Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Hediye Olarak Verilen Bir Şey Rüşvete Girer mi?

Hediye Olarak Verilen Bir Şey Rüşvete Girer mi?
0
190

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Hediye Olarak Verilen Bir Şey Rüşvete Girer mi?

Günümüzde bazı meşru ve mubah bilinen hususlar o kadar istismar edilmiş, aslından uzaklaştırılmış ki, adeta haramla iç içe, yan yana gelmiştir.

Bunun yanında, faiz ve rüşvet gibi dinimizin kesinlikle reddettiği bazı haram muameleler de o kadar dallandırıp budaklandırılmış ki, mubah muamelelerle birlikte mütalaa edilir hale gelmiştir.

Bu çeşit meseleleri birbirine karıştırmadan, yerine, zamanına ve durumuna göre incelemek ise bir hayli güç olmaktadır. Bunun için, bir meseleyi rayına oturtarak neticeye varırken, iyi niyet taşımak, kalpten gelen sese kulak vermek başta aranan bir şarttır.

Rüşvet denen musibetin tarifini lugat kitaplarımız şöyle yapar:

“Bir memura haklı veya haksız bir iş gördürmek için verilen ücret veya hediyedir.”

Bu kısa ifade de görüldüğü gibi, esas olarak rüşvet, vazifeli memura verilen bir hediyedir.

Memuru rüşvet almaya teşvik eden biri maddi, diğeri manevi olmak üzere iki sebep vardır. İlki ve en mühim olanı, memurun dini hassasiyetinin az olması, kalbinde Allah korkusunun yer etmemesi veya çok zayıf bulunmasıdır. çünkü rüşvetin meşru bir kazanç olmadığını, haram ve haksız bir çıkar kapısı sayıldığını herkes kabul eder. İşte vicdanının sesine kulak vermeyen, kalbinin sesini dinlemeyen memur, bu “hastalığa” yakalandıktan sonra artık yakasını kurtaramaz olur.

Manevi ciheti eksik olan memuru rüşvet almaya iten bir diğer sebep de maddidir. Hayat şartları daralan, geçim sıkıntısı çeken, aldığı maaşla zaruri ihiyaçlarını zor karşılayabilen vazifeli şahıs, başında bulunduğu işin durumuna göre, kendisince haklı gördüğü bu bahanelerle birlikte gözünü vatandaşın eline ve cebine diker. Bu “havadan” gelen “gelire” bir de alıştı mı, artık zamanla onu gerçekten hakkı olarak görmeye başlar.

Memurun bu duruma düşmesine sebep olan iki husus vardır. Bir defa devletin, çalıştırmış olduğu memura günün şartlarını da hesaba katarak, ihtiyaçlarını görebilecek nisbette bir maaş bağlaması gerekir. Ta ki, memur böyle kötü hallere düşmesin. İkinci olarak, memurun kendisi, imkan nisbetinde iktisat ve kanaatle hareket edip böyle “menhus” paraya itibar etmemelidir. Zaten kendisinde Allah korkusu yerleşmiş olan memurlar bu şekilde yapmaktadırlar.

Zamanımızda bazı memurlar ise, yaptığı işin ağırlığını, taşımış olduğu mes'uliyetin büyüklüğü ve işgal etmiş olduğu makamın durumunu da hesaba katarak, adeta rüşveti mubahmış gibi görmektedir. Hatta böyle bir şey eline geçmeyince de vatandaşın işini aksatmakta veya hiç yapmamaktadır. Bu da meselenin psikolojik yönüdür.

Bütün bunlarla birlikte, devlet, memuruna belli bir maaş takdir etmiştir. O kimsenin hakkı, kendisine takdir edilen maaşıdır. Bunun dışında memurun çeşitli bahanelerle halktan bir şey istemesi veya alması gerçek hakkı olmayıp, hangi adı taşımış olursa olsun, rüşvetten başka bir şey değildir.

Bakara Suresinin 188. ayetinde geçen,

“Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin.”

mealindeki ifade, rüşveti reddeden ilahi bir emirdir. Rüşveti alanın da, verenin de Allah'ın lanetine uğrayacağını1 bildiren Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ise, zekat toplamaktan dönen bir vazifelinin yanında bulunan bazı şeyleri “hediye” diyerek kendi tarafına ayırması üzerine şöyle buyurmuşlardır:

“Tuhaf şey, bu adam (bir mal memuru olmayıp da) babasının veya anasının evinde otursaydı, kendisine hediye verilir miydi, yoksa verilmiyor muydu, o zaman görürdü.”2

Bu sözlerinden sonra Peygamberimiz (asm), böyle kimselerin ahirette de büyük bir azaba çarptırılacaklarını haber verir.

Halife ömer bin Abdülaziz'i çocuklar ellerinde elma dolu tabaklarla karşılarlar. Etrafındakiler, Hz. Ebu Bekir (ra) ve ömer (ra)'in verilen hediyeleri kabul ettiklerini hatırlatarak, Halifenin sunulan hediyeleri kabul etmesini söylerler. Yüce Halife şu cevabı verir:

“Hediye onlar için hediye idi, fakat onlardan sonraki memurlar için hediye bir rüşvettir.”3

Fakat, yalan meselesinde olduğu gibi, rüşvet hnususunda da muztar kalındığı zaman bir çarenin bulunduğunu belirtelim. çünkü bazan öyle haller olur ki, insan çok büyük haksızlıklardan korunmak için memurun ısrarla istediği şeyi vermek zorunda kalabilir. Bunun için uğradığı haksızlığı veya zulmü, bütün meşru yollara müracaat etmesine rağmen bertaraf edemeyen insan, gaspedilmiş malını veya başkasının üzerinde olan öz hakkını alamama durumuyla karşı karşıya gelebilir. Bu hususta İbni Abidin merhum şöyle der:

“Zalim bir idarecinin zulmünü kendisinden ve malından def etmek veya kendi hakkını almak için verdiği bir şey, veren hakkında rüşvet sayılmaz.”4

Böyle çok büyük bir zaruret karşısında rüşvet vermek mecburiyetinde kalan insan, “Zaruretler haramı helal kılar.” kaidesince mes'ul olmaz. Fakat, alan için yine rüşvettir, haramdır. Ayrıca bu yolla hakkını alan kişi, bu işi görürken başkasını mağdur etmemeli, onun hakkına tecavüz etmemelidir.

Bu arada, rüşvetle hediyeyi birbirinden ayırmak lazımdır. Rüşvet sayılan hediye, henüz iş görülmeden vatandaş tarafından vazifeli memura verilmektedir. Bunun yardımıyla haklı veya haksız işini görmekte, onu bir vasıta ve aracı olarak kullanmaktadır. Hediye ise, maddi ve manevi hiçbir karşılık beklenmeden, arzu edilmeden verilen bir şeydir. Hediyeyi veren kimse, bunun karşılığında ne bir iş gördürme niyetini taşımakta, ne de verdiği kimseye bir minnet etmektedir. Tamamen içinden gelerek, gönlünden doğarak çıkarmaktadır.

Mesela bir posta memuru, vatandaşa bir mektup veya bir telgraf getirmektedir. Vatandaş da aldığı müjdeli bir haber karşısında memura içinden koparak “bahşiş, hediye” adı altında birşeyler vermektedir. Burada, zaten o para verilse de verilmese de, memur o mektubu getirecektir. Bunun için, bu paranın rüşvete girdiğini söylemek mümkün değildir.

Diğer taraftan, arzu edilen iş görüldükten sonra memura verilen hediye de rüşvet sayılmamaktadır. Bu hususta İbni Abidin şu görüşü zikreder:

“Bir adam, sultanla bitecek bir işini onun bir yakını vasıtasıyla görür de, işi bittikten sonra aracı olan bu adama hediye kabilinden bir şey verse bu rüşvet olmaz. Ancak daha işi görmeden önce bir hediye isteğinde bulunursa bu haramdır.”

Yine buna benzer bir fetvaya da el-Feteva'l-Hindiyye'de rastlamaktayız. Şöyle denilmektedir:

“Bir yitiği bulan kimseye hediye ve sadaka kabilinden bir şey verilmesi ve onun da kabul edip alması caizdir.”5

Fakat bu ruhsat kapısını fazla aralamamak lazımdır. Ancak bu gibi meselelerde bir çıkış yolu bulmak için bu çeşit fetvalardan istifade edilebilir. Bunlar da İslamiyetin devamlı makul ve kolay olan cihetleri gösterdiğini, insanları zorda bırakmadığını ortaya koyan hususlardır.

Kaynaklar:

1. İbni Mace, Ahkam: 2.

2. Buhari, Hibe: 15.

3. Umdetu'l-Kari, 13/154.

4. Reddü'l-Muhtar, 5/272.

5. el-Feteva'l-Hindiyye, 4/404.
 

Similar threads

Sual: Rüşvetin dindeki yeri nedir? CEVAP Dinimiz, gasp edilmiş malı ve zulüm, hırsızlık ile alınan, rüşvet, faiz, kumar ücretleri ve diğer hıyanet yollarından biri ile ele geçen kazancın yenilmesini ve başkalarına yedirilmesini yasak etmiştir Kur'anı kerimde mealen buyuruluyor ki...
Cevaplar
0
Görüntüleme
102
Alıntı: Aslında bu iki husus birbirine çok benzerAncak biz gönlümüzle, niyetimizle bunları birbirinden ayırabiliriz Hakkımız olmayan birşeyi elde etmek karşılığında vazifeli şahsa az veya çok birşeyler vermek rüşvettir ve bu, haram hükmünü alırMesela;satışı yasaklanmış hazineye ait arsayı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
104
Rüşvet, tek kelime ile haramdır Allah rüşvet verene de, alana da lânet etmiştir Rüşvetçilikle işini yoluna koymayı âdet edinen insan, makbul insan değildir Haramla geçinmeyi esas alan kimse sayılır Haramı esas kabul eden kimse ise ne Allah indinde, ne de kullar indinde makbul olur Bir hadîste...
Cevaplar
0
Görüntüleme
76
Çekilişle Verilen Hediyeler Caiz mi? Verilen hediyeleri alan kişiler bunun için ayrıca bir para ödemiyorsa, verilenler hediye hükmünde olur. Çekilen bu mesajların mahiyeti de önemlidir. Sadece katılım için mi mesaj çekilmekte? Yoksa çeklilen bu mesajlardan ayrıca bir gelir mi elde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
234
Sual: Verilen hediyeyi alıp almamanın dindeki yeri nedir? CEVAP Hediyeleşmenin önemi büyüktür Peygamber efendimiz, insanların birbirleriyle ilgilerini kesmemek ve irtibatlarının kopmaması için hediyeleşmeyi emreder, hediyenin, alanı sağır ve kör ettiğini bildirirdi Yani hediye sayesinde...
Cevaplar
0
Görüntüleme
90
858,496Konular
981,888Mesajlar
29,924Kullanıcılar
biliSon üye
Üst Alt