nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
HOCA SÂDEDDÎN EFENDİ
Yirmi ikinci Osmanlı şeyhülislâmı Hoca Efendi diye ün kazanan kâmil bir ilim adamı, devrindeki ulemânın kutbu ve velî İsmi, Sâdeddîn'dir Büyük babası Hâfız Mehmed, Bayındır ümerâsından Sofu Halil'in yakınlarından idi Yavuz Sultan Selîm Han, Ehli sünnet yolunun düşmanı Şah İsmâil'i bozguna uğrattığı süre, İranlı âlim ve sanatkârlar aralarında Tebriz'den İstanbul'a getirildi Çok geçmeden pâdişâhın teveccüh ve îtimâdına mazhar olan Hâfız Mehmed, Hâfızı mahsûsı sultânîsıfatı ile Mısır seferine iştirâk etti Oğlu HasanCan ise Yavuz Sultan Selîm'in has nedîmi ve yakını oldu Sultânın vefâtına dek yanından ayrılmadı Onun oğlu Sâdeddîn Efendi 1536 (H943) yılında Kânûnî Sultan Süleymân devrinde İstanbul'da dünyâya geldi 1599 (H1008) senesinde vefât etti
Sâdeddîn Efendi, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı Gençliğinde; Müderris Karamanlı Mehmed ve Şeyhülislâm Ebüssü'ûd Efendi ile zamânın diğer büyük âlimlerinden ilim öğrendi Yirmi yaşında iken, asistan müderris olarak İstanbul'da Murâd Paşa Medresesinde ders vermeye başladı Sonra Erba'în pâyesi denilen ilmiye rütbesini alıp, Bursa'da Şimşek Medresesine tâyin oldu Bir sene sonradan da, ilmiyeye âit olan Hâric rütbesine yükseldi Bu sırada yirmi dokuz yaşındaydı 1570 senesinde Mahmûd Beyin başka bir yere tâyini ile boşalan Bursa Sultâniye Medresesine, 1572 senesinde ise, Sahnı semân müderrisliğine getirildi 1 senesi Mayıs ayında İbrâhim Efendinin vefâtı üzerine, Şehzâde Murâd'ın hocalığına tâyin edildiBu sebeple Hoca Efendi diye anılmaya başladı Şehzâde Murâd tahta çıkmak üzere Manisa'dan İstanbul'a gelirken, Sâdeddîn Efendi de berâberinde idi O zaman Sultan Murâd'ın özengi ağası olan Tiryâkî Gâzi Hasan Paşanın naklettiğine kadar, şehzâde yolculuk sırasında yanında göremediği Öğretmen Efendiyi sordu Yanındakiler onun bindiği atın ham olması dolayısıyla azıcık geride kaldığını söylediler Bunun üstüne Sultan Murâd anında kendi yedek atlarından birini altın işlemeli eğer ve süslü takımlarla donatarak ona gönderdi ve yetişinceye kadar beklediSâdeddîn Efendiye bundan daha sonra Hâcei sultânî (sultan hocası) ve Reîsülulemâ ünvânları verildi Devletin iç ve dış siyâsetine tezgâhtar oldu
Üçüncü Mehmed Han tahta çıktığı vakit (1595) kendi hocası olan Nevâlî Efendi, vefât etmiş bulunuyordu Böylece pâdişâh hocalığı makâmı tekrar Sâdeddîn Efendide kaldı İki sultâna hocalık yaptığı için kendisine Câmiü'rriyâseteyn denildi Aynı ünvânı şeyhülislâmlar arasında üstelik, Erzurumlu Seyyid Hacı Feyzullah Efendi almıştır
Bu sırada Osmanlı Devleti Avusturya ile harp hâlinde bulunuyordu 1595 senesinde başlayan savaşlarda iki taraf da ağır kayıplar vermişti Estergon, İbrail ve Kili kaleleri düşman eline düşmüştü Bu sebeple Sultan Üçüncü Mehmed Han, hocası Sâdeddîn Efendinin tavsiyesiyle bizzât Avusturya seferine çıktıKânûnî SultanSüleymân Hânın vefâtından 30 yıl geçtiği hâlde, hiçbir pâdişâh ordusuna bizzât başkomutanlık etmemişti 21 Haziran 1596 târihinde yanına Hoca Sâdeddîn Efendi de olduğu hâlde, 100000 kişilik bir ordu ile İstanbul'dan hareket eden Sultan Üçüncü Mehmed, Ösek kalesine ulaştı RumeliBeylerbeyi Sokulluzâde Hasan Paşa ile, Kırım kuvvetleri de Ösek kalesi önünde, Sultan ile birleştiler Ösek'de bir dîvân toplandı Dîvânda bâzı vezirler, Tuna vâdisinden ilerleyip Viyana'yı muhâsara etme teklifinde bulundular Öğretmen Sâdeddîn Efendi; Bu doğru bir düşünce değildir Viyana merhum Kânûnî zamânında da kuşatıldı Fakat düşman Almanya içlerine çekilip gitti Bizimle karşılaşmadıViyana'yı almak da muhtemel olmadıŞimdi Viyana'ya gittiğinizde düşman tekrar memleketin içine çekilerek, bizimle karşılaşmayacaktır Biz Viyana'yı kuşatırken, onun müttefikleri bizi arkamızdan çevirerek çekilme yolumuzu kapatacaklardır Müşkül durumlara düşmemiz mümkündür Bu yüzden ben, Viyana'yı yok, Tisa NehrindenEğri kalesine gidilmesini ve buranın zaptını teklif ederim Çarpık kalesi alınırsaAvusturya ileRomanya'nın takviye yolları elimize geçecek, birbirinden ayrılan ve takviye alamayan düşmanları, birer birer dize getirmek olası olacaktırdedi
Öğretmen Sâdeddîn Efendinin fikirlerine fazla güvenen Sultan, bu fikri anında kabûl etti Çarpık kalesi, 20 gün süren muhâsaradan daha sonra zabt edildi Kale muhâfazasına Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşayı bırakan Sultan, ordusuyla Haçova denilen yere geldi Osmanlı Ordusu Haçova'ya geldiği vakit, burada İmparatorun kardeşi Arşidük Maksimilyan'ın kuvvetleriyle karşılaştı Alman, Macar ve öteki devlet ve milletlerden toplanmış büyük bir ordu vardı *
Yirmi ikinci Osmanlı şeyhülislâmı Hoca Efendi diye ün kazanan kâmil bir ilim adamı, devrindeki ulemânın kutbu ve velî İsmi, Sâdeddîn'dir Büyük babası Hâfız Mehmed, Bayındır ümerâsından Sofu Halil'in yakınlarından idi Yavuz Sultan Selîm Han, Ehli sünnet yolunun düşmanı Şah İsmâil'i bozguna uğrattığı süre, İranlı âlim ve sanatkârlar aralarında Tebriz'den İstanbul'a getirildi Çok geçmeden pâdişâhın teveccüh ve îtimâdına mazhar olan Hâfız Mehmed, Hâfızı mahsûsı sultânîsıfatı ile Mısır seferine iştirâk etti Oğlu HasanCan ise Yavuz Sultan Selîm'in has nedîmi ve yakını oldu Sultânın vefâtına dek yanından ayrılmadı Onun oğlu Sâdeddîn Efendi 1536 (H943) yılında Kânûnî Sultan Süleymân devrinde İstanbul'da dünyâya geldi 1599 (H1008) senesinde vefât etti
Sâdeddîn Efendi, küçük yaştan îtibâren ilim tahsîline başladı Gençliğinde; Müderris Karamanlı Mehmed ve Şeyhülislâm Ebüssü'ûd Efendi ile zamânın diğer büyük âlimlerinden ilim öğrendi Yirmi yaşında iken, asistan müderris olarak İstanbul'da Murâd Paşa Medresesinde ders vermeye başladı Sonra Erba'în pâyesi denilen ilmiye rütbesini alıp, Bursa'da Şimşek Medresesine tâyin oldu Bir sene sonradan da, ilmiyeye âit olan Hâric rütbesine yükseldi Bu sırada yirmi dokuz yaşındaydı 1570 senesinde Mahmûd Beyin başka bir yere tâyini ile boşalan Bursa Sultâniye Medresesine, 1572 senesinde ise, Sahnı semân müderrisliğine getirildi 1 senesi Mayıs ayında İbrâhim Efendinin vefâtı üzerine, Şehzâde Murâd'ın hocalığına tâyin edildiBu sebeple Hoca Efendi diye anılmaya başladı Şehzâde Murâd tahta çıkmak üzere Manisa'dan İstanbul'a gelirken, Sâdeddîn Efendi de berâberinde idi O zaman Sultan Murâd'ın özengi ağası olan Tiryâkî Gâzi Hasan Paşanın naklettiğine kadar, şehzâde yolculuk sırasında yanında göremediği Öğretmen Efendiyi sordu Yanındakiler onun bindiği atın ham olması dolayısıyla azıcık geride kaldığını söylediler Bunun üstüne Sultan Murâd anında kendi yedek atlarından birini altın işlemeli eğer ve süslü takımlarla donatarak ona gönderdi ve yetişinceye kadar beklediSâdeddîn Efendiye bundan daha sonra Hâcei sultânî (sultan hocası) ve Reîsülulemâ ünvânları verildi Devletin iç ve dış siyâsetine tezgâhtar oldu
Üçüncü Mehmed Han tahta çıktığı vakit (1595) kendi hocası olan Nevâlî Efendi, vefât etmiş bulunuyordu Böylece pâdişâh hocalığı makâmı tekrar Sâdeddîn Efendide kaldı İki sultâna hocalık yaptığı için kendisine Câmiü'rriyâseteyn denildi Aynı ünvânı şeyhülislâmlar arasında üstelik, Erzurumlu Seyyid Hacı Feyzullah Efendi almıştır
Bu sırada Osmanlı Devleti Avusturya ile harp hâlinde bulunuyordu 1595 senesinde başlayan savaşlarda iki taraf da ağır kayıplar vermişti Estergon, İbrail ve Kili kaleleri düşman eline düşmüştü Bu sebeple Sultan Üçüncü Mehmed Han, hocası Sâdeddîn Efendinin tavsiyesiyle bizzât Avusturya seferine çıktıKânûnî SultanSüleymân Hânın vefâtından 30 yıl geçtiği hâlde, hiçbir pâdişâh ordusuna bizzât başkomutanlık etmemişti 21 Haziran 1596 târihinde yanına Hoca Sâdeddîn Efendi de olduğu hâlde, 100000 kişilik bir ordu ile İstanbul'dan hareket eden Sultan Üçüncü Mehmed, Ösek kalesine ulaştı RumeliBeylerbeyi Sokulluzâde Hasan Paşa ile, Kırım kuvvetleri de Ösek kalesi önünde, Sultan ile birleştiler Ösek'de bir dîvân toplandı Dîvânda bâzı vezirler, Tuna vâdisinden ilerleyip Viyana'yı muhâsara etme teklifinde bulundular Öğretmen Sâdeddîn Efendi; Bu doğru bir düşünce değildir Viyana merhum Kânûnî zamânında da kuşatıldı Fakat düşman Almanya içlerine çekilip gitti Bizimle karşılaşmadıViyana'yı almak da muhtemel olmadıŞimdi Viyana'ya gittiğinizde düşman tekrar memleketin içine çekilerek, bizimle karşılaşmayacaktır Biz Viyana'yı kuşatırken, onun müttefikleri bizi arkamızdan çevirerek çekilme yolumuzu kapatacaklardır Müşkül durumlara düşmemiz mümkündür Bu yüzden ben, Viyana'yı yok, Tisa NehrindenEğri kalesine gidilmesini ve buranın zaptını teklif ederim Çarpık kalesi alınırsaAvusturya ileRomanya'nın takviye yolları elimize geçecek, birbirinden ayrılan ve takviye alamayan düşmanları, birer birer dize getirmek olası olacaktırdedi
Öğretmen Sâdeddîn Efendinin fikirlerine fazla güvenen Sultan, bu fikri anında kabûl etti Çarpık kalesi, 20 gün süren muhâsaradan daha sonra zabt edildi Kale muhâfazasına Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşayı bırakan Sultan, ordusuyla Haçova denilen yere geldi Osmanlı Ordusu Haçova'ya geldiği vakit, burada İmparatorun kardeşi Arşidük Maksimilyan'ın kuvvetleriyle karşılaştı Alman, Macar ve öteki devlet ve milletlerden toplanmış büyük bir ordu vardı *