iltasyazilim
FD Üye
Hipodrom
Sultan Ahmed Meydanı olarak bilinen bu bölge, Bizans Döneminde hipodrom olarak geçerdi Hipodrom ise anlam olarak, at binilen yer demektir ve Osmanlı Döneminde ise burası at meydanı olarak geçerdiBizans dönemindeki önemini bugün de hala devam ettiren bu meydan, İstanbul ’un en önemli anıtsal eserlerini içerir Ayasofya, Sultan Ahmed Camii, İbrahim Paşa Sarayı, Yerebatan Sarnıcı bütün burada hipodrom alanının çevresindedir
MİMARİSİ
Planı büyük bir U şeklindedir Inşa edildiği zamanlarda burada kaba hayvanlar ile gösteriler yapılmaktaydı Halka zarar gelmesin diye daha sonradan oturma kademelerinin önüne derin hendekler kazıldı Yarış alanını görsel bir şova da dönüştüren Bizans, spinayı ikiye ayırarak bir takım anıtlar ile burayı süsledi Bugün elimize ulaşan sadece Thedcsius I dikilitaşı, yılanlı sütun ve VIIKonstantin sütunu olmuştur
Geniş bir şekilde yapı edilen alan, 30 ile 40 arası basamaktan ibaret oturma yerleri 40000 ’den artı izleyiciyi bir takım delillere tarafından de 100000 kişiyi rahatça kaldırabilecek büyüklükteydi Kademelerin en üstteki basamağını, büyük heyete ayrılan bir galeri çevreliyordu Büyük payeler ile desteklenen oturma kademeleri aşağıda meydan ve büyük pencereler ile aydınlatılan odalar yapı edilmiştiÇeşitli imparatorluk dönemlerinde Roma ’dan, Yunanistandan, Ege adalarından, Sirakuzadan getirilen bilye, tunç ve bakır heykeller ile görselliği arttırıldı
HİPODROM ALANI
Bu çevreye Büyük Saray diye aşina İmparatorluk Sarayı da üretilmiş, hipodromun yanından başlayarak deniz kenarına kadar uzanacak şekilde yapı edilmişti Günümüze bu saraydan gelen mozaik panolar kalan bir kaç kalıntılardandır
Şehrin önemli meydanlarından Agusteion ve burası ile cadde aralarında Milerium başarı takı vardı Bu sokak Roma ’ya dek uzanan yolun başlangıcını oluşturur ve birincil km taşını barındırırdı Şehri hareketlendiren hamamlar, mabetler, dini, kültürel ve sosyal merkezler de buranın çevresinde yapılmıştı *
Sultan Ahmed Meydanı olarak bilinen bu bölge, Bizans Döneminde hipodrom olarak geçerdi Hipodrom ise anlam olarak, at binilen yer demektir ve Osmanlı Döneminde ise burası at meydanı olarak geçerdiBizans dönemindeki önemini bugün de hala devam ettiren bu meydan, İstanbul ’un en önemli anıtsal eserlerini içerir Ayasofya, Sultan Ahmed Camii, İbrahim Paşa Sarayı, Yerebatan Sarnıcı bütün burada hipodrom alanının çevresindedir
MİMARİSİ
Planı büyük bir U şeklindedir Inşa edildiği zamanlarda burada kaba hayvanlar ile gösteriler yapılmaktaydı Halka zarar gelmesin diye daha sonradan oturma kademelerinin önüne derin hendekler kazıldı Yarış alanını görsel bir şova da dönüştüren Bizans, spinayı ikiye ayırarak bir takım anıtlar ile burayı süsledi Bugün elimize ulaşan sadece Thedcsius I dikilitaşı, yılanlı sütun ve VIIKonstantin sütunu olmuştur
Geniş bir şekilde yapı edilen alan, 30 ile 40 arası basamaktan ibaret oturma yerleri 40000 ’den artı izleyiciyi bir takım delillere tarafından de 100000 kişiyi rahatça kaldırabilecek büyüklükteydi Kademelerin en üstteki basamağını, büyük heyete ayrılan bir galeri çevreliyordu Büyük payeler ile desteklenen oturma kademeleri aşağıda meydan ve büyük pencereler ile aydınlatılan odalar yapı edilmiştiÇeşitli imparatorluk dönemlerinde Roma ’dan, Yunanistandan, Ege adalarından, Sirakuzadan getirilen bilye, tunç ve bakır heykeller ile görselliği arttırıldı
HİPODROM ALANI
Bu çevreye Büyük Saray diye aşina İmparatorluk Sarayı da üretilmiş, hipodromun yanından başlayarak deniz kenarına kadar uzanacak şekilde yapı edilmişti Günümüze bu saraydan gelen mozaik panolar kalan bir kaç kalıntılardandır
Şehrin önemli meydanlarından Agusteion ve burası ile cadde aralarında Milerium başarı takı vardı Bu sokak Roma ’ya dek uzanan yolun başlangıcını oluşturur ve birincil km taşını barındırırdı Şehri hareketlendiren hamamlar, mabetler, dini, kültürel ve sosyal merkezler de buranın çevresinde yapılmıştı *