Tanım ve Özellikler
Histerik kişilik olarak da isimlendirilen ancak aralarında bazı farkların bulunduğu öne sürülen histrionik kişilik bozukluğunun karakteristik özelliklerinden en önemlisi tüm dikkati ve ilgiyi üzerine çekme isteği ve bunu başarmak için sarf edilen güçlü bir çaba olarak kendini göstermektedir(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016). Genellikle farklı farklı elbiseler giymek, saç modeli ve rengi veya makyaj yapmak gibi fiziksel özelliklerini ve dış görünümlerini kullanarak daima dikkat odağı olmaya çalışırlar(akt. Davison ve Neale, 2011).
Histrionik kişilik bozukluğuna sahip kişiler çoğunlukla olayları abartma ve büyütme eğilimi içerisindedirler. Rahatlıkla yalan öyküler anlatabilir, anlattıkları öyküleri veya dinlediklerini aşırı dramatik hale getirebilir ve hatta abartılı duygusal tepki ve mimikler sergileyebilirler ve davranışları oldukça yapmacıktır(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016). Örneğin, herkes için oldukça sıradan sayılabilecek duygusal bir durum karşısında durdurulamaz bir şekilde ağlayabilirler. Genellikle ilgi odağı olmayı başaramadıklarında rahatsızlık hissederler ve yoğun bir terdirginlik yaşarlar(akt. Gençtan, 2018). Bu bireylerin çabuk ve kolay bir şekilde etkilendiklerini ve aynı zamanda benmerkezci olduklarını söylemek de mümkündür. Narsistik özellikler gösterirler ve gösteriş onlar için önemli şeylerden biridir. Dikkat ve ilgi isteğinin de bir sonucu olarak kimi danışanlarda baştan çıkarıcı erotik tavırların oldukça fazla kullanıldığı ve özellikle çekici olmaya çalıştıkları görülebilir. Etraflarındaki insanları kışkırtıcı, cinsel yönten ayartıcı davranışlar ilişkilerinde belirgindir. Genellikle dış görünümlerine yansımamış olsa dahi derin cinsel korkulara sahip olabilirler ve çocukluk öykülerinde cinsel açıdan kötü muamele öyküsü bulunabilir. Bu kişiler çevrelerinde arkadaş edinme konusunda zorlanmayan kimseler olarak tanınabilir. Bununla birlikte, kolaylıkla reddedilmiş ve dışlanmış hissettikleri rapor edilmiştir(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016).
Histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireyler genel olarak yapay ve daha yüzeysel ilişkiler kurmaktadır(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016). Sergiledikleri abartılı duygular, aniden değişebilir ve dışarıdan göründüğü kadar derin olmayabilir, ilişkilerine yansıyan yüzeysellik burada da kendisini gösterir. Karşısındaki kişiyi abartılı düzeyde ve sürekli etkilemeye çalışan ancak bu çabaya rağmen ayrıntıdan uzak bir konuşma biçimine sahip oldukları söylenebilir. Bu kişilerin, ilişkilerin mevcut halinden daha yakın olması gerektiğine şeklinde, ilişkilerin doğasına yönelik bir takım inançları vardır ve bunun doğrudan bir sonucu olarak bu durum davranışlarına da yansır(Amerikan Psikiyatri Birliği, 2014).Şefkat ve sevgi ihtiyaçları vardır ancak genellikle ilişkilerinde olgunluktan söz etmek pek mümkün değildir. Arzu ettikleri dengeli ilişkileri kurmakta başarısızlıklar yaşarlar. Histrionik kişilik bozukluğunun prevelansına bakıldığında, erkeklere kıyasla kadınlara daha sık tanı konduğu görülmüştür(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016).Bu durum daha derinlemesine incelendiğinde, bozukluğun boşanmış bireylerde daha yaygın olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Ayrıca fiziksel açıdan sağlıksızlık ve depresyon ile ilişkisi olduğu da ortaya koyan çalışmalar vadır(akt. Davison ve Neale, 2011).
Histrionik kişilik bozukluğu bazı açılardan narsisistik kişilik bozukluğu ve sınırda kişilik bozukluğu ile benzerlikler göstermektedir ve bu sebepten dolayı birbirleriyle karışabilir. Ancak bu benzerliklerin yanısıra bir takım kesin ayırıcı özellikler de bulunmaktadır. Örneğin narsisistik kişilik bozukluğu yaşayan bireylerlerde de tıpkı histrionik kişilik bozukluğunda olduğu gibi dikkat odağı olma, tüm ilgiyi üzerine çekmek isteme gibi arzular bulunmaktadır. Ancak narsisistik kişilik bozukluğunda büyüklenmeci benlik ayırt edilebilir düzeyde belirgindir ve kendini kıymetli ve diğerlerinden üstün görme durumu söz konusudur. Ayrıca histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireylerin yaptığı gibi ilgiyi üzerlerine çekebilmek için zayıf ve bağımlı bir kimse profilini asla çizmezler. Üstelik empati yoksunlukları va başkalarını önemsemeyen halleri de rahatlıkla göze çarpar. Sınırda kişilik bozukluğunda da dikkat odağı olma çabaları ve başkalarını kendi çıkarları için kullanma davranışları vardır. Fakat bu bozukluk da, çok keskin çizgilerle histrionik kişilikten ayrılır. Örneğin histrionik kişilik bozukluğu yaşayan bireyler, sınırda kişilikte olduğu gibi yoğun boşluk hissiyle boğuşmazlar, öfke patlamaları yaşamazlar ve kendilerine zarar verici davranış öyküleri yoktur(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016).
Histerik kişilik bozukluğu ile histrionik kişilik bozukluğunun birbirinden farklı olduğunu ve bu kişilik bozukların ayrı ayrı değerlendirilmesini öne süren kuramcılar da vardır. Bu görüş histrionik kişilik bozukluğu yaşayan bireylere kıyasla histerik kişilik bozukluğu yaşayan bireylerin duyguları üzerinde daha fazla denetime sahip olduklarını, sergiledileri cinsel açıdan baştan çıkarıcı davranışların daha dolaylı olduğunu, dürtü kontrolü konusunda daha başarılı olduklarını ileri sürmektedir. Aynı görüşe göre psikoterapi sürecinde de bu farklılıklar kendisini göstermektedir. Histerik kişilik daha çok zamana yayılmış bir şekilde ve aşama aşama erotik bir transferans geliştirken, histrionik kişilik için aniden ve oldukça yoğun bir erotik transferans geliştireceklerini ileri sürer. Gelişen erotik transferans için histerik kişilik bozukluğuna sahip bireylerin, bu durumun gerçeği yansıtmadığı konusunda farkındalık sahibi oldukları belirtilirken, histrionik kişilik sahiplerinin bu durum için gerçekten bir beklenti içerisine girdiklerini ve bu beklentileri karşılanmadığında da terapiste karşı yoğun öfke hissedeceklerini öne sürmektedir(akt. Gençtan, 2018).
Chodoff ve Lyons histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireyleri yüzeysel, kendi kendini aşırı dramatize eden ve aşırı bağımlı, olgunluktan uzak ve bencil bir şekilde kadınlık olarak tanımlanan şeyin karikatürü olarak kavramsallaştırmıştır. Özellikle toplumdaki cinseyet rollerinin de etkisiyle bu bozukluğun genellikle kadınlar için tanımlandığı ileri sürülmektedir. Halleck; duygusal açıdan bir yoksunluk çeken erkeklerin, bu durumu inkar etme ve kaynağına yönelik saldırganlık gösterme konusunda kadınlardan daha rahat olabileceğini belirtmiş ve kadınların inkar etmeyeceği gibi saldırganlığı erkekler kadar gösteremeyebileceğini belirtmiştir. Fakat bu kişilik bozukluğu erkeklerde de yaygın bir biçimde görülmektedir. Blacker ve Tupin, bu bozukluğa sahip erkekleri abartılı erkeksi ve pasif-kadınsı şeklinde iki sınıfta incelemiştir(akt. Gençtan, 2018).
Histrionik Kişilik Bozukluğunun Etiyolojisi
Histrionik kişilik bozukluğunun genellikle cinsellik hakkında kötü bir şeymiş gibi konuşan fakan bir yandan da heyecanlı, merak uyandırıcı ve istenilecek bir şeymiş gibi düşündürten aile ortamınında yetişmenin bir sonucu olabileceği düşüncesi mevcuttur. Bahsi geçen bu yetiştirme ortamı, kişinin sürekli olarak cinsellikle ilgili bir uğraş içerisinde olurken bir yandan da yaşadığı korkuyu açıklamakta yeterlidir(akt. Davison ve Neale, 2011).
Psikodinamik yaklaşım.
Histrionik kişilik bozukluğuna yönelik çok fazla araştırma bulunmamakla birlikte psikodinamik yaklaşım tarafından bazı açıklamalar yapılmıştır. Bu yaklaşıma göre histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireylerin sergiledikleri baştan çıkarıcı tavırlar ve birden değişen abartılı duygusallıklarının aileri nedeniyle ortaya çıktığını ileri sürmektedir. Özellikle baba figürüne dikkat çeken kuram, kızına yönelik baştan çıkarıcı tutumlar sergileyen babanın bu kişiliğin gelişiminde etkili olduğunu düşünmektedir(akt. Davison ve Neale, 2011).Bu bozukluğa sahip kadınların, çocuklukta annelerinden görmeyi bekledikleri ancak göremedikleri sevgiyi babalarından bekledikleri öne sürülmektedir(akt. Gençtan, 2018). Bozukluğun oluşumdan bazı durumlarda babanın ilgisini çekebilmek için flörtü andıran davranışların sergilenmesi ve anneyle girilen yarışın, etkisi olabileceği de düşünülmektedir(akt. Davison ve Neale, 2011).Bu yaklaşıma göre cinsel açıdan baştan çıkarıcı davranışlar sergileyen kişiler, anne memesi ile penisi yer değiştirmiştir ve asıl arzu edilen anne memesidir(akt. Gençtan, 2018). Bununla yanısıra babanın ilgisini çekmeye çalışan ve bunu baştan çıkarıcı tavırlarla yapmaya çalışan annenin de bu durumun gelişmesine neden olabileceği öne sürülen düşüncelerden bir başkasıdır. Aynı zamanda bu kişilerin karakteristik özelliklerinden biri olan sergiledikleri aşırı ve ani değişimli duygusallık durumunun, davranışlarının altında bazı çatışmalarının olduğuna işaret ettiği düşünülmektedir. Bu bozukluğa sahip bireylerin sahip olduğu karakteristik özelliklerden bir diğeri olan daima ilgi ve dikkat odağı olma arzularının, düşük benlik değerlerine karşı kullandıkları bir çeşit savunma olabileceği düşünülmektedir(akt. Davison ve Neale, 2011).
Kaynakça
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). Ruhsal Bozuklukların Tanımsal ve Sayımsal Elkitabı: Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı (5. Baskı), (E. Köroğlu, Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği. (Orijinal çalışma basım tarihi 2013).
Davison, G. C. ve Neale, J. M. (2011). Anormal psikolojisi (7. Baskı). (İ. Dağ, Çev. Ed.). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
Gençtan, E. (2018). Psikodinamik psikiyatri ve normaldışı davranışlar (23. Baskı). Ankara: Metis Yayınları.
Öztürk, M. O. Ve Uluşahin, N. A. (2016). Ruh sağlığı ve bozuklukları (14. Baskı). Ankara: Nobel Tıp Kitapevleri.
Histerik kişilik olarak da isimlendirilen ancak aralarında bazı farkların bulunduğu öne sürülen histrionik kişilik bozukluğunun karakteristik özelliklerinden en önemlisi tüm dikkati ve ilgiyi üzerine çekme isteği ve bunu başarmak için sarf edilen güçlü bir çaba olarak kendini göstermektedir(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016). Genellikle farklı farklı elbiseler giymek, saç modeli ve rengi veya makyaj yapmak gibi fiziksel özelliklerini ve dış görünümlerini kullanarak daima dikkat odağı olmaya çalışırlar(akt. Davison ve Neale, 2011).
Histrionik kişilik bozukluğuna sahip kişiler çoğunlukla olayları abartma ve büyütme eğilimi içerisindedirler. Rahatlıkla yalan öyküler anlatabilir, anlattıkları öyküleri veya dinlediklerini aşırı dramatik hale getirebilir ve hatta abartılı duygusal tepki ve mimikler sergileyebilirler ve davranışları oldukça yapmacıktır(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016). Örneğin, herkes için oldukça sıradan sayılabilecek duygusal bir durum karşısında durdurulamaz bir şekilde ağlayabilirler. Genellikle ilgi odağı olmayı başaramadıklarında rahatsızlık hissederler ve yoğun bir terdirginlik yaşarlar(akt. Gençtan, 2018). Bu bireylerin çabuk ve kolay bir şekilde etkilendiklerini ve aynı zamanda benmerkezci olduklarını söylemek de mümkündür. Narsistik özellikler gösterirler ve gösteriş onlar için önemli şeylerden biridir. Dikkat ve ilgi isteğinin de bir sonucu olarak kimi danışanlarda baştan çıkarıcı erotik tavırların oldukça fazla kullanıldığı ve özellikle çekici olmaya çalıştıkları görülebilir. Etraflarındaki insanları kışkırtıcı, cinsel yönten ayartıcı davranışlar ilişkilerinde belirgindir. Genellikle dış görünümlerine yansımamış olsa dahi derin cinsel korkulara sahip olabilirler ve çocukluk öykülerinde cinsel açıdan kötü muamele öyküsü bulunabilir. Bu kişiler çevrelerinde arkadaş edinme konusunda zorlanmayan kimseler olarak tanınabilir. Bununla birlikte, kolaylıkla reddedilmiş ve dışlanmış hissettikleri rapor edilmiştir(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016).
Histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireyler genel olarak yapay ve daha yüzeysel ilişkiler kurmaktadır(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016). Sergiledikleri abartılı duygular, aniden değişebilir ve dışarıdan göründüğü kadar derin olmayabilir, ilişkilerine yansıyan yüzeysellik burada da kendisini gösterir. Karşısındaki kişiyi abartılı düzeyde ve sürekli etkilemeye çalışan ancak bu çabaya rağmen ayrıntıdan uzak bir konuşma biçimine sahip oldukları söylenebilir. Bu kişilerin, ilişkilerin mevcut halinden daha yakın olması gerektiğine şeklinde, ilişkilerin doğasına yönelik bir takım inançları vardır ve bunun doğrudan bir sonucu olarak bu durum davranışlarına da yansır(Amerikan Psikiyatri Birliği, 2014).Şefkat ve sevgi ihtiyaçları vardır ancak genellikle ilişkilerinde olgunluktan söz etmek pek mümkün değildir. Arzu ettikleri dengeli ilişkileri kurmakta başarısızlıklar yaşarlar. Histrionik kişilik bozukluğunun prevelansına bakıldığında, erkeklere kıyasla kadınlara daha sık tanı konduğu görülmüştür(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016).Bu durum daha derinlemesine incelendiğinde, bozukluğun boşanmış bireylerde daha yaygın olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Ayrıca fiziksel açıdan sağlıksızlık ve depresyon ile ilişkisi olduğu da ortaya koyan çalışmalar vadır(akt. Davison ve Neale, 2011).
Histrionik kişilik bozukluğu bazı açılardan narsisistik kişilik bozukluğu ve sınırda kişilik bozukluğu ile benzerlikler göstermektedir ve bu sebepten dolayı birbirleriyle karışabilir. Ancak bu benzerliklerin yanısıra bir takım kesin ayırıcı özellikler de bulunmaktadır. Örneğin narsisistik kişilik bozukluğu yaşayan bireylerlerde de tıpkı histrionik kişilik bozukluğunda olduğu gibi dikkat odağı olma, tüm ilgiyi üzerine çekmek isteme gibi arzular bulunmaktadır. Ancak narsisistik kişilik bozukluğunda büyüklenmeci benlik ayırt edilebilir düzeyde belirgindir ve kendini kıymetli ve diğerlerinden üstün görme durumu söz konusudur. Ayrıca histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireylerin yaptığı gibi ilgiyi üzerlerine çekebilmek için zayıf ve bağımlı bir kimse profilini asla çizmezler. Üstelik empati yoksunlukları va başkalarını önemsemeyen halleri de rahatlıkla göze çarpar. Sınırda kişilik bozukluğunda da dikkat odağı olma çabaları ve başkalarını kendi çıkarları için kullanma davranışları vardır. Fakat bu bozukluk da, çok keskin çizgilerle histrionik kişilikten ayrılır. Örneğin histrionik kişilik bozukluğu yaşayan bireyler, sınırda kişilikte olduğu gibi yoğun boşluk hissiyle boğuşmazlar, öfke patlamaları yaşamazlar ve kendilerine zarar verici davranış öyküleri yoktur(akt. Öztürk Ve Uluşahin, 2016).
Histerik kişilik bozukluğu ile histrionik kişilik bozukluğunun birbirinden farklı olduğunu ve bu kişilik bozukların ayrı ayrı değerlendirilmesini öne süren kuramcılar da vardır. Bu görüş histrionik kişilik bozukluğu yaşayan bireylere kıyasla histerik kişilik bozukluğu yaşayan bireylerin duyguları üzerinde daha fazla denetime sahip olduklarını, sergiledileri cinsel açıdan baştan çıkarıcı davranışların daha dolaylı olduğunu, dürtü kontrolü konusunda daha başarılı olduklarını ileri sürmektedir. Aynı görüşe göre psikoterapi sürecinde de bu farklılıklar kendisini göstermektedir. Histerik kişilik daha çok zamana yayılmış bir şekilde ve aşama aşama erotik bir transferans geliştirken, histrionik kişilik için aniden ve oldukça yoğun bir erotik transferans geliştireceklerini ileri sürer. Gelişen erotik transferans için histerik kişilik bozukluğuna sahip bireylerin, bu durumun gerçeği yansıtmadığı konusunda farkındalık sahibi oldukları belirtilirken, histrionik kişilik sahiplerinin bu durum için gerçekten bir beklenti içerisine girdiklerini ve bu beklentileri karşılanmadığında da terapiste karşı yoğun öfke hissedeceklerini öne sürmektedir(akt. Gençtan, 2018).
Chodoff ve Lyons histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireyleri yüzeysel, kendi kendini aşırı dramatize eden ve aşırı bağımlı, olgunluktan uzak ve bencil bir şekilde kadınlık olarak tanımlanan şeyin karikatürü olarak kavramsallaştırmıştır. Özellikle toplumdaki cinseyet rollerinin de etkisiyle bu bozukluğun genellikle kadınlar için tanımlandığı ileri sürülmektedir. Halleck; duygusal açıdan bir yoksunluk çeken erkeklerin, bu durumu inkar etme ve kaynağına yönelik saldırganlık gösterme konusunda kadınlardan daha rahat olabileceğini belirtmiş ve kadınların inkar etmeyeceği gibi saldırganlığı erkekler kadar gösteremeyebileceğini belirtmiştir. Fakat bu kişilik bozukluğu erkeklerde de yaygın bir biçimde görülmektedir. Blacker ve Tupin, bu bozukluğa sahip erkekleri abartılı erkeksi ve pasif-kadınsı şeklinde iki sınıfta incelemiştir(akt. Gençtan, 2018).
Histrionik Kişilik Bozukluğunun Etiyolojisi
Histrionik kişilik bozukluğunun genellikle cinsellik hakkında kötü bir şeymiş gibi konuşan fakan bir yandan da heyecanlı, merak uyandırıcı ve istenilecek bir şeymiş gibi düşündürten aile ortamınında yetişmenin bir sonucu olabileceği düşüncesi mevcuttur. Bahsi geçen bu yetiştirme ortamı, kişinin sürekli olarak cinsellikle ilgili bir uğraş içerisinde olurken bir yandan da yaşadığı korkuyu açıklamakta yeterlidir(akt. Davison ve Neale, 2011).
Psikodinamik yaklaşım.
Histrionik kişilik bozukluğuna yönelik çok fazla araştırma bulunmamakla birlikte psikodinamik yaklaşım tarafından bazı açıklamalar yapılmıştır. Bu yaklaşıma göre histrionik kişilik bozukluğuna sahip bireylerin sergiledikleri baştan çıkarıcı tavırlar ve birden değişen abartılı duygusallıklarının aileri nedeniyle ortaya çıktığını ileri sürmektedir. Özellikle baba figürüne dikkat çeken kuram, kızına yönelik baştan çıkarıcı tutumlar sergileyen babanın bu kişiliğin gelişiminde etkili olduğunu düşünmektedir(akt. Davison ve Neale, 2011).Bu bozukluğa sahip kadınların, çocuklukta annelerinden görmeyi bekledikleri ancak göremedikleri sevgiyi babalarından bekledikleri öne sürülmektedir(akt. Gençtan, 2018). Bozukluğun oluşumdan bazı durumlarda babanın ilgisini çekebilmek için flörtü andıran davranışların sergilenmesi ve anneyle girilen yarışın, etkisi olabileceği de düşünülmektedir(akt. Davison ve Neale, 2011).Bu yaklaşıma göre cinsel açıdan baştan çıkarıcı davranışlar sergileyen kişiler, anne memesi ile penisi yer değiştirmiştir ve asıl arzu edilen anne memesidir(akt. Gençtan, 2018). Bununla yanısıra babanın ilgisini çekmeye çalışan ve bunu baştan çıkarıcı tavırlarla yapmaya çalışan annenin de bu durumun gelişmesine neden olabileceği öne sürülen düşüncelerden bir başkasıdır. Aynı zamanda bu kişilerin karakteristik özelliklerinden biri olan sergiledikleri aşırı ve ani değişimli duygusallık durumunun, davranışlarının altında bazı çatışmalarının olduğuna işaret ettiği düşünülmektedir. Bu bozukluğa sahip bireylerin sahip olduğu karakteristik özelliklerden bir diğeri olan daima ilgi ve dikkat odağı olma arzularının, düşük benlik değerlerine karşı kullandıkları bir çeşit savunma olabileceği düşünülmektedir(akt. Davison ve Neale, 2011).
Kaynakça
Amerikan Psikiyatri Birliği. (2014). Ruhsal Bozuklukların Tanımsal ve Sayımsal Elkitabı: Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı (5. Baskı), (E. Köroğlu, Çev.). Ankara: Hekimler Yayın Birliği. (Orijinal çalışma basım tarihi 2013).
Davison, G. C. ve Neale, J. M. (2011). Anormal psikolojisi (7. Baskı). (İ. Dağ, Çev. Ed.). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.
Gençtan, E. (2018). Psikodinamik psikiyatri ve normaldışı davranışlar (23. Baskı). Ankara: Metis Yayınları.
Öztürk, M. O. Ve Uluşahin, N. A. (2016). Ruh sağlığı ve bozuklukları (14. Baskı). Ankara: Nobel Tıp Kitapevleri.