nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Heinrich Rickert,
Heinrich Rickert Kimdir,
Heinrich Rickert Biyografi,
Heinrich Rickert Hakkında Veri
Heinrich Rickert (18631936)
Windelband ’ın öğrencisidir Heidelberg ’de profesör olarak çalışmıştır Hocasının izinde değerler felsefesini geliştirmeye çalışmasının yanına, doğa bilimleri ve tarihtinkültür bilimleri ayrımıyla da yoğun olarak ilgilenmiştir
Rickert başlıca olarak Kant ’ın aşkınsal idealizminden bir eleştirel ontolojiye geçme girişimiyle anılır Bilhassa bedel problematiğiyle ilgilendiği dönemde bir değişiklik “değerinde ontolojisi ilerletmek istemiştir Ona göre değerlerin kültürün taşıyıcıları olduklarında, onların kültür yaşamını belirlediklerinde hiçbir belirsizlik yoktur O Kadar fakat, ona göre değerinde bilgiyi de önceler; çünkü en nihayet bilgi de bir değerin (Dürüst) gerçekleşmesinden diğer bir şey değildir Bu konuda o Fichte ’yi izleyerek pratik aklın teorik akla önceliğini savunmuştur Rickert ’in bilimler sınıflandırması ve kendi verdiği adla “kültür bilimlerini temellendiriş şekli, bilhassa dostu ve öğrencisi Max Weber ’in bilim anlayışını ve sosyolojiyi bir bilim olarak temellendirişini etkilemiştir
Onun bilim eleştirisinden bir öteki öğrencisi, doktora hocalığını da yaptığı Martin Heidegger de etkilenmiştir Rickert ’e kadar pozitivist bilim anlayışı bir dogmatik natüralizme dayanmaktadır ki, bu dogmatik natüralizm, Comte ’tan beri, pozitivistlerin “sosyal bilimler diye adlandırdıkları “kültür bilimlerinin de doğa bilimi modelinde kurulmaları girişiminde yönlendirici olmuştur Pozitivistler “bilim kavramını “deneyimsel bilim ile sınırlandırdıklarından, duyusal deneyim konusu olamayan değerlerin toplumsal yaşamdaki belirleyici rollerini anlayamamışlardır
Bu konuda Dilthey ’dan etkilenen Rickert ’e göre, Comte, kendi verdiği adla “sosyolojisini böyle sınırlı bir bilim anlayışına, “artı bilim modeline kadar kurmakla, eksik ve hatta hatalı bir bilim ortaya çıkarmıştır Rickert ’e göre, Kant ’ta olduğu gibi, data, öznenin bir inşasıdır, bir kurgusudur Ve bu inşada belirleyici olan, temeli oluşturan şey, Windelband ’ın da açıklama ettiği gibi, mantıktır Dolayısıyla doğa bilimleri de, kültür bilimleri de, mantıklı kuruluşları bakımından aynı zemin üzerindedirler Fakat onlar farklı yöntemler kullanırlar Çünkü, öbür bilgisel ilgilere ve bilgisel hedeflere sahiptirler Doğa bilimlerinin ilgisi, Windelband ’ın işaret ettiği üzere, konularını genellik tasarımı altında bilmeye yöneliktir, hedefi ise genel yasalar (doğa yasaları) ortaya koymaktır
Buna karşılık kültür bilimlerinin ilgisi, konularını, yeniden Windelband ’ın göze çarpan ettiği üzere, bir defalık olaylar olarak ele almaya yöneliktir; hedefi ise bu olayları bir defalık bütünlükler halinde kavramaktır Ilgi ve hedeflerdeki bu çeşitlilik, doğa bilimlerini genelleştirici bilimler, kültür bilimlerini ise tekilleştirici bilimler kılar Ayrıca, kültür bilimleri, konusu olan sosyal gerçekliği değerlerin güdümünde oluşan bir gerçeklik olarak ele alır Yeniden Windelband ’ın belirttiği gibi, sosyal realite, insanların Dürüst, İyi, Güzel gibi genel geçer değerler (veya layık sınıfları) aşağıda gerçekleştirdikleri her şeyi içine alır Ne var oysa, Rickert, değerlerin her dönem ve çağda farklı şekillerde benimsendiklerini belirtir ancak, kültür bilimlerinin görevi, zaten her çağda ve dönemde anlamları değişen değerlerle insan eylemleri arasındaki bağı düzenlemek ve kavramaktır Onları tekilleştirici kılan istikamet de, bizzat her dönem ve çağın özgül kalmasıdır Kültür bilimleri bu özgüllüğün arkasından olmalıdırlar Değerlerle insan eylemleri arasındaki bağı çakmak ise anlama yoluyla olanaklıdır
Anlayış, hermeneutikçilerin (mesela çağdaşı Dilthey ’ın) belirttikleri gibi, tarihi ve kültürü algı biçimi ve yöntemidir Rickert ’e tarafından doğa değerden yoksundur; dolayısıyla o algılanabilir ve açıklanabilir, fakat anlaşılamaz Doğa bilimlerinde kavram kurma yasaolgu ilişkisi temelinde gerçekleştirilir Kültür bilimlerinde ise kavramlar, ancak layıkeylem ilişkisi gözetilerek kurulabilirler neticede, kültür bilimleri özgüllüğün ve tekilliğin bilimleridir bu nedenle özgül ve tekil olanı dışta bırakan veya ikincil kılan genelleştirici doğa bilimlerine göre, kültür bilimleri gerçekliğe daha yakın dururlar Çünkü gerçek olan özgül ve tekil olandır; genelevrensel olan ise yalnızca bir soyutlamadır
Max Weber (18641920), Berlin ’de profesör olarak çalışmıştır Heidelberg Okulu ’yla ilk elden bir ilişkisi yoktur Rickert ’in dostu ve öğrencisi olduğu gibi, onun bilim öğretisinin izleyicisidir ve Dilthey ’ın hermeneutiği ile Rickert ’in bilim öğretisini bağdaştırmaya çalışan bir anlamacı bilim ve anlamacı sosyoloji geliştirmiştir *
Heinrich Rickert Kimdir,
Heinrich Rickert Biyografi,
Heinrich Rickert Hakkında Veri
Heinrich Rickert (18631936)
Windelband ’ın öğrencisidir Heidelberg ’de profesör olarak çalışmıştır Hocasının izinde değerler felsefesini geliştirmeye çalışmasının yanına, doğa bilimleri ve tarihtinkültür bilimleri ayrımıyla da yoğun olarak ilgilenmiştir
Rickert başlıca olarak Kant ’ın aşkınsal idealizminden bir eleştirel ontolojiye geçme girişimiyle anılır Bilhassa bedel problematiğiyle ilgilendiği dönemde bir değişiklik “değerinde ontolojisi ilerletmek istemiştir Ona göre değerlerin kültürün taşıyıcıları olduklarında, onların kültür yaşamını belirlediklerinde hiçbir belirsizlik yoktur O Kadar fakat, ona göre değerinde bilgiyi de önceler; çünkü en nihayet bilgi de bir değerin (Dürüst) gerçekleşmesinden diğer bir şey değildir Bu konuda o Fichte ’yi izleyerek pratik aklın teorik akla önceliğini savunmuştur Rickert ’in bilimler sınıflandırması ve kendi verdiği adla “kültür bilimlerini temellendiriş şekli, bilhassa dostu ve öğrencisi Max Weber ’in bilim anlayışını ve sosyolojiyi bir bilim olarak temellendirişini etkilemiştir
Onun bilim eleştirisinden bir öteki öğrencisi, doktora hocalığını da yaptığı Martin Heidegger de etkilenmiştir Rickert ’e kadar pozitivist bilim anlayışı bir dogmatik natüralizme dayanmaktadır ki, bu dogmatik natüralizm, Comte ’tan beri, pozitivistlerin “sosyal bilimler diye adlandırdıkları “kültür bilimlerinin de doğa bilimi modelinde kurulmaları girişiminde yönlendirici olmuştur Pozitivistler “bilim kavramını “deneyimsel bilim ile sınırlandırdıklarından, duyusal deneyim konusu olamayan değerlerin toplumsal yaşamdaki belirleyici rollerini anlayamamışlardır
Bu konuda Dilthey ’dan etkilenen Rickert ’e göre, Comte, kendi verdiği adla “sosyolojisini böyle sınırlı bir bilim anlayışına, “artı bilim modeline kadar kurmakla, eksik ve hatta hatalı bir bilim ortaya çıkarmıştır Rickert ’e göre, Kant ’ta olduğu gibi, data, öznenin bir inşasıdır, bir kurgusudur Ve bu inşada belirleyici olan, temeli oluşturan şey, Windelband ’ın da açıklama ettiği gibi, mantıktır Dolayısıyla doğa bilimleri de, kültür bilimleri de, mantıklı kuruluşları bakımından aynı zemin üzerindedirler Fakat onlar farklı yöntemler kullanırlar Çünkü, öbür bilgisel ilgilere ve bilgisel hedeflere sahiptirler Doğa bilimlerinin ilgisi, Windelband ’ın işaret ettiği üzere, konularını genellik tasarımı altında bilmeye yöneliktir, hedefi ise genel yasalar (doğa yasaları) ortaya koymaktır
Buna karşılık kültür bilimlerinin ilgisi, konularını, yeniden Windelband ’ın göze çarpan ettiği üzere, bir defalık olaylar olarak ele almaya yöneliktir; hedefi ise bu olayları bir defalık bütünlükler halinde kavramaktır Ilgi ve hedeflerdeki bu çeşitlilik, doğa bilimlerini genelleştirici bilimler, kültür bilimlerini ise tekilleştirici bilimler kılar Ayrıca, kültür bilimleri, konusu olan sosyal gerçekliği değerlerin güdümünde oluşan bir gerçeklik olarak ele alır Yeniden Windelband ’ın belirttiği gibi, sosyal realite, insanların Dürüst, İyi, Güzel gibi genel geçer değerler (veya layık sınıfları) aşağıda gerçekleştirdikleri her şeyi içine alır Ne var oysa, Rickert, değerlerin her dönem ve çağda farklı şekillerde benimsendiklerini belirtir ancak, kültür bilimlerinin görevi, zaten her çağda ve dönemde anlamları değişen değerlerle insan eylemleri arasındaki bağı düzenlemek ve kavramaktır Onları tekilleştirici kılan istikamet de, bizzat her dönem ve çağın özgül kalmasıdır Kültür bilimleri bu özgüllüğün arkasından olmalıdırlar Değerlerle insan eylemleri arasındaki bağı çakmak ise anlama yoluyla olanaklıdır
Anlayış, hermeneutikçilerin (mesela çağdaşı Dilthey ’ın) belirttikleri gibi, tarihi ve kültürü algı biçimi ve yöntemidir Rickert ’e tarafından doğa değerden yoksundur; dolayısıyla o algılanabilir ve açıklanabilir, fakat anlaşılamaz Doğa bilimlerinde kavram kurma yasaolgu ilişkisi temelinde gerçekleştirilir Kültür bilimlerinde ise kavramlar, ancak layıkeylem ilişkisi gözetilerek kurulabilirler neticede, kültür bilimleri özgüllüğün ve tekilliğin bilimleridir bu nedenle özgül ve tekil olanı dışta bırakan veya ikincil kılan genelleştirici doğa bilimlerine göre, kültür bilimleri gerçekliğe daha yakın dururlar Çünkü gerçek olan özgül ve tekil olandır; genelevrensel olan ise yalnızca bir soyutlamadır
Max Weber (18641920), Berlin ’de profesör olarak çalışmıştır Heidelberg Okulu ’yla ilk elden bir ilişkisi yoktur Rickert ’in dostu ve öğrencisi olduğu gibi, onun bilim öğretisinin izleyicisidir ve Dilthey ’ın hermeneutiği ile Rickert ’in bilim öğretisini bağdaştırmaya çalışan bir anlamacı bilim ve anlamacı sosyoloji geliştirmiştir *