nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Hukuk Terimleri Sözlüğü
A
Manâsız:Akla ve gerçeğe aykırı; boşboğaz; patavatsız; anlamsız şey; saçma; anlamsız
Abesle iştigal etmek:Anlamsız şeylerle mücâdele etmek
abideler ve asarı atika:abide ve abideler
Kuşatma:bir devletin dışarı ile olan ilişkilerini zorla kesmek
Acar:Atılgan; gözü öyle; yiğit; külhanbeyi; yılmaz; kabına sığmaz; kuvvetli; becerikli
Acele itiraz:bahşedilen kararın tefhim yada tebliğinden itibaren belirli bir süre içerisinde ( genelde bir hafta ) yapılması gereken, kanunda dobra dobra sayılan itiraz türüdür itiraz üzerine kararı veren makam değil itiraz mercii bir karar verir
Acenta:ticari mümessil ticari delege, satış memuru ya da müstahdem gibi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak belirli bir alan içinde daimi bir suretle ticari bir işletmeyi ilgilendiren akidlerde arabuluculuk etmeyi ya da bunları o işletme adına yapmayı mesle
Açık artırma:bir malın, öneri veren kişiler arasında en yüksek bedeli öneren kimseye satılmasını karşılayan satış biçimi
Açık çek:Üstüne para miktarı yazılmamış çek, mecazi: baki güven
Acir:kiraya veren kimse
Aciz:Birinin borcunu zamanında ödeyememesi durumu
Âciz:Gücü bir işe yetmez olan; çelimsiz; yetkisiz; kabiliyetsiz; zayıf
Aciz vesikası:alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine bahşedilen vesika (İİK 143)
Ada:çevresi yollarla sınırlandırılmış yer alan, farklı alanlara yönlendirilmiş parselleri kapsayan arsa parçası
Adab:Âdab; Töre; edepler; terbiyeler; utanmalar; görgü; yol yöntem
Adad:Adâd; Adetler; sayılar; adem fakirlik; hiçlik; ölüm
Hak:haklılık; hakka intibak
Adalet anıevletler arasındaki birtakım hukuk anlaşmazlıklarına bakan ve merkezi La Haye'de yer alan milletlerarası mahkeme
Adalet örgütü:Adliye teşkilatı
Adalet sarayı: Mahkemelerin bulunduğu büyük inşa
Adem:Yokluk; hiçlik; vefat ,
Ademi ifa:Ademi ifâ Yapmamak; bir görevi yerine getirmemek; bir borcu vaktinde ödememek
Ademi iştirak:katılmamak
Ademi selahiyet:yetkisizlik
Ademi: vüsuk gercek olmamak
Ademimerkeziyet:Yerinden idare
Olağan kira:kiraya verenin, kesin bir ücret karşılığında bir şeyin kullanılmasını kiracıya bıraktığı anlaşma
Alışılagelmiş şirket:iki veya daha çok kimsenin, müşterek bir amaca gelmek için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri kontrat ile kurulan ortaklık
Olağan suçlu:Basit suçları işleyen kimse
Adli:adaletle ilgili
Adli kaza:Adlî kaza Cezai, yasal, ticari, nizalı, nizasız hak
Adli müzaharet:Adli takviye
Adli sicil:Bir kimsenin mahkumiyetinin olup olmadığının anlaşılması için konulmuş olan kayıt yöntemi
Adli tatil:Her sene 1 Ağustos ile 5 Eylül tarihleri arasında, kanunda yazılmış durumların dışında, hiçbir adli işlemin yapılmadığı süre
Adli tıp:Tıbbın adalete yardım eden kolu
Adli zabıta:Bir kabahat sonrası sanığı ve suç delillerini adli yetkililere sunan kolluk kuvveti
Afaki:Afakî Kesin bir konu üstünde olmayan (konuşma); dereden tepeden söz; nesnel; objektif; tanıdık olmayan
Afetoğanın sebep olduğu afet; kıran; çok fena; büyük felaket; belâ; fazla güzel insan
Ağır canice:Beş yıldan yukarı olan hapis cezaları
Ağır hapis cezası: Yirmi yıl ve üstü veya ömür boyu hapis cezası
Ağır kusur: dikkatsizlikten ve özensizlikten dolayı işlenen büyük kusur
Ağlep: Kaslı; büyük
Ahar: Başkası; yabancı; üçüncü birey
Ahde vefa: Söze sadakât, sözleşmeye bağlılık
Ahir: Âhir Son; sondaki; en son; en sondaki
Ahiren: Âhiren Daha Sonra
Ahit: Söz verme
Ahkam: hükümler
Ahkamı huzuriyye: egemen önünde yargılanmayla ilgili yöntem hükümleri
Ahkamı mahsusa: özel hükümler
Ahkamı müteferia: ahkâmı müteferia detaylı hükümler
Ahkamı mütehalife : ahkâmı mütehalife aykırı öbür hükümler
Ahval: ahvâl durumlar; haller; vaziyetler
Ahz : almak
Aidiyet : âidiyet ait olma durumu; ilişkinlik
Aile hukuku : Aile ilişkilerini düzeneleyen hukuk kurallarıdır
Aile hukuku : Aileyi yaratıcı şahısların müşterek adalet ve görevlerini düzenleyen hukuk dalı
Aile şirketi : bir ailenin bireylerinden oluşan ortaklık
Aile yurdu: bir kimsenin, ailenin gereksiniminden büyük olmamak ve bana kalırsa kendisinin veya ailesinin işletmesi veya oturması koşuluyla, aile bireylerinin geçimi ve oturmasını sağlamak amacıyla ayırdığı taşınmaz ve ekleri
Akar: taşınmaz mülk; kiraya verilen ve gelir sağlayan şeyler
Akaratı mevkufe: akarâtı mevkufe vakfedilmiş, kazanç getiren mallar
Akdetmek: sözleşmek; saptamak; planlamak; bağlamak
Akdi mebhusünanh: sözü geçen akit, uzlaşma, kontrat
Akdi mezbur: sözü geçen akit, anlaşma, kontrat
Akdi muvazaa: karşılıklı taviz verilerek yapılan akit, uzlaşma, sözleşme
Akdi sahih: geçerli, doğru, kusursuz akit, uzlaşma, sözleşme
Akideyn: âkideyn her akitte akdi yapan iki taraf
Akidin: âkidîn sözleşenler; sözleşme yapanlar
Akit: âkit bir işi iki taraflı olarak kararlaştırıp üstlerine alan taraflardan her biri; anlaşma ya da antlaşma yapan
Akit vaadi: ön kontrat
Alahilaf'ülkanun: alâhilâf'ülkanun kanun hilafına; yasaya tutarsız olarak
Alakadar: alâkadar ilgili; ilişkili
Alat : alât aletler; araçlar
Aledderecat : sırasıyla; derecesine kadar
Alelhesap: hesap görmek üzere; hesaba sayarak; sayışılmak üzere; doğan kârdan bir bölümünün ileride tamamı üzerinde hesaplaşılmak üzere evvelden ödenmesi
Alelıtlak: genelde; hedefi olmadan; bir hudut ile tabi olmayarak
Alelumum: alelumûm genel olarak; umumi bir biçimde; bütün
Alelusul: usulüne uygun; üstün körü
Aleniyet: tarafsızlık; kamuya açık olunması
Alettakrib: yaklaşık olarak; hemen hemen
âm ve şamil: genel; herkese ait; geniş ayrıntılı
Amade : bir işi yapmaya hazırlanmış; hazırlanmış
Amel: meslek; edim; fiil
Amele :işçi; emekçi, ırgat
Ameli: amelî işe dayanan; iş üstünde; tatbikî; pratik; uygulamalı
Amenajman: doğal kaynakların işletilmesi, Devlete ve kişilere ait ormanların, önceden hazırlanıp kabul edilmiş esaslara uygun bir şekilde işletilmesi
Amil: âmil yapan; faktör; etmen; sebep; etken
Amir: âmir emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya ya da yapmamaya zorlayan, buna gücü yeten
Amm: âmm genel; umumi; herkese ait
Amma: ammâ lakin; lakin; lakin; oysa; şu kadar; böylece ki
Amme: kamu
Amme hükmi şahsiyeti: âmme hükmî şahsiyeti millet tüzel kişiliği
Amme intizamı: ulus düzeni
Anagayrimenkul: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın bütünü
Anayapı: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın esas inşa kısmı
Anayasa: Bir devletin idare biçimini gösteren, yasama, yürütme, suçlama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların ulus haklarını gösteren esas yasa, kanunuesasi
Angaje: sözle veya yazılmış olarak bağlanan; bağımlı
Ani edim: aniden yapılan belirli tavır veya davranışlarla yerine getirilen edim
Anif'ülaçıklama: ânif'ülaçıklama demin demeç olunan, bildirilen
Anmuhakemetin: mantıklı düşünme yaparak; suçlama aracılığıyla
Antrepo: gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu, korunduğu yer; ardiye; ahır
Ara: âra reyler; oylar
Ara kararı: Bir davanın bakılmasını kolaylaştırmak için yargıdan önce önlem niteliğinde bahşedilen karar, mahkeme kararı
Arama: Saklanan sanığın ve kabahat belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi
Arama izni: Yasa dışı ilişkilerle ilgili olarak delil biriktirmek, zanlı ya da suçlu kişileri yakalamak için mahkemece güvenlik güçlerine bahşedilen resmi izin
Arama kararı: Arama yapılabilmesi için hakim tarafından verilmiş karar
Arazi mahlule: mutasarrıfın varis bırakmadan ölümü ile mahlûl olan arazii emiriyye
Arazii emiriyye: rakabesi beytülmâle ait olarak devlet kadar kişilere dağıtılan yerler, topraklar; beylik arazi
Arazii haraciyye: haraca alt arazi
Arâzii memlûke: mülk; timar toprağı; mülkiyet yolu ile tasarruf olunan yerler
Arazii metruke: halkın gereksinimi ve kullanımı için terk edilen arazi
Arazii mevat : hiç kimsenin tasarrufu aşağıda olmayan ve halka terk ve devir edilmemiş bulunan,yüksek sesli bir kimsenin sesi işitilmeyecek derecede köy ve kasabalar gibi yerlerden uzak bulunan kıraç, taşlık gibi yerler
Arazii mevkufe: geliri kayıtlı bir konuya atama olunan yer; vakıf olunmuş arazi
Arazii miriye : resmi arazi
Arâzii öşriye: ürününden onda bir Devlet payı alınan ve üstünde her türlü mülkiyet tasarrufları yer alan arazi
âri : sız; abes; çıplak; soyut; temizlenmiş; yüksüz
Ariyet : ödünç; eğreti; ödünç sözleşmesi
Arîz ve amîk : genişlik ve derinliğine; uzun uzadıya; enine boyuna
Arsa: Belediye sınırları içinde, belediye göre parsellenerek üzerine inşaat yerine getirmek için ayrılan arazi parçası
Arsa payı: Kat mülkiyetinde arsanın, kanunda açıklanmış esasa göre egemen bölümlere ayrılan karşılıklı mülkiyet payı
Arz: sunma; görünüm; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)
Arzuhal:uygulama , istidal
Asaleten atanma: Kesintisiz tahsis yapmak üzere bir göreve atanma
Minimum: asgarî minimum; en aşağıda; en azından; en az; en küçük
Ashabı intikal: verasetin geçişinde hak sahipleri
Anlaşılır: açıkça kesin; açık; açıkça; meydanda olan
Asri: asrî zamana yerinde; çağdaş; çağdaş
Ateh: bunama; bunaklık
Ati : âtî gelecek; gelen (kişi ya da şey); gelecek süre; istikbal
Atıf : yollama; yöneltme; doldurma; bağlama; eğme; meylettirme; ilişkili bulma
Avans : alacağına addedilmek üzere önceden yapılan ödeme; öndelik
Avarız: avârız kazalar; belalar; borçlanma ve adalet kazanma yeterliliğini kısan veya yok eden haller
Avdet: dönüş; geri gelme; dönme
Avukat: Adalet ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı iş edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse
Ayn: para dışarıda, kazanılabilen tüm servet öğeleri
Ayni: aynî mala ilişkin; eşyaya emrindeki; malın mülkiyeti ile ilgili; herkese karşı ileri sürülebilen
Ayni haklar: üstünde direkt mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese aleyhinde ileri sürülebilen haklar
Aza : âzâ uzuvlar; üyeler; organlar
Azade : âzâde bağımsızlık; serbest; özgür
Maksimum : en fazla; en büyük; en yüksek
Azil : Verilen temsil yetkisinin ortadan kaldırılması
Azimet:gidiş; yola çıkma *
A
Manâsız:Akla ve gerçeğe aykırı; boşboğaz; patavatsız; anlamsız şey; saçma; anlamsız
Abesle iştigal etmek:Anlamsız şeylerle mücâdele etmek
abideler ve asarı atika:abide ve abideler
Kuşatma:bir devletin dışarı ile olan ilişkilerini zorla kesmek
Acar:Atılgan; gözü öyle; yiğit; külhanbeyi; yılmaz; kabına sığmaz; kuvvetli; becerikli
Acele itiraz:bahşedilen kararın tefhim yada tebliğinden itibaren belirli bir süre içerisinde ( genelde bir hafta ) yapılması gereken, kanunda dobra dobra sayılan itiraz türüdür itiraz üzerine kararı veren makam değil itiraz mercii bir karar verir
Acenta:ticari mümessil ticari delege, satış memuru ya da müstahdem gibi bir sıfatı olmaksızın bir sözleşmeye dayanarak belirli bir alan içinde daimi bir suretle ticari bir işletmeyi ilgilendiren akidlerde arabuluculuk etmeyi ya da bunları o işletme adına yapmayı mesle
Açık artırma:bir malın, öneri veren kişiler arasında en yüksek bedeli öneren kimseye satılmasını karşılayan satış biçimi
Açık çek:Üstüne para miktarı yazılmamış çek, mecazi: baki güven
Acir:kiraya veren kimse
Aciz:Birinin borcunu zamanında ödeyememesi durumu
Âciz:Gücü bir işe yetmez olan; çelimsiz; yetkisiz; kabiliyetsiz; zayıf
Aciz vesikası:alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine bahşedilen vesika (İİK 143)
Ada:çevresi yollarla sınırlandırılmış yer alan, farklı alanlara yönlendirilmiş parselleri kapsayan arsa parçası
Adab:Âdab; Töre; edepler; terbiyeler; utanmalar; görgü; yol yöntem
Adad:Adâd; Adetler; sayılar; adem fakirlik; hiçlik; ölüm
Hak:haklılık; hakka intibak
Adalet anıevletler arasındaki birtakım hukuk anlaşmazlıklarına bakan ve merkezi La Haye'de yer alan milletlerarası mahkeme
Adalet örgütü:Adliye teşkilatı
Adalet sarayı: Mahkemelerin bulunduğu büyük inşa
Adem:Yokluk; hiçlik; vefat ,
Ademi ifa:Ademi ifâ Yapmamak; bir görevi yerine getirmemek; bir borcu vaktinde ödememek
Ademi iştirak:katılmamak
Ademi selahiyet:yetkisizlik
Ademi: vüsuk gercek olmamak
Ademimerkeziyet:Yerinden idare
Olağan kira:kiraya verenin, kesin bir ücret karşılığında bir şeyin kullanılmasını kiracıya bıraktığı anlaşma
Alışılagelmiş şirket:iki veya daha çok kimsenin, müşterek bir amaca gelmek için emeklerini ve mallarını birleştirmeyi kabul ettikleri kontrat ile kurulan ortaklık
Olağan suçlu:Basit suçları işleyen kimse
Adli:adaletle ilgili
Adli kaza:Adlî kaza Cezai, yasal, ticari, nizalı, nizasız hak
Adli müzaharet:Adli takviye
Adli sicil:Bir kimsenin mahkumiyetinin olup olmadığının anlaşılması için konulmuş olan kayıt yöntemi
Adli tatil:Her sene 1 Ağustos ile 5 Eylül tarihleri arasında, kanunda yazılmış durumların dışında, hiçbir adli işlemin yapılmadığı süre
Adli tıp:Tıbbın adalete yardım eden kolu
Adli zabıta:Bir kabahat sonrası sanığı ve suç delillerini adli yetkililere sunan kolluk kuvveti
Afaki:Afakî Kesin bir konu üstünde olmayan (konuşma); dereden tepeden söz; nesnel; objektif; tanıdık olmayan
Afetoğanın sebep olduğu afet; kıran; çok fena; büyük felaket; belâ; fazla güzel insan
Ağır canice:Beş yıldan yukarı olan hapis cezaları
Ağır hapis cezası: Yirmi yıl ve üstü veya ömür boyu hapis cezası
Ağır kusur: dikkatsizlikten ve özensizlikten dolayı işlenen büyük kusur
Ağlep: Kaslı; büyük
Ahar: Başkası; yabancı; üçüncü birey
Ahde vefa: Söze sadakât, sözleşmeye bağlılık
Ahir: Âhir Son; sondaki; en son; en sondaki
Ahiren: Âhiren Daha Sonra
Ahit: Söz verme
Ahkam: hükümler
Ahkamı huzuriyye: egemen önünde yargılanmayla ilgili yöntem hükümleri
Ahkamı mahsusa: özel hükümler
Ahkamı müteferia: ahkâmı müteferia detaylı hükümler
Ahkamı mütehalife : ahkâmı mütehalife aykırı öbür hükümler
Ahval: ahvâl durumlar; haller; vaziyetler
Ahz : almak
Aidiyet : âidiyet ait olma durumu; ilişkinlik
Aile hukuku : Aile ilişkilerini düzeneleyen hukuk kurallarıdır
Aile hukuku : Aileyi yaratıcı şahısların müşterek adalet ve görevlerini düzenleyen hukuk dalı
Aile şirketi : bir ailenin bireylerinden oluşan ortaklık
Aile yurdu: bir kimsenin, ailenin gereksiniminden büyük olmamak ve bana kalırsa kendisinin veya ailesinin işletmesi veya oturması koşuluyla, aile bireylerinin geçimi ve oturmasını sağlamak amacıyla ayırdığı taşınmaz ve ekleri
Akar: taşınmaz mülk; kiraya verilen ve gelir sağlayan şeyler
Akaratı mevkufe: akarâtı mevkufe vakfedilmiş, kazanç getiren mallar
Akdetmek: sözleşmek; saptamak; planlamak; bağlamak
Akdi mebhusünanh: sözü geçen akit, uzlaşma, kontrat
Akdi mezbur: sözü geçen akit, anlaşma, kontrat
Akdi muvazaa: karşılıklı taviz verilerek yapılan akit, uzlaşma, sözleşme
Akdi sahih: geçerli, doğru, kusursuz akit, uzlaşma, sözleşme
Akideyn: âkideyn her akitte akdi yapan iki taraf
Akidin: âkidîn sözleşenler; sözleşme yapanlar
Akit: âkit bir işi iki taraflı olarak kararlaştırıp üstlerine alan taraflardan her biri; anlaşma ya da antlaşma yapan
Akit vaadi: ön kontrat
Alahilaf'ülkanun: alâhilâf'ülkanun kanun hilafına; yasaya tutarsız olarak
Alakadar: alâkadar ilgili; ilişkili
Alat : alât aletler; araçlar
Aledderecat : sırasıyla; derecesine kadar
Alelhesap: hesap görmek üzere; hesaba sayarak; sayışılmak üzere; doğan kârdan bir bölümünün ileride tamamı üzerinde hesaplaşılmak üzere evvelden ödenmesi
Alelıtlak: genelde; hedefi olmadan; bir hudut ile tabi olmayarak
Alelumum: alelumûm genel olarak; umumi bir biçimde; bütün
Alelusul: usulüne uygun; üstün körü
Aleniyet: tarafsızlık; kamuya açık olunması
Alettakrib: yaklaşık olarak; hemen hemen
âm ve şamil: genel; herkese ait; geniş ayrıntılı
Amade : bir işi yapmaya hazırlanmış; hazırlanmış
Amel: meslek; edim; fiil
Amele :işçi; emekçi, ırgat
Ameli: amelî işe dayanan; iş üstünde; tatbikî; pratik; uygulamalı
Amenajman: doğal kaynakların işletilmesi, Devlete ve kişilere ait ormanların, önceden hazırlanıp kabul edilmiş esaslara uygun bir şekilde işletilmesi
Amil: âmil yapan; faktör; etmen; sebep; etken
Amir: âmir emreden; buyuran; bir memurun vazife bakımından büyüğü; bir fiili yapmaya ya da yapmamaya zorlayan, buna gücü yeten
Amm: âmm genel; umumi; herkese ait
Amma: ammâ lakin; lakin; lakin; oysa; şu kadar; böylece ki
Amme: kamu
Amme hükmi şahsiyeti: âmme hükmî şahsiyeti millet tüzel kişiliği
Amme intizamı: ulus düzeni
Anagayrimenkul: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın bütünü
Anayapı: Kat mülkiyetine konu olan taşınmazın esas inşa kısmı
Anayasa: Bir devletin idare biçimini gösteren, yasama, yürütme, suçlama güçlerinin nasıl kullanılacağını gösteren, yurttaşların ulus haklarını gösteren esas yasa, kanunuesasi
Angaje: sözle veya yazılmış olarak bağlanan; bağımlı
Ani edim: aniden yapılan belirli tavır veya davranışlarla yerine getirilen edim
Anif'ülaçıklama: ânif'ülaçıklama demin demeç olunan, bildirilen
Anmuhakemetin: mantıklı düşünme yaparak; suçlama aracılığıyla
Antrepo: gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu, korunduğu yer; ardiye; ahır
Ara: âra reyler; oylar
Ara kararı: Bir davanın bakılmasını kolaylaştırmak için yargıdan önce önlem niteliğinde bahşedilen karar, mahkeme kararı
Arama: Saklanan sanığın ve kabahat belgelerinin elde edilmesi için bir kimsenin evinde, iş yerinde, üzerinde veya eşyasında yapılan araştırma işlemi
Arama izni: Yasa dışı ilişkilerle ilgili olarak delil biriktirmek, zanlı ya da suçlu kişileri yakalamak için mahkemece güvenlik güçlerine bahşedilen resmi izin
Arama kararı: Arama yapılabilmesi için hakim tarafından verilmiş karar
Arazi mahlule: mutasarrıfın varis bırakmadan ölümü ile mahlûl olan arazii emiriyye
Arazii emiriyye: rakabesi beytülmâle ait olarak devlet kadar kişilere dağıtılan yerler, topraklar; beylik arazi
Arazii haraciyye: haraca alt arazi
Arâzii memlûke: mülk; timar toprağı; mülkiyet yolu ile tasarruf olunan yerler
Arazii metruke: halkın gereksinimi ve kullanımı için terk edilen arazi
Arazii mevat : hiç kimsenin tasarrufu aşağıda olmayan ve halka terk ve devir edilmemiş bulunan,yüksek sesli bir kimsenin sesi işitilmeyecek derecede köy ve kasabalar gibi yerlerden uzak bulunan kıraç, taşlık gibi yerler
Arazii mevkufe: geliri kayıtlı bir konuya atama olunan yer; vakıf olunmuş arazi
Arazii miriye : resmi arazi
Arâzii öşriye: ürününden onda bir Devlet payı alınan ve üstünde her türlü mülkiyet tasarrufları yer alan arazi
âri : sız; abes; çıplak; soyut; temizlenmiş; yüksüz
Ariyet : ödünç; eğreti; ödünç sözleşmesi
Arîz ve amîk : genişlik ve derinliğine; uzun uzadıya; enine boyuna
Arsa: Belediye sınırları içinde, belediye göre parsellenerek üzerine inşaat yerine getirmek için ayrılan arazi parçası
Arsa payı: Kat mülkiyetinde arsanın, kanunda açıklanmış esasa göre egemen bölümlere ayrılan karşılıklı mülkiyet payı
Arz: sunma; görünüm; bildirme; önüne koyma; anlatma (bir büyüğe)
Arzuhal:uygulama , istidal
Asaleten atanma: Kesintisiz tahsis yapmak üzere bir göreve atanma
Minimum: asgarî minimum; en aşağıda; en azından; en az; en küçük
Ashabı intikal: verasetin geçişinde hak sahipleri
Anlaşılır: açıkça kesin; açık; açıkça; meydanda olan
Asri: asrî zamana yerinde; çağdaş; çağdaş
Ateh: bunama; bunaklık
Ati : âtî gelecek; gelen (kişi ya da şey); gelecek süre; istikbal
Atıf : yollama; yöneltme; doldurma; bağlama; eğme; meylettirme; ilişkili bulma
Avans : alacağına addedilmek üzere önceden yapılan ödeme; öndelik
Avarız: avârız kazalar; belalar; borçlanma ve adalet kazanma yeterliliğini kısan veya yok eden haller
Avdet: dönüş; geri gelme; dönme
Avukat: Adalet ve yasa işlerinde isteyenlere yol göstermeyi, mahkemelerde, devlet dairelerinde başkalarının hakkını aramayı, korumayı iş edinen ve bunun için yasanın gerektirdiği şartları taşıyan kimse
Ayn: para dışarıda, kazanılabilen tüm servet öğeleri
Ayni: aynî mala ilişkin; eşyaya emrindeki; malın mülkiyeti ile ilgili; herkese karşı ileri sürülebilen
Ayni haklar: üstünde direkt mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese aleyhinde ileri sürülebilen haklar
Aza : âzâ uzuvlar; üyeler; organlar
Azade : âzâde bağımsızlık; serbest; özgür
Maksimum : en fazla; en büyük; en yüksek
Azil : Verilen temsil yetkisinin ortadan kaldırılması
Azimet:gidiş; yola çıkma *