Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Hitit İnanışları

Hitit İnanışları
0
120

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Hitit İnanışları

Bu konu alışılmışlık olduğu üzere Hitit Dini başlığı aşağıda incelenir zaman zaman bu terminolojiyi biz de kullanırız, oysa bu konuyu, genel kuralları kesin, homojen bir din olmadığı için, Hitit İnançları başlığı altında analiz etmek daha doğrudur Hititler, ola ki de Anadolu nun o dönemdeki mozaiğinden olsa gerek, her topluluğun Tanrısını benimsemiş, fazla geniş bir panteon yaratmıştır Bu yüzden olsa gerek tabletlerde Hatti Ülkesi nin bin tanrısı deyimi geçer Yazılıkaya daki tanrılar geçidi de bu konu hakkında epeyce iyi bilgi vermektedir Ama tanrı isimlerinin bir birçok bize yapılan anlaşmalarda tanrıların tanıklığı bölümlerinden ulaşmaktadır Hititler, Eski Krallık döneminde HintAvrupa ve Hatti kökenli tanrıları benimserlerken, daha sonraları Hurri, hatta Mezopotamya kökenli tanrıları da benimsemişlerdir Hititler de Mezopotamya tanrıçası İştar da dağıtılmış adlarla anılmakta ve büyük siklet taşımaktaydı aynı zamanda aynı kökenden suların tanrısı Ea ve Damnika, Güneş tanrısı Şamaş ve karısı Avuç Içi ve Ay tanrısı Sin, Hitit panteonunda yer almışlardır Bu tanrılar hem şahiliğin gerektiği yerlerde yer almışlardır Hititler de tanrılar iyice ahali gibi düşünülmüştür; buna göre tanrılar insanlara ait duyguları yaşayabilmekte, hatta acıkmakta, susamakta ve hastalanmaktadırlar Bu tanrılardan büyük bölümü yerel ve dağıtılmış topluluklara ait tanrılardır Bu dönemde Hurri, Luwi, Pala, Hatti ve Mezopotamya tanrıları çoğunluktadır Tanrılar ne kadar fazla olurlarsa olsunlar doğrusu emin özellikleri ortak olan tanrılardır Öteki bir deyişle, ayrı isimlerde benzer özellikleri taşırlar Bu bağlamda belli başlı tanrı özelliklerini ortaya koyabiliriz Hitit inançlarını konu başlıkları halinde araştırmak daha doğru olacaktır

HİTİTLER İN TANRILARI
Gök TanrıFırtına Tanrısı Hitit panteonunda en önemli tanrı şüphesiz Gök Tanrı idi Lokal olarak değişik isimlerle çağrılan bu tanrı Hatti dilinde Taru , Hurri dilinde Teşup , Hitit dilinde ise Tarhu,Tarhuna ya da Tarhunt diye adlandırılıyordu Doğrusu Hititler geldiklerinde , Hint Avrupa kökenli bir tanrıları vardı Şiu ismindeki bu tanrı, Yunanca Zeus ve Latince Deus,dii sözcükleri ile aynı kökendendi Bu kök ayrıca tanrı keza de gün ışığı , ışıldamak gibi anlamlara da sahiptir Oysa zaman içinde Şiu özel tanrı ismi olmaktan çıkmış ve genel olarak tanrı anlamına gelmiştir Ancak Hititlerin de bir dönem, Luwiler gibi Hint Avrupa isimli diğer tanrı isimlerini de korudukları zannedilmektedir
Tanrı nın isimleri ve sembolleri konusunda Akurgal da aşağıdaki alıntıyı almakta avantaj vardır : Baştanrı Hitit metinlerinde genelde Hatti Ülkesinin Gök Tanrısı , Göğün Tanrısı , Hattuşanın Tanrısı , Sarayın Tanrısı gibi adlarla anılmaktadır Ayrıca Ordunun Göktanrısı , Yağmur Göktanrısı gibi adlandırmalara da rastlanmaktadır Bir tanrının hiyeroglif işareti ikiye bölünmüş bir elipsten oluşur Önce laf konusu dikkat çekici sonra, gök tanrısı aramak isteniyorsa, ikiye ayrılmış elipsin altına W biçimli şimşek işareti yazılırdı ; ikisi birdenbire gök tanrısı anlamına gelmektedir Gök tanrı ile dağlar, daha açık konuşmak gerekirse dağ tanrıları, aralarında sembolik tahvil vardır Sahiden bunu dağların gökkubbeyi taşıdığı inancı ile birlikte ele almak daha doğru olacaktır Bu, daha sonra Yunan Mitolojisinde göreceğimiz Atlas efsanesinin ilk şekli olmalıdır Bir Hitit metninde, gök tanrının, dağ tanrılarının sembolize eden iki erkek figürü üstünde durması da bu görüşümüzü güçlendirmektedir Gök tanrının en önemli sembollerinden biri de boğadır Boğanın gök tanrıyı sembolize ettiği düşünülmektedir Alacahöyükte çıkan bir kabartmada kral ve kraliçenin boğa heykeli önünde yaptığı hürmet duruşu da gerçekte gök tanrı ile ilintili olmalıdır Çatalhöyük ten, şayet de daha eski çağlardan beri önemini koruyan bu simge sonra Yunan Mitolojisinde Zeus un boğa kılığına girmesinde de karşımıza çıkacaktır Gök tanrısı aynı zamanda fırtına tanrısı idi Zaten Anadolu nun iklimini göz önünde bulundurursak eskiden daha sıcak olduğu düşünülüyorsa da fırtınaların ne değin önemli olduğu açıktır Hatta bir fırtına sırasında kral IIMurşili nin dilinin tutulduğunu öğreniyoruz : Birden hava bozdu Gök tanrısı dehşet bir şekilde gürledi ve ben ürktüm O süre ağzında laf azaldı ve laf kesiklik yaparak yukarı dürüst çıktı Yıllar geçince bu düşlerimde de kendini duyurmaya başladı Bu düşlerden birinde tanrının eli bana değdi ve tavır gücümü bütünü ile yitirdim Geç dönemlerde , gök tanrısının tüm özellikleri Fırtına tanrısına geçmiş, Hurrilerin kasırga tanrısı Teşup da Hititler in gök tanrısına benzer layık bir konuma yerleşmiştir Teşup için daha çok Toros ve güneyinde, Suriye ye dek olan bölgede kült merkezleri vardı

Tanrıça
Hititlerde tanrı değin tanrıça da önemlidir Zaten bunun izdüşümü olarak da Hitit toplumuna kadın erkeğe eş değer konumdadır Hitit Tanrıçası , Hattilerde Vuruşemu , Hurrilerde Hepat diye adlandırılmış tanrıçadır Hititlerde Arinna nın güneş tanrıçası , geç Hititlerde Kupaba olarak da geçmiştir (Kybele de büyük olasılıkla benzer inancın devamıdır ) Bu tanrıça isimleri tabletlerde bambaşka isimlerde geçseler de aynı özelliklere sahiplerdir Bilhassa Hurri etkisiyle, Teşup un panteona girmesiyle beraber Teşup un karısı tanrıça Hepat da kayda değer bir yer tutmaya başlamış, Hatta Arinna nın güneş tanrıçası ile benzeyen bir konuma gelmiştir Bir belgede şöyle denmektedir : Tüm ülkelerin kraliçesi efendin, Arinna nın güneş tanrıçası ! Hatti ülkesinde sen Arinna nın güneş tanrıçası adını alırsın, sedir ağacı ülkelerinde ise Hepat adını alırsın İlginçtir, yüzyıllar sonra Apuleius da böyle bir ifade kullanacaktır Çoğu kabartmada Tanrı ve tanrıça yanyana eşdeğer önemde betimleme edilmişlerdir Yazılıkaya da da bu tanrısal çiftin betimlemeleri vardır Bunun yanında bu çiftin oğulları da koruyucu tanrı olarak önemlidir Tanrıçalar arasında en önemlisi kuşkusuz Arinna nın güneş tanrıçasıdır Arinna kenti hakkında değişik varsayımlar vardır Ancak en kuvvetlisi ve arkeolojil delillere dayananı , Arinna nın Alacahöyük olduğudur Arinna nın güneş tanrıçası krallığın hayatında da önemlidir IIMurşili (MÖ13451315) uzun zamandan beri ihmal edilen bu kültü canlandırmış ve kazandığı zaferleri buna bağlamıştır: Ben majeste, babamın tahtına oturduğumda çevredeki bütün düşmanlar benimle savaşa giriştiler Oysa ben hiç bir düşman ülkesine aleyhinde sefere çıkmadan önce Arinna kentinin güneş tanrıçası ile ilgili bayram törenlerini düzenledim ve ona seslendim: Arinna nın güneş tanrıçası! Benim efendim, benim yanıma aşağıya gel ve senin topraklarını edinmek isteyen çevredeki düşman ülkeleri yok et! Ve Arinna nın güneş tanrıçası sözümü duydu ve bana geldi O zaman babamın tahtına oturur oturmaz, çevredeki düşman ülkeleri on yılda yendim ve onları yere vurdum Zamanla Hepat gibi başka tanrıçalar da bu derece öneme sahip olmuşlar ve protokol de yerlerini almışlardır

Yerel Tanrılar
Hitiler in yerel tanrılara perspektif Ahmet Ünal ın Hitit Sarayındaki Entrikalar Hakkında Bir Fal Metni (bkz Litaratür) isimli çalışmasında açıkladığı metinlerde çok iyi gözükmektedir Bu bir fal metnidir ve olan olaylar hakkında tanrılara görünüm sorulmaktadır (Fal konusu ileride ayrıntılı olarak işlenecektir) Bu metinde Arusna kenti tanrısı manâlı bir yer tutmaktadır Bu tanrıyı Ünal şöyle açıklamaktadır: Tapınağı, kültü ve kült personeli Arusna da bulunan, Hititlere epeyce yabancı ve adı bilinmez bir tanrıdır Bu yabancılığa rağmen büyük kralın hastalığı yüzünden Hitit sarayı onunla sıkı bir ilişki halindedir Fazla alıngan ve nazlı bir tanrı olup, bu fal metninin yazılmasına o neden olmuştur Çünkü kralın hastalığı konusunda kendisine başvurulmamış, bu yüzden de gazaba gelmiştir Öfkelenmesinin diğer bir nedeni de, kraliçeden bir rüya aracılığı ile istemiş olduğu altından çelenklerin aksesuarlarıyla birlikte kendisine verilmeyip, mabeyincinin evinde saklı tutulmasıdır Bundan nedeniyle,tanrının öfkesini teskin etmek için kefaret verilmesi gerekmiş, büyük kralın tutulmuş olduğu hastalıktan kurtulduktan sonradan, bir bağışlama dileme ayinine katılmak üzere bana kalırsa Arusna ya gitmesi, fal aracıyla saptanmıştır Bütün bu çabalara karşın tanrının öfkesi yatıştırılamamış ve görünürde bu tanıdık olmayan tanrının kültünü iyice bilmeyen Hititli rahipler, tanrının bakımını, ayinlerinin yapılmasını vs Arusna lı rahiplere vazgeçmek zorunda kalmışlardır bunun dışında başka yerel tanrılar da olaylara kadar siklet kazanmışlardır
Hayvan tanrılar
Bunların dışarıya Hitilerde hayvan biçimli (zoomorphique) tanrılar da vardır Hitilerde hayvan biçimli kaplar zoomorf tanrı düşüncesini kült aletleridir Fırtına tanrısının boğa ile sembolize edilmesinden dolayı boğa biçimli kaplar en önemlileridir Burada bir konu üstünde daha enine boyuna durmak gerekmektedir Kaynakçada belirttiğimiz bir fazla yayında boğanın tanrının sembolü olduğu söylenmektedir Oysa bir Hitit metninde (IIMuwatalli nin duası) şöyle geçmektedir : Hatti nin Fırtına Tanrısının önünde yürüyen boğa Şeri, efendim, benim dua olarak bu sözlerimi tanrılara bildir! Beyler, göğün ve yerin efendileri tanrılar bu sözlerimi ve duamı işitsinler Buradan anladığımıza kadar boğa fırtına tanrısına eşlik etmekte ve tanrılarla insdanlar arasında arabuluculuk yapmaktadır Böylece kabartmalarda gördüğümüz boğaya tapınma sahnesi de daha amaç kazanmaktadır Bu Yunan mitolijisindeki Hermes inkine aynı bir roldür Hem Ayıinsan biçimli figürler de Hitit sanatında yer almıştır Hitit sanatında ilginç bir figür de Sfenks tir Sfenks de Mısır kökenli olup Suriye yoluyla Hitit sanatına geçmiştir Kubaba Hitit tanrılarına uzun uzun isimleriyle yer vermemize karşın , Anadolu daki tarih sürekliliği açısından Kubaba üstünde durmak gerekmektedir Büyük Hitit İmparatorluğu zamanından beri en kayda değer merkezlerden üstelik Kuzey Suriye de yer alan Kargamış olmuştur Bu dönemde Hitit krallık ailesinden vasal krallar tarafından yöneytilen Kargamış, Hitit İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bir Geç Hitit Devleti olarak varlığını sürdürmüştür Bu merkezin en kayda değer tanrçalarından üstelik Kubaba dır Burada büyük saygı görebilen Kubaba daha sonra Anadolu da Kybele adıyla yaşayacaktır

HİTİTLER DE TANRI KÜLTLERİ
Başlıca, tap ı na ğ ı n birli ı l merkezinde bir avlu ve bu avluya bakan odalar vard ı nr ı heykelinin bulundu ğ u kutsdal oda tap ı na ğ ı n arka yüzünde oldu ğ u için iki l oda vard ı Bunlardan birinin F ı rt ı na Tanr ı s ı n ı n as ı olarak, di ğ erinin de Arianna n ı n Güne ş Tanr ı ças ı ad ı na düzenlendi ğ i a farkl ı olarak aç ı k hava tap ı na ğ ı idi Burada bayramlar tlan ı yor ve özel törenler (yeni y ı l gibi) düzenleniyordu onomik merkezler de mu ş lard ı r Buralarda sadece tap ı na ğ a verilen hediye ve ba ğ ı ş lar saklanmam ı ş lerle veya idollerle gösterilebildi ğ ine kadar diğer taraftan bu objelere ait ltler vard ı Bu heykellere ortam ı n ı n süslenmesi ile törenle tap ı ld ı ğ ı gibi, heykel ap ı lan törenler di ğ er tanr ı lara yap ı lan törenlere nazaran daha ş eli geçmekte olup, dans,e ğ lence cambazlık ve çe ş itli gösteriler yer koruyucusu olarak tanr ı ya arma ğ anlar sunulurdu Tanr ı ya de ğ erli adenler armağan olarak sunuldu ğ u gibi yiyecek, içecek de sunulmaktayd ı anadolu da Üzüm ve Ş arap

HİTİTLERDE ÖLÜLER KÜLTÜRÜ
İnsanların bedensel karoser ve ruhtan oluştuğu düşüncesi büyük olasılıkla Hititler de de vardı ve ruhun ölümden sonradan da varolduğu ve yeraltına gittiği düşünülmekteydi Hatta burada ölüye annesinin yol gösterdiği de düşünülmekteydi Muwatalli den sonraki tabletlerde de ölüm gününün anne günü diye anılması bu ilişkiyi göstermektedir Ruhlar insanlara oysa rüyalar vasıtası ile gözükmekteydi Bunu açık havada da ruhların ziyareti olasıydı Özellikle kendilerine kurban sunulmayan veya haksızlık sonucu öldüğü düşünülen kişilerin ruhları yaşayanları çoğu kez rahatsız etmekteydi Tabletlerden ölülere kurban sunulduğu da anlaşılmaktadır Oysa tabletler çoğunlukla krallardan sözettiği için bunun doğal olduğu düşünülebilir, çünkü kral öldükten sonra tanrı oluyordu ve tanrıya kurban sunmak gerekliydi Bunun yanına halktan kişilerin de ölüye kurban sundukları bilinmektedir Bu ölüleri yatıştırmak için olduğu gibi , Hitit ianaçlarına tarafından günahlar babadan oğulakıza geçtiği için (benzer inanç Yunan mitolojisinde de vardır), günahlardan kurtulma nedeniyle da olabiliyordu
Gerçekte de Boğazköy vesikaları aralarında «Eğer Hattuşaş ta büyük bir hadise olursa,yani kral ve kraliçe tanrı olursa» etiketini içeren ölü metinleri ele geçmiştir Bu metinlere kadar kral ya da kraliçe tanrı olunca, büyükler onun için ağlamaya başlardı Anında bir sığır kurban edilir ve ruhu için de şarapla içki kurbanı takdim edilirdi Benzer günü akşamında yeniden bir keçi kesilir ve mevta bir arabaya konularak hususi surette kurulan bir çadıra götürülürdü Burada yeniden kanlı kurban ve alkol kurbanı yapılırdı Bundan sonradan tablet kırılmıştır Fakar diğer bir metinde ertesi günü yaşlı kadınlar kavgalı bir ateşi şarapla söndürdüklerine kadar, ölü geceleyin yakılmaktadır Yaşlı kadınlar ateşten kemik bakiyelerini toplayarak bunları içleri yağla içi doldurulmuş çömleklerin içine koymakta ve balahere bu kapları mabedde, olur ya de Yazılıkaya nın ufak galerisindeki hücrelerde muhafaza etmekte idiler Bu cins törenlere efsuncu anlamındaki ihtiyar kadının da eşlik ettiği olmaktaydı Ölüye sunulan eşyalar da fazla varlıklı eşyalar olmayıp bazı süsleme eşyalarıydı

HİTİT MİTOLOJİSİ
Hitilerde benzersiz bir mitolojiden bahsetmek oldukça güçtür Hitit efsaneleri fazla güçlü o bir şekilde Hurri, Hatti ve Mezopotamya etkisinde kalmıştır Hitilerden günümüze gelen efsanelerde bu tesir açıkça görülmektedir Ama bir diğer gerçek de Hitit efsanelerinin Yunan mitolojisine değin sürekliliğini koruduğudur Günümüze gelen asıl Hitit mitoslarına göz atarsak bu etkileri daha iyi görebiliriz *
 
858,465Konular
981,138Mesajlar
29,533Kullanıcılar
TUNCAMMSon üye
Üst Alt