iltasyazilim
FD Üye
Hz Mûsâ döneminde yaşamış ve peygamber olması kuvvetle muhtemel, hikmet ve ilim sahibi bir şahsiyet
Kur'ânı Kerîm'de, Hızır (as)'ın isminden açıkça bahsedilmez Ancak Kehf Sûresi'nin 6082 âyetlerinde yer alan Hz Mûsâ ile ilgili kıssadan Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul(1865) diye sözü edilen şahsın Hızır (as) olduğu anlaşılmaktadır Çünkü bizzat Peygamber Efendimizden gelen sahîh hadislerde bu şahsın Hızır olduğu açıkça belirtilmiştir (bk Buhârî, İlm 16, 44, Tefsîru'lKur'ân, Tefsîru Sûrati'lKehf 24; Müslim, Fedâil 170174)
Bu rivayetlere göre bir gün Hz Mûsâ İsrâil oğulları arasında vaaz ederken ona kendisinden daha hikmet ve ilim sahibi kimsenin olup olmadığı sorulmuştu Hz Musâ: Hayır, yoktur!diye cevap verince Cenâbı Hak bir vahiyle Hz Mûsâ'yâ Mecme'u'lBahreyn'de (iki denizin kavuşum yerinde) kullarından salih bir kul olan elHadır (Hızır)'ın kendisinden daha âlim olduğunu bildirdi Bunun üzerine Hz Mûsâ hizmetinde bulunan genç bir delikanlı ile Hızır'ı bulmak üzere uzun bir yolculuğa çıktı İkisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, yolculukta yemek üzere azık olarak yanlarına aldıkları balıklarını unutmuşlardı ve balık bir delikten kayıp denizi boylamıştı Hz Mûsâ oradan bir süre uzaklaştıktan sonra yemek için delikanlıdan balığı çıkarmasını istediği zaman balığın denize dalıp kaybolduğunu fârkettiler Hz Mûsâ'nın Hızır'ı bulmasının alâmeti, bu balığın kaybolması olduğundan derhal oraya geri döndüler ve orada Hızır (as)'ı buldular Bundan sonra Hz Mûsâ'nın Hızır ile, Kehf Sûresi 6682 âyetlerinde anlatılan yolculuğu başladı
Hz Mûsâ'nın yolculuğunda azık olarak taşıdığı balığın Mecme'u'lBahreyn'de denize dalıp kaybolması, bazı rivayetlerde ve çeşitli İslâm milletlerinin folklorunda, bu arada Türk folklorunda da bu suyun âbı hayat olduğu, ölüleri bile canlandıran, içenleri ölümsüzleştiren bir hayat iksiri olduğu şeklinde izah olunmuş, burada balığın canlanıp denize dalması meselesinde bir peygamberin hayatının ve Cenâbı Hakk'ın kudretinin söz konusu olduğu unutulmuştur Buna bağlı olarak, Mecme'u'lBahreyn bölgesinde yaşayan birisi olarak Hızır (as)'a da ölümsüzlük isnâd edilmiş ve kendisine beşer üstü güçler ve yetkiler verilmiştir
Hızır aleyhisselâma verilen ilmin mahiyetini anlayabilmek için Musa (as) ile olan yolculuğunu Kur'ânı Kerîm kısaca şöyle anlatır: Hızır (as), yolculukta karşılaşacakları olaylara Musa peygamberin sabredemeyeceğini kendisine hatırlatmış ve O'ndan sabır için söz almıştır (elKehf,186670) Önce deniz sahilinde, yolculuk için bir gemiye binmişlerdi Hızır (as) bir balta ile gemiyi delince kaptan tamir için geri dönmek zorunda kalmıştır Musa (as) sabredemeyip şöyle demiştir: Gemiyi, yolcularını boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın(elKehf; 1871) Yolculuğun sonunda, ilk bakışta görünmeyen ve perde arkası bilgi niteliğindeki sebebi Hızır (as) şöyle belirtir: O, deldiğim gemi, denizde çalışan birkaç yoksulundu Onu kusurlu yapmak istedim Çünkü gemi yolculuğa devam ederse, ileride her sağlam gemiye el koyan bir kral (deniz korsanları) vardır(elKehf, 1879) Yolculuk sırasında, diğer çocuklarla oynamakta olan bir çocuğu öldürdü Musa (as): Kısas olmadan, masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın, dedi(elKehf,1874) Küçük çocuğun bu erken yaşta vefat ettirilme sebebi Hızır (as) tarafından şöyle açıklandı: Öldürdüğüm erkek çocuğa gelince; onun anne ve babası mü'min kimselerdi İleride onları isyan ve inkâra sürüklemesinden korktuk istedik ki, Rableri bu ölen çocuk yerine kendilerine ondan daha temiz ve daha merhametli birini versin(elKehf, 1880,81) Burada Cenâbı Hak'kın, annebabanın hayırlı kimseler olması sebebiyle, ileride kendilerini üzecek, büyük sıkıntılara sokacak bir çocuğu erken yaşta vefat ettirip, onun yerine daha hayırlı bir evladın verilmesinin, gerçekte o aile için hayırolduğuna işaret ediliyor
Yolculuğun üçüncü merhalesi Kur'an'da şöyle anlatılır: Musa ve salih kul yollarına devam ettiler Sonunda bir köye varıp, halkından yiyecek istediler Halk ise onları misafir etmek istemedi Musa ve salih kul, orada yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler, Salih kul hemen onu doğrultuverdi Bunun üzerine Musa: İsteseydin buna karşılık bir ücret alırdın, dedi Salih kul şöyle dedi: İşte bu seninle benim aramızın ayrılması demektir Sabredemediğin şeylerin içyüzünü sana anlatacağım(elKehf, 1877,78) Evi, ücretsiz tamir etmesini salih kul (hızır) şöyle açıklar: Bu ev, Şehirde iki yetim çocuğun idi Duvarın altında kendilerine ait bir hazine vardı Bunların babaları salih bir kimseydi Rabbin, onların rüştlerine erip, hazinelerini bizzat kendilerinin çıkarmalarını istedi Bu Rabbinden bir rahmettir Ben bunları kendiliğimden değil, Allâh'ın emriyle yaptım İşte, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur(Kehf 1882)
Bu hikmetlerle dolu yolculuktan, insanların günlük hayatta karşılaştıkları bir takım olayların, bazan büyük felaketlerin bir görünen yüzünün bir de asıl perde arkasının bulunduğu anlaşılmaktadır Bazan şer olarak görülen olayların arkasından büyük hayırların ortaya çıktığı görülmektedir Âyeti Kerîmelerde şöyle buyurulur: Hoşumuza gitmediği halde, savaşmak size farz kılındı Belki de hoşumuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır belki hoşunuza giden bir şey de sizin için daha kötüdür Allah bilir siz ise bilmezsiniz (el Bakara, 2216) Eğer karılarınızdan hoşlanmıyorsanız olabilir ki, hoşunuza gitmeyen bir şeyde Allah, sizin için çok hayır takdir etmiştir (enNîsâ, 419) Rasûlullah (sas), Hızır (as)'ın ilmiyle ilgili olarak, gemi yolculuğu sırasındaki bir konuşmayı şöyle nakleder: Bir serçe, denizden gagasıyla su alıp, gemiye konmuştu Hızır (as) bunu Hz Musa'ya göstererek şöyle dedi: Allâh'ın ilmi yanında, benim ve senin ilmin, şu serçenin denizden eksilttiği su kadar bir şeydir(Buhârî, İlm, 44, (elEnbiyâ, 27, Tefsîru Sûre 182; Müslim, Fezâil, 180; Ahmet b Hanbel, Müsned, II, 311, V, 118; bilgi için bk İbn Kesîr, Tefsîru'lKur'ânı'lAzîm, İstanbul 1985, V,172185)
(Hamdi DÖNDÜREN Ahmet ÖNKAL)
Genel Bilgileri Şamil İslam Ansiklopedisi'nden Paylaştım yukarıda sizlerle Şimdi 18:65 ayetini yani İlim Verilmiş Kulun kimliğini Kur'an bütünlüğünde araştıralım:
18:65 Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular
1Rahmet ve İlim Verilmiştir
2Kullardan Bir Kuldur
1 İLİM VE RAHMET
Rahmet 6:157 Yahut, Bize de kitap indirilseydi onlardan daha doğru yolda olurduk,da diyemezsiniz Size Rabbinizden bir delil (beyyine), bir hidayet ve bir rahmet gelmiş bulunuyor
Ayrıca bakınız: 7:52, 7:203, 10:5758, 12:111, 16:64, 16:89, 17:82, 27:77
İlim
10:93 İsrail oğullarına onurlu bir yer bağışladık ve onlara güzel rızıklar verdik Fakat, kendilerine ilim geldikten sonra ayrılığa düştüler Rabbin, diriliş günü, ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verecektir
6:104 Rabbinizden size aydınlatıcı bilgiler gelmiş bulunuyor Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararınadır Ben üzerinize bekçi değilim
Ayrıca Bakınız: 2:145, 3:61, 13:37
Görüldüğü üzere Rahmet ve İlim Kur'an'da Vahyi Bilgi olarak kullanılmıştır
2 KULLARDAN BİR KUL
21:2627 Rahman bir çocuk edindi,dediler O yücedir Oysa onlar onurlu kullardır
Onlar O'ndan önce söz söylemezler; O'nun emirlerini ise titizlikle uygularlar
22:75 ALLAH meleklerden ve insanlardan elçiler seçer Elbette ALLAH İşitendir, Görendir
Sonuç:
Kur'an ve İnsanlardan Resuller Seçer Onlar Onurlu Kullardır Rabbimiz Kullardan bir Kul olarak tanımladığı kişinin bundan sonraki özellikleri bizim için gaybdır Kimse bunu bilemez Ama elimizdeki Kur'an bilgileri bu zat'ın Musa (as)'ı eğitmek için Rabbinden Vahiy Almış İnsan ya da Melek bir Resul olduğunu göstermektedir
Kur'ânı Kerîm'de, Hızır (as)'ın isminden açıkça bahsedilmez Ancak Kehf Sûresi'nin 6082 âyetlerinde yer alan Hz Mûsâ ile ilgili kıssadan Katımızdan kendisine bir rahmet verdiğimiz ve kendisine ilim öğrettiğimiz kullarımızdan bir kul(1865) diye sözü edilen şahsın Hızır (as) olduğu anlaşılmaktadır Çünkü bizzat Peygamber Efendimizden gelen sahîh hadislerde bu şahsın Hızır olduğu açıkça belirtilmiştir (bk Buhârî, İlm 16, 44, Tefsîru'lKur'ân, Tefsîru Sûrati'lKehf 24; Müslim, Fedâil 170174)
Bu rivayetlere göre bir gün Hz Mûsâ İsrâil oğulları arasında vaaz ederken ona kendisinden daha hikmet ve ilim sahibi kimsenin olup olmadığı sorulmuştu Hz Musâ: Hayır, yoktur!diye cevap verince Cenâbı Hak bir vahiyle Hz Mûsâ'yâ Mecme'u'lBahreyn'de (iki denizin kavuşum yerinde) kullarından salih bir kul olan elHadır (Hızır)'ın kendisinden daha âlim olduğunu bildirdi Bunun üzerine Hz Mûsâ hizmetinde bulunan genç bir delikanlı ile Hızır'ı bulmak üzere uzun bir yolculuğa çıktı İkisi, iki denizin birleştiği yere ulaşınca, yolculukta yemek üzere azık olarak yanlarına aldıkları balıklarını unutmuşlardı ve balık bir delikten kayıp denizi boylamıştı Hz Mûsâ oradan bir süre uzaklaştıktan sonra yemek için delikanlıdan balığı çıkarmasını istediği zaman balığın denize dalıp kaybolduğunu fârkettiler Hz Mûsâ'nın Hızır'ı bulmasının alâmeti, bu balığın kaybolması olduğundan derhal oraya geri döndüler ve orada Hızır (as)'ı buldular Bundan sonra Hz Mûsâ'nın Hızır ile, Kehf Sûresi 6682 âyetlerinde anlatılan yolculuğu başladı
Hz Mûsâ'nın yolculuğunda azık olarak taşıdığı balığın Mecme'u'lBahreyn'de denize dalıp kaybolması, bazı rivayetlerde ve çeşitli İslâm milletlerinin folklorunda, bu arada Türk folklorunda da bu suyun âbı hayat olduğu, ölüleri bile canlandıran, içenleri ölümsüzleştiren bir hayat iksiri olduğu şeklinde izah olunmuş, burada balığın canlanıp denize dalması meselesinde bir peygamberin hayatının ve Cenâbı Hakk'ın kudretinin söz konusu olduğu unutulmuştur Buna bağlı olarak, Mecme'u'lBahreyn bölgesinde yaşayan birisi olarak Hızır (as)'a da ölümsüzlük isnâd edilmiş ve kendisine beşer üstü güçler ve yetkiler verilmiştir
Hızır aleyhisselâma verilen ilmin mahiyetini anlayabilmek için Musa (as) ile olan yolculuğunu Kur'ânı Kerîm kısaca şöyle anlatır: Hızır (as), yolculukta karşılaşacakları olaylara Musa peygamberin sabredemeyeceğini kendisine hatırlatmış ve O'ndan sabır için söz almıştır (elKehf,186670) Önce deniz sahilinde, yolculuk için bir gemiye binmişlerdi Hızır (as) bir balta ile gemiyi delince kaptan tamir için geri dönmek zorunda kalmıştır Musa (as) sabredemeyip şöyle demiştir: Gemiyi, yolcularını boğmak için mi deldin? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın(elKehf; 1871) Yolculuğun sonunda, ilk bakışta görünmeyen ve perde arkası bilgi niteliğindeki sebebi Hızır (as) şöyle belirtir: O, deldiğim gemi, denizde çalışan birkaç yoksulundu Onu kusurlu yapmak istedim Çünkü gemi yolculuğa devam ederse, ileride her sağlam gemiye el koyan bir kral (deniz korsanları) vardır(elKehf, 1879) Yolculuk sırasında, diğer çocuklarla oynamakta olan bir çocuğu öldürdü Musa (as): Kısas olmadan, masum bir cana nasıl kıyarsın? Doğrusu çok kötü bir iş yaptın, dedi(elKehf,1874) Küçük çocuğun bu erken yaşta vefat ettirilme sebebi Hızır (as) tarafından şöyle açıklandı: Öldürdüğüm erkek çocuğa gelince; onun anne ve babası mü'min kimselerdi İleride onları isyan ve inkâra sürüklemesinden korktuk istedik ki, Rableri bu ölen çocuk yerine kendilerine ondan daha temiz ve daha merhametli birini versin(elKehf, 1880,81) Burada Cenâbı Hak'kın, annebabanın hayırlı kimseler olması sebebiyle, ileride kendilerini üzecek, büyük sıkıntılara sokacak bir çocuğu erken yaşta vefat ettirip, onun yerine daha hayırlı bir evladın verilmesinin, gerçekte o aile için hayırolduğuna işaret ediliyor
Yolculuğun üçüncü merhalesi Kur'an'da şöyle anlatılır: Musa ve salih kul yollarına devam ettiler Sonunda bir köye varıp, halkından yiyecek istediler Halk ise onları misafir etmek istemedi Musa ve salih kul, orada yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler, Salih kul hemen onu doğrultuverdi Bunun üzerine Musa: İsteseydin buna karşılık bir ücret alırdın, dedi Salih kul şöyle dedi: İşte bu seninle benim aramızın ayrılması demektir Sabredemediğin şeylerin içyüzünü sana anlatacağım(elKehf, 1877,78) Evi, ücretsiz tamir etmesini salih kul (hızır) şöyle açıklar: Bu ev, Şehirde iki yetim çocuğun idi Duvarın altında kendilerine ait bir hazine vardı Bunların babaları salih bir kimseydi Rabbin, onların rüştlerine erip, hazinelerini bizzat kendilerinin çıkarmalarını istedi Bu Rabbinden bir rahmettir Ben bunları kendiliğimden değil, Allâh'ın emriyle yaptım İşte, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur(Kehf 1882)
Bu hikmetlerle dolu yolculuktan, insanların günlük hayatta karşılaştıkları bir takım olayların, bazan büyük felaketlerin bir görünen yüzünün bir de asıl perde arkasının bulunduğu anlaşılmaktadır Bazan şer olarak görülen olayların arkasından büyük hayırların ortaya çıktığı görülmektedir Âyeti Kerîmelerde şöyle buyurulur: Hoşumuza gitmediği halde, savaşmak size farz kılındı Belki de hoşumuza gitmeyen bir şey sizin için daha hayırlıdır belki hoşunuza giden bir şey de sizin için daha kötüdür Allah bilir siz ise bilmezsiniz (el Bakara, 2216) Eğer karılarınızdan hoşlanmıyorsanız olabilir ki, hoşunuza gitmeyen bir şeyde Allah, sizin için çok hayır takdir etmiştir (enNîsâ, 419) Rasûlullah (sas), Hızır (as)'ın ilmiyle ilgili olarak, gemi yolculuğu sırasındaki bir konuşmayı şöyle nakleder: Bir serçe, denizden gagasıyla su alıp, gemiye konmuştu Hızır (as) bunu Hz Musa'ya göstererek şöyle dedi: Allâh'ın ilmi yanında, benim ve senin ilmin, şu serçenin denizden eksilttiği su kadar bir şeydir(Buhârî, İlm, 44, (elEnbiyâ, 27, Tefsîru Sûre 182; Müslim, Fezâil, 180; Ahmet b Hanbel, Müsned, II, 311, V, 118; bilgi için bk İbn Kesîr, Tefsîru'lKur'ânı'lAzîm, İstanbul 1985, V,172185)
(Hamdi DÖNDÜREN Ahmet ÖNKAL)
Genel Bilgileri Şamil İslam Ansiklopedisi'nden Paylaştım yukarıda sizlerle Şimdi 18:65 ayetini yani İlim Verilmiş Kulun kimliğini Kur'an bütünlüğünde araştıralım:
18:65 Katımızdan kendisine rahmet verdiğimiz ve bilgimizden öğrettiğimiz kullarımızdan bir kulu buldular
1Rahmet ve İlim Verilmiştir
2Kullardan Bir Kuldur
1 İLİM VE RAHMET
Rahmet 6:157 Yahut, Bize de kitap indirilseydi onlardan daha doğru yolda olurduk,da diyemezsiniz Size Rabbinizden bir delil (beyyine), bir hidayet ve bir rahmet gelmiş bulunuyor
Ayrıca bakınız: 7:52, 7:203, 10:5758, 12:111, 16:64, 16:89, 17:82, 27:77
İlim
10:93 İsrail oğullarına onurlu bir yer bağışladık ve onlara güzel rızıklar verdik Fakat, kendilerine ilim geldikten sonra ayrılığa düştüler Rabbin, diriliş günü, ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verecektir
6:104 Rabbinizden size aydınlatıcı bilgiler gelmiş bulunuyor Kim görürse kendi yararına, kim körlük ederse kendi zararınadır Ben üzerinize bekçi değilim
Ayrıca Bakınız: 2:145, 3:61, 13:37
Görüldüğü üzere Rahmet ve İlim Kur'an'da Vahyi Bilgi olarak kullanılmıştır
2 KULLARDAN BİR KUL
21:2627 Rahman bir çocuk edindi,dediler O yücedir Oysa onlar onurlu kullardır
Onlar O'ndan önce söz söylemezler; O'nun emirlerini ise titizlikle uygularlar
22:75 ALLAH meleklerden ve insanlardan elçiler seçer Elbette ALLAH İşitendir, Görendir
Sonuç:
Kur'an ve İnsanlardan Resuller Seçer Onlar Onurlu Kullardır Rabbimiz Kullardan bir Kul olarak tanımladığı kişinin bundan sonraki özellikleri bizim için gaybdır Kimse bunu bilemez Ama elimizdeki Kur'an bilgileri bu zat'ın Musa (as)'ı eğitmek için Rabbinden Vahiy Almış İnsan ya da Melek bir Resul olduğunu göstermektedir