Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Hukuk Sözcüğünün çeşitli Anlamlari

Hukuk Sözcüğünün çeşitli Anlamlari
0
47

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
86
Puan
48
F-D Coin
0
Hukuk Sözcüğünün dağıtılmış Anlamlari nesnel hukuk yazılı olmayan hukuk kuralları subjektif tarafsız subjektif hak III HUKUK SÖZCÜĞÜNÜN DAĞITILMIŞ ANLAMLARI A Artı Hukuk Belli bir ülkede kesin bir zamanda yürürlükte yer alan hukuk, pozitif hukuk olarak adlandırılmaktadırBu anlamda “Türk Fazla Hukuku veya “İsviçre Fazla Hukuku deyimleri günümüzde Türkiye’de ve İsviçre’de yürürlükte olan hukuku anlatır Artı hukuk “olması gereken hukuku yok “olan hukuku belirttiği için ideal hukuk’tan ayrılır Artı hukuk kurallarının iyi anlaşılıp yorumlanabilmesi ve icabında değiştirilip, yeni koşullara uygun ülkü getirilmesi için, ideal hukuktan, hukuk tarihinden ve diğer ülkelerin pozitif hukukundan yararlanmmak zorunlu olabilir B İdeal Hukuk Emin bir ülkede belirlenmiş bir zamanda uygulanmakta olan kurallardan bağımsız olarak, görünmeyen düzeyde, toplumun gereksinmelerini en iyi biçimde karşılayacak, adalete en uygun hukuk sistemine ideal hukuk denilmektedir İdeal hukuka tarafından bitmiş, tekrar tekrar egemen olması gereken, değişmeyen ve evrensel nitelikte kurallar vardır Bu kurallar akıl aracılığıyla bulunabilir Artı hukuk bu esas ilkelere ulaşmaya ve onları gerçekleştirmeye çalışmalıdır Hukukun nasıl olması gerektiği konusunda anlayışlar, değişik dünya görüşlerine kadar değişim göstereceğinden, değişik ideal hukuk anlayışlarıyla karşılaşılabilmektedir Fazla hukukun olan hukuk (lege lata) diye adlandırılmasına karşılık, ideal hukuka olması gereken hukuk (lege ferenda) denilir İdeal hukuka doğal hukuk adı da verilmektedir C Hukuk v e Yargı Adaletin, en yüksek ahlâk ülküsü, en iyi ve en içten çözümü belirten bir esas zihin, bir erdem olduğu söylenebilir Ancak yargı kavramı kişinin duygusuna ve sezgisine tarafından değişik kasıt ve içerikler kazanabilmektedir Ayrıca, ulusal kültür farklılıkları, ekonomik ve sosyal konum,gelişmişlik aşaması gibi nedenlerle hak kavramı toplumdan topluma çağdan çağa da değişmektedir Ama bu duruma bakarak, hukuku erdem düşüncesinden, adalet temelinden parçalamak, onu saygınlıktan yoksun bir teknik haline dönüştürebilecektir İşte hukuku bu durumdan kurtarmak için yüzyıllardan beri uğraşan filozoflar, hukukun gerçekleştirmesi beklenen en yüksek değerinde olarak yargı kavramını geliştirmişlerdir Yargı mülkün temelidir sözü, bu kavramın önemini belirtmektedir Ç İnsan Hakları ve Yargı Türkçe tekil olarak kullanılan hukuk sözcüğü, Arapça’da “adalet sözcüğünün çoğuludur Sözcük kökenindeki bu temas adalet ve hukuk anlamlarındaki yakınlığın da bir göstergesidir İnsan Hakları, bütün insanlara tanınması özlenen ideal bir haklar listesidir Anayasamız bu anlamda “insan haklarına saygılı olmayı Devletin esas niteliklerinden biri olarak belirlemiştir1961 Anayasasında bu özellik, çok daha belli bir ifadeyle “insan haklarına dayalı devlet olarak yer almıştı Anayasanın 12maddesi de : Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel yargı ve hürriyetlere sahiptirderken, insan haklarının manâlı bir boyutunu dile getirmektedirİnsan hakları düşüncesi, devletlerin sınırlarından egemen olarak tüm insanların, insan onuruna yaraşır somut ve manevi düzeye ulaştırılmasını amaçlamaktadır Bunun için bütün insanların halk müziği, renk, dil, din, cinsiyet farklarına bakılmaksızın haklardan eşit bir biçimde yararlanması gerekir id Hak ülküsünün çağımızda evrensel bir biçimde benimsenmesi ve somutlaşması açısından “insan hakları kavramının özel bir önemi vardır İnsan Hakları Evrensel Bildirisi (1948), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (1950) gibi uluslararası insan hakları belgelerinde duyuru olunan esas insan haklarının evrensel bir biçimde kabul edilmesi, soyut adalet kavramını somutlaştırma yolunda yüzyıllardan beri yapılan çalışmaların başarılı bir sonucu sayılabilir Günümüzde herhangi bir hukuk sisteminin, lüzum hukuk kurallarının yapılmasında, gerek bu kuralların uygulanmasında , insan hakları ülküsünü gerçekleştirmeye yaklaştığı ölçüde, adalete de yaklaştığını anlatmak hatalı olmaz D Yazılmış Hukuk Yazılı Olmayan Hukuk Bir ülkede yürürlükte olan anayasal sisteme tarafından yetkili organlar kadar yazılı olarak konulan kurallardan oluşan hukuk, yazılı hukuktur Yazılı olmayan hukuk ise, kesin bir organ tarafından konulmayan, toplum içinde zamanla kendiliğinden oluşan kurallardan meydana gelen hukuktur Özellikle Anglo Saxon ülkelerinde hukuk düzeni, adalet organlarının yüzyıllar her tarafında süren uygulamalarından oluşmuştur Buna karşılık bizim de dahil olduğumuz Kara Avrupası hukuk sistemleri, genellikle yazılı hukuk sistemleridir Oysa hemencecik belirlemek gerekir ama yazılı hukuk sistemini benimsemiş ülkelerde yazılı olmayan hukuk hiç değil seslenmek değildir Bu ülkelerde örf ve adet veya geleneklerden oluşan hukuk kuralları da vardır Nitekim Uygar Kanunumuzun 1 maddesi, “örf ve adetin de hukuk olabileceğini belirtmiş bulunmaktadır Bunun gibi yazılı olmayan hukuk sistemlerinde de parlamento veya öbür yetkili organlarca yazılmış biçimde konulmuş (vazedilmiş) hukuk kuralları mevcuttur Yazılı olarak konulmuş kurallara mevzuat da denilmektedir Mesela “Türk Kira Mevzuatı denildiğinde, Türkiye’de kira ilişkisini düzenleyen yazılmış kuralların tümü kastedilir E Objektif Hukuk Sübjektif Hukuk Almanca ve Fransızca gibi kimi batı dillerinde “hukuk karşılığı olan sözcük (“droit, “Recht) bununla birlikte “yargı karşılığı olarak da kullanılmaktadır böylece bu kavramlardan hangisinin kullanıldığını belirtmek için hukuk sözcüğünün önüne nesnel veya sübjektif sıfatının eklenmesi gerekmektedir Bu anlamda Almanca’da “objektives Recht deyimi hukuk kavramını, “sübjektives Recht deyimi ise adalet kavramını, yani hukuktan kişi lehine doğan belirli yetki anlamını karşılamaktadır Oysa çağımızda Anayasa hükümlerinin “yasama, yürütme ve yargı organlarını, yöneticilik makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan esas hukuk kuralları (AY m11) gücünü kazanması, Anayasada güvence altına alınan temel adalet ve özgürlüklerin ayrıca sübjektif hukuk ve hem de nesnel hukuk niteliği taşımasını gerektirmektedir  
 
858,496Konular
981,666Mesajlar
29,738Kullanıcılar
myanardag0Son üye
Üst Alt