Helak olmuş ad kavmi ve bulunan kalıntılar helak olmuş kavimler isim kavmi kalıntıları ad kavminin kalıntıları eski insan kavmi neden helak oldu AD KAVMİ 23 Dec 2006 SUUDİ ARABİSTAN’DA DEV BİR İNSAN İSKELETİ BULUNDU OLAĞAN INSANLAR İSKELETİN YANINDA CÜCE GİBİ DURUYORLAR SÖZDE BU İSKELET KUR’LAHZA DA GEÇEN VE İRİLİKLERİYLE TANIMLANAN “ISIM KAVMİ’NE AİT 1549065948 1549065948 helakolmusadkavmivebulunankalintilar5c54dee16970chelakolmusadkavmivebulunankalintilar5c54dee16970c http:ebrarwordpresscomfiles200612adkavmi1 ÂD KAVMİ Kur’ân’da adı geçen eski bir Arap kavmi 1549065948 1549065948 helakolmusadkavmivebulunankalintilar5c54dee39c167helakolmusadkavmivebulunankalintilar5c54dee39c167 http:img72imageshackusimg729372iskelet21oj (Resimlerin gerçekliğini garanti edemem,bana maille geldi) Hz Âdem* (as) ile başlayan tevhîd mücadelesinin mâhiyeti, Kur’anı Kerim’de kıssalar yoluyla insanlara tebliğ edilmiştir Esasen kıssaların nakledilmesinin sebeblerinden birisi de onlardan ibret alınmasıdır Meydana gelen olayların sebeblerini iyi tesbit etmek ve benzer hataları tekrarlamamak esastır Nitekim Kur’lahzaı Kerim’de: “Andolsun onların kıssalarını açıklamada selîm us sahipleri için birer ibret vardır Bu (Kur’lahza) uydurulacak bir söz değildir Ancak kendinden evvel indirilen kitap’ların tasdîki, (Dine ait) her şeyin tafsilidir (Yusuf, 12111) hükmü beyan buyurulmuştur Dikkat edilirse selîm us sahiplerinin ibret alması ön plândadır Âd kavminin yaşadığı beldenin ismi Ahkâf’tır Müfessirler Yemen ile Umman arasındaki geniş bir beldenin, bu isimle anıldığını kaydederler Kur’lahzaı Kerim’de: “Âd (kavmi)ne gelince: Onlar yeryüzünde hileli yere büyüklük tasladılar ve “Kuvvetçe bizden daha enerjik kimmiş! dediler Onlar kendilerini yaratan Allah’ı oysa o, bunlardan böylece kuvvetlidir hiç düşünmediler mi? Onlar bizim mu’cizelerimizi kasıtlı olarak inkâr ediyorlardı (elFussilet, 4115) hükmü demeç buyurulmuştur Fizikî yapıları hakkında değişik rivâyetler vardır Lakin gerek irtifa, lüzum fizikî zorlama olarak, gayet kaslı oldukları bilinmektedir Hz Âdem (as)’in boyunun altmış zira (arşın) olduğu, Buhârî’de kaydedilen haberlerle sabittir Kendisinden daha sonra gelen nesillerin artan bir şekilde kısaldığını bahis edenler, Âd kavminin boyunun altmış ziradan aşağı olduğunu açıklama etmişlerdir Bazı müfessirler ise, Âd kavminin, doruk itibariyle Hz Âdem’den de büyük olduğu üzerinde durmuşlardır (Kurtubî, XX, 48; Buharî, Enbiyâ, I; İbn Hanbel, II, 3 1 5325) 1549065948 1549065948 helakolmusadkavmivebulunankalintilar5c54dee5cf17ahelakolmusadkavmivebulunankalintilar5c54dee5cf17a http:wwwmucizelercombolumlerimages611 Hz Hûd döneminde Âd kavminin lideri Şeddâd’tır Temel hedefi, yeryüzündeki bütün insanları kendisine boyun eğdirmektir Heykeller çevresinde geliştirdiği siyâsî yorumlarla, zorbalığı ve kan dökmeyi meşrû görünüm gayretinde olmuştur (eşŞuarâ, 26130; Hûd, 1159) Bu lider Hz Hûd (as)’un tebliğine muhatap olmuştur Fakat lüzum kendisi, gerek kavmi, vahye karşısında, heykellerine (putlarına) ön planda yer veren mevcut siyâsî yapıyı savunmuştur Nitekim Kur’ânı Kerim’de: “İşte Âd kavmi! Onlar Allah’ın âyetlerini kasıtlı olarak inkâr ettiler Peygamberlerine ayaklanma ettiler Bu Nedenle başları (liderleri) olan her zorbanın emrine uyup gittiler Onlar bu dünyada da, kıyâmet gününde de lânet cezasına tâbi tutuldular (Hûd, 115960) hükmü beyan buyurulmuştur İnsanlara kuvvetle ve silâhla gâlip gelen zorbalara boyun eğmek bir zillettir Nitekim Âd kavmi heykel’lere izâfe edilen siyâsî teorilere ve zorbalara boyun eğdiği için, lânetlenmiştir Esasen İslâm’ın dışındaki bütün sistemler temelde zulme* ve zorbalığa dayanırlar Âd kavmi, lüzum siyâsî, lüzum idareli açıdan büyük bir güçtü! “Bağı İrem diye anılan; muhteşem sarayların süslediği büyük bir kent, dillere epope olmuştu! Kur’lahzaı Kerim’de: “Ey Muhammed, Rabbinin, ülkelerde sanki yaratılmayan, sütunlara (büyük saraylara) sahip İrem şehrinde yaşayan Âd kavmine ne yaptığını görmedin mi? (elFecr, 8968) denilmek suretiyle, bu mahiyet meydana konulmuştur Lakin heykellere (putlara) tapan Âd kavmi, zorbalıkta ve zulümde de şan sahibiydi! Yeryüzünde kendilerinden daha güçlü hiçbir şeyin bulunmadığına inanmışlardı Kendi içlerinden Hz Hûd* (as)’a peygamberlik görevi verildiğinde, büyük bir uğraş başladı Akılları ve bilimsel teorileri, zorbaların safında yer olmak gerektiğini alıyordu Derhal bu mücadeleyi Kur’lahzaı Kerim’i başlıca alarak özetleyelim: “Hani kardeşleri Hûd onlara: “Allah’dan korkmaz mısınız? demişti “Kuşkusuz ben size gönderilmiş, belirlenmiş bir peygamberim Artık Allah’tan korkun ve bana itaat* edin Sizden buna karşılık hiçbir aidat istemiyorum Benim mükâfatım âlemlerin Rabbinden başkasına aid değildir Siz her yüksek yerde bir âlâmet (saray, kule) bina edip, eğlenir misiniz? Tutup yakaladığınız süre,zorbalar gibi yakalar mısınız? Bundan Böyle Allah’tan korkun ve bana itaat edin Size bilip durduğunuz şeylerden (nimetlerde) yardımcı, size davarlar, oğullar, bağlar, ırmaklar ihsan eden Allah’tan sakının Ben cidden üstünüze gelecek büyük bir günün azâbından korkuyorum (benzeşenŞuarâ, 26124135) Bu beyanat karşı Âd kavminin ileri gelenleri, milli çıkarlarını mazeret ederek, iftira kampanyasını başlatırlar “(Âd) kavminin ileri gelenlerinden kâfir bir cemâat de: “Biz seni belirlenmiş bir beyinsizlik içinde görüyoruz Seni emin yalancılardan sayıyoruz dedi (Bunun üzerine Hûd) “Ey kavmim dedi Bende hiç beyinsizlik yoktur Ama ben âlemlerin Rabbi tarafından (gönderilmiş) bir peygamberim Size Rabbimin vahyettiklerini beyanat ediyorum Ben sizin belirli bir hayırhahınızım Size o dehşet âkıbeti bildirmek için içinizden bir kimse (vasıtasıyla) Rabbinizden size bir uyarı gelmesi tuhafınıza mı gitti? Düşünün fakat o, sizi Nûh kavminden daha sonra hükümdarlar yaptı, size yaratılışta onlardan ziyâde boypos (ve şiddet) verdi O halde Allah’ın nimetlerini unutmayıp hatırlayın ki kurtuluşa eresiniz (elA’raf, 76669) Şeddâd’ın çevresinde yer alan politik güçler, Hûd (as)’un tebliğine engel edebilmek için, öbür yöntemlere başvuruyorlardı: “Dediler ancak: “Sen bize yalnız Allah’a kulluk* etmemiz, atalarımızın ibâdet etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin? O halde sıddıklardan (içten sözlülerden) isen bizi tehdit etmekte olduğun şeyi (azâbı) getir bize! (elA’raf, 770) Bize, bizi ilâhlarımızdan (heykellerimizden, putlarımızdan) engellemek için mi geldin? Dürüst sözlülerden isen, bizi korkutma ettiğin şeyi başımıza getir (elAhkâf, 4622) “Dediler ama: “Ey Hûd! Sen bize açık bir mûcize* getirmedin Biz de senin sözünle tanrılarımızı (heykellerimizi, putlarımızı) bırakmayız Senin söylediklerine inanıcılar da değiliz Biz: “Tanrılarımızdan bazıları seni fenâ çarpmış (demekten) başka bir şey söylemeyiz (Hûd, 115354) Hûd (as)’un tebliği* aleyhinde iyiden iyiye hırçınlaşan Âd kavmi, heykellerinin kendilerini koruyacaklarından epeyce emin görünüyordu Hâkimiyetin pervasızkayıtsız şartsız kendilerine ait olduğu iddiasına iman etmişlerdi Bu hâkimiyetlerini, heykellerinin ifâde ettiği ideolojileri doğruca sürdürdüklerini kabul ediyorlardı durmadan; “Biz azâ…ba uğratılacak da değiliz (benzerŞuara, 26138) diyerek kendi kendilerini ikna etme yoluna gidiyorlardı Hûd (as)’un tebliğini kabul eden müminlere, cefa etmekten katiyen çekinmeyen ve zindanlarda çürütmeyi amaç alan Âd kavmi alay ederek: “Haydi korkutma ettiğin azâbı getir sloganına sarılmıştı! Kısa bir süre daha sonra azâbın belirtileri görüldü Akarsular kurumaya, yeşillikler sararmaya başladı Ünlü İrem bağları birer birer değil oluyordu Kuraklık etrafı kasıp kavuruyordu O yiğit yapılı, kuvvetli kaslı millet bir yudum suya, bir dilim ekmeğe muhtaç ışık halkası gelmişlerdi Bu noktada Hûd (as) bitmiş tebliği denedi ve; “Eğer acilen yüz çevirirseniz (ne diyeyim) Ben size ne ile gönderilmişsem, işte onu beyanname ettim Rabbim sizin yerinize diğer bir kavmi getirir de, ona (Allahü Teâlâ ‘ya) hiçbir şeyle hasar veremezsiniz hiç kuşkusuz benim Rabbim her şeyi koruyandır (Hûd, 1157) dedi Âd kavminin Şeddâd ve çevresinin geliştirdiği ideolojiyle beyni yıkanmıştı! Heykellerinin izinden ayrılmıyorlardı Kayıtlı bir zaman sonra defalarca yağmur getiren bulutların geldiği yönde bir bulut gördüler, sevindiler Çünkü kuraklığı “tabiat kanunlarıyla tanımlama âdetleri vardı Bunun “Allahü Teâlâ (cc)’nın bir ihtarı olduğunu kabule yanaşmıyorlardı Hemen hadisenin eğilim ediş şeklini Kur’lahzaı Kerim’den öğrenelim: “Artık onu (azâbı) vâdilerine içten gelen bir bulut halinde görmüşlerdi Dediler fakat: “Bu bize yağmur verici bir buluttur (Hûd) “Hayır (dedi) bu çarçabucak gelmesini talep ettiğiniz (bu hususa beni sıkıştırdığınız) şeydir Bir rüzgârdır ama, onda cefa verici bir azâb vardır O (Yel) Rabbimin emriyle her şeyi helâk edecektir (elAhkâf, 462428) İnkârcı Nûh kavmi tufan sonucu helâk edilmişti! Âd kavmi ise, korkunç bir rüzgârla, şirk’in ve zulmün cezasını bu dünyada gördü: “Âd kavmi (Peygamberleri Hûd’u) yalanladı İşte benim azâbım (ve bundan evvel) tehditlerim nice imiş (düşünün) Çünkü biz (haklarında) lanetli ve (uğursuzluğu) sürekli bir günde onların üzerine fazla gürültülü bir kasırga gönderdik (Böylece bir kasırga) fakat, insanları, yarı onlar köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imiş gibi tâ temelinden kopar(ıp, helâke) uğratıyordu (elKamer, 541820) Bu azâb esnasında Hz Hûd (as) ve beraberinde yer alan müminlerin durumu ne olmuştu? Bunu da Kur’anı Kerim’den öğreniyoruz: “Hûd’u ve beraberindeki iman edenleri rahmetimizle kurtardık (elÂraf, 722) Âd kavminin durumu, tüm insanlara büyük bir ibrettir Politik ve idareli güçlerine güvenerek şirki ve zulmü dağıtmak için çaba sarfeden, tüm müstekbir’lerin zaferleri geçicidir! Muhakkak azâbın en şiddetlisine şahid olacaklardır Kısacık dünya hayatı için zorbalara boyun eğen ve şirkin hâkimiyetine râzı olanlar Âd kavmini katiyen unutmamalıdırlar