iltasyazilim
FD Üye
hürrem sultan yaşam öyküsü ,hürrem sultan kim,hürrem sultan kimdir
Hürrem Sultan, 1506 yılında doğdu Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve Osmanlı tarihinde önemli roller oynamış bir haseki sultandır Aslen Rus olan Hürrem Sultan'ın başlıca adı Roxelanne'dır Güzelliği nedeniyle minik yaşta Kırım hanı göre Osmanlı sarayına sunulan Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim fark etti Dişiliği, zekası ve becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi Harem kadınları ve saray ileri gelenleri aralarında kendine yer edindi
Kanuni'nin aşırı güven ve sevgisini kazanarak onun nikahlı eşi olduktan daha sonra muhakkak bir plan dahilinde çalıştı, gizlice farklı alanlara yönlendirilmiş entrikalar uygulayarak on altıncı asır Osmanlı tarihini olumsuz yönde etkiledi Kanuni'nin, Gülbahar Hatun'dan olan veliahtı Sultan Mustafa'yı ortadan kaldırmak için dağıtılmış entrikalar ile önce Gülbahar Hatun'u, peşinde kırk yaşındaki veliaht Mustafa'yı boğdurttu Devlet yönetimine de hakim olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi Ruslar ve Lehlerle uzlaştırma içinde yaşanılmasını sağladı Tüm bunlara karşın, oğullarından birinin tahta çıkışını göremeden elli iki yaşındayken öldü
Hürrem Sultan hakkında yapılan çoğu araştırmaya karşın hayatının bazı kısımları hâlâ esrarını koruyor Hakkında yazılan eserlerde onun kimliği ve aidiyeti hakkında deha sağlıklı bilgiler verilmiyor Milliyet açısından ona Leh diyenler var Hatta Rus ve Fransız diyenler var Bir Takım tarihçiler de onun Çerkes olduğu görüşündeler Yani rivayetler muhtelif
Hürrem Sultan ’ın bu denli araştırılıp, soruşturulmasının elbet önemi var Imtiyazlı bir kadın Koskoca Kanuni Sultan Süleyman ’ı dize getirmiş bir bayan “Müthiş Süleyman diye dillere nam salan, fermanlarda adı “denizlerin ve karaların fatihi diye geçen bir padişahı mısra getirmek kolay bir tutum olmasa lüzum Hürrem Sultan ise “saçı uzun aklı kısa diye isnadını bir çırpıda ortadan kaldırıveriyor Çünkü fazla akıllı ve mahir biri Nitekim şu satırlar Hürrem Sultan ’ı anlatması bakımından çok manidardır:
“Kıtalara otağ kuran, milletlere kös dinleten, hükümdarlara diz çöktüren Müthiş Süleyman ’ın bu muazzam kudreti yanına bir de eğildiği, yenemediği bir kale, keza de duvarları ipekten, burçları lâpiska saçlardan, mazgalları cazibeli bir çift gözden ibaret olan bir kale vardı: Bu kalenin sahibi sevgilisi, baş kadını, hasekisi Hürrem Sultan ’dı Kanunî ülkeleri fethederken, o da bu muazzam Padişahın kalbini fethetmiş, ona senelerce hükmetmiştir
Gerçekte bu alışılmış bir hadisedir Çünkü yalnızca Hürrem Sultan ve Kanunî ’yle sınırlı değildir Nitekim M Çağatay Uluçay bundan mülhem olarak tarihi süreçte kimi devlet adamları aralarında görülen bu konuyu şöyle örneklendirir:
“Büyük kumandanlar ve hükümdarların bu hâle düştükleri tarihte fazla görülmüştür Artuvan, Cleopatra, …, Mussolini, Kılara için başlarını; İngiltere Kralı VI Edvard, Madam Simpson için tahtlarını vermediler mi? Bütün Avrupa ’yı senelerce hükmünde tutan ve Avrupa kartalı farzedilen Napolyon Bonapart, Josef adlı bir kadının önünde eğilmemiş miydi?
“İşte Kanunî de onlardan biriydi Büyük devlet adamı ve kumandan olan Kanunî, bununla beraber devrinin sayılı şairlerindendi Yurttan ayrılınca, sevgiliden uzaklaşınca, içine bir acayiplik düşüyor, bunu şiirleriyle en hoş şekilde ifade ediyordu Aşkı ve onun verdiği tatlı ıstırabı doya doya tatmış, bu hususta en güzel şiirlerini yazmıştı:
“Sorma aşkın hâletin Mecnun ’a bir dîvanedir,
Açma aşkın sırrını Ferhad ’a kim efsânedir
Sor bana aşkın rumuzun sânâ takrir eyleyen,
Can u baş terkin urur âşık hemen pervânedir
Bu noktada şu sorular akla geliyor: Hürrem Sultan fazla mu fettandı? Güzelliği dillere epope mıydı?
Hürrem Sultan ’ın akıllı olduğu konusu tarihçilerin ittifak ettiği bir husus Aldatma, desise ve entrikanın bini bir para olduğu saray yaşamında Hürrem hiçbir muhalif tanımıyor Fakat rivayete kadar çekicilik konusunda ise böylece ahım şahım bir güzelliği de sahip değil Böyle olunca her biri birer dilber olan hasımlarını nasıl alt edebiliyor, sorusu ciddi bir kasıt kazanıyor
İşin ayrı bir yönü de şu: Ilk hareme alındığında tutsak bir cariyeden başka bir şey olmayan Hürrem, çocuk doğurunca cariyelikten çıkıp, zevce unvanını kazanmış biri Hürriyetine kavuştuğu andan itibaren, Kanunî ’nin çevresini tasfiye etmek için uzun soluklu bir çaba içine girer Bunları da birer danışıklı dövüş deyip geçebiliriz Lakin padişah nezdinde onun çekici olan zekâsıdır Kanunî ’yi etüd eder Sempatiktir, bununla birlikte kıskanç Kanunî ’yi tüm zekâsını ve fettanlığını kullanarak etkiler Naz ve niyazlardan geri kalmaz Kanunî ’ye aşkına inandırır Bu uğurda çok gözyaşı döker Hele Türkçe ’yi mükemmel yazamasa da Kanunî ’ye seferler esnasında başkalarına yazdırıp gönderdiği mektuplarla onu fazla etkiler
arka arkaya kocasına çocuklar verir Her çocukla daha bir güçlenir, kurumundan geçilmez olur Başkadın MahıDevran ’ı çileden çıkartır Hatta iki bayan arasındaki bu büyük kıskançlık kavgaya dönüşür Başkadın, Hürrem ’i ayrıntılarıyla dövüp, saçını başını yolar, yüzünü tırmalayarak kan revan içinde bırakır Kanunî bunu duyunca Hürrem ’i huzuruna çağırır Ama Hürrem bu dayağı artist manevrayla zafere dönüştürür Hürrem kendine yapılan daveti: “Ben de bakılacak yüz kalmadı diyerek huzura çıkmayı reddeder Hürrem bu vesile ile amacına ulaşır Çünkü Kanunî bu olaydan sonra Başkadın MahiDevran Hanım ’a en ince ayrıntısına kadar kayıtsız kalıp, hiç yüz vermez Bu suretle Hürrem Başkadın haseki Sultan mevkiine yükselir
Bu mücadelede iki kadını ve maksatlarını yakinen bilen Valide Sultan, Kanunî ’nin kız kardeşleri ve Sadrazam İbrahim Paşa MahıDevran ’dan taraf olurlar Ne var ancak bu bir manâ açıklama etmez Hürrem ’in entrikaları hepsini tasfiye etmeye yeterde artar Kanunî ’nin biricik kızı Mihrimah Sultanla evlenen Hırvat Rüstem Paşa ’nın Sadrazam olmasını sağlar Daha da güçlenir…
Günahsız tavırları ve entrikalarıyla Kanunî ’yi iyice kontrolüne alır Sonunda Hürrem ’de ölür ölmesine Ama kadınların devlet işlerine karışması köklü bir gelenek haline kazanç Hürrem ’le başlayan kadınlar saltanatı bir asır boyu Osmanlı ’yı kemiren, mahveden bir facia olarak yaşar Kimi zaman yeniden nükseder
Hürrem Sultan ’ın kocası Kanunî Sultan Süleyman ’a yazdığı mektuplarda kullandığı ifadeler ise fazla ibretamizdir Mektuplarda kendisinden “zayıf, “yoksul cariye, “çirkin yüzlü, gibi ifadelerle Kanunî ’ye aleyhinde büyük bir tevazu gösterir ve kocasının şair ruhunu tahrik eder
Hürrem ’in Kanunî ’ye hitap tarzı ise epeyce dikkate şayandır:
“Saadetimin yıldızı sultanım, canım paresi, benim can ü azizim, gözüm nuru, iki cihanda ümidim, iki gözümün nuru sermayesi…*
Hürrem ’in dilinden düşürmediği bu kelimeler, bugünd e hanımların dilinde pelesenk olursa kim bilir olur ya onlar da eşlerinin üzerinde ziyadesiyle hükümran olurlar…
* M Çağatay Uluçay, Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları, İstanbul 1950, s 8 26
Fahri Gün *
Hürrem Sultan, 1506 yılında doğdu Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve Osmanlı tarihinde önemli roller oynamış bir haseki sultandır Aslen Rus olan Hürrem Sultan'ın başlıca adı Roxelanne'dır Güzelliği nedeniyle minik yaşta Kırım hanı göre Osmanlı sarayına sunulan Hürrem Sultan, sarayda özel bir eğitim fark etti Dişiliği, zekası ve becerisi ile padişahın dikkatini çekmeyi bildi Harem kadınları ve saray ileri gelenleri aralarında kendine yer edindi
Kanuni'nin aşırı güven ve sevgisini kazanarak onun nikahlı eşi olduktan daha sonra muhakkak bir plan dahilinde çalıştı, gizlice farklı alanlara yönlendirilmiş entrikalar uygulayarak on altıncı asır Osmanlı tarihini olumsuz yönde etkiledi Kanuni'nin, Gülbahar Hatun'dan olan veliahtı Sultan Mustafa'yı ortadan kaldırmak için dağıtılmış entrikalar ile önce Gülbahar Hatun'u, peşinde kırk yaşındaki veliaht Mustafa'yı boğdurttu Devlet yönetimine de hakim olan Hürrem Sultan, İran savaşını destekledi Ruslar ve Lehlerle uzlaştırma içinde yaşanılmasını sağladı Tüm bunlara karşın, oğullarından birinin tahta çıkışını göremeden elli iki yaşındayken öldü
Hürrem Sultan hakkında yapılan çoğu araştırmaya karşın hayatının bazı kısımları hâlâ esrarını koruyor Hakkında yazılan eserlerde onun kimliği ve aidiyeti hakkında deha sağlıklı bilgiler verilmiyor Milliyet açısından ona Leh diyenler var Hatta Rus ve Fransız diyenler var Bir Takım tarihçiler de onun Çerkes olduğu görüşündeler Yani rivayetler muhtelif
Hürrem Sultan ’ın bu denli araştırılıp, soruşturulmasının elbet önemi var Imtiyazlı bir kadın Koskoca Kanuni Sultan Süleyman ’ı dize getirmiş bir bayan “Müthiş Süleyman diye dillere nam salan, fermanlarda adı “denizlerin ve karaların fatihi diye geçen bir padişahı mısra getirmek kolay bir tutum olmasa lüzum Hürrem Sultan ise “saçı uzun aklı kısa diye isnadını bir çırpıda ortadan kaldırıveriyor Çünkü fazla akıllı ve mahir biri Nitekim şu satırlar Hürrem Sultan ’ı anlatması bakımından çok manidardır:
“Kıtalara otağ kuran, milletlere kös dinleten, hükümdarlara diz çöktüren Müthiş Süleyman ’ın bu muazzam kudreti yanına bir de eğildiği, yenemediği bir kale, keza de duvarları ipekten, burçları lâpiska saçlardan, mazgalları cazibeli bir çift gözden ibaret olan bir kale vardı: Bu kalenin sahibi sevgilisi, baş kadını, hasekisi Hürrem Sultan ’dı Kanunî ülkeleri fethederken, o da bu muazzam Padişahın kalbini fethetmiş, ona senelerce hükmetmiştir
Gerçekte bu alışılmış bir hadisedir Çünkü yalnızca Hürrem Sultan ve Kanunî ’yle sınırlı değildir Nitekim M Çağatay Uluçay bundan mülhem olarak tarihi süreçte kimi devlet adamları aralarında görülen bu konuyu şöyle örneklendirir:
“Büyük kumandanlar ve hükümdarların bu hâle düştükleri tarihte fazla görülmüştür Artuvan, Cleopatra, …, Mussolini, Kılara için başlarını; İngiltere Kralı VI Edvard, Madam Simpson için tahtlarını vermediler mi? Bütün Avrupa ’yı senelerce hükmünde tutan ve Avrupa kartalı farzedilen Napolyon Bonapart, Josef adlı bir kadının önünde eğilmemiş miydi?
“İşte Kanunî de onlardan biriydi Büyük devlet adamı ve kumandan olan Kanunî, bununla beraber devrinin sayılı şairlerindendi Yurttan ayrılınca, sevgiliden uzaklaşınca, içine bir acayiplik düşüyor, bunu şiirleriyle en hoş şekilde ifade ediyordu Aşkı ve onun verdiği tatlı ıstırabı doya doya tatmış, bu hususta en güzel şiirlerini yazmıştı:
“Sorma aşkın hâletin Mecnun ’a bir dîvanedir,
Açma aşkın sırrını Ferhad ’a kim efsânedir
Sor bana aşkın rumuzun sânâ takrir eyleyen,
Can u baş terkin urur âşık hemen pervânedir
Bu noktada şu sorular akla geliyor: Hürrem Sultan fazla mu fettandı? Güzelliği dillere epope mıydı?
Hürrem Sultan ’ın akıllı olduğu konusu tarihçilerin ittifak ettiği bir husus Aldatma, desise ve entrikanın bini bir para olduğu saray yaşamında Hürrem hiçbir muhalif tanımıyor Fakat rivayete kadar çekicilik konusunda ise böylece ahım şahım bir güzelliği de sahip değil Böyle olunca her biri birer dilber olan hasımlarını nasıl alt edebiliyor, sorusu ciddi bir kasıt kazanıyor
İşin ayrı bir yönü de şu: Ilk hareme alındığında tutsak bir cariyeden başka bir şey olmayan Hürrem, çocuk doğurunca cariyelikten çıkıp, zevce unvanını kazanmış biri Hürriyetine kavuştuğu andan itibaren, Kanunî ’nin çevresini tasfiye etmek için uzun soluklu bir çaba içine girer Bunları da birer danışıklı dövüş deyip geçebiliriz Lakin padişah nezdinde onun çekici olan zekâsıdır Kanunî ’yi etüd eder Sempatiktir, bununla birlikte kıskanç Kanunî ’yi tüm zekâsını ve fettanlığını kullanarak etkiler Naz ve niyazlardan geri kalmaz Kanunî ’ye aşkına inandırır Bu uğurda çok gözyaşı döker Hele Türkçe ’yi mükemmel yazamasa da Kanunî ’ye seferler esnasında başkalarına yazdırıp gönderdiği mektuplarla onu fazla etkiler
arka arkaya kocasına çocuklar verir Her çocukla daha bir güçlenir, kurumundan geçilmez olur Başkadın MahıDevran ’ı çileden çıkartır Hatta iki bayan arasındaki bu büyük kıskançlık kavgaya dönüşür Başkadın, Hürrem ’i ayrıntılarıyla dövüp, saçını başını yolar, yüzünü tırmalayarak kan revan içinde bırakır Kanunî bunu duyunca Hürrem ’i huzuruna çağırır Ama Hürrem bu dayağı artist manevrayla zafere dönüştürür Hürrem kendine yapılan daveti: “Ben de bakılacak yüz kalmadı diyerek huzura çıkmayı reddeder Hürrem bu vesile ile amacına ulaşır Çünkü Kanunî bu olaydan sonra Başkadın MahiDevran Hanım ’a en ince ayrıntısına kadar kayıtsız kalıp, hiç yüz vermez Bu suretle Hürrem Başkadın haseki Sultan mevkiine yükselir
Bu mücadelede iki kadını ve maksatlarını yakinen bilen Valide Sultan, Kanunî ’nin kız kardeşleri ve Sadrazam İbrahim Paşa MahıDevran ’dan taraf olurlar Ne var ancak bu bir manâ açıklama etmez Hürrem ’in entrikaları hepsini tasfiye etmeye yeterde artar Kanunî ’nin biricik kızı Mihrimah Sultanla evlenen Hırvat Rüstem Paşa ’nın Sadrazam olmasını sağlar Daha da güçlenir…
Günahsız tavırları ve entrikalarıyla Kanunî ’yi iyice kontrolüne alır Sonunda Hürrem ’de ölür ölmesine Ama kadınların devlet işlerine karışması köklü bir gelenek haline kazanç Hürrem ’le başlayan kadınlar saltanatı bir asır boyu Osmanlı ’yı kemiren, mahveden bir facia olarak yaşar Kimi zaman yeniden nükseder
Hürrem Sultan ’ın kocası Kanunî Sultan Süleyman ’a yazdığı mektuplarda kullandığı ifadeler ise fazla ibretamizdir Mektuplarda kendisinden “zayıf, “yoksul cariye, “çirkin yüzlü, gibi ifadelerle Kanunî ’ye aleyhinde büyük bir tevazu gösterir ve kocasının şair ruhunu tahrik eder
Hürrem ’in Kanunî ’ye hitap tarzı ise epeyce dikkate şayandır:
“Saadetimin yıldızı sultanım, canım paresi, benim can ü azizim, gözüm nuru, iki cihanda ümidim, iki gözümün nuru sermayesi…*
Hürrem ’in dilinden düşürmediği bu kelimeler, bugünd e hanımların dilinde pelesenk olursa kim bilir olur ya onlar da eşlerinin üzerinde ziyadesiyle hükümran olurlar…
* M Çağatay Uluçay, Osmanlı Sultanlarına Aşk Mektupları, İstanbul 1950, s 8 26
Fahri Gün *