iltasyazilim
FD Üye
Allah'ın Es Selam isminin zahirde sizde açığa çıkması dileğiyleAz önce Evliyaullah'ın büyüklerinden olan Bahaeddin Şeyh Nakşibendi Hz'lerinin hayatını okurken önemli bir noktaya rastladım ve sizler ile paylaşmak istedimHani hepimizin derdidir namazda huşu içerisinde olamamak veya haz alamamakDüşünürüz düşünürüz ama nedenini bulamayızİşte Bahaeddin Nakşibendi Hz'leri bunu kendisi açıklıyorUmarım faydası olurHerkesten Allah razı olsun
Alıntı:
Rivâyet edilir ki, bir zaman Şâhı Nakşibend hazretleri Gazyut denilen bir yere gitti Orada talebelerinden birisi onlara yemek getirdi Şâhı Nakşibend hazretleri buyurdu ki: Bu hamuru yoğuran ve yemekleri pişiren kimse, başlamasından bitirmesine kadar gadab hâlinde idi, kızmış hâlde idi Biz ondan hiçbir şey yiyemeyiz Zîrâ böyle yapılan yemeklerde hiçbir hayır ve hiçbir bereket yoktur Belki de şeytan yemek yaparken hep onunla bulunmuştur Bizler böyle bir yemeği nasıl yiyebiliriz?
Buyurdu ki: Yenilecek bir gıdâ, bir yiyecek, her ne olursa olsun gaflet içinde, gadabla veya kerâhatle hazırlansa, tedârik edilse, onda hayır ve bereket yoktur Zîrâ ona nefs ve şeytan karışmışdır Böyle bir yiyeceği yiyen kimsede, mutlaka bir çirkin netice meydana gelir Gaflete dalmadan yapılan ve Allahü teâlâyı düşünerek yenen helâl ve hâlis yiyeceklerden hayır meydana gelir İnsanların hâlis ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olamamalarının sebebi; yemede ve içmede bu husûsa dikkat etmediklerinden ve ihtiyatsızlıktandır Her ne hâl olursa olsun, bilhassa namazda huşû' ve hudû' hâlinde bulunmak, zevkle ve göz yaşı dökerek namaz kılabilmek, helâl lokma yemeye, Allahü teâlâyı hâtırlıyarak yemeği pişirmek ve yemeği Allahü teâlânın huzûrunda imiş gibi yemeğe bağlıdır Vücûduna haram lokma karışmış bir kimse, namazdan tad duymaz
Tasavvufdaki hâllerinin kaybolduğunu söyleyen bir talebesine; Yediğin lokmaların helâlden olup olmadığını araştırbuyurmuştur Talebesi araştırdığında, yemeğini pişirirken ocakta helâl olup olmadığı şüpheli bir parça odun yakmış olduğunu tesbit ederek tövbe etmiştir
Namazda hûdû' ve huşû' nasıl elde edilir? diye sorulunca, buyurdu ki: Huzurlu bir hâlde helâl lokma yiyeceksiniz Huzûr ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitâh tekbirini, kimin huzûruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz
Buyurdu ki: Nefsinizi dâimâ töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız Her kim bunda muvaffak olursa, Allahü teâlâ ona bu işinin mükâfâtını, karşılığını verir, sâlih amel işlemeye muvaffak olur, buna tahammül ve güç bulur Yaptığı her işi Allahü teâlânın rızâsı için yapmaya başlar Bütün işlerde niyeti düzeltmek çok mühimdir
Alıntı:
Rivâyet edilir ki, bir zaman Şâhı Nakşibend hazretleri Gazyut denilen bir yere gitti Orada talebelerinden birisi onlara yemek getirdi Şâhı Nakşibend hazretleri buyurdu ki: Bu hamuru yoğuran ve yemekleri pişiren kimse, başlamasından bitirmesine kadar gadab hâlinde idi, kızmış hâlde idi Biz ondan hiçbir şey yiyemeyiz Zîrâ böyle yapılan yemeklerde hiçbir hayır ve hiçbir bereket yoktur Belki de şeytan yemek yaparken hep onunla bulunmuştur Bizler böyle bir yemeği nasıl yiyebiliriz?
Buyurdu ki: Yenilecek bir gıdâ, bir yiyecek, her ne olursa olsun gaflet içinde, gadabla veya kerâhatle hazırlansa, tedârik edilse, onda hayır ve bereket yoktur Zîrâ ona nefs ve şeytan karışmışdır Böyle bir yiyeceği yiyen kimsede, mutlaka bir çirkin netice meydana gelir Gaflete dalmadan yapılan ve Allahü teâlâyı düşünerek yenen helâl ve hâlis yiyeceklerden hayır meydana gelir İnsanların hâlis ve sâlih ameller işlemeye muvaffak olamamalarının sebebi; yemede ve içmede bu husûsa dikkat etmediklerinden ve ihtiyatsızlıktandır Her ne hâl olursa olsun, bilhassa namazda huşû' ve hudû' hâlinde bulunmak, zevkle ve göz yaşı dökerek namaz kılabilmek, helâl lokma yemeye, Allahü teâlâyı hâtırlıyarak yemeği pişirmek ve yemeği Allahü teâlânın huzûrunda imiş gibi yemeğe bağlıdır Vücûduna haram lokma karışmış bir kimse, namazdan tad duymaz
Tasavvufdaki hâllerinin kaybolduğunu söyleyen bir talebesine; Yediğin lokmaların helâlden olup olmadığını araştırbuyurmuştur Talebesi araştırdığında, yemeğini pişirirken ocakta helâl olup olmadığı şüpheli bir parça odun yakmış olduğunu tesbit ederek tövbe etmiştir
Namazda hûdû' ve huşû' nasıl elde edilir? diye sorulunca, buyurdu ki: Huzurlu bir hâlde helâl lokma yiyeceksiniz Huzûr ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitâh tekbirini, kimin huzûruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz
Buyurdu ki: Nefsinizi dâimâ töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız Her kim bunda muvaffak olursa, Allahü teâlâ ona bu işinin mükâfâtını, karşılığını verir, sâlih amel işlemeye muvaffak olur, buna tahammül ve güç bulur Yaptığı her işi Allahü teâlânın rızâsı için yapmaya başlar Bütün işlerde niyeti düzeltmek çok mühimdir