iltasyazilim
FD Üye
Hitit Tarihi
Hititler ile ilgili bilgilerimiz daha bu yüzyılın başlarına dayanır Ondokuzuncu yüzyılın sonlarına değin, Hititlerin tarih içindeki konumu bilinmiyordu Yine De Darı metinleri ve Tevrat bir kavimden laf ediyordu lakin bu kavmin Anadolu kökenli olabileceği kimsenin aklına gelmemişti İç Anadolu nun Ilk Devir tarihi ile ilgili yapılan araştırmalar , On dokuzuncu yüzyılda buraları gezen Charles Texier , William Hamilton gibi gezginlerin izlenimlerinden öteye gitmemiştir daha sonra Yozgat Tabletleri adı verilen , Boğazköy arşivine ait eserle bulunmuş ve meşhur Çek bilgini Hronzy tarafından 1917 yılında çözülmüştür Bu tabletlerde Anadolu nun bu bölgesinden Hatti Ülkesi diye sözedildiği görüldüğünden bu uygarlığı yaratanlara , Tevrat taki isimle de uyuşturarak Hititler denmiştir Hititleri tanımak Anadolu uygarlığını, hatta Anadolu nun bugününü tanımak demektir Anadolu toprakları üstünde Hittiler in mirasçısı olan bizler , bu kültürü tanıdıkça, inançlarını öğrendikçe, bugünkü kültürümüzü daha iyi anlayabiliriz
HATTİLER
Hititler i incelemeye başlamadan önce, Hitit göçlerinden önce benzer yerlerde uygarlık kurmuş olan ve Hititler i büyük ölçüde etkilemiş olan Hatti uygarlığını araştırmak gerekmektedir Yaklaşık MÖ 25001700 yılları aralarında Anadolu da büyük bir medenilik oluşturmuş Hattiler hakkında bilgilerimiz oldukça sınırlıdır Hattiler Anadolu nun yerli halkı olarak kabul edilmekle beraber, göçlerle geldiklerini hatta Türk kökenli olduklarını savunanlar da vardır Yapılan incelemeler Hititler in medenilik ve inançmitoloji bakımından Hattiler den epeyce etkilendiklerini ortaya koymuştur Hititler kendilerini diğer isimle anmalarına rağmen, ülkelerine Hatti ülkesi demeleri ve din ile ilgili tabletlerde rahibin Hatti dilinde konuştuğunu belirtmeleri bu etkiyi göstermektedir Keza özel isimlerin bir birçok da Hatti dilinden gelmektedir Hatti uygarlığına ait en kayda değer eserler Alacahöyük te bulunmuştur 1935 de Atatürk ün himayesinde başlayan kazılarda bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde sergilenen güneş kursları, heykelcikler, altın kupalar bir çok eser bulunmuştur Yapılan kazılarda ölülerin hocker pozisyonunda bulunması (asıl rahminde olduğu gibi, embriyo vaziyetinde) , toprak ve bitmiş dirilme kültlerini varlığını, dolayısıyla da belli başlı tanrıça kültünün varlığını göstermektedir Bir başka buluntu yeri de Tokat Horoztepe dir Burada da belli başlı tanrıçaya ait idoller ve tören zilleri bulunmuştur Oysa buluntuların büyük bölümü yurt dışına kaçırılmıştır Hattiler e ait süsleme ve bezeme şekillerinin Anadolu nun bir çok yerinde görülmesi bu uygarlığın ne kadar yayılmış olduğunu ve önemini göstermektedir Hatti halkı, hayvan biçimli tanrıların kültünü geliştirmiş, bilhassa de boğa en önemli sembol olmuştur Boğa ile gökgüneş kurslarının birlikteliği boğagök ilişkisini düşündürtmüştür Buna tarafından boğa en büyük gök tanrıyı temsil etmektedir Hattiler Hititler le kaynaşmış, Hatti uygarlığı Hitit uygarlığı içinde yaşamaya devam etmiştir
HİTİTLER İN KÖKENİ
Anadolu Uygarlıkları içinde en önemlilerinden olan Hititler in kökeni hala tartışmalıdır Ama Hititler in Anadolu nun yerli halkı olmayıp dıştan geldikleri kesindir Hatta Hitit adı da sonradan Eski Ahit e göre uydurulmuş bir isimdir Hitit diye andığımız bu halkın kendilerine Nesi dili konuşan Nesili dediklerini biliyoruz Batı dünyasındaki bilim adamlarının üstünde anlaşmaya vardıkları Hititler'in HintAvrupa kökenli bir kavim oldukları yolundadır Konuştukları dil ve ataerkil yapısı ve diğer kültür özellikleri bu görüşü destekler nitelikledir Ancak Hititler in nereden göç ettikleri tamamiyle açığa kavuşmamıştır
Cumhuriyetin ilk yıllarında , o zamanki isimleriyle, Etiler in Türk olduğu söylenmiştir Hatta Etibank da adını buradan almıştır öte yandan Hititler in olmasa da Hattiler in Asiatik kavimlerle alakası vardır Özellikle dilleri ve kültürleri bu bağlantıyı güçlendirmektedir öte yandan bir diğer teori de Hititler in Çerkes kökenli olduğu yolundadır Bu tez de Hattiler söz konusu olduğunda dil ve kültür öğeleri bakımından desteklenmektedir ve olanaksız gözükmemektedir Ama daha etraflı araştırma yapılmalıdır Mesela Çurey (bkzKaynakça) Hattiler ile Hititler i yer yer karıştırdığından ortaya anlaşılması zorlama ,yanlış teoriler çıkmış
HİTİT TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ
Hititler in kökeni sorununa göz attıktan sonradan, Hititler i Hint Avrupa kökenli, Kafkaslar yolu ile Anadolu ya girmiş bir kavim olarak kabul edebiliriz Konumuz itibarı ile Hitit tarihini oysa fazla kısa olarak gözden geçirmek gerekmektedir Meraklı okuyucu Kaynakça da bu konuda fazla kayda değer bilgiler veren eserleri bulacaktır Hititler in tarih sahnesinde görülmesi daha öncelere de dayansa Krallığın MÖ 16601630 yılları arasında hüküm sürmüş I Hattuşili tarafından kurulduğu söylenir Bu konu belgelere bakıldığında azıcık karışıktır, çünkü Hattuşili de kendinden önce gelen Labarna ve başşehir Kussara dan sözetmektedir Bu dönem ise oldukça karışıktır çünkü anadolu da yerel krallar hüküm sürmektedir Aslında Hattuşili , merkez Hattuşaş olarak krallığı kuran kişidir Akurgal bu durumu şöyle özetlemektedir: (bkz Kaynakça) Yazılı kaynaklardan belirli olduğuna göre sonuç olarak diyebiliriz ki, Labarna adlı bir kral Kussara da hükümdar olduktan daha sonra yerine yeğeni Labarna veya Tabarna adı ile kral oluyor Fakat bu ikinci Labarna, bir zaman daha sonra idare merkezini , başkent olmaya her yönden kullanışlı Hattuşa ya neklediyor ve o yüzden de Hattuşili yani Hattuşlu anlamına gelen bir isim alıyor Hattuşili dağılma siyaseti izlemiş ve sınırlarını güneye, bugünkü Suriye ye ve batıya Arzawa ülkesini alarak genişletmiştir
Bir seferde ölen Hattuşili nin yerine Murşili geçmiştir Murşili de babasının dağılma siyasetini izlemiş, Halpa (Halep) yı almış ve Babil e dek uzanarak , yaklaşık MÖ1550 senesinde, burayı da yakıp yıkarak Hammurabi sülalesini sona erdirmiştir Murşili den sonradan bir çok kral gelmiştir Bunlar içinde en önemlilerinden biri Telipinu dur(MÖ 15351510) Telipinu zamanından kalma yazılar ayrıca Hitit tarihine ışık tutmaktadır, keza de Telipinu başlangıçta krallığın kime kalacağını belirlemiştir : «Birinci kadından doğan oğlan kral olur Eğer birinci banal bir prens yoksa, ikinci bayağı olan oğlan kral olur Bir kral çocuğu, bir erkek çocuk mevcut değilse, bu durumda birinci basmakalıp olan kız evlendirilir, onun kocası kral olur» MÖ 14601190 yılları Hitit Krallığının Büyük Krallık dönemi olarak adlandırılır Hurrimitanni Devleti nden sonra bu dönemde Anadolu daki en büyük siyasi kuvvet Hitit Krallığı dır Bu dönemin ilk kralı IITuthaliya dır Bu kayda değer kralın sülalesi Hitit Krallığının sonuna kadar hüküm sürmüştür Bu dönemde en önemli kralardan bir Şuppiluliuma dır Bu kral vaktinde (MÖ13501345) krallık sınırları en ince ayrıntısına kadar genişlemiş, Mısırla ilişkiler yoğunlaşmıştır Bir başka kayda değer kral da Muvatalli dir (MÖ 13151282) Onun zamanında karışıklıklar bastırılmış ve Darı a karşı yapılan Kadeş savaşı başarı ile sonuçlanmıştır sonradan IIIHattuşuli ise meşhur Kadeş Anlaşmasını yapmıştır MÖ 1200 lü yılların sonuna doğru Hitit Krallığı en aydınlık devirlerini yaşarken kralın ölmesinden sonradan çocuğu olmadığından kardeşi II Şuppiluliuma nın tahta geçmesi ile sarayda karışıklıklar çıkmış, hatta halk arasında da başkaldırmalar olmuştur Bunu üstüne diğer taraftan Kuzey kavimleri saldırısı eklenince Hitit devleri dayanamamış, istilalar altında tarihe karışmıştır Daha sonraları Geç Hitit denilen beylikler dönemi yaşanmış, Hitit kültürü güneyde biraz daha yaşamaya devam etmişse de zamanla tarihe karışmıştır
Hitit Uygarlığı (MÖ 16501620650)
Asur Ticaret Kolonileri Çağında Anadolu irili ufaklı çoğu beylik arasında paylaşılmış durumdaydı Yazılı kayıtlarda adlarına rastlanan bir takım beylikleri şöyle sıralıyabiliriz : Neşa (Kaneş), Hattuş, Mama, Puruşhanda, Kuşşara, Zalpa Yazılmış belgelerde Kuşşara'lı olduğu açıklanmış Pithana ve oğlu Anitta vaktinde Anadolu' da merkezi bir devletin kurulmasına içten yol alınmıştır Anitta Neşa, Zalpa ve Hattuş'u ele geçirerek ilk önce büyük kral unvanını almıştır Belli Başlı olarak Anitta'dan yüzyıl daha sonra benzer soydan gelen Kuşşaralı Labarnaş Hattuş'u başkent yapıp, kente Hattuşaş, kendine de Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili adını vermiş, bu nedenle MÖ 16501620 yıllarında Hitit Devleti resmen kurulmuştur Yerli Anadolulu oldukları kabul edilen Hatti beylerine karşılık HintAvrupalı Hititler'in kökeni hakkında artı bilgi yoktur Çeşitli varsayımlara tarafından Hititlerin Anadolu'ya Kafkasya veya Boğazlar üzerinden Kuzey Avrupa'dan geldikleri düşünülmektedir Bir başka görüşe göre Hititler Anadolu'ya yerleşmeden önce Kuzey Mezopotamya'da yaşamaktaydılar Ama aşina şudur fakat Hititler Anadolu'ya geldiklerinde ve sonradan her zaman azınlıkta kalmışlardır Fakat Anadolu'ya geldiklerinde burada yaşayanlar her türlü silahı kullanmayı ve üretmeyi biliyor, bununla beraber da etrafı surlarla kenarlı korunaklı şehirlerde yaşıyorlardı Bu yüzden azınlıkta olan Hitit göçmenlerinin çok kısa bir sürede bu beylikleri yakıp yıkması kolay degildi Hititlerin başarısı yerli uygarlığı kabul etmelerive buna armoni göstermeleridir
IHattuşili nin Hattuşa yı başkent yapmasından sonra Hitit Devleti süratli bir biçimde gelişmeye başladı IMurşili döneminde Halep ve Babil in alınmasıyla Hitit Devleti Yakın Doğu nun en etkin siyasal güçlerinden biri haline geldi Bu dönemde kap formlarında sadeleşme muhabere özelliklerdendir Lakin Hititler in bibru dedikleri hayvan şeklinde törensel kaplar (Rithon) yapma geleneşi sürmektedir Kap formlarına eklenen bir yenilikse büyük vazolar üzerine kabartma frizler şeklinde yapılan ve daha fazla dini törenlerle ilgili olan süslemelerdir Bu sanat daha sonraki kaya kabartma sanatının öncüsü durumundadır
GEÇ HİTİT UYGARLIĞI (MÖ 1200650)
Hattuşa nın MÖ 1200 dolaylarında tahribedilmesinden daha sonra Hitit geleneği Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Mezopotamya da süregider Hattuşa da, Alacahöyük te ve daha birçok Anadolu yöresinde tanıyageldiğimiz sanat eserleri öbür biçimlere bürünür Düzinelerce büyük kasaba devletçiklerinden oluşan bu beyliklerde, başlıca dört sanat dönemi görülmektedir :
1 Geleneksel Geç Hitit Stili (MÖ 1050850) :
• Malatya Aslantepe (Büyük Hitit Krallığı ikonografisini devam ettirirler Halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedirler)
• Kargamış (Eserler Ankara AMM de olup bazıları 8 yüzyılın sonunda Korinth vazo ressamlarına örnek olmuştur)
2 Asur Etkisi Belirten Geç Hitit Stili (MÖ 850800) :
• Zincirli (Bu eserlerde Hitit biçimi saçlar yanında, kralın ensesinde Asur saç topuzu da görülmektedir İstanbul, Eski şark Eserleri Müzesi)
3 Asurlaşmış Geç Hitit Stili (MÖ 800750700) :
Geç Hitit sanatına Aram ögeleri yanına Asur özelliklerinin girdiği dönem Bu eserlere özellikle Zincirli, Sakçegözü, Kargamış, Malatya ve Tell Halaf örnekleri bu döneme ait eserlerdendir Örneğin, Hitit aslanlarındaki stilize edilmiş kalp biçimindeki kulak yerine bu dönem aslanlarında natüralist kulak görülmektedir Hem kalçadaki Wmotifi N biçimini almış, oradan da Urartu ya ve bozulmuş Wmotifi biçiminde Hellen sanatına geçmiştir Geleneksel Hitit kuş adamları da Kartal başlı, beygir kulaklı şekle dönüşmüştür Hellen vazo ressamları Sakçegözü kuş adamlarını tıpkı kopya ederek kullanmışlardır
4 Aramlaşmış ve Fenikeleşmiş Geç Hitit Sanatı :
Semitik topluluklar olan Aramlar ve Fenikelilerin güneyden gelip Kuzey Mezopotamya ya yayılmaları sonucu, Hitit sanatına bu unsurlar da etken olmaya başlar Zincirli (kısmen Berlin Müzesinde), Sakçegözü, Maraş (Louvre ve Adana Müzelerinde), İvriz Kaya Kabartması, Karatepe heykel ve kabartmaları bu dönemin en tanıdık eserleridir Hellenler MÖ 8 asır başlarında gemiler inşa edip Doğu Akdeniz de ticaret yapmaya başladıkları süre (MÖ 750 tarihinde kurulan Antakya nın güneyindeki Al Mina Hellen kolonisi gibi) şark sanatının (Mısır, Fenike ve Geç Hitit) etkisi altında kaldılar O dönemde yazıyı kullanmayan Hellenler Fenike alfabesini aldılar, ayrıca şark din ve mitolojisinden etkilendiler (Hitit efsanelerinden Göğün KrallığıTheogoni ve Ejder İlluyankaTyphon gibi) Hellenlerin Olympia, Delphi, Atina, Milet, Ephesos, Erythrai ve Eski izmir gibi merkezlerinde 8 asır Geç Hitit kökenli eserlere çokça rastlanır Hem 8 yüzyılın ikinci yarısından itibaren Geç Hitit etkileri Attika vazolarında, sonra da Korinth vazolarında görülmektedir *
Hititler ile ilgili bilgilerimiz daha bu yüzyılın başlarına dayanır Ondokuzuncu yüzyılın sonlarına değin, Hititlerin tarih içindeki konumu bilinmiyordu Yine De Darı metinleri ve Tevrat bir kavimden laf ediyordu lakin bu kavmin Anadolu kökenli olabileceği kimsenin aklına gelmemişti İç Anadolu nun Ilk Devir tarihi ile ilgili yapılan araştırmalar , On dokuzuncu yüzyılda buraları gezen Charles Texier , William Hamilton gibi gezginlerin izlenimlerinden öteye gitmemiştir daha sonra Yozgat Tabletleri adı verilen , Boğazköy arşivine ait eserle bulunmuş ve meşhur Çek bilgini Hronzy tarafından 1917 yılında çözülmüştür Bu tabletlerde Anadolu nun bu bölgesinden Hatti Ülkesi diye sözedildiği görüldüğünden bu uygarlığı yaratanlara , Tevrat taki isimle de uyuşturarak Hititler denmiştir Hititleri tanımak Anadolu uygarlığını, hatta Anadolu nun bugününü tanımak demektir Anadolu toprakları üstünde Hittiler in mirasçısı olan bizler , bu kültürü tanıdıkça, inançlarını öğrendikçe, bugünkü kültürümüzü daha iyi anlayabiliriz
HATTİLER
Hititler i incelemeye başlamadan önce, Hitit göçlerinden önce benzer yerlerde uygarlık kurmuş olan ve Hititler i büyük ölçüde etkilemiş olan Hatti uygarlığını araştırmak gerekmektedir Yaklaşık MÖ 25001700 yılları aralarında Anadolu da büyük bir medenilik oluşturmuş Hattiler hakkında bilgilerimiz oldukça sınırlıdır Hattiler Anadolu nun yerli halkı olarak kabul edilmekle beraber, göçlerle geldiklerini hatta Türk kökenli olduklarını savunanlar da vardır Yapılan incelemeler Hititler in medenilik ve inançmitoloji bakımından Hattiler den epeyce etkilendiklerini ortaya koymuştur Hititler kendilerini diğer isimle anmalarına rağmen, ülkelerine Hatti ülkesi demeleri ve din ile ilgili tabletlerde rahibin Hatti dilinde konuştuğunu belirtmeleri bu etkiyi göstermektedir Keza özel isimlerin bir birçok da Hatti dilinden gelmektedir Hatti uygarlığına ait en kayda değer eserler Alacahöyük te bulunmuştur 1935 de Atatürk ün himayesinde başlayan kazılarda bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi nde sergilenen güneş kursları, heykelcikler, altın kupalar bir çok eser bulunmuştur Yapılan kazılarda ölülerin hocker pozisyonunda bulunması (asıl rahminde olduğu gibi, embriyo vaziyetinde) , toprak ve bitmiş dirilme kültlerini varlığını, dolayısıyla da belli başlı tanrıça kültünün varlığını göstermektedir Bir başka buluntu yeri de Tokat Horoztepe dir Burada da belli başlı tanrıçaya ait idoller ve tören zilleri bulunmuştur Oysa buluntuların büyük bölümü yurt dışına kaçırılmıştır Hattiler e ait süsleme ve bezeme şekillerinin Anadolu nun bir çok yerinde görülmesi bu uygarlığın ne kadar yayılmış olduğunu ve önemini göstermektedir Hatti halkı, hayvan biçimli tanrıların kültünü geliştirmiş, bilhassa de boğa en önemli sembol olmuştur Boğa ile gökgüneş kurslarının birlikteliği boğagök ilişkisini düşündürtmüştür Buna tarafından boğa en büyük gök tanrıyı temsil etmektedir Hattiler Hititler le kaynaşmış, Hatti uygarlığı Hitit uygarlığı içinde yaşamaya devam etmiştir
HİTİTLER İN KÖKENİ
Anadolu Uygarlıkları içinde en önemlilerinden olan Hititler in kökeni hala tartışmalıdır Ama Hititler in Anadolu nun yerli halkı olmayıp dıştan geldikleri kesindir Hatta Hitit adı da sonradan Eski Ahit e göre uydurulmuş bir isimdir Hitit diye andığımız bu halkın kendilerine Nesi dili konuşan Nesili dediklerini biliyoruz Batı dünyasındaki bilim adamlarının üstünde anlaşmaya vardıkları Hititler'in HintAvrupa kökenli bir kavim oldukları yolundadır Konuştukları dil ve ataerkil yapısı ve diğer kültür özellikleri bu görüşü destekler nitelikledir Ancak Hititler in nereden göç ettikleri tamamiyle açığa kavuşmamıştır
Cumhuriyetin ilk yıllarında , o zamanki isimleriyle, Etiler in Türk olduğu söylenmiştir Hatta Etibank da adını buradan almıştır öte yandan Hititler in olmasa da Hattiler in Asiatik kavimlerle alakası vardır Özellikle dilleri ve kültürleri bu bağlantıyı güçlendirmektedir öte yandan bir diğer teori de Hititler in Çerkes kökenli olduğu yolundadır Bu tez de Hattiler söz konusu olduğunda dil ve kültür öğeleri bakımından desteklenmektedir ve olanaksız gözükmemektedir Ama daha etraflı araştırma yapılmalıdır Mesela Çurey (bkzKaynakça) Hattiler ile Hititler i yer yer karıştırdığından ortaya anlaşılması zorlama ,yanlış teoriler çıkmış
HİTİT TARİHİNE KISA BİR BAKIŞ
Hititler in kökeni sorununa göz attıktan sonradan, Hititler i Hint Avrupa kökenli, Kafkaslar yolu ile Anadolu ya girmiş bir kavim olarak kabul edebiliriz Konumuz itibarı ile Hitit tarihini oysa fazla kısa olarak gözden geçirmek gerekmektedir Meraklı okuyucu Kaynakça da bu konuda fazla kayda değer bilgiler veren eserleri bulacaktır Hititler in tarih sahnesinde görülmesi daha öncelere de dayansa Krallığın MÖ 16601630 yılları arasında hüküm sürmüş I Hattuşili tarafından kurulduğu söylenir Bu konu belgelere bakıldığında azıcık karışıktır, çünkü Hattuşili de kendinden önce gelen Labarna ve başşehir Kussara dan sözetmektedir Bu dönem ise oldukça karışıktır çünkü anadolu da yerel krallar hüküm sürmektedir Aslında Hattuşili , merkez Hattuşaş olarak krallığı kuran kişidir Akurgal bu durumu şöyle özetlemektedir: (bkz Kaynakça) Yazılı kaynaklardan belirli olduğuna göre sonuç olarak diyebiliriz ki, Labarna adlı bir kral Kussara da hükümdar olduktan daha sonra yerine yeğeni Labarna veya Tabarna adı ile kral oluyor Fakat bu ikinci Labarna, bir zaman daha sonra idare merkezini , başkent olmaya her yönden kullanışlı Hattuşa ya neklediyor ve o yüzden de Hattuşili yani Hattuşlu anlamına gelen bir isim alıyor Hattuşili dağılma siyaseti izlemiş ve sınırlarını güneye, bugünkü Suriye ye ve batıya Arzawa ülkesini alarak genişletmiştir
Bir seferde ölen Hattuşili nin yerine Murşili geçmiştir Murşili de babasının dağılma siyasetini izlemiş, Halpa (Halep) yı almış ve Babil e dek uzanarak , yaklaşık MÖ1550 senesinde, burayı da yakıp yıkarak Hammurabi sülalesini sona erdirmiştir Murşili den sonradan bir çok kral gelmiştir Bunlar içinde en önemlilerinden biri Telipinu dur(MÖ 15351510) Telipinu zamanından kalma yazılar ayrıca Hitit tarihine ışık tutmaktadır, keza de Telipinu başlangıçta krallığın kime kalacağını belirlemiştir : «Birinci kadından doğan oğlan kral olur Eğer birinci banal bir prens yoksa, ikinci bayağı olan oğlan kral olur Bir kral çocuğu, bir erkek çocuk mevcut değilse, bu durumda birinci basmakalıp olan kız evlendirilir, onun kocası kral olur» MÖ 14601190 yılları Hitit Krallığının Büyük Krallık dönemi olarak adlandırılır Hurrimitanni Devleti nden sonra bu dönemde Anadolu daki en büyük siyasi kuvvet Hitit Krallığı dır Bu dönemin ilk kralı IITuthaliya dır Bu kayda değer kralın sülalesi Hitit Krallığının sonuna kadar hüküm sürmüştür Bu dönemde en önemli kralardan bir Şuppiluliuma dır Bu kral vaktinde (MÖ13501345) krallık sınırları en ince ayrıntısına kadar genişlemiş, Mısırla ilişkiler yoğunlaşmıştır Bir başka kayda değer kral da Muvatalli dir (MÖ 13151282) Onun zamanında karışıklıklar bastırılmış ve Darı a karşı yapılan Kadeş savaşı başarı ile sonuçlanmıştır sonradan IIIHattuşuli ise meşhur Kadeş Anlaşmasını yapmıştır MÖ 1200 lü yılların sonuna doğru Hitit Krallığı en aydınlık devirlerini yaşarken kralın ölmesinden sonradan çocuğu olmadığından kardeşi II Şuppiluliuma nın tahta geçmesi ile sarayda karışıklıklar çıkmış, hatta halk arasında da başkaldırmalar olmuştur Bunu üstüne diğer taraftan Kuzey kavimleri saldırısı eklenince Hitit devleri dayanamamış, istilalar altında tarihe karışmıştır Daha sonraları Geç Hitit denilen beylikler dönemi yaşanmış, Hitit kültürü güneyde biraz daha yaşamaya devam etmişse de zamanla tarihe karışmıştır
Hitit Uygarlığı (MÖ 16501620650)
Asur Ticaret Kolonileri Çağında Anadolu irili ufaklı çoğu beylik arasında paylaşılmış durumdaydı Yazılı kayıtlarda adlarına rastlanan bir takım beylikleri şöyle sıralıyabiliriz : Neşa (Kaneş), Hattuş, Mama, Puruşhanda, Kuşşara, Zalpa Yazılmış belgelerde Kuşşara'lı olduğu açıklanmış Pithana ve oğlu Anitta vaktinde Anadolu' da merkezi bir devletin kurulmasına içten yol alınmıştır Anitta Neşa, Zalpa ve Hattuş'u ele geçirerek ilk önce büyük kral unvanını almıştır Belli Başlı olarak Anitta'dan yüzyıl daha sonra benzer soydan gelen Kuşşaralı Labarnaş Hattuş'u başkent yapıp, kente Hattuşaş, kendine de Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili adını vermiş, bu nedenle MÖ 16501620 yıllarında Hitit Devleti resmen kurulmuştur Yerli Anadolulu oldukları kabul edilen Hatti beylerine karşılık HintAvrupalı Hititler'in kökeni hakkında artı bilgi yoktur Çeşitli varsayımlara tarafından Hititlerin Anadolu'ya Kafkasya veya Boğazlar üzerinden Kuzey Avrupa'dan geldikleri düşünülmektedir Bir başka görüşe göre Hititler Anadolu'ya yerleşmeden önce Kuzey Mezopotamya'da yaşamaktaydılar Ama aşina şudur fakat Hititler Anadolu'ya geldiklerinde ve sonradan her zaman azınlıkta kalmışlardır Fakat Anadolu'ya geldiklerinde burada yaşayanlar her türlü silahı kullanmayı ve üretmeyi biliyor, bununla beraber da etrafı surlarla kenarlı korunaklı şehirlerde yaşıyorlardı Bu yüzden azınlıkta olan Hitit göçmenlerinin çok kısa bir sürede bu beylikleri yakıp yıkması kolay degildi Hititlerin başarısı yerli uygarlığı kabul etmelerive buna armoni göstermeleridir
IHattuşili nin Hattuşa yı başkent yapmasından sonra Hitit Devleti süratli bir biçimde gelişmeye başladı IMurşili döneminde Halep ve Babil in alınmasıyla Hitit Devleti Yakın Doğu nun en etkin siyasal güçlerinden biri haline geldi Bu dönemde kap formlarında sadeleşme muhabere özelliklerdendir Lakin Hititler in bibru dedikleri hayvan şeklinde törensel kaplar (Rithon) yapma geleneşi sürmektedir Kap formlarına eklenen bir yenilikse büyük vazolar üzerine kabartma frizler şeklinde yapılan ve daha fazla dini törenlerle ilgili olan süslemelerdir Bu sanat daha sonraki kaya kabartma sanatının öncüsü durumundadır
GEÇ HİTİT UYGARLIĞI (MÖ 1200650)
Hattuşa nın MÖ 1200 dolaylarında tahribedilmesinden daha sonra Hitit geleneği Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Mezopotamya da süregider Hattuşa da, Alacahöyük te ve daha birçok Anadolu yöresinde tanıyageldiğimiz sanat eserleri öbür biçimlere bürünür Düzinelerce büyük kasaba devletçiklerinden oluşan bu beyliklerde, başlıca dört sanat dönemi görülmektedir :
1 Geleneksel Geç Hitit Stili (MÖ 1050850) :
• Malatya Aslantepe (Büyük Hitit Krallığı ikonografisini devam ettirirler Halen Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenmektedirler)
• Kargamış (Eserler Ankara AMM de olup bazıları 8 yüzyılın sonunda Korinth vazo ressamlarına örnek olmuştur)
2 Asur Etkisi Belirten Geç Hitit Stili (MÖ 850800) :
• Zincirli (Bu eserlerde Hitit biçimi saçlar yanında, kralın ensesinde Asur saç topuzu da görülmektedir İstanbul, Eski şark Eserleri Müzesi)
3 Asurlaşmış Geç Hitit Stili (MÖ 800750700) :
Geç Hitit sanatına Aram ögeleri yanına Asur özelliklerinin girdiği dönem Bu eserlere özellikle Zincirli, Sakçegözü, Kargamış, Malatya ve Tell Halaf örnekleri bu döneme ait eserlerdendir Örneğin, Hitit aslanlarındaki stilize edilmiş kalp biçimindeki kulak yerine bu dönem aslanlarında natüralist kulak görülmektedir Hem kalçadaki Wmotifi N biçimini almış, oradan da Urartu ya ve bozulmuş Wmotifi biçiminde Hellen sanatına geçmiştir Geleneksel Hitit kuş adamları da Kartal başlı, beygir kulaklı şekle dönüşmüştür Hellen vazo ressamları Sakçegözü kuş adamlarını tıpkı kopya ederek kullanmışlardır
4 Aramlaşmış ve Fenikeleşmiş Geç Hitit Sanatı :
Semitik topluluklar olan Aramlar ve Fenikelilerin güneyden gelip Kuzey Mezopotamya ya yayılmaları sonucu, Hitit sanatına bu unsurlar da etken olmaya başlar Zincirli (kısmen Berlin Müzesinde), Sakçegözü, Maraş (Louvre ve Adana Müzelerinde), İvriz Kaya Kabartması, Karatepe heykel ve kabartmaları bu dönemin en tanıdık eserleridir Hellenler MÖ 8 asır başlarında gemiler inşa edip Doğu Akdeniz de ticaret yapmaya başladıkları süre (MÖ 750 tarihinde kurulan Antakya nın güneyindeki Al Mina Hellen kolonisi gibi) şark sanatının (Mısır, Fenike ve Geç Hitit) etkisi altında kaldılar O dönemde yazıyı kullanmayan Hellenler Fenike alfabesini aldılar, ayrıca şark din ve mitolojisinden etkilendiler (Hitit efsanelerinden Göğün KrallığıTheogoni ve Ejder İlluyankaTyphon gibi) Hellenlerin Olympia, Delphi, Atina, Milet, Ephesos, Erythrai ve Eski izmir gibi merkezlerinde 8 asır Geç Hitit kökenli eserlere çokça rastlanır Hem 8 yüzyılın ikinci yarısından itibaren Geç Hitit etkileri Attika vazolarında, sonra da Korinth vazolarında görülmektedir *