlar Çünkü kişniş otu, iki parça olursa her yerde bitip büyür
Süleyman aleyhisselam, dişi karıncanın, âyeti kerimede demeç buyurulan sözünü, uzaktan duydu, gülümseme etti Bunun üzerine, karıncalar yuvalarına girinceye kadar, ordusunu vadiye bırakmadı
Hayvan bile reisi bulunduğu topluluğu korumaya çalışıyordu İnsan için, karıncanın bu davranışında ibretler vardı Zira insan da emri altındakileri korumalıydı Çoban, güttüğü sürüyü her türlü tehlikeye karşı nasıl koruyorsa, cemiyetteki idareci olanlar da, idare ettikleri kimseleri korumalıydılar *
Hazreti Süleyman ve karınca
Süleyman aleyhisselam, BeytülMakdisin inşasını bitirince, Allahü teâlâdan, takdirine yerinde hüküm ile hükmetmeyi nasip etmesini istedi Bu ona verildi Kendisinden diğer bir kimseye verilmeyen bir mülk ve saltanatın, kendisine verilmesini de istedi Bu da ona verildi BeytülMakdisin inşasını bitirince, bu mescitte sırf namaz kılmak için gelen kimsenin, buradan, anasından doğduğu günkü gibi günahlarından arınmış olarak çıkmasını diledi
Resulullah efendimizin ümmetine de, bu mescitte namaz kılmak fazla sevap olmuştur Nitekim hadisi şerifte; (Mescidi Haramda kılınan namaz, yüz bin namaza; benim mescidimde kılınan namaz, bin namaza; Mescidi Aksada kılınan namaz beş yüz namaza denktir) buyuruldu
Ahit sandığını koydu
Süleyman aleyhisselam, Mescidi Aksaya, Musa aleyhisselamdan beri nesilden nesile geçerek gelen Ahit sandığını koydu Bu durum, BeytülMakdisin Buhtunnasar göre yıkılmasına kadar devam etti Buhtunnasar, Kudüsü alınca, şehri yakıp yıktı Mescidi Aksada yer alan altın, gümüş ve öteki mücevherleri alıp, Babile götürdü
Süleyman aleyhisselamın, cinler kadar dokunmuş olan bir yaygısı vardı Kendisi ve ordusu bu yaygının üzerine çıkar, rüzgar onu emredilen yere götürürdü Sabahtan öğleye kadar bir aylık, öğleden akşama kadar da bir aylık yol katederdi Hem rüzgar, duymak istediği sesleri de Süleyman aleyhisselama getirirdi
Süleyman aleyhisselamın ordusundaki vazifeliler, yemek kaplarını ve malzemelerini de yanlarına alır, gereksinim oldukça yemek yemek yapar, ekmek çıkarırlardı Bu şekilde havada seyahat ederlerdi Yeniden bir gün dikte verilip, Süleyman aleyhisselam ve ordusu, İrandaki İstahar şehrinden Yemen tarafına hareket etti
Süleyman aleyhisselamın ordusu sonra Taifte Sedir vadisine, daha sonra da karıncaların fazla olduğu Neml vadisine ulaştı Süleyman aleyhisselamın ordusunun, kendilerine doğru geldiğini görebilen karıncaların reisi durumundaki dişi bir karınca, arkadaşlarını uyarı edip dedi oysa:
Ey karıncalar! Süleyman aleyhisselam ve ordusu bize dürüst geliyor Tez yuvalarınıza girin! Bilmeden üstünüze basıp sizi öldürebilirler
Bunun üstüne, karıncalar, reislerinin sözüne uyarak yuvalarına girdiler
Karıncanın verdiği ders
Karınca, Süleyman aleyhisselama itaat etmekle memurdu Şüphesiz itaat ettiği zatı, onun fazilet ve adaletini bilirdi Karıncalarda, Allahü teâlânın ihsan ettiği bir anlama vardır Çünkü onlar, faydalarına olan şeyleri bilirler Mesela, yuvalarına götürdükleri buğday tanesini, çimlenmemesi için ikiye bölerler Fakat, kişniş otunu dört parça yaparlar Çünkü kişniş otu, iki parça olursa her yerde bitip büyür
Süleyman aleyhisselam, dişi karıncanın, âyeti kerimede demeç buyurulan sözünü, uzaktan duydu, gülümseme etti Bunun üzerine, karıncalar yuvalarına girinceye kadar, ordusunu vadiye bırakmadı
Hayvan bile reisi bulunduğu topluluğu korumaya çalışıyordu İnsan için, karıncanın bu davranışında ibretler vardı Zira insan da emri altındakileri korumalıydı Çoban, güttüğü sürüyü her türlü tehlikeye karşı nasıl koruyorsa, cemiyetteki idareci olanlar da, idare ettikleri kimseleri korumalıydılar *