Hulusi Akar'dan yeni askerlik sistemi açıklaması

Ulusal Savunma Bakanı Hulusi Akar, yeni askerlik sistemi ile kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda yürütülen çalışmalara ait açıklamalarda bulundu. 

Akar, askere alma sisteminin 1927'de çıkarılan kanuna nazaran yapıldığını, bu kanunun bütünlüğünü kaybetmesi nedeniyle 26 Haziran'da tekrar düzenlendiğini söyledi.

Kanun hazırlanırken ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla görüşülerek düzenlemenin bir bütün halinde olmasına çaba gösterdiklerini belirten Akar, yeni askerlik sisteminde temel kriterlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinin gereksiniminin aksaksız ve eksiksiz bir biçimde karşılanması ile gençlerin ferdî gelişimlerine, eğitimlerine, mesleksel hayatlarına ziyan verilmemesi olduğunu vurguladı.

Akar, çalışmaların bu istikamette gerçekleştirildiğini, sürdürülebilir, çağdaş bir sistemin ortaya çıkarıldığını tabir ederek, sistemin en kıymetli özelliklerinden birinin de erkeklerin en az bir ay ortak bir eğitim almalarına fırsat verilmesi olduğunu kaydetti.

Ulusal Savunma Bakanı Akar, şöyle devam etti:

"Yeni askerlik sistemiyle ilgili rastgele bir halde yanlışlık, eksiklik, zafiyet doğar mı? Çok şükür o denli bir şey olmadı. Bizim üzerinde durduğumuz en değerli bahis, terörle çaba harekatı, hudutların güvenliği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki bizim askeri varlığımız. Buradaki Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Alay'ında rastgele bir zafiyet doğar mı? Bunların hiçbiri olmadı.

Bizim yükümlü olarak askere aldığımız daha evvel 217 bin 115 erbaş ve erimiz vardı. Şu anda 230 bin 103 erbaş ve erimiz var. Sistem değişikliğinde insanlarda bir tasa oluyor. Hesaplayamadığımız gözden kaçırdığımız bir şey olmadı. Kazasız, belasız... Bir zafiyet doğmadı."

'Yedek astsubaylığa müracaat olağanüstü'

Akar, 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunlarının da askerlik hizmetinde birtakım avantajlar elde etmek için asli mesleklerini bırakarak dört yıllık okul mezunu olmak için kimi teşebbüslerde bulunduklarına işaret ederek, yedek astsubaylık sisteminin gelmesiyle bunun ortadan kalktığını ve herkesin işi gücü neyse onunla uğraştığını lisana getirdi.

Bakan Akar, şunları kaydetti:

"Yedek astsubaylığa müracaat, teveccühü fevkalâde. Vatandaşlarımız çok önemli ilgi gösterdiler. Bizi de son derece sevindirdi. Temennimiz de bunlardan bir kısmının sistemin gereği olağan bir yıllık hizmetlerini bitirdikten sonra askerlikte kalmaları. Bu türlü yetişmiş çalışanın silahlı kuvvetlere katılmasıyla ek bir eğitim öğretim sürecine muhtaçlık duymadan astsubaya sahip olmamız manasına gelir.

Gençlerimiz astsubay olduktan sonra makul koşulları gerçekleştirdiklerinde subay olabilecekler. Yedek astsubaylarımız esasen olabilecekler. Onların da hakkı vardı. Hatta erlerimiz dahi bunu yapabilecekler. Er olacak, uzman olacak daha sonra astsubay olacak sonra subay olacak. Bu türlü bir süreçte var. Yolları açık. Bu sistem artık pek hoş yürüyor. Beklenenleri karşıladığını söyleyebilirim.

Vatandaşlarımızdan da olumlu reaksiyonlar alıyoruz. Yeni bir sistem. Bizim bütün hassaslıklar onun üzerinde yakınen takip ediyoruz. Burada rastgele bir düzeltmeye gereksinim varsa onu da düzeltmeye hazırız."

Bakan Akar, 'Peygamber ocağı' olarak da isimlendirilen Türk Silahlı Kuvvetlerinin 82 milyon vatandaşının güvenliği, devletin, milletin, egemenliği ve bağımsızlığı için başta PKK, PYD, YPG, DEAŞ ve FETÖ olmak üzere tüm terör örgütlerine karşı gece gündüz demeden 'ölürsem şehit, kalırsam gazi' anlayışı ile faaliyetlerini sürdürdüğünü vurguladı.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ve güvenlik güçlerine misyonlarında muvaffakiyet dileyen Bakan Akar, "Bizim bu noktaya gelmemizde en büyük hisseye sahip olan şehitlerimizi de hürmetle rahmetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımızı sunuyorum. Onların ailelerini de her vakit hürmetle anıyorum" sözlerini kullandı.

'Hiçbir canlıya şiddeti kabul etmiyoruz'

Ulusal Savunma Bakanı Akar, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusunda Bakanlığının yürüttüğü çalışmalara da değindi.

Aile, Çalışma ve Toplumsal Hizmetler Bakanlığı ile imzalanan protokolle er ve erbaşlara eğitim verildiğini ayrıyeten üniversiteler, Diyanet İşleri Başkanlığı dahil birçok kurumla da farklı çalışmalar yapılabilmesi için görüştüklerini anlattı.

Bakan Akar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kadınlar bizim annemiz, eşimiz, kardeşimiz. Bu çerçevede bakarak onları el üstünde tutmamız gerek. Rastgele bir formda yalnızca bayana değil hiçbir canlıya şiddeti kabul etmiyoruz. Er ve erbaşlarımıza da olabildiğince bunun felsefi, dini, fikri ve ruhi temel pahalarını anlatmaya çalışıyoruz. Eğitimlerden olumlu sonuçlar alıyoruz. Bunu da nereden anlıyoruz; sorular başlıyor. 'Ama o denli ancak böyle' formunda...Onları da arkadaşlarımız izah ediyorlar. Olabildiğince topluma makul, mantıklı, kıymetler yetiştirme konusunda katkılarımızı sürdürüyoruz."