Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

HiLYe

HiLYe

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Müslüman sanatkârlar, İslâm anlayışıyla bağdaşmadığına inandıkları için, kutsal kimselerin tasvirlerini yapmaktan kaçınmışlardır Bu nedenle birkaç önemsiz minyatür dışında, Hz Muhammed?in resmini yapmaya hiçbir sanatkâr cesaret edememiş ve gerek duymamıştır Bu yüzden, Hz Peygamber?i tanıyanların ve görenlerin tariflerinden yararlanarak Hz Muhammed?in özelliklerini yazıyla anlatma yoluna gitmişlerdir

Arapça bir kelime olan hilye, ?süs, ziynet, cevher, güzel sıfatlar, güzel yüz? gibi anlamlar taşımaktadır Hilyei Şerîf, hilyei saâdet ve hilyei nebevî gibi isimlerle de anılan hilye, İslâm edebiyatı ve Hüsni Hat sanatında Hz Muhammed?in fiziksel özelliklerini, karakterini, insanî ve ahlâkî niteliklerini, tavır ve hareketlerini anlatan eserlere verilen genel isimdir Ayrıca, kadrini yüceltmek amacıyla Hilyei Şerîfe de denir

Hilyeler, Hz Peygamber?in vefatından sonra onun nasıl biri olduğunu öğrenmek ve onu tanımak isteyenlerin çoğalması, onu tanıyanların, ona yetişenlerin bildiklerini anlatmasıyla oluşmuştur Rivayete göre, hastalığı sırasında kızı Hz Fâtıma?nın, bir daha yüzünü göremeyeceği endişesini dile getirmesi üzerine Hz Muhammed, damadı Hz Ali?ye ?Hilyemi yaz, benden sonra onu gören, beni görmüş gibi olur? demiştir

Hilyelerin esasını, çoğunu Hz Ali, Hz Ayşe ile Hz Hasan?ın, kimilerini de Abdullâh bin Ömer, Enes bin Mâlik, Ebû Hüreyre, İbni Hâlid, Ebû Tufeyl gibi güvenilir hadis rivayetçilerinin ifadeleri ve aktardıkları hadisler oluşturur Bu bilgiler bağımsız bir eser durumuna gelmeden önce, kişilerin belleğinde saklanır veya hadis ve siyer kitaplarında parçalar halinde bulunurdu

Hz Muhammed?in hilyesi hakkında bilgi sahibi olmanın sağlayacağı faydalara dair teşvik edici rivayetler nedeniyle, Müslümanlar arasında önce bir saygı göstergesi olarak göğüs cebinde taşınmak üzere nesih hattıyla yazıldığı bilinen hilye metinlerinin, ilk defa 17 yüzyılın en meşhur hattatı Hâfız Osman (16421698) tarafından levha şeklinde yazıldığı kabul edilmektedir Levha olarak hilyeyi yazan ilk hattatın Büyük Derviş Ali (Ö1673) olduğu söylense de bunu doğrulayan bir örneğe rastlanmamıştır Hâfız Osman tarafından levha şeklinde tasarlanmış olan klasik hilye formu her dönemde vazgeçilmez olmuştur Zaman zaman, hattatlar yeni arayışlar içerisinde olup farklı tasarımlar yapsalar da, yeni tasarımların çoğu klasik forma yapılan eklemelerden öteye gidememiştir Hâfız Osman, hilyelerinde besmele, âyet ve Dört Halife?nin isimlerini ?sülüs?, hilye metnini nesih, imzayı ?nesih? veya ?icâzerika? hatlarıyla yazmış, bazen besmele için ?muhakkak? hattını kullanmıştır

Hattatlar hilye yazmaktan onur duymuşlar, müzehhipler hilye tezhiplemeyi şeref kabul etmişler, adeta sanatlarının sınırlarını zorlamışlardır Hâfız Osman?dan sonra güzel hilye yazan hattatlar arasında ilk akla gelenler, Yedikuleli Seyyid Abdullah (16701731), Mahmud Celâleddin (Ö 1829), Yesârîzâde Kazasker Mustafa İzzet Efendi (Ö 1849), Kazasker Mustafa İzzet Efendi (1801?1876), Mehmed Şefik (18191880), Mehmed Şevki (18291887), Yahyâ Hilmi (18331907), Hasan Rızâ (184913381920), Ahmed Kâmil Akdik (18611940) ve Hâmid Aytaç (18911982)?dır

Özellikle 18 yüzyıl sonu ile 19 yüzyıl başlarında, kimi hilyeler tahta üzerine yapıştırılmış ve kâğıtlara yapılmıştır Bu tür hilyelerin çoğu, ağaç kurtları tarafından delik deşik edilmiş ve pek çoğu camsız, çerçevesiz muhafaza edildiği için, kimi yerleri bozulup dökülmüş ve islenmiş olarak karşımıza çıkarlar Ahşap üzerine yapıştırılan eski hilyelerin üst kısımları tepelik oluşturacak şekilde oyulup kesilmiş; buralara taç şeklinde zengin bir tezhibin yanı sıra Medînei Münevvere ve Ravzaı Mutahhara, bazen de Kâbe minyatürleri ayrı ayrı ya da birlikte yapılmıştır

Hâfız Osman tarafından geliştirilen klasik hilye formunda şu bölümler yer almaktadır: ?Başmakam?, ?Göbek?, ?Hilâl?, ?Hz Ebûbekir?, ?Hz Ömer?, ?Hz Osman?, ?Hz Ali?, ?Âyet?, ?Etek?, ?Koltuklar?, ?İç Pervaz?, ?Dış Pervaz?

Hz Ali?nin (Ö 661) rivâyeti olan metnin düzenlenme şekline göre tercümesi şöyledir: ?Hz Ali (Allah ondan râzı olsun), Hz Peygamber?i (Allah?ın salât ve selamı onun üzerinde olsun) vasfettiği zaman şöyle buyurdu Hz Peygamber?in boyu ne çok kısa ne de çok uzundu, orta boyluydu Ne kıvırcık kısa, ne de düz uzun saçlıydı; saçı kıvırcıkla düz arasında idi Değirmi yüzlü, duru beyaz tenli, iri siyah gözlü ve uzun kirpikliydi İri kemikli ve geniş omuzluydu Göğsü ortadan karnına kadar kılsızdı İki avucu ve tabanları dolgundu, yürüdüğü zaman sanki yokuş aşağı iner gibi rahatlıkla giderdi Sağına ve soluna baktığında bütün vücuduyla dönerdi İki omuzu arasında ?nübüvvet mührü? vardı Bu, onun son peygamber oluşunun nişânesi idi O, insanların en cömert gönüllüsü, en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu ve en arkadaş canlısı idi Kendilerini ansızın görenler, heybeti karşısında sarsılırlar, fakat üstün özelliklerini bilerek sohbetinde bulunanlar O?nu her şeyden çok severlerdi O?nun üstünlüklerini ve güzelliklerini tanıtmaya çalışan kimse: ?Ben gerek ondan önce ve gerekse ondan sonra, Resûlullah gibi birisini görmedim? diyerek onu övmek konusundaki yetersizliğini itiraf ederdi Allah?ın salât ve selâmı onun üzerine olsun?

Hilye levhaları her zaman ilgi görmüş ve koleksiyonların vazgeçilmezlerinin başında gelmiştir Bu gün Hâfız Osman, Yesârîzâde Mustafa İzzet, Kazasker Mustafa İzzet, Mahmud Celaleddîn, Hasan Rızâ, Kamîl Akdik ve Hâmid Aytaç gibi hattatların yazdığı hilyelere sahip olmak, her koleksiyonerin hayalini süsler Güzel yazılmış ve tezhiplenmiş bir hilye adeta seyredeni büyüler, kendine çeker ve sanatsever ne yapıp ne edip o hilyeyi evinin duvarına asmayı arzular Bilinen en zengin hilye koleksiyonu 2003?de kaybettiğimiz merhum Sevgi Gönül?e aittir 1987?de Sadberk Hanım Müzesi?nde açtığı ?Hilyei Şerîfler? sergisinden sonra, vefatına kadar sevgi ve coşkuyla topladığı yirminin üzerinde hilyei şerîf, bugün kendisinin arzuladığı gibi Sadberk Hanım Müzesi?nde sergilenmektedir

Hilyelerin gerek yazan ve tezhipleyenlerin gerekse sanatseverlerin ilgisini çekmesinin nedenleri, hiç kuşkusuz Hz Muhammed?in özelliklerini anlatıyor olmaları, insan ruhunu ve gönlünü doyuran muhteşem bir tasarıma sahip olmaları ve bulundukları yeri kötülüklerden korudukları, o yerlere bolluk, bereket ve huzur getirdikleri inancıdır ?İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar? Dolayısıyla hilyelere olan ilginin her geçen gün artması son derece mutluluk vericidir

Antik AŞ Kültür Yayınları?nın 7 kitabı olarak yayımlanan ?Hilyei Şerîfe? isimli kitap, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyeleri?nden Doç Dr Faruk Taşkale ve Yrd Doç Dr Hüseyin Gündüz tarafından titiz ve programlı bir çalışma sonucu hazırlanmıştır 300 sayfalık eser, İslam Sanatları içerisinde önemli bir yer tutan Hilyei Şerîfe?lerin doğuşunu, gelişimini, içeriğini ve sanat özelliklerini kapsamaktadır Metinler bol ve değişik görsel malzemelerle örneklendirilmiştir Hat dehası Hâfız Osman?dan eserin yazarı Hüseyin Gündüz?e kadar birçok hat üstadının yazdığı yaklaşık 200?e yakın hilye resmini içeren kitapta, Antik Dekor?un 2005 yılında düzenlediği Hilyei Şerîfe Hat Yarışması?nda dereceye giren eserler de yer almaktadır Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış olan eser dört bölümden oluşmaktadır Birinci bölümde, hilyenin tanımı ve oluşumu, Hz Muhammed hakkında yazılmış hilyeler, diğer peygamberler hakkında yazılmış hilyeler ile dört halife hilyelerinden bahsedilmektedir İkinci bölümde, hat sanatında hilyeler, hilye levhaları ve bölümleri ile hilye metinleri, üçüncü bölümde ise hilye formları ile hilye levhalarının yazımında kullanılan yazı çeşitleri ele alınmaktadır Eser birbirinden kıymetli ve değişik örnekler ile hilyeleri yazan hattatlar hakkında bilgilerin yer aldığı katalog bölümü ile sona ermektedir

Kitapta yer alan hilyeler, başta Sadberk Hanım Müzesi olmak üzere, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, Topkapı Sarayı Müzesi, Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile özel koleksiyonlardan alınmıştır Kitapta, Sadberk Hanım Müzesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ile Topkapı Sarayı Müzesi?nde bulunan ve Türk kültüründe Hz Muhammed?in sembolü olarak kabul edilen gül resimleri süsleyici unsur olarak bolca kullanılmıştır Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış olan eser Hilyei Şerîfe konusunda büyük bir boşluğu dolduracak nitelikte olup, hat sanatında Hilyei Şerîfe?ler konusunda geniş kapsamda hazırlanmış ilk eser olma özelliğini de taşımaktadır Tasarımı ve içeriği ile sanatseverler için adeta bir görsel şölen olacak olan kitap, kısa zamanda kütüphanelerin vazgeçilmezleri arasında yer alacağa benziyor



 
858,496Konular
982,180Mesajlar
30,117Kullanıcılar
alisahn46Son üye
Üst Alt