Hekimoğlu dizisindeki 'Gece terörü hastalığı' nedir? Gece terörü hastalığı belirtileri ve tedavisi

Baş rollerinde Timuçin Esen, Ebru Özkan ile Okan Yalabık'ın yer aldığı dizinin İlk bölümünden rekor kırmaya aday olan Hekimoğlu dizisinin 2. fragmanı Kanal D'de yayınlandı. Fragmanda bir hastada meydana gelen gece terörü hastalığının olduğu geçmektedir. Peki gece terörü hastalığı nedir? Gece terörü belirtileri neler? Gece terörü nasıl anlaşılır? Gece terörü hastalığı ile ilgili bilinmesi gerekenler...

Uzun zamandır tanıtımı yapılan ve konusu itibariyle de merak uyandıran Hekimoğlu dizisi geçtiğimiz akşam Kanal D ekranlarında yayına verildi. Şimdilerde 'House' isimli dizinin uyarlaması olarak karşımıza çıkan ve baş rollerini Timuçin Esen, Ebru Özkan ile Okan Yalabık gibi başarılı oyuncuların üstlendiği dizide reyting oranları merak konusu oldu. Hekimoğlu dizisinin yayınlanan 2. fragmanında, 16 yaşındaki bir gencin gece terörü isimli hastalığının olduğu ortaya çıktı. Peki bu gece terörü hastalığı nedir? Gece terörü hastalığının belirtileri nelerdir?

GECE TERÖRÜ NEDİR? GECE TERÖRÜ HASTALIĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Tıp literatüründe 'Uyku terörü' olarak da bilinen gece terörü hastalığı, gündelik yaşantı içerisinde bazı kişilerde rastladığımız uyurgezerlik gibi psikolojik bir rahatsızlıktır. Çocukluk döneminde görülen gece terörü, derin uyku esnasından REM uykusuna geçerken iki türde ortaya çıkıyor. Fiziki olarak beden hareketli iken ruhsal anlamda şuurun kapalı olduğu gece terörü, çocukluk döneminin kabusu olarak nitelendiriliyor. Gece uykusuna yatan çocukların gece üç ya da beş demeden çırpınarak uyanması, etrafını tanıyamaması, gözünün önünde hayalen bir şey canlandırma ve ağlama durumları gece terörünün en yaygın işaretleridir.

Bir süre sonra kendisine gelen çocuk genellikle o esnada yaşadıklarını hatırlamaz. İsminin gece terörü olmasının yanı sıra nadirde olsa sabah uykularında da görüldüğü bilinmektedir.

GECE TERÖRÜ NEDEN OLUR? GECE TERÖRÜ NASIL ANLAŞILIR?

Kesin olarak yalnızca bir nedene bağlı olduğu düşünülmeyen ama çoğunlukla genetik faktörün etkili olduğu öne sürülen gece terörü rahatsızlığı bazı uzmanlara göre strasli ya da yorgun dönemlerde olduğunu iddia edebiliyor. Bazı uzmanlar ise bu görüşe katılmadıklarını ifade ediyorlar. Bunun bilinen tek bir nedeni yok ama gece terörünün genetikle bağlantısı olduğu düşünülüyor.

Bazı uzmanlar, çocuk stresli bir dönemdeyse ya da aşırı yorgunsa gece korkusu ihtimalinin yüksek olduğunu iddia ediyor ama bazıları da böyle bir şey olmadığını söylüyor.

Kız çocuklarından çok erkek çocuklarını etkiliyor. Ama merak etme, çocuklar büyüdükçe gece korkularını atlatıyorlar.

GECE TERÖRÜ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ:

Gece terörü ile karşı karşıya olan bir çocuk tipik atak sırasında korkmuş bir şekilde yatakta otururken çığlık atabilir, iniltiyi andıran sesler çıkartıp hızlı nefes alma ya da terleme gibi durumlar yaşayabilir.

Giysilerini çıkarabilir, istem dışı el kol hareketleri olabilir veya korkuyla yatağı ve yatak odasını bırakabilir.

Çoğu zaman uykuya geçtikten 2-3 saat sonra ortaya çıkar. Ortalama 20 saniye- 5 dakika arası sürer. En geç 15 dakikada çocuk tam uyanık olmadan yatışır ve geçince kendiliğinden uykuya dalmaya başlar.

PEDAGOG ADEM GÜNEŞ'TEN GECE TERÖRÜ NEDENLERİ

1- Uyku apnesi: Çocuğun bedeninin uyanması gerçekleşirken ruhen hala uykuda olması durumudur. Çocuk o an konuşsa bile bu bilinçli bir şekilde gerçekleşmez, hayal dünyasında algıladıklarına karşı mırıldanmalarıdır.

2- Derin uyku: Tıpkı uyku apnesinde olduğu gibi normal şartlarda uyanması gereken çocuğun bedensel anlamda uyanma güçlüğü çekmesi ve görülen kabusun etkisiyle gece terörü oluşabilir.

3- Travmatik olaylar: İzlenilen filmlerdeki olumsuz durumlar, ölüm, taciz, deprem gibi sorunların etkisiyle ortaya çıkabilir.

GECE TERÖRÜ YAŞAYAN ÇOCUĞA NASIL DAVRANMAK GEREKİR?

Çocuğunuzun gece terörü yaşadığını fark ettiğinizde tokatlama ya da su atma gibi hareketler kesinlikle uygulanmamalıdır. Bedensel anlamda çocuğu uykudan uyanmaya zorlamak çok ciddi sorunlara neden olabilir.

Bu durumda çocuğa yalnızca el ile temas etmek, elini avuç içine alıp teselli vermek, sarılmak, yumuşak bir sesle “buradayım, yanındayım” demek uygun bir yöntemdir.